Google
 

16 Ekim 2007 Salı

KİŞİLERARASI İLETİŞİM

KİŞİLERARASI İLETİŞİM


İletişim sosyal ve psikolojik bir süreçtir.

İletişim özünde etkileme, değiştirme ve gelişmeyi içeren karmaşık bir süreçtir.

İletişim konusunda pek çok tanım yapılmıştır.

İletişim, konuşan ve dinleyenin güdü, algı, eğitim ve tutumlarından oluşan duygu, düşünce yada bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkasına aktarılması süreci olup, iki yada daha çok kişi arasında anlamların yaratılması ve paylaşılması sürecidir(4). Böylece iletişimle bireyler kendilerini ortaya koyma, gruplar oluşturma fırsatı bulurlar. İletişim bireyler arasındaki problemlerin çözümlenmesini, bilgi alış verişini ve davranış değişmelerini sağlar.

Bireyler duygu, düşünce ve isteklerini sözel ve sözel olmayan iletilerle birbirlerine duyururlar. Konuşmada kullanılan semboller sözel anlatımı, beden dili, duruş, görünüş, jest ve mimikler, bakış gibi çeşitli tavırlar da sözel olmayan anlatımı belirtir. Sözel mesajlarla yapılan anlatım biçimi sözel iletişimi, sözsüz mesajlarla belirtilmeye çalışılan anlatım biçimi ise sözel olmayan iletişimi ifade etmektedir(3).

İnsanın kendisiyle iyi bir iletişim kurması iletişim becerileri açısından yeterli değildir. İnsan sosyal bir varlıktır. Bu nedenle insanlarla sürekli etkileşim halindedir. Hem kendini ifade edebilmek hem de onları anlayabilmek için kişiler arası iletişim becerilerini iyi kullanması gerekir.

Bireyin yeterli ölçüde iletişim kuramaması, yalnızlık duygusuna neden olmakta, kişiyi mutsuz etmekte ve hatta önemli kişilik sorunlarına neden olabilmektedir

Yaşamımızda kötü iletişim örnekleriyle çok karşılaşırız, bazen farkında olmadan bunu yaşar, olumsuz etkilerini görürüz. Çevresiyle iletişim problemleri yaşayan bir insan, yalnızlık, başarısızlık vb. problemlerle daha çok karşılaşır.

Yetersiz iletişimle ilgili hayatımızda bir çok olayla karşılaşırız. Bahsedeceğimiz örnekteki iletişim yetersizliği örneğiyle de muhtemelen hepimiz hayatımızda zaman zaman karşılaşmışızdır.

Şöyle biraz düşünelim lütfen, kendinizi 5 yaşında bir çocukmuş gibi hayal edin. Bir sabah uyandınız ve o gece korkunç bir rüya görmüşsünüz. Bu rüyayı birileriyle paylaşmak, sıkıntınızı atmak istiyorsunuz. O sırada kahvaltı hazırlamakta olan annenize gidip rüyanız hakkında bir şeyler anlatmaya koyuluyorsunuz hemen. Fakat anneniz o kadar ilgisiz davranıyor ki, rüyanızı anlatmaktan vazgeçiyorsunuz. Bu kez evde bulunan babanıza yöneliyorsunuz, anlatmaya çalışıyorsunuz ama O da anneniz gibi anlattıklarınıza karşı ilgisiz davranıyor ve bu ilgisizlik başka şekillerde de tekrarlanıyor.

Bu durumda ne düşünürsünüz?
Böyle bir tavırla karşılaşan çocuk muhtemelen şunları düşünür. Ben işe yaramaz, değersiz, başarısız bir çocuğum ki söylediklerim dinlenmiyor. Çocuğun kendini değersiz hissetme duygusu kendine güven duygusunun gelişmesine engel olur ve bu da ileriki yıllarda başarısızlıkları beraberinde getirir. Bu düşüncelerle okul hayatına adım atan çocuğun, sınıfta sessiz bir öğrenci olma ve arka planda kalma riski yüksektir. Ailede yaşanan bu kötü deneyim çocuğun tüm yaşamını olumsuz etkileyebilmektedir.

Eğitim ve öğretimde çok karşılaşılan böyle bir olaya karşı, öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Bunlardan birkaçı;

- Sessiz, derse katılımı az öğrencilerin derse katılımını sağlayacak olumlu yaklaşımlarda bulunmak. (Ödül, ziyaret)

- Bu öğrencileri gerekiyorsa rehberliğe yönlendirmek.

- Aileleriyle çözümler konusunda fikir alış verişinde bulunmak.



EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE İLETİŞİMİN YERİ VE ÖNEMİ


EĞİTİM; Eğitim sözcüğünün farklı tanımlarının ortak yanı, onun davranış değiştirme, davranış oluşturma amaçlı etkinlikler bütünü olmasıdır.

ÖĞRETİM; Öğretim, öğrenme, davranışın sağlanması amacıyla yapılan ön çabalardır.

İnsanların öğrenim düzeylerinin göstergesi diplomaları, eğitim düzeyleri ise davranışlarıdır.

Toplumsal yaşamımıza bu açıdan baktığımızda, öğrenim düzeyi yüksek olan çok sayıda insanın azımsanmayacak sayıdaki davranışının, bilmesi gereken yasal-düşünsel kurallara,çoğu kez bilinçsiz olarak uymadığını görürüz.

Bu davranışlar süreklilik kazanması durumunda o kişiler için, öğretilmiş ama eğitilmemiş denebilir.

İstenilen Hedeflere Ulaşabilmemiz İçin,

Bilgiyi taşıyan ama kullanamayan değil, nasıl öğreneceğini bilen, gerçek bilgilere ulaşabilen, bildiği gibi davranan, düşünerek yeni bilgiler üreten, sorun çözen insanlara gereksinim vardır.
Sınıf atmosferi, öğretmenin izlediği öğretme yaklaşımı yöntemi ve tekniği ile kullandığı araç-gereç ve izlediği iletişim sanatı ile sağlanır.
İletişim sanatını başarıyla uygulayabilmek de etkileşimin yönüne bağlıdır.
İLETİŞİM BECERİLERİ
Çoğu kez farkında olmadan bizimle konuşan kişinin,
* mesajı iletmek için seçtiği sözcüklerin türüne,
* konuşma hızına,
* araya koyduğu mesafeye,
* ses tonuna,
* suskunluk sürelerine ve beden diline dikkat ederek,
sözcüklerin arkasındaki duygusal içeriği de algılar ve bize gönderilen mesajlara uygun tepkiler veririz.
İletişimde başarılı olabilmek için dikkat edilecek hususlar : (5)
1- ETKİN DİNLEME :
Bir kimsenin ilettiği sözlü mesajların arkasındaki, sözel olmayan mesajları da doğru anlamaya, etkin dinleme denir. Bu beceriyi kazanmak öğretmenin öğrencisini anlamasını kolaylaştıracaktır.
2- BEN DİLİNİ KULLANMAK :
Günlük yaşantımızda karşımızdakine yönelik olumsuz, kızgın duygularımızı dile getirmek için çoğunlukla "sen zaten hep öyle davranırsın", "çok anlayışsızsın" gibi sen dilinin hakim olduğu ifadeleri kullanırız.
* Sen diliyle gönderilen ifadelerin,istenilmeyen davranışların ortadan kaldırılmasında çok az olumlu etkisi olmaktadır.
* Sen dilinin kullanılması, öğrenenin benlik saygısını zedelemesi ve öğreten ile olan iletişimini bozması açısından, olumsuz etkileri fazlasıyla gözükmektedir.

Sen dili yerine BEN dili kullanıldığında ise, öğrenciyi olumsuz olarak yargılayan mesajlar yerine, öğretenin sorun karşısındaki duyguları dile getirilir. Böylece öğrenen, doğrudan kendi kişiliğine yönelik olumsuz bir yargıyla karşı karşıya kalmadığı için öğrenenle öğreten arasındaki iletişim bozulmaz. Ben dilinin kullanıldığı mesajların etkili olabilmesi için üç öğeyi içermesi gerekmektedir.
1. Sorun olan davranışın açık bir tanımı yapılmalıdır.
2. Sorun olan davranışın,öğretmen üzerindeki etkileri belirtilmelidir,
3. O davranışa yönelik duyguları ifade etmelidir.



3- GÖZ TEMASI :
Kişiler arası ilişkilerde, iletişim kurulan kişinin doğrudan gözlerine bakmak, genellikle "Sana ve senin anlattıklarına önem veriyorum." mesajını, sözsüz bir biçimde karşıya ifade edilişidir. Ayrıca ders anlatırken öğrencilerle göz iletişimi kurma, öğrencilerin konu üzerinde dikkatlerini toplamalarını kolaylaştıracaktır.
4- BEKLEME SÜRESİ :
Eğitim verilirken konunun anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmek ya da öğrenenlerin dikkatini toplamak için, dinleyenlerden herhangi birine, sorular sorulur. Ancak soruların yanıtlanması için çoğu kez birkaç saniye beklenir, cevap gelmeyecek olursa diğer dimleyiciye yönelinir. Yapılan araştırmalar cevap süresi için geçen zamanın artması ile verilen cevapların daha açıklayıcı ve üst düzeyde olduğunu göstermektedir.
5- KİŞİLERARASI SOSYAL MESAFE :
Birbirleri ile iletişim kuran kişiler algıladıkları yakınlık derecelerine göre, aralarında ”sosyal” bir mesafe bırakırlar. Araya konan mesafe arttıkça, iletişim kuran kişiler arasındaki ilişkinin resmileştiği görülür.
Öğretmen merkezli geleneksel eğitim anlayışı bugün artık yerini öğrenci merkezli çağdaş eğitim anlayışına bırakmaktadır. Ancak hala pek çok uygulama “eğitimin öğretmen merkezli” olduğu ve öğretmenin “ben sadece dersi mi veririm, sizin yakınınız olamam” felsefesinin ağır bastığı şekliyle işlenmektedir. Ayrıca, iletişimi geliştirmek İçin aşağıdaki hususlara da dikkat edilmelidir.
1- Eğitimci konuşma yeteneğini geliştirmeli.
2- İyi şekilde planlan yapılmalı.
3- İhtiyaçlar, yetenek ve ilgileri değerlendirilmeli.
4- İlgisini dağıtan durumlar ortadan kaldırılmalı.
5- Birden fazla duyu organına hitap eden araçlar kullanılmalı.
6- Zor ve komplike olan öğretim araçları kullanılmamalıdır.

Sonuç olarak ;
Eğitim teknolojisi verimli uygulamalar ve nitelikli ürünler elde etmek için iletişimle ilgili kuramlardan ve araştırma sonuçlarından yararlanan, aynı zamanda da öğretme ve öğrenme süreçlerindeki iletişimi yani eğitim iletişimini inceleyen bir disiplindir.
Eğitim ve öğretimde iletişimin yeri ve önemi başlığı altında eğitim nedir, öğretim nedir, iletişim kavramını ve iletişimde başarılı olabilmek için dikkat edilecek hususlar neler sorularını cevapladık.

Eğitim sisteminde iyi bir eğitimci olabilmek için iletişim sürecini çok iyi bilmek gerekir.Eğitimde iletişim sürecinin işleyişinde kaynak öğretmen,alıcı öğrencidir.Bazen roller değişip,alıcı kaynakla yer değişebilir.Bu değişken bir kavramdır. İletişimde önemli olan doğru geribildirimdir.

İletişim sürecinde kaynak mesajı kodlayarak göndereceği şekle sokar,uygun bir kanal yardımıyla mesaj alıcıya gönderilir ve alıcı onu çözümler.




İLETİŞİM SÜRECİ VE BİÇİMLERİ



KAYNAK MESAJ KANAL ALICI





GERİBİLDİRİM



İletişim sürecini daha iyi anlamak için öğeleri ayrıntılı olarak tek tek ele alalım.(2)

Kaynak:Hedeflediği kişi yada grupta davranış değişikliği oluşturmak üzere iletişim sürecini başlatan kişidir.

Mesaj:Jest, mimik, ses, ışık, resim, yazı, işaret gibi sembollerdir.

Kanal:Kaynaktan gelen mesajın bir araç ve yöntem yardımıyla kanalda geçerek alıcının duyu organlarına ulaşmasını sağlayan öğedir.Kanal mesajın alıcıya ulaşmasına ve doğru geribildirim alınmasında etkin rol oynar.

Alıcı:Kaynaktan gelen mesajın iletici araç ve yöntemleri takip ederek ulaştığı kişidir.

Geribildirim:Kaynaktan gelen mesaja alıcının gösterdiği tepkinin tekrar kaynağa ulaşması sürecidir.




İLETİŞİM BİÇİMLERİ (1)


1)TEK YÖNLÜ İLETİŞİM:

ALICI



ALICI KAYNAK ALICI



ALICI





2)ÇİFT YÖNLÜ İLETİŞİM:

ALICI




ALICI KAYNAK ALICI




ALICI


3)ÇOK YÖNLÜ İLETİŞİM:

ALICI




ALICI KAYNAK ALICI




ALICI




UYGULAMA 3:

KONU: SAĞLIK EĞİTİMİNDE İLETİŞİMİN ROLÜ

KATILIMCILAR:
- SAĞLIK EĞİTİMCİSİ
- PROTEZLERİNDEN PROBLEMİ OLAN KARADENİZLİ TEYZE


SÜRE: 20 DAKİKA

Sağlık eğitimcisi teyzeye adını ,yaşını oturduğu yeri sorup onu tanıdıktan sonra sorununun ne olduğunu sorar.Teyze protez taktırdığını ve protezlerinin vurduğunu,damaklarında yaralara sebep olduğunu anlatır.

Sağlık eğitimcisi protezlerini ne zaman taktırdığını ,ne zamandan beri vuruk ve yaralarının olduğunu sorar ve ondan kaç öğün yemek yediğini ,yemekten sonra protezlerinin temizliğini (fırçalama,ağız çalkalaması….vb.)yapıp yapmadığını öğrenir.

Sağlık Eğitimcisinin bu noktada dikkat etmesi gerekenler:

Ö Protez taktıran kişinin gelenek göreneklerini ,yaşam tarzını ,kültürünü vs. göz önünde bulundurarak bir eğitim yaklaşımı sunmalıdır.

Ö Protez taktıran kişiye gece yatarken protezlerini özel kabı içinde suya koymasını, yemeklerden sonra ağzını çalkalamasını ve protezlerini fırçalamasını öğretmelidir.Bunu yaparken bundan zevk almasını sağlayacak şekilde yöntem göstermelidir.Yapabileceği en kolay ve faydalı yöntemlerle uygulama teknikleri sunmalıdır.Çünkü protezi takan kişi yaşlı olduğu için yapması gerekenler ona zor gelebilir,unutabilir veya zamanlamaya dikkat etmelidir.Bu nedenle söylediklerini onun anlayacağı biçimde ayrıntılı,açıklayıcı ve vurgulayıcı anlatmalıdır.Anlamadığı yerleri tekrar etmelidir.Onun anlamayacağı ifadelerden kaçınmalıdır.

Ö Protez takan kişiye bu yöntemlerin onun için en iyisi ve en uygunu olduğunu konuşmalarıyla hissettirmelidir.Yapması gerekenlerde özen gösterirse protez vuruklarının ve yaralarının iyileşebileceğine onu inandırmalıdır.

Ö Protezleri için muayene ve ilaç alımı konusunda kişiyi diş hekimine yönlendirebilmelidir.Bu yönlendirmede sağlık eğitimcisi elinden gelen herşeyi yapmalıdır.

Ö Protez kullanımı ve temizliğine dikkat edip etmediği konusunda kişiyi devamlı bir takibe almalıdır.















KAYNAKLAR

1. ERDEN, Münire. ‘Sınıf Yönetimi’. İstanbul: Aklim Yayınları, 2001
2. TABAK, R. Selçuk. ‘Sağlık İletişimi’. İstanbul: Literatür Yayınları,1999
3. ÜNAL, Semra.,ADA, Sefer. ‘Sınıf Yönetimi’. İstanbul: Mütef Döner sermaye İşletmesi,2000
4. YÜKSEL-ŞAHİN, F.’Grupla İletişim Becerileri Eğitiminin Üniversite Öğrencilerinin Beceri ve Düzeylerine Etkisi’ Ankara:Eğitim ve Bilim Dergisi, Cilt:22, Sayı:110, Ekim, 1998
5. ÖZER, Dr. A. Kadir, ‘İletişimsizlik Becerisi’ Varlık/Özel 5
6. AÇIKGÖZ, K.’Etkili Öğrenme ve Öğretme’. İzmir: Kanyılmaz Yayınları, Baskı:2, 1998

Hiç yorum yok: