Google
 

30 Ekim 2007 Salı

ZARARLI ALIŞKANLIKLAR

ZARARLI ALIŞKANLIKLAR
Sigara, alkol, uyuşturucu maddeler ve benzerleri gibi keyif verici olan ve alışkanlık yaratan maddelerle ilk karşılaşma genellikle çocukluğun sonlarında ve ergenlikte olmaktadır.
Alışkanlık veya ruhsal bağımlılık keyif verici bir maddeyi kullanmak, olmadığı zaman onu arzu etmek, onun yoksunluğundan sıkılıp gerginlik ve kaygı duymaktır.
Tutsaklık veya fiziksel bağımlılık, keyif verici maddeye alışkanlığın ötesinde bağlanma halidir. Maddenin yoksunluğunda terleme, titreme, kasılma, gerginleşme, kusma gibi vücutta fiziksel olarak bazı yoksunluk belirtilerinin görülmesidir.
Ülkemizde yapılan araştırmalar sigara tüketiminin nüfus artış oranımıza göre daha büyük bir hızla yükseldiğini, sigara içenlerin yaş ortalamasının da gittikçe düştüğünü göstermektedir. Sigara içen 15-16 yaşındaki gençler sıklıkla görülmektedir. Hatta sokaklarda sigarasını tüttürerek caka satan 10-12 yaşlarında çocuklara da rastlamaktayız. Bunlar çoğunlukla boyacılık, simitçilik gibi işlerden para kazanmaya çalışan, aile ve devlet gözetiminden tümüyle yoksun çocuklardır.
Gençler özdeşleşme döneminde büyüklere benzemek, onlar gibi davranmak eğilimiyle sigara içerler. Arkadaşları arasında üstünlük kurma, kendini kanıtlama gibi o an için onlara doyum sağlayan bu özentinin kendilere neye mal olacağının bilincinde değildirler.
Tutsaklık yaratan maddeler arasında da en ucuz, en kolay bulunan, toplumda yaygın olan madde sigaradır.
Dayanaksız ve Güçsüz Bir Kişilik Yapısına Sahip Olma ve Kaygıdan Kaçma
Bağımlılar genellikle özgüvenleri zayıf ve kaygılı insanlardır. Hayatın getireceği zorluklardan ürkerek onlardan kaçmak isterler. Bağımlılık yapan maddelerin yarattıkları geçici sığınma ortamları ve verdikleri geçici rahatlama kullananlarda önceleri alışkanlık, daha sonraları ise tutsaklık doğurmaktadır. Hayatın getirdiği gerginliklerle başa çıkmada sıkıntıya düşen bir kısım bağımlılar muhtemelen aşırı koruyucu ana-baba tutumları nedeniyle gerginlik ve baskı doğuran uyaran ve durumlarla yüzleştirilmemiş, yeterince sorumluluk verilmemiş çocuk ve gençler olarak yetiştirilmişlerdir. Hayattaki olayların zorlukları, karşılaşılan engeller, başarısızlık ve üzüntüler bu gençler için dayanılması zor sıkıntılar getirir. Olumsuz günlük deneyimleri hep abartılı bir zorlanma karşılanır, sorumluluklardan korkarak uzaklaşmak güçsüz bir kişilik sergileyen gençlerin kişilik özelliklerindendir. Bu yapıdaki gençler bağımlılık yaratan maddelere sığınabilirler.
İçten Denetimli Olmaktan Çok Dıştan Denetimli Olma
Bireyin karşı karşıya kaldığı ve yaşadığı sorunların hep kendi dışındaki nedenlere bağlı olduğunu düşünmesini ve bunların çözümlerini de dışsal gelişmelere bağlaması onun dıştan denetimli olduğunu gösterir. Kendisi ile ilgili yaşadığı olaylardaki sorumluluğunu görebilen ve kendisiyle ilgili gelişmelere kendisinin yön verebileceğini düşünen bireyler içten denetimli bireylerdir. İçten denetimli olanlar daha özerk davranmakta, kendi eylemlerinin sorumluluğunu yüklenebilen insanlar olmaktadır. Dıştan denetimli olanların, içten denetimli olanlara göre bağımlı olmaya daha yatkın oldukları söylenebilir.
Kendini Değersiz Algılama
Kendini değersiz gören, aşağılayan, kendi yetenek ve değerlerinin farkında olmayan ve aşağılık duygusu olan gençler de bağımlı olmaya daha yatkındır. Böyle kişiler kendilerini toplum dışı ve iğrenç insanlar gibi değerlendirirler ve bu yüzden ahlak dışı tavırlar sergileyen kişilerle kendilerini özdeşleştirirler ve o kişilerin zararlı alışkanlıklarını da edinirler.
Duygusal Bakımdan Olgunlaşmamış Olma
Çocukluk döneminde anne-baba tarafından istenmemiş, reddedilmiş bir çocuk olarak büyümüş, anne-babası tarafından sevgi ve hoşgörü görmemiş gençlerin doyurulmamış ve tatmin bulamamış duyguları alkol ve uyuşturucularla doyuma ulaşmayı deneyebilir. İçten gelen hazza yönelik arzularını kontrol etmekte güçlük çeken, onları dengeleyemeyen gençlerin hazza ulaşma istekleri onları bağımlılık yaratan maddelere yöneltebilir. Olgunlaşmamış duygular taşıyan, heyecanlarını dengeleyemeyen gençlerde de rahatlamak ve sakinleşip bağımlılık doğuran maddelere yönelme görülebilir. Karşı cinsten birisiyle yeni tanışmalarda, kalabalık bir grupta dikkatin kendisine yöneldiği durumlarda, bazı ergenlerde korkma, heyecanlanma ve bunun sonucu olarak kızarma görülebilir. Benzeri huzursuzluk veren durumlarla baş edebilmek için alkol veya uyuşturucu maddelerin geçici rahatlatıcı etkisinden yardım uman gençler çok tehlikeli bir araca sığındıklarının farkında değildirler çoğunlukla.
Hazza Yönelik Olma
Madde bağımlılarında görülebilen kişisel niteliklerden birisi de değişiklikten heyecan duyma ve hazza yönelik olmaktır. Duygularının ve bedeninin yeni heyecanlar yaşaması ve kısa süreli de olsa zevk alma arzusu bireyi maddelere yöneltebilir.
Kötü Alışkanlıklara Sahip Arkadaş Çevresi
Ergenlikte arkadaş-akran etkileşimi yoğundur, gençler arkadaşlarının etkisine açıktır. Ergen için bir arkadaş grubuna sahip olmak, grubunda değer verilen bir insan olmak en güçlü isteklerdendir. Alkol ve diğer uyuşturucuların kullanıldığı çevrelerde yaşayan, bu maddeleri kullanan arkadaşlara sahip gençler onların özendirmelerinden dolayı bu maddeleri deneyebilir ve bağımlılık geliştirebilirler. Gençler için yeni olanı denemek ve bir faaliyeti “ilk defa” gerçekleştirmek onları belirli eylemlere yönelten önemli bir nedendir. Gençler kendileri için yeni olan bir alışkanlığı “merak ettikleri için denemek isteyebilirler.
Arkadaş çevresinin değerlerini grup tarafından dışlanmamak için benimseme ve bu yüzden onların etkisinde kalarak sapan davranışları taklit etme yanında bir bakıma grup baskısı yüzünden onların alışkanlıklarını benimseyenleri de görmek mümkündür. Arkadaş ve akranlarının kötü alışkanlıkları ergenlere yeni alışkanlıkları denemeleri için bir öğrenme ortamı yaratmakta ve teşvik edici olmaktadır.
Alkollü içki içmek bazı gençler arasında bir ayrıcalık ve güç göstergesi olarak görülüp, yetişkinliğe ait davranışlar gibi anlaşılmaktadır. Bu da gruptaki diğer gençlerin alkole özenmesine yol açmaktadır. Çocuk ve gencin yetiştiği aile ortamı ve yakın akraba çevresi de benzer olumsuz örnekler taşıyabilir, kötü alışkanlıklar kazanılması benzer çevrelerde yetişenlerde daha çok görülür.
Zararları Nelerdir
Bu tür bağımlılıklar kişinin çalışma gücünü azaltır.
Çevreyle ilişkilerini bozar,
Başarısını düşürür,
Ekonomik olarak kişiye çok zarar verir.
Bedensel ve ruhsal pek çok hastalık sebebidir.
Sigara akciğer kanseri, gırtlak kanseri, böbrek kanserlerinin olmasında en önemli etkendir. Sigara içen annelerin çocuklarının ölü veya sakat doğma ihtimali çok fazladır. Sigara içen gençlerin okul başarısı, içmeyenlere oranla daha düşüktür, dikkat toplama yetenekleri ve kas güçleri daha zayıftır. Gençlik çağında sigaraya başlayan ve uzun süre içenlerin göğüs çevresi iyi gelişmez ve dar kalır. Bu nedenle yeterli solunum yapılamaz. Kalp, damar ve mide hastalıklarında da sigara önemli bir nedendir. Bundan başka alkol kullananlarda da mide-barsak bozuklukları, pankreas iltihabı, solunum sistemi bozuklukları çok sık görülür.
Kişisel ve toplumsal zararları nelerdir?
Alkol, uyuşturucu ya da bu tür maddeleri kullananların kendilerine, ailelerine vetopluma bir çok zararları vardır. Kişi açısından bu tür maddeler tartışmalara, kavgalara, trafik kazalarına, suça ve ekonomik sorunlara yol açar. Uzun süre alışkanlık ve bağımlılık sonucu bedensel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkar.
Ailenin dirlik ve düzeni bozulur. Eşler arasında anlaşmazlık, tartışma ve kavga başlar.Bu durumdan çocukların ruhsal gelişmesi ve yapısı olumsuz etkilenir. Ailenin ekonomik olanakları bozulur. Doğacak çocuklarda bedensel ve ruhsal sakatlıklar olur.
Toplum düzeni, çalışma, iş verimi aksar. İnsan gücü kaybolur, suç ve ceza oranı yükselir.
Bunlar sadece ilk olarak aklımıza gelen zararlardan. Bu tür maddelerin daha pek çok zararları vardır. Ne olursa olsun kendimizi sevmek, kendimize ve yetiştiğimiz çevreye hiçbir şekilde zarar verecek herhangi bir davranış içine girmemeliyiz.
Yaşamdan Örnekler....
A.K 28 yaşında. Köyde doğmuş. Öğrenim için kasabaya gelmiş. Ailesi içinde sürekli bir geçimsizlik ve huzursuzluk varmış. Evdekilere saygısı ve sevgisi kalmamış. Evden soğumuş, içine düştüğü yalnızlığın verdiği sıkıntıdan kurtulmak için çeşitli çarelere başvurmuş. Arkadaşları esrar içmesini tavsiye etmişler. Ona esrar sağlayarak alıştırmışlar. Bir süre sonra işine gidemez olmuş. Bütün günü “ uyuşuk ve cansız ” geçmeye başlamış. Askerlik döneminde de esrar içmeyi sürdürmüş, yakalanıp mahkum olmuş. Mahkumiyeti bittikten sonra askerlik görevini tamamlamış. Artık çalışma hayatına dönmek ve topluma karışmayı istemiş. Fakat bunu gerçekleştirecek gücü kendinde bulamamış. Bütün iyi niyetlerine ve aldığı ciddi kararlarına karşın bu bağımlılıktan bir türlü kurtulamamış....

Hiç yorum yok: