Google
 

9 Ekim 2007 Salı

BİYOLOJİ

Biyolojinin konuları :

Biyoloji ve dalları
Hücre kavramı
Yönetici moleküller
Enerji ve hayat
Canlıların çeşitliliği
Üreme ve gelişme
Kalıtım ve çevre
Bitkiler ve özellikleri
Sistemler
Dolaşım sistemi
Sinir sistemi
Duyu organları
Endokrin sistemi
Sindirim sistemi
Boşaltım sistemi
Kas iskelet sistemi

Bios : Canlı
Logos : Bilim
Biyoloji : Canlılarla ilgili bütün yapı olayları inceleyen bilim dalına denir.
Canlıda hareket eden, beslenen, solunum yapan, boşaltım yapan, enerji üreten ve en önemlisi benzerlerini oluşturan varlıklara denir.
Biyoloji canlılar hakkında daha yeterli bilgi elde etmek için alt dallardan oluşur.

Botanik : Bitki inceleme
Zooloji : Hayvan inceleme
Ekoloji : Canlı çevre ilişkisi
Genetik : Kalıtım inceleme
Anatomi : Yapıları inceleme
Fizyoloji : İşleyiş inceleme
Morfoloji : Görünüş inceleme
Sitoloji : Hücreyi inceleme

Hücre Kavramı :
Hücre : Canlıları oluşturan en küçük yapı görev birimidir.
Canlılar hücre sayılarına göre ikiye ayrılır
Tek hücreliler
Tek bir hücreden oluşur.
Bütün hayatsal (metobolik) faaliyetler bu hücrede gerçekleşir.
Tek hücrelilerin oluşturduğu topluluğa koloni denir.(İş bölümü yok, doku yok)
Örnek : Amip, Terliksi hayvan, Öglana (Kamçılı) ve Bakteriler.
Çok hücreliler
Çok sayıda hücreden oluşur.
Hücreler – Dokular – Organ - Sistem - Canlıyı oluşturur.
En basit çok hücreli canlı (komplex koloni) - Valvox canlısıdır.(İş bölümü vardır, fakat doku yoktur.)

Hücre Teorisi
Bütün canlılar hücrelerden meydana gelir.
Bütün hayatsal faaliyetler hücrede gerçekleşir.
Bütün hücreler kendilerinden önceki hücrelerin bölünmesi ile oluşur.
Bütün hücreler kalıtım maddesi taşır ve aktarır.

HÜCRE YAPISI
Hücre 3 kısımda incelenir.
- Hücre zarı
- Stoplazma
- Çekirdek

Hücre zarı
Yapısı :
Yağ, protein ve karbonhidrat
Akıcı mozaik, zar modeli ile açıklanır.
Bu modele göre hücre zarı yağ denizinde yüzen proteinlerden oluşmuştur.
Maddeler proteinler üzerinde ( delik) lerden geçiş yapar.
Karbonhidratlar dış yüzeyde proteinlere tutulu olarak glikolipid veya gliko protein şeklinde bulunur.(Tanınma ve bağışıklık)

ÖZELLİKLERİ
Seçici geçirgen (semi permabl)
Canlıdır.
Saydamdır.

Görevi :
Madde geçişini sağlar
Hücreyi korur.
Şekil ve destek verir.

Stoplazma

Hücrenin içini dolduran Kollaid bir sıvıdır.(içerisinde asılı tanecikler bulunan sıvı).
Stoplazma iki kısımda incelenir.
Sıvı kısım
Organik (glikoz, nişasta, aminoasit, vitamin vs.) ve İnorganik (su, mineral, tuz vs.) maddeler bulunur.
Organeller (8 tane)
Özel yapı ve görevleri bulunan stoplazmik cisimlerdir.
Endoplazmik retikulum
Kanallar sistemidir.
Üzerinde Ribozom olabilir (Granüllü olabilir).
Görevi hücre içi madde taşımı ve depolanması (protein+calsium) depolar.
Golgi ve çekirdek zarı yapımına katılır.
Golgi
Yassı tüpcüklerdir.
Yağ sentezi ve salgı yapımında kullanılır(enzim, ter, süt vb.).
Hücre zarı ve Lizozom yapımına katılır.
Lizozom
İçi enzim doludur.
Görevi hücre için sindirim
Tek hücrelilerde ve akyuvarlarda çoktur.
Lizozomlar patlatılırsa hücre kendini sindirir(otoliz) kendini parçalar.
Koful (Vakuol)
İçerisinde çeşitli madenlerin bulunduğu organellerdir.
Hayvanlarda küçük bitkilerde ise gençken küçük, yaşlandıkça büyür.
Besin kofulu : İçinde büyük besinler vardır.
Depo kofulu : Fazlalık maddeler buraya depolanır.
Boşaltım kofulu : Büyük maddelerin dışarıya atımını sağlar.
Kontraktil (vurgun) kofulu : Tatlı su tek hücrelilerinde bulunur ve fazla suyu dışarıya atar.
5. Ribozom
En küçüktür ve bütün hücrelerde bulunur.
Zarı yoktur.
Protein ve RNA’dan meydana gelir.
Görevi: Protein sentezler.(Protein yapar.)
6.Sentrozom
Sadece hayvan hücrelerinde bulunur.
Sentriol denilen iki alt birimden oluşur.
Hücre bölünmesinden önce kendini eşler.(kendinden yapar.)
Hücre bölünmesinde iğ iblerini oluşturur.
Kamçı ve zil oluşumunu sağlar.
Mitakondri
Çift zarlı ve iç zar kıvrımlıdır.
Kendine has DNA, RNA ve Ribozomu bulunur.(Sayısını arttırabilir.).
ETS elemanları bulunur. (Elektron taşıma sistemi)
O2 solunum enzimleri bulunur.
Görevi enerji üretmektir.
Plastitler
Sadece bitki hücrelerinde bulunan renk maddeleridir
Birbirine dönüşebilen 3 çeşittir.
Kloroplast
Çift zarlıdır ve iç zar katmanlıdır.(yüzey arttırımı)
Kendine has DNA,RNA ve Ribozomu bulunur.(Sayısını arttırabilir.)
ETS elemanları bulunur.
Fotosentez erişimleri bulunur.
Görevi yeşil renkli klorofil ile fotosentez yapmak.
Kromoplast çeşitli renk maddeleridir.
Likopin : Kırmızı, domates, biber, nar
Ksantafil : Sarı, Muz, limon, elma, ayva
Lokoplast : Renksizdir.
Nişasta deposudur.
Tohumlarda ve depoda çoktur.


Çekirdek (Nukleus)
Hücrenin yönetim merkezi
Görevi – Hayatsal fonksiyonların kontrolü
- Kalıtımın kontrolü
- Üremenin kontrolü
Çekirdek 4 kısımdan oluşur.
a. Ç. Zarı
Çift zarlı geniş porludur.
b. Ç. Sıvısı
Çekirdeğin içini dolduran proteince zengin sıvıdır.
c. Çekirdekçik
Bol protein ve RNA içerir.
Ribozom ve RNA yapım yeridir.
d. Kromotin İplik
DNA olup kromozomları oluşturur.

BESİNLER
Besinler görevlerine göre 3 e ayrılır.
Enerji vericiler
Karbonhidrat, yağ, protein
Yapı – onarıcı : protein, yağ, karbonhidrat
Düzenleyici : Reaksiyonları düzenliyor, vitamin, su ve mineral

Besinler yapılarına göre 2 ‘ye ayrılır.
Organik besinler : Bir canlı tarafından yapılan besinlerdir.K.hidrat, yağ, protein ve vitamin
İnorganik besinler : Su ve mineraller

KARBONHİDRATLAR
Yapısında karbon, hidrojen ve oksijen bulunur.
Enerji verici ve yapıcıdır.
Üç çeşittir.
Monosakkarit : Bir değerlikli şeker
Porlardan geçerler.
% karbonlu riboz ve deoksiriboz (Nükleik asit)
6 karbonlu glikoz, frukoz ve galaktoz.
Disakkarit : İki değrelikli şeker
Porlardan geçemez.
2 monosakkarit – glikozit- disakkarit – H2O
Glikoz+Glikoz-Maltoz+su – Elma şekeri
Glikoz+frukoz-sakkaroz+H2O – Bildiğimiz şeker
Glikoz-galaktoz-laktoz-H2O – Hayvanlar
Polisakkarit
Porlardan geçemez.
N gligoz-glikozit-polisakkarit (n-1) su
Nişasta-Bitkisel depodur.
Glikojen-Hayvansal depo
Seliloz-Bitki yapı elemanıdır.
Kitin-Böceklerdeki yapı elemanı
YAĞLAR
Nötr yağlar – depodur.
Stereidler – Hormonlarda
Doymamış yağlar (CEC) – bitkisel ve sıvı
Doymuş yağlar (C-C) – hayvansaldır ve katıdır.

PROTEİNLER
Carbon, oksijen, hidrojen ve azot (kükürt ve azot)bazen bulunuyor.
Düzenleyici ve onarıcıdır.
n Aminoasit – peptik bağı – protein – (n-1) su.

VİTAMİNLER
Düzenleyici organik besinlerdir.
A,D,E,K vitaminleri yağda erir.
B,C suda erir.
İnsanlarda A karaciğerde, D deride, K kalın bağırsak bakterilerince yapılabilir.
Uzun süreli eksikliğinde hastalıklar oluşur.
A Vitamini : Gece körlüğü
B Vitamini : Beri beri hastalığı (Deri hastalığı, saç dökülmesi)
C Vitamini : Ckorbit (dişeti, ucuk vb.)
D Vitamini : Raşitizm (kemik hastalığı)
E Vitamini : Kısırlık
K Vitamini : Kanın geç pıhtılaşması

SU
İyi bir çözücü reaksiyonlar için ideal ortamdır.
MİNAREL
Düzenleyici inorganik maddelerdir.
Hücrede madde geçişleri
Canlılığın devamı için şarttır.
Protein, yağ ve direpolisakkaritler porlardan geçemez.
Monasakkaritler, aminoasitler, yağ asitleri, gliserol, vitamin, mineral ve su porlardan geçer.
Madde geçişleri 4 yolda olur.
1. Difizyon : Bir maddenin çok olduğu yerden az olduğu yere geçmesidir.
ÖZELLİKLER :
Çoktan aza doğrudur.
Porlardan küçük olan maddeler difizyon yapar.
Enerji harcanmaz.
Enzimler kullanılmaz.
Denge sağlanıncaya kadar sürer.
Canlılık delili değildir.
Difizyonu etkileyen faktörler :
Küçük maddeler kolay difizyon yapar.
Nötr moleküller kolay geçer iyonlara döner.
Yağda çözünen maddeler daha kolay geçer (ADEK Vitaminleri)
Yağı çözenler kolay geçerler. (Alkol)
Por sayısı ve sıcaklık difizyonu etkiler.

Ozmos : Suyun difizyonudur.Suyun çok olduğu yerden suyun az olduğu yere geçmesidir.
ÖZELLİKLERİ :
Su çoktan aza doğru geçer.
Enerji harcanmaz.
Enzimler kullanılmaz.
Dengeye kadar sürer.
Canlılık delili değildir.
OSMOTİK BASINÇ :
Hücre dışındaki suyun yoğunluğundan dolayı içeri girmek için yaptığı basınçtır.Hücre içindeki suyun çeperlere yaptığı basınçtır.Bitkilerin dik durması stamaların açılıp kapanmasını sağlar.

AKTİF TAŞIMA
Bir maddenin az olduğu yerden çok olduğu yere taşınmasıdır.
Azdan çoka doğrudur.
Porlardan küçük maddeler aktif taşımayla alınır.
Enerji harcanır.
Enzimler kullanılır.
Taşıyıcı moleküller vardır.
Denge yoktur.
Canlılık delilidir.

BÜYÜK MADDELERİN TAŞINMASI
Porlardan büyük maddeler hücre zarında oluşturulan ceplerle alınıp atılır.
Bir madde alınıyorsa Endositoz denir.
Hücre içeriği artar.
Alınan madde sıvı ise FOGOSİTOZ denir.
Alınan madde katı ise PİNOSİTOZ denir.
Bitkiler yapamaz.(Çeper olduğundan)
Lizozom çoktur.
Akyuvar ve tek hücrelilerdir.
Bir madde atılıyorsa Ekzositos denir.
Hücre zarı artar.
Hücre içeriği azalır.
Bitki ve hayvanın hücreleri yapabilir.
Golgi çoktur.
Sindirim bezleri, süt bezleri vb.
ÖZELLİKLER : Büyük maddeler alınır ve atılır.
Enerji harcanır.
Enzimler kullanılır.
Denge yoktur.
Canlılık delilidir.

NÜKLEİK ASİTLER (YÖNETİCİ MOLEKÜLLER)
Asit karakterli yönetici dev moleküllerdir.
Nükleik asitler nuklotitlerden oluşmuştur.
Bir noklatit de 3 alt birimden oluşur.
Organik bazlar.
5 karbonlu şeker
Fosfat

Bir nüklatit ortada şeker ve ona bağlı fosfat ve organik bazdan oluşur.(2 H2O) çıkar.
İki nuklotit birbirine şeker fosfat bağıyla bağlıdır. (1 H2 O daha çıkar)
Bir nükleik asit zincirinin oluşumunda 3N-1 tane H2O oluşur.
Ve böylece nukleik asit zinciri oluşur.
Bir nükleik asitin bütün fosfatları yanıdır.
Bir nükleik asitin bütün şekerleri aynı cinstir.
Nuklotitler yapılarındaki organik baza göre adlandırılır.
Nukleik asitler yapılarındaki şekere göre ikiye ayrılır.(Riboz, deoksiriboz)
Deoksiriboz şeker, içerenler DNA
Riboz şeker İçerenler RNA

DEOKSİRİBOZ NUKLEİK ASİTLER (DNA)
Çekirdek Kloropilast ve mitekondri de bulunur.
Nukleotidlerinde – deoksiriboz-şeker-fosfat-org. Bazlarda A,G,S,T var.
Birbirinin tamamlayıcısı iki zincirdir.Bu zincirler A ile T arasında 2 G ile S arasında 3 zayıf hidrojen bağıyla bağlıdır.
Bir DNA da A=T ve G=S dir.

DNA ‘NIN ÖZELLİKLERİ
Regenarasyon: (Onarım) DNA tek zincirindeki bozuklukları onarabilir.
DNA cift zincirindeki karşılıklı boşluklar onarılamaz.(mutasyon)
Transkripsiyon : (RNA üretimi) Bütün RNA’lar DNA’lar tarafından yapılır.
RNA polimeraz enzimi ile olur.
Replikasyon : (Duplikasyon (DNA’nın eşleşmesi))
Sadece hücre bölünmesinden önce olur.
DNA polimeraz enzimleriyle olur.
DNAnın biri kalıplık yaparak yeni ip sentezlenir.Buna RNA’nın yarı korunumlu eşleşmesi denir.

RİBO NUKLEİK ASİTLER (RNA)
Ribozomda kloroplast, mitakondri, çekirdek ve sitoplazma da bulunur.
Nuklotidlerden meydana gelmişlerdir.
Nukleotidlerde – Ribo şeker
- fosfat
- AGSU bulunur.
RNA tek zincirlidir.
Nuklotidler birbirine eşit değildir ve hidrojen bağı bulunmaz.
RNA’lar DNA tarafından belli bir iş için yapılır ve işi bitirip parçalanırlar.

RNA SENTEZİ (TRANSKRİPSİYON)
Bütün RNA’lar DNA’lar tarafından yapılır.
Bu iş RNA polimeras enzimi kontrolündedir.
Bir RNA’nın yapımında sorumlu DNA parçasına GEN denir.
Gen de RNA’ya şifre veren ipe anlamlı ip karşısındakine de tamamlayıcı ip.
Görevlerine göre 3 çeşit RNA vardır.
m RNA (Mesajcı)
Düz çizgilidir.
Hep üç nukleotide kadar (uçlu şifre)
Maximum 43 = 64 çeşit kodon yazılabilir.
M RNA’ların başında başlangıç kodonu, bitişinde de bitiş kodonu (3 tane) bulunur.
Her kodon pristein sentezinde bir amino asit sentezler (bitiş kodonlarının amino asitleri bulunmaz)
Protein sentezinde kullanılacak amino asit sırasını DNA’dan ribozoma götürür.
3n nukleik asit ? n kodon = n Amino asit
t RNA (Taşıyıcı)
Düz değildir, belli bölgelerinde çiftlenmiştir.
T RNA’lardaki açık uçlu nuklotidlere antikodon denir.
Maximum 43 = 64 çeşit t RNA olmalıdır.(61 tanedir.) bitiş kodonlarının anti kodonu yok.
Protein sentezinde Ribozom’a amino asit taşır.

r RNA (Ribozom RNA)
Düz zincirlidir.
Bir protein ile birleşerek ribozomu oluşturur.

PROTEİN SENTEZİ
Ribozomda olur.
Yapı taşları amino asitlerdir.

KARŞILAŞTIRMA

DNA RNA

Deoksiriboz Riboz
Timin var Urasil var
Çift zincirlidir Tek zincirlidir
A=T, G=S Eşitlik yoktur
Kendini eşler Eşleyemez
Yöneticidir İleticidir

Bir amino asit amin, asit ve değişken gruptan oluşur.
İki amino asit bir su çıkararak peplit (C=N) bağıyla birleşir.
Değişken grubuna göre 20 çeşit amino asit bulunur.
Protein sentezinde her amino asit bir kodon tarafından şifrelenir.
Bir proteindeki amino asitlerin sırası, sayısı, çeşidi DNA tarafından belirlenir ve bunlar değişirse protein de değişir.

MEKANİZMA
DNA, m RNA yapar (Transkripsiyon)
m RNA Ribozoma gider.
M RNA ‘daki kodonlara uygun antikodonlu t RNA’lar ribozoma aminoasit taşır.
Uygun amino asitler peptik bağı ile bağlanır.
Bu işlem m RNA bitinceye kadar bu işlem sürer.
Aynı m RNA kullanılarak aynı proteinden çok sayıda yapabilir.
İşi biten m RNA’lar parçalanır.

SANTRAL DOĞMA
DNA daki bilgi akışını gösterir.
DNA’daki hatalar düzeltilemez buna mutasyon denir.
DNA’dan sonraki hatalar düzeltilebilir.

ENZİMLER
Enzimler biyolojik katalizörlerdir.
Katalizörde reaksiyonları başlatmayan, hızlandıran, etkilenmeden çıkan ve aktivasyon enerjisini düşüren moleküllerdir.
Aktivasyon enerjisi ise reaksiyonların başlaması için gerekli olan enerji miktarıdır.

YAPISI
İki parçadan oluşur.
Büyük kısım – proteindir.
- Apoenzim
- Basit enzim
- Reaksiyonun tipini belirliyor.
Küçük kısım – protein değil
- N.asitler, vitamin, mineral
- Ko enzim
- Reaksiyonu çalıştırır.
ÇALIŞMASI : Anahtar kilit sistemiyle çalışır.
Enzimler anahtar kilit modeliyle çalışır.Yani her reaksiyonu gerçekleştiren bir enzim ve her enzimin gerçekleştirdiği bir reaksiyon vardır.

ÖZELLİKLERİ
Enzimlerin reaksiyonları özeldir.
Enzimler sıcaklık değişiminden etkilenir.
Ortan pH ından etkilenir.
Cisimlerin dış yüzeyine etkir.
Enzimler hücrede yapılır.
Dış ortamda da çalışır.
Bazı enzimler çift yönlü çalışır.(Tersine)

ENZİM REAKSİYONLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Enzim miktarı :
Enzim miktarı arttıkça eğer substrat çoksa reaksiyon sürekli hızlanır.Substrat az ise reaksiyon yavaşlar ve durur.
Substrat miktarı :
Substrat miktarı arttıkça reaksiyon hızlanır ve max. Hızda sabit kalır.Çünkü hücredeki enzim miktarı sabittir.
Sıcaklık :
Sıcaklık arttıkça reaksiyon hızlanır, optimum sıcaklıkta en iyi çalışır, sıcaklık daha da arttırılırsa reaksiyon yavaşlar ve durur.Çünkü enzimler bozulmuştur.
ph asidik baz :
Her enzimin en iyi çalıştığı ph değeri vardır.Bu değerden saptıkça reaksiyon azalır.
Yüzeyin miktarı :
Enzimler cisimlerin dış yüzeyine etkir.Yüzey miktarı arttıkça reaksiyon hızlanır.
Su :
Reaksiyonlar için ideal ortamdır, susuz reaksiyon olmaz.Minimum %20
Aktivatörler :
Reaksiyonları hızlandıran kimyasal maddelerdir.Etkisi substrat temini veya ürünlerin uzaklaştırılması şeklindedir.
Uyarıcılar, dopink hapları vb.
İnhibitür :
Reaksiyonları yavaşlatan ve durduran kimyasal maddelerdir.Enzimlerin aktif kısımlarını kapatırlar.
Zehirler bu tür çalışır.
Enzim yapımından sorumlu DNA parçasına gen denir.
Hücrede reaksiyonlar zincirleme reaksiyonlar şeklindedir.
Metabolizma :
Canlılardaki reaksiyonlara denir.
İki çeşittir.
Anabolizma (Özümleme) :
Yapım reaksiyonlarıdır.
Küçük moleküller birleştirilerek büyük molekül oluşur.
Reaksiyonlarda su (H2O) çıkar.(Dehidrasyon)
Nişasta sentezi, forosentez, v.b
Katabolizma (Yadımlama) :
Yıkım reaksiyonlarıdır.
Büyük moleküller küçük moleküllere ayrılır.
Reaksiyonlarda su kullanılır.(Hidroliz)
Nişasta sindirimi, oksijenli solunum, v.b

BAZAL METABOLİZMA :
Bir canlının sadece yaşayabilmesi için gerekli enerji miktarıdır.
Bitkilerin tohum ve kış uykusu hali, bakterilerin spor hali, insanların tam dinlenme hali (kalp+akciğer) bazal metabolizmadır.

ATP
Yedek enerjidir.
ATP bir RNA nukloitifir.
ATP üretimine fosforilasyon denir.

FERMANTASYON
Oksijensiz ortamda enerji elde etmek için glikoz belli basamaklara kadar parçalanmasıdır.
İki çeşittir.
Alkol fermantasyonu :
Bira mayası ve bazı bakteriler yapar.
Laktik asit fermantasyonu :
Yoğurt bakterileri yapar ve memeli çizgili kas hücreler yapar.
Glikoz – 2 pirasik asit – 2 laktik asit + 2 ATP(NET)
Yorgunluk hissi verir.
Ter ve idrarla dışarıya atılır.
Aşırı kramp yapar.
O2 gelince, karaciğere götürülür, glikoz yapılır yada parçalanır.

ÖZELLİKLERİ
Ortamda O2 yoktur.
Reaksiyonlar stoplazmada olur.
Son ürün farklılıkları, son enzimler farklıdır.
Reaksiyonlarda iki ATP harcanır.4 ATP elde edilir.

OKSİJENLİ SOLUNUM :
Glikozun oksijenli ortamda H2O ve (O2’ya kadar parçalanmasıdır.)
İki amaç için yapılır.
Enerji eldesi
Bazı ara bileşiklerin oluşumu
Uç basamakta gerçekleşir – Glikoz
- Krebs
- ETS

Glikoz :
Glikozun piruvik asite kadar parçalanmasıdır.(Fermantasyonla aynıdır.)
Stoplazmada olur.
Piruvik asit bir ara reaksiyon daha geçirerek 2C’li Asetil CoA’ya kadar parçalanır.
- Glikoz – 2 Asetil CoA (2C)
- 2CO2
- 4 ATP
- 4 NADH2 oluşumu

Kreps (Sitrik asit çemberi) :
Asetil CoA ‘nın mitekondride 4C li oksala asetik asit tarafından yakalanarak 6C li sitrik asit oluşmasıyla başlar.
Sitrik asit kademeli olarak karbonlarını uzaklaştırarak tekrar oksala asitik asiti oluşturur.

ETS (Okitude fosforlasyon) Son oksidasyon :
Elde edilen enerjice zengin hidrojenlerin enerjileri ETS de alındıktan sonra aksijenle birleştirilir.
ETS de 1 NADH2 = 3 ATP
1 FADH2 = 2 ATP

FOTOSENTEZ
Klorofilli canlıların ışık enerjisiyle H2O ile CO2 birleştirilerek glikoz yapmasıdır.

Işık :
Görünen bütün ışıklarda fotosentez olur.
Görünmeyen ışıklarda fotosentez olmaz.(a,b,Q,ultra,infrared ışınlarda fotosentez olmaz)
Yeşil renkli ışında fotosentez az olur, diğer renklerde fotosentez hızı yüksektir.

KLOROFİL
Yeşil renkli fotosentez yapan pigment tir.
Prokaryat canlılarında sitoplazmada okaryat canlılarda kloropastandır.
Yapısında C,H,O,N,Mg

REAKSİYONLAR :
Fotosentez biribirini işleyen iki basamaktan olur.

IŞIKLI DEVRE
Yapılan en önemli iş suyun parçalanmasıdır.
Reaksiyonlarda 3ATP, 2NADPH2 ve Oksijen üretilir.
Klorofile ışık çarpınca elektron kopartır.
Elektronlar forradoksin tarafından yakalanır.
Elktronlardan 2 şekilde yararlanılır.
Devirli fotofosforlasyon
Klorofilden ayrılan elektronlar klorofile geri dönerler.
BU işte 2 ATP oluşur.
Devirsiz fotofosforilizayon
Klorofilden kopan elektronlar geri dönmez.
Su parçalanır.
1 ATP, 2NADPH2 ve Oksijen oluşur(O2)

KARANLIK DEVRE (IŞIK VARKEN ÇALIŞIR) :
Karbondioksidin yakalanmasıdır.
Reaksiyonlardas enzimler kullanılır.
Gerekli enerji ışıklı devrenin ATP lerinden sağlanır.
Gerekli hidrojenlerden de ışıklı devrenin NADPH2 lerinden sağlanır.
CO2 ribozdifosfat tarafından yakalanır.
B
Bir glikozun yapılabilmesi için 6CO2 yakalanması gerekir.

FOTOSENTEZİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Sıcaklık :
Sıcaklık arttıkça fotosentez hızlanır.Optimum sıcaklıkta en hızlı fotosentez yapılır.Sıcaklık daha da artırılırsa fotosentez yavaşlar ve durur.Çünkü enzimler bozulmuştur.
CO2 (H2O) miktarı :
CO2 (H2O) artırıldıkça fotosentez artar ve max. Hızda devam eder.Çünkü enzimler sabit miktardadır.
Işık şiddeti :
Işık şiddeti arttıkça fotosentez hızlanır ve sabitleşir.
Mineraller :
Düzenli fotosentez ve büyüme için bütün minerallerin orantılı verilmesi gerekir.
Bitkiler ortamda bulunan en az minerale göre büyür(minimum kuralı).
Mg – Klorofil
Fe – Frodoksin
N - Aminoasit
P - NADP ve ATP
Genetik faktörler :
Yaprak şekil, sayısı, dizilişi
Stomaların sayısı ve durumu
Kloroplast sayısı
Klorofil miktarı, enzim miktarı

KEMOSENTEZ (Kimyasal yapı) :
Işık enerjisi yerine kimyasal bağ enerjisinin kullanılarak organik besin sentezlemesidir.
Kemosentetik canlılar – İnorganik maddeleri oksitleyerek bir başka inorganik madde oluştururlar.
Elde edilen enerji ile inorganik maddelerden organik madde elde edilir.
- Zehirli maddeleri zehirsizleştirilirler
- Madde döngüsünde önemli bir basamağı oluştururlar.

SINIFLANDIRMA VE EKOLOJİ
Bilimsel çalışma :
Bir problemin çözümünde izlenen yoldur.
Problemin tespiti
Sorun olan konunun ele alınmasıdır.
Gözlem :
5 duyu ile yapılan incelemelerdir.(ölçme varsa nicel, yoksa nitel)
Veri :
Gözlemlerde elde edilen gerçeklerdir.
Hipotez :
Probleme sunulan geçici çözüm yoludur.(Doğru veya yanlış olabilir, bütün verileri kapsar, yeni tahminlere yol açar.)
Tahmin :
Hipotezin eğerle başlayan sorularla yargılanmasıdır.
Kontrollü deney :
Çok değişkenli bir deneyin değişkenlerin birinin farklı miktarlarıyla yapılmasıdır.
Sonuç :
Yapılan deneyler hipotezi doğruluyorsa kabul olur, genelleşirse kanunlaşır.
Yapılan deneyler hipotezimizin yanlış olduğunu ortaya koyuyorsa RER olur.Bu durumda hipotez değiştirilir.

Sınıflandırma=Taksonom=Sistematik :
Canlıların ortak ve benzer özelliklerine göre gruplandırmasıdır.İki çeşittir.
Ampirik suni sınıflandırma
Dış görünüşe göre yapılmıştır.
Nitel gözlem yapılmıştır.
Görevleri aynı (Analog) organlar Dikkate alınmıştır.
YANLIŞTIR
Filogenetik (Tabii) sınıflandırma
Canlıların bütün özelliklerine göre yapılmıştır.
Nicel gözlemler yapılmıştır.
Yapıları aynı (Homolog) organlar dikkate alınmıştır.
DOĞRUDUR.
NOT : Ampirik sına göre yarasa kuş, balina balıktır.Oysa ki filogenetik sınıflandırmaya göre balina ve yarasa memelidir.
Tür :
Ortak özellikleri çok olan
Çiftleşebilen, verimli döller oluşturan canlılara tür denir.
Canlılar tür adları ile anılırlar.
Tür adı = cins adı + tanımlama ad
Akrabalık ilişkileri cins adlarına göre belirlenir.
Canlıların gelişimlerinde ilk önce sistematiğin üst birim özellikleri ortaya çıkar.

Canlıların sınıflandırılması :
Canlılar hücre yapılarına göre ikiye ayrılmıştır.
Prokaryot canlılar
Çekirdek zarı yoktur.
Organelleri yoktur.
Bakteriler mavi, yeşil algler
Prokaryotun alemine manera denir.
Okaryot canlılar
Çekirdek zarı vardır.
Bütün organeller bulunur.
Bunlar 4 alemden oluşur.
Tek hücreliler alemi :
Amip yalancı ayaklarla hareket eder.
Heteretrop dur.Hazırcıdır.
Paramesyum (terliksi hayvan) silleriyle hareket eder.
Heteretrof tur.
Kontraktil koful vardır.
Eşeyli ve eşeysiz üreyebilir.
Oglena (Kamçılı hayvan)
Kamçılarıyla hareket eder.
Hem Heterotrof, ototrof
Kloroplast vardır.
Fungil mantarlar alemi
Heterotrof tur. (Hazırcıdır)
Eşeyli ve eşeysiz ürerler.
Hücre çeperi bulunur.Yedek depo glikojendir.
Cıvık mantarlar, kuf mantarları, şapkalı mantarlar
Veyatable (Bitkiler) Alemi
Üremelerine göre sınıflandırılır.Çiçekli ve çiçeksiz diye ikiye ayrılır.
Bütün bitkiler otorotrof tur.(Kendi besinini kendi üretir.)
Animal (Hayvanlar) Alemi
Heterotrof tur.Hazırcı
İskelet sistemine göre sınıflandırılırlar.

BAKTERİLER
Prokuryot tur.
Çekirdek zarı ve organelleri yoktur.Ribozom var.
Hücre çeperi var.
DNA sı çıplak, stoplazma da halkasal
Hücre çeperinin dışında bazılarında kapsül vardır.(Kapsül varsa dayanıklıdır.)
Ortam şartları zorlaşınca endospor oluştururlar.
Yedek depoları glikojendir.

VİRÜSLER :
Zorunlu hücre içi parazittirler.
Dış ortamda cansız kristal yapıdadırlar.
Protein kılıf ve nukleik asitden (DNA veya RNA) bulunur.
Enzimiyle hücre içine girdiğinde yönetimi eline geçirir.
Kendisi için gerekli maddeleri yaptırarak çoğalır.
Konak içerisinde çoğaldığından dolayı canlıdır.
Hücreler virüslere karşı interforan salgılar.
Virüsler çok kolay gen değiştirir.

CANLILAR ARASI ETKİLEŞİM VE BESLENME İLİŞKİLERİ
Tabiattaki bütün canlılar birbirleriyle etkileşim halindedir.
Bu etkileşim beslenme şeklinde kendini gösterir.
Canlılar beslenme ilişkilerine göre ikiye ayrılırlar.1.ÜRETİCİLER(OTOTROF)
İnnorganik maddelerden organik madde yaparlar.
Ya fotosentez yaparlar-klorofil-
-mavi yeşil algler,bakteriler,bitkiler
Ya kemosentez yaparlar-bazı bakteriler2.TÜKETİCİLER
Hazır organik besin alırlar.
Üç gruptan oluşur.a)Holozoik (katı) Beslenme
Otobur-herbivor
Etobur-karniver
Karışık-omnivab)Simbiyotik ortak beslenme
Karazıt(+,-)Biri kar’da biri zararda
Kommensalizm (+O) Biri karda, biri ne karda ne zararda
Mutaalizm (+,+)
Suprofit Çurukçul beslenme
Organik artılları inorganellere çevirir(Ayırıştırıcı)
Ayırıştırıcı
Bazı bakteriler ve mantarlar
PAPÜLASYON
Belli bir alanda yaşayan aynı tür canlıların oluşturduğu topluluğa denir.
Popülasyonlar zamanla azalıp artabilir.
Popülasyonların artması veya azalması;
- Birey sayısı ve yaş dağılımı
- Besin miktarı
- Çevre şartları
- İçe veya dışa göçler
- Genetik faktörlerle belirlenir.
Ölüm oranı doğum oranından büyük ve dışa göçler içe göçten büyük ise popülasyon küçülür.(Böyle popülasyonlarda yaşlı bireyler bulunur, ortam şartları elverişsizdir.)
Doğum oranı ölüm oranından büyük ise içe göçler dışa göçten fazla ise popülasyon büyür.(Genç bireyler çoktur,ortam şartları elverişlidir.)
Doğum oranı eşittir ölüm oranı, içe göç dışa göç eşitse popülasyon dengelidir.
Belli bir zamanda popülasyonda yaşayan birey sayısına popülasyon yoğunluğu denir.
Bir popülasyonda yaşayabilen maximum birey sayısına taşıma kapasitesi denir.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Canlıların yaşama alanına artık maddelerin birikmesidir.
Çevreyi kirletmemek için;
- Fabrika artıklarının arıtılması
- Ormanların devamlılığının sorgulanması
- Biyolojik mücadelenin artırılması(zararlılarla)
- Fosil yakıtların kullanımının azaltılması
ÜREME VE GELİŞME
Üreme : Canlıların benzerlerini oluşturmasıdır.
Amaç : Neslin devamlılığı
Üremenin temel hücre bölünmeleridir.
Hücre iki sebepten bölünür – Yüzey hacim ilişkisinin bozulması
- İç uyarının verilmesi (DNA eşlemesi)
İki çeşit hücre bölünmesi vardır.(Mitoz / Mayoz)

Mitoz hücre bölünmesi :
Eşeysiz üremeler, yenilenmeler vücud hücreleri vs. görülür.
Kromozom sayısı değişmez.
Kromozom yapısı değişmez.
Çeşitlilik artmaz.
Mitoz birbirini izleyen beş basamaktan oluşur. (İ,P,M,A,T)
İsterfaz :
Dinlenme ve hazırlık yapılır.
DNA (Kromozon) eşlenmesi
Profoz :
Çekirdek zarı ve çekirdek ve organeller erir.
Seatrozom eşlenerek karşı kutba gider.(Hayvanlarda)
İğ iplikleri oluşur.
Metafaz :
Kromozomlar tek sıra dizilirler.
Anafaz :
Kardeş kromotitler ayrılarak karşılıklı kutuplara giderler.
Telofaz :
Çekirdek bölünmesini sitoplazma bölünmesi
NOT : Hayvan hücreleri boğumlanarak, bitki hücreleri orta lamel oluşturarak sitokinoz yaparlar.
Organeller, çekirdekçik, çekirdek zarı yeniden oluşur.
MAYOZ HÜCRE BÖLÜNMESİ
Sadece üreme ana hücreleri yapar.
Kromozom sayısı yarıya iner.
Kromozom yapısı değişir.
Çeşitliliği artırır.
Birbirini izleyen iki bölünme gibidir.
BÖLÜNME (İPMAT)
İnterfaz
Dinlenme ve hazırlık yapılır.
DNA eşlenir.
Profaz
Çekirdek zarı ve organeller erir.
Sentrozom eşlenir(Hayvan) karşı kutba gider.
İğ iplikleri oluşur.
Homolog kromozomlar birbirlerine sarılır.(SİNAPSİS)
Oluşan 4 kromotitli yapıya TETRAT denir.
Homolog kromozomların kardeş olmayan kromatitleri parça değiştirir.
METAFAZ
Kromozomlar ortada ÇİFT sıra dizilir.
ANAFAZ
Homolog kromozomlar ayrılarak karşılıklı kutuplara gider.
TELOFAZ
Çekirdek bölünmesini sitoplazma bölünmesi izler.
Çekirdek oranı ve çekirdekde, organeller yeniden oluşur.
BÖLÜNME (PMAT)
Aynı mitoz bölünme gibidir.
İnterfaz yoktur.DNA eşlenmez.
Kardeş kromotitler ayrılır.
Sonuçta 2n kromozomlu bir hücreden n kromozomlu 4 hücre oluşur.

ÜREME ÇEŞİTLERİ
Eşeysiz üreme :
Bir canlının tek başına benzerlerini oluşturmasıdır.
Mitoz bölünmelerle olur.
Çeşitliliği artırmaz.
Bölünme :
Tel hücrelilerde, vücut hücrelerinde vs. görülür.
Önce çekirdek sonra sitoplazma bölünür.
Tomurcuklanma :
Mantarlarda (Bira mayası) ve Hidroda görülür.
Canlıda oluşan çıkıntının gelişerek yeni canlıyı oluşturmasıdır.
Sporlanma :
Çiçeksiz bitkilerde ve mantarlarda görülür.
Mayoz bölünme ile oluşan n kromozomlu sporların çimlenerek yeni canlıyı oluşturmasıdır.
Vegatatif üreme :
Çiçekli bitkilerde görülür.
Canlıdan alınan bir parçanın gelişerek yeni canlıyı oluşturmasıdır.
Bir bitkiden alınan bir hücrenin laboratuvar da yeni canlıyı oluşturması doku kültürüdür ve eşeysiz sistemdir.
Regenerasyon :
Toprak solucanı, planerya, deniz yıldızı, kertenkele vb.
Canlıdan kopan bir parçanın yeni canlıyı oluşturması veya yeniden oluşması.
Bunların dışında soğanla, yumruyla ve rizomla üreme birer eşeysiz üremedir.

EŞEYLİ ÜREME :
Aynı türün iki farklı cinsiyetteki bireylerinin oluşturduğu üreme hücrelerinin birleşmesiyle oluşur.
Üreme hücrelerine gamet denir.Ve mayoz bölünmeyle oluşur.
Gametlerin birleşmesine döllenme oluşan hücreye de zigot denir.
Çeşitliliği artırır.
İzogami (Homogami) :
Büyüklükleri aynı ve hareketli gametlerin birleşmesidir.
Su yosunlarında görülür.
Anizogami (Heterogami) :
Su yosunlarında görülür.
Hareketli büyüklükleri farklı gametlerin birleşmesidir.
Ozgami :
Hayvanlarda ve bitkilerde görülür.
Dişi gamet büyük hareketsiz ve bol besinlidir.
Erkek hücre küçük ve hareketlidir.
Partenogenez :
Arı, karınca, termik, yaprak biti, su presi vs. görülür.
Mayöz bölünmeyle oluşan yumurta hücrelerinin döllenmeden yeni canlıyı erkek=n oluşturmasıdır.
Konjugasyon :
Bakterilerde görülür.
Aynı tür farklı özelliklerine sahip bireyleri arasına DNA aktarımı yapılması
Mayöz, döllenme, gamet oluşumu yoktur.Fakat çeşitlilik arttığından eşeyli ürüyor denir.
Metagonez :
Çiçeksiz bitkiler, mantarlar v.b görülür.
Eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip etmesidir.

BİTKİLERDE ÜREME
Bitkiler üremeleri bakımından ikiye ayrılır.
Çiçeksiz bitkiler :
Sporlarla ürerler.
Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür.
Canlılar bazen 2n kromozomlu diploid bazende monoploid
- Su yosunları :
Monoploid hayat devri daha uzundur.
Diploid hayat devri sadece zigot da görülür.
- Kara yosunları :
Diploid hayat devri biraz daha artmıştır.
Mayöz bölünmeyle sporları oluşturan yapıya sporotif denir.
Mitoz bölünmeyle gametleri oluşturan yapıya gamotofit denir.

ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE ÜREME
Üreme organları çiçekte bulunur ve tohumla ürerler.
Gamet oluşumu :
Ovaryumdaki yumurta ana hücresini mayoz bölünmesiyle oluşan makrosporlardan birinin gelişerek megaspor oluşturmasıyla ve peş peşe uç çekirdek mitoz daha geçirmesiyle olur.
Erkek gamet anterde bulunan polen ana hücresinin mayoz bölünmesiyle oluşan microspor mayoz bölünmesiyle oluşan her birinin 1 çekirdek mitozu geçirmesiyle oluşur.

TOZLAŞMA :
Polenlerin çeşitli vasıtalarla dişicik tepesine taşınmasıdır.(Rüzgar vb.)
Rüzgarla tozlaşanlarda hafif ve çabuk polen yapılır.
Böceklerle tozlaşanlarda güzel renk ve koku bal özü ve çengelli polenler yapılır.
Tozlaşmadan sonra polendeki vegataraf çekirdek dişicik borusunda polen tüpünü embryo tepesine kadar oluşturur ve kaybolur.
Genaratif çekirdekte polen tüpünde bir mitoz daha geçirerek sperm çekirdeklerini oluşturur.
Döllenme : Spermlerden biri yumurta hücresini polar çekirdekleri döller.
Çimlenme :
Tohumun uygun ortamda yeni canlıyı oluşturmasıdır.
Uygun ortam (Su,ısı,O2 dir)
Çimlenmedeki olaylar – Tohumun su olması (osmos)
- Çeneklerdeki besinler sindirilir.
- O2 li solunumla ATP üretilir.
- Gerekli protein ve enzimler yapılır.
- Hücre bölünmeleri olur.
- Kök, gövde ve yaprak oluşur.
- Fotosentez başlar.
Tohumun çimlenmeden uzun süre kalması;
- Çeneklerdeki besin miktarı ve çeşidi
- Çeneklerdeki su miktarı
- Tohum kabuğunun kalınlığı ile ilgilidir.

HAYVANLARDA ÜREME
Omurgasızlarda üreme :
Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür.
Bazılarında üreme sistemi yoktur.(Sünger)
Bazıları da hem dişi hem de erkek üreme sistemleri bulundurur.(Tenya kendi kendini döller, toprak solucanı başka bireylerle ürer.)
Bazılarında da kopan bir parça yeni canlıyı oluşturur.(Deniz yıldızı,toprak solucanı)
Bazılarında partonegonez görülür.(Arı,kelebek,karınca)
Bazılarında metagenez görülür.(Deniz anası)
Omurgalılarda üreme :
Dişi ve erkek üreme sistemi ayrı ayrı bireylerde bulunur.
Eşeyli üreme görülür.
a.Gamet oluşumu :
Gametler mayöz bölünmeyle oluşur.
Erkek gamet oluşumu :
Testislerde mayöz bölünme ile oluşan bütün hücreler sperm oluşturur.
Dişi gamet oluşumu :
Ovaryumda mayöz bölünme ile oluşan hücrelerden sadece biri aktiftir.
Döllenme :
Dişi ve erkek gametin birleşmesidir.
Canlılarda iki çeşit döllenme vardır.
Dış döllenme :
Gametler suda birleşir.(Balık ve kurbağalarda görülür.)
Gelişmede suda(dışarıda) olur.
Döllenme şansını arttırmak için çok sayıda gamet aynı anda aynı yere bırakılır.
Yavru bakımı yoktur.
İç döllenme :
Gametler dişi üreme sisteminde birleşir.
Dış döllenmeye göre daha az gamet bırakılır.
Gelişme sürüngenlerde ve kuşlarda dışarda yumurta içerisinde olur.
Memelilerde gelişme anne karnında olur.
Yavru bakımı vardır.
İkizler :
İki çeşittir.
Tek yumurta ikizleri :
Bir yumurtanın bir sperm tarafından döllenmesiyle oluşur.
Bütün özellikleri aynıdır.
Çift yumurta ikizleri :
İki yada daha fazla yumurta hücresinin spermlerle oluşmasıdır.

BALIKLARDA ÜREME (KURBAĞA)
Dış döllenme ve dış gelişme görülür.
Kurbağalardaki besin yetmediğinden başkalaşım geçirir.

SÜRÜNGENLERDE VE KUŞLARDA ÜREME
İç döllenme görülür.
Gelişme dışardadır ve yumurtanın içerisinde olur.

Yumurta kabuğu Müller kanalında oluşur.
- Sürüngen ve kuşlarda var.
- CaCO3 dür.
- Bütün yapıyı korur.(Dışardan)
- Su,hava ve mikropları geçirir.

Koryon zarı : Mikropları geçirmez.
- Memelilerde göbek bağı oluşumuna katılır.
Vitellus kesesi : İçi besin doludur.
- Kuşlar,sürüngenler,kurbağalar,memeliler
Alantois kesesi : Embriyoda oluşan atıklar buraya depolanır.
-Balık, Kurbağa ve memelilerde iş görmez.
Amniyon zarı ve sıvısı : Embriyoyu korur.
- Balık ve kurbağalarda yok.
EMBRİYO : Zigotun gelişmesiyle oluşan yeni canlı örneğidir.

MEMELİLERDE ÜREME
İç döllenme görülür.
Gelişme memelilerd yumurta içerisinde olur, keseli memelilerde kesede olur.Plesantalı memelilerde otereusda(anne karnında) olur.
Bütün memeliler yavrularını süt ile besler.

İNSANLARDA ÜREME
Plesantal memelidir.
İç döllenme ve iç gelişme görülür.
Yavrular doğurulur ve sütle beslenir.
Dişi ve erkek üreme sistemi ayrı ayrı bireylerde oluşur.

ERKEK ÜREME SİSTEMİ :
Spermler mayöz bölünme ile testislerdeki seminifor tüplerde oluşur.
Spermler epididimizde hareket yeteneği kazanırlar.
Spermler vas deferansda depolanır.
Spermleri koruyan ve besleyen sıvı prostat, seminal ve kavgar bezlerinde üretilir.
Bütün bu işleri hipatolamus tarafından kontrol edilir.

DİŞİ ÜREME SİSTEMİ :
Yumurta hücresi ovaryumlardaki moleküllerde oluşur.
Döllenme fullop tüpünde olur.
Gelişme uterusda olur.
Yumurta hücresi dört basamakta oluşur ve atılır.(Mensturuasyon döngüsü)
Folekül evresi :
Foleküllerdeki yumurta hücresinin olgunlaşmasıdır.
Hipofiz FSH kontrolünde olur.
Kana bol miktarda ostrojen verilir.
Uterus hazırlıkları başlar.
Ovulasyon :
Olgunlaşan yumurta hücresinin yumurta kanalına atılmasıdır.
Hipofizin LH kontrolünde olur.
Az ostrohen çok protogestron hormonu yaptırır.
3 Korpusluteum :
Ovulasyondan sonra geri kalan folekul parçalarıdır.
Hipofizin LTH kontrolünde olur.
Az ostrojen ve çok protogeteron hormonu yaptırır.
Hamilelik yoksa kaybolur gider.
Hamilelik varsa varlığını sürdürür.
Menstroasyon guresi :
Döllenmemiş yumurtanın oterus dokularıyla birlikte dışarıya atılır.
Dişi üreme sistemide hipotolamus kontrolünde çalışır.

PLESANTA VE GÖBEK BAĞI
Bebek ve anne tarafından oluşturulur.(Koryon zarı) tarafından.
Anne ve bebek arasındaki madde alışverişini sağlar.
Anne ve bebek kanı karışmaz.
Madde değişimleri difizyon ve aktif taşımayla olur.
Plesenta az miktarda progesteron salgılar.
GELİŞME :
Zigotun yeni canlı oluşuncaya kadar geçen olaylara denir.
Üç temel olay görülür.
- Bölünme:Mitoz
- Büyüme : Yeni moleküllerin yapımı
- Farklılaşma : Hücrelerin özelleşmesi
Zigot mitoz bölünmelerle (segmantasyon) hücre yığını olan (MOPULO)yu oluşturur.Moruladaki hücreler kenarlara göç ederek (Blastula)yı oluşturur.
Blastolardaki hücrelerin içeri doğru göçmesiyle GASTROLA safhası oluşur.
Gastrolarda tabakalar, tabakalardan da organ ve sistemler oluşur.
Ektodurm :
DıŞ tabakalarda ve dışarıda bulunan organlara gelişir.
Göz,kulak,burun vb. beş duyu organı
Beyin ve sinir sistemi de gelişir.
Mezodurm :
En iç tabakadır, içerde bulunup dışarısıyla irtibatlı yapıları oluşturur.
Akciğer, mide, sindirim sistemi, karaciğer oluşturur.
Embriyonik İndiksiyon :
Gelişimin erken safhalarında tabakaların birbirini etkilemesidir.
Gözün ve beynin oluşumu bu şekildedir.
Beyin (sinir sistemi) ektodorm tabakası tarafından fakat mezodorm etkisiyle olur.
Zigottan sonra yapılan her türlü deney embriyonik indiksiyonu inceler.
KALITIM VE ÇEVRE :
Genel kavramlar :
Kalıtım : Anne ve babadaki özelliklerin çocuklara geçmesidir.(Karakter)
Karakter : Canlıya has özelliklere denir.
Bazı karakterler sadece kalıtımla oluşur.(Kan grubu)
Bazı karakterlerde sadece çevrenin etkisiyle oluşur.(2n kromozomlu dişi arıları)
- İyi besin kraliçe
- Kötü besin işçi
Çoğu karakterde kalıtım ve çevrenin etkileşimiyle oluşur.(Saç rengi, ten rengi vs.)
Modifikasyon :Çevre şartlarının etkisiyle canlıdaki genlerin işleyişinin değişmesidir.(Himalaya tavşanında kürk rengi, sirke sineğinde kanat şekli)
Adaptasyon : Çevre şartlarının etkisiyle canlıdaki genlerin işlerlik kazanmasıdır.
Kalıtsaldır geri dönüşüm olmaz.(Kurak bölge bitkilerinin iğne yapraklı olması)
Mutasyon : Çevre şartlarının etkisiyle genlerin bozulması
Radyo aktif ve kimyasal maddelerin etkisiyle olur.
Üreme hücrelerinde olursa kalıtsaldır.
Gen frekanslarını değiştirir.Çoğu çekiniktir.
Gen : Bir karakterin ortaya çıkmasını sağlayan DNA parçasıdır.
Allel Gen : Aynı işi yaptıran genlere denir.
Homolog kromozom : Biri anneden biri babadan gelen ve üzerlerinde aynı genleri taşıyan kromozomlardır.
Homoziyot (Arı döl) :
Allel genler aynıdır.
Hebereziyot (Melez) :
Allel genler farklıdır.
Genatip :
Bir canlının genleri toplamıdır.
Fenotip :
Bir canlının dış görünüşüdür.
Dominaat (Baskın gen) :
Hetereziyot durumunda etkisini gösteren gendir.(A,B,C,D)
Resesif(Çekinik gen) :
Hetereziot durumda etkisini gösteremeyen gendir. (a,b,c,d)
NOT : Baskın bir gen etkisini her zaman gösterdiği halde çekinikken homozigotken ortaya çıkar.
Bağımsız gen : Karakterleri kontrol eden genler ayrı ayrı kromozomlar üzerindedir.Bağımsız genler gametlere bağımsız dağılır.
Bağlı genler : Karakterleri kontrol eden genler aynı kromozom üzerindedir.Gametlere beraber giderler.
GAMET ÇEŞİDİ BULMA :
Mayozla oluşan üreme hücreleridir.
Vücud kromozomlarının yarısı kadar kromozom vardır.
ÇAPRAZLAMA :
Monohibrit çaprazlama : Bir karakterle yapılan çaprazlamalardır.
KARIŞIK ÇAPRAZLAMA :
Bütün karakterlerin ayrı ayrı gelme ihtimalleri bulunarak çarpılır.
ÖZEL ÇAPRAZLAMALAR :
Eksik baskınlık – Eş baskınlık :
Hetereziyotun farklı görünüşde olmasıdır.
İnsanlarda A,B grubu, atlarda kıl rengi, akşam sefasında çiçek rengi
Kontrol çaprazlama :
Baskın görünüşlü bireylerin bu özellik bakımından homozigot mu hetero olduğunu anlamak için homoziyot resesifiyle çaprazlanmasıdır.
Çok sayıda Allellik :
Canlılarda bazı karakterler ikiden fazla allel gen tarafından kontrol eder.Fakat bir canlıda yine bunlardan iki adet bulunur.
Buna en iyi örnek insanlardaki ABO kan grubu sistemidir.
Kan grubu genlerine ait proteinler alyuvarlarda
Kan sıvısında da(plazma) yabancı bir kanın girişini engelleyen antikor bulunur.
KAN GRUBU TESPİTİ :
Kan grubu proteinlerinin olup olmadığının antikorlarla araştırılmasıdır.
KAN UYUŞMAZLIĞI
SART :RH- bir annenin RH+ bir çocuğa hamile kalması ile ortaya çıkar.
Birinci RH+ çocuk %80 sağlamdır.
İkinci RH+ çocuk %80 olur veya doğduktan sonra kanı değiştirilmelidir.
RH- çocuklarda problem olmaz.
Anneye hamilelikte veya doğduktan sonra anti anti- RH verilerek sağlam çocuklar doğması sağlanır.
Anne RH- ise ilk çocuk doğarken (Rh+) proteini geçer ve anne anti Rh yapar ve 2. çocuk doğar.
Eşeye bağlı kalıtım :
Canlıda kromozomlar çift halde bulunur.
Son bir çift cinsiyeti belirler.(GONOZOM)
Diğer kromozom çiftleride vücud özelliğini belirler.(OTOZOM)
Üreme hücreleri vücud hücrelerinin yarısı kadar kromozom taşır.
Canlılarda kromozom sayısı sabittir.
Kromozom sayısı bir fazla bir eksik olabilir.(gerizekalı,kısırlık)
Daha fazla eksiklik olursa, fazla olursada olur.
Mayoz bölünmede görülen ayrılmama kromozom sayısı anormalliklerinin oluşmasına neden olur.
Mongolizm (Doum) sendromu :
Vücud kromozumunun bir fazlasıdır. 2n=47 dir.
Turner sendromu :
X kromozomu bir tane azdır.2n=45
Turner felter sendromu :
X kromozomu bir tane fazladır. 2n=47
Canlılarda son bir çift kromozom cinsiyeti belirlemenin yanında bazı karakterlerinde kalıtımını sağlar.
Sirke sineğinde göz rengi kırmızı, beyaza baskın
Kedilerde kıl rengi (sarı siyah eş baskın)
İnsanlarda renk körlüğü, hemofili vb.

POPÜLASYON GENETİĞİ :
Belli bir alanda yaşayan aynı tür canlılara popülasyon denir.
Bir popülasyondaki genlerin toplamına gen havuzu denir.
Bir popülasyonda her hangi bir genin bulunma sıklığına gen frekansı denir.
Gen frekansları zamanla değişmez.
Aşağıdaki etkiler gen frekansını değiştirir.
MUTASYON :
Üreme hücrelerindeki bozukluklar
MİGRASYON :
İçe ve dışa göçler
İZOLASYON :
Ayırma, izolasyon

ÖZEL DURUM :
Sadece X kromozomunda taşınan özellikler için erkeklerden p+q, dişilerde p2+2pq+q2=1 formülü uygulanır.(aynı formül arılarda uygulanır.)

BİTKİLER VE SİSTEMLER :
Bitkilerin özellikleri :
Fotosentez yapan ototrof canlılardır.
Yarı parazit bitkiler ( ökseotu) fotosentez yapar fakat su ve mineralleri konaktan alır.
Tam parazit bitkiler fotosentez yapmaz.Bütün ihtiyaçlarını konaktan alır.
Bitkiler üremelerine göre sınıflandırılırlar.
Çiçeksiz bitkiler :
Sporlarla ürerler.
Kök,gövde ve yaprak yoktur.İletim demeti eğreltilerde vardır.
Su yosunu, kara yosunu, eğrelti vb.
Çiçekli bitkiler :
Üreme organı çiçektir ve tohumla ürer.
Kök,gövde ve yaprak gelişmiştir.
İletim demeti bulunur.
- Kök – Bitkileri toprağa bağlar.
- Su ve mineral alır.
- Kutikula tabakası yoktur.
- Kloroplast yoktur.
- Stoma yoktur.
Gövde:
– Geçiş sağlar.
- Yaprak ve çiçekleri taşır.
Yaprak
– Fotosentez,solunum ve terleme yapılır.
Stoma (Kilit,Bekail) Hücre :
KUTİKULA :
Epidermis hücreleri yapar.
Yağsı ve mumsudur.
Su ve hava geçirmez(izolasyon) ışığı geçirir.
Kökte yoktur, otsu gövdelerde vardır.
Su bitkilerinde ince, kurak bölge bitkilerinde kalındır.
EPİDERMİS :
Kutikulayı yapar.
Kök,gövde ve yapraklarda vardır.
Emici tüy diken ve salgı yapımını yapar.
PARANKİMA :
Bitkilerin bütün boşlukları doldurur.
Otsu gövde ve yapraktakiler fotosentez yapar.
STOMA :
Yaprağın altında, üstünde veya her ikisinde olabilir.
Epidermis ile aynı hizada içeri doğru girmiş (KURAK), dışarı doğru çıkmış olabilir.(SULAK)
Otsu gövde ve yapraklarda vardır kökte yok.
Su bitkilerinde yoktur.
Fotosentez yapabilen iki bekçi hücreden oluşur.
Açılıp kapanabilir.
Açılma : Yoğunluk arttırılır.(içeri su girer)(Turgor olur ve açılır.)
Kapama: Yoğunluk azalacak.(O2li solunum)(Nişasta sentezi)(Su dışarı çıkar)(Turgor azalır ve kapanır.)

BİTKİLERİN SİSTEMLERİ
Solunum sistemleri :
Bitkiler gündüz O2 yi gece O2 yi dışardan alırlar.
Gaz alışverişi stomalardan difizyonla sağlanır.
Kışın yaprağını döken ağaçlar gaz alışverişini lentisellerden yapar.
Lentiseller – Ölü mantar hücrelerden oluşur.
- Dal ve gövdelerde bulunur.
- Fotosentez yapmaz.
- Açılıp kapanmaz.
- Üzerinde kutikula yoktur.
- Gaz alışverişi ve terlemeyi sağlar.
Bitkilerde sindirim sistemi :
Bitkilerde sindirim sistemi yoktur.
Fakat böcekçil bitkiler azot ihtiyacını karşılamak için hücre dışı sindirim yaparlar.
Hayvanlar :
Güzel ve yapışkan yakalama organları vardır.
Lasti hareketiyle böcek yakalanır.
Hücre dışına enzim boşaltılır.
Hücre dışı sindirim olur.
Yapı taşları difizyon ve aktif taşımayla hücreye alınır.
Kendisi için gerekli molekülleri yapar.
Dionga, nephentes vb.
BİTKİLERDE TAŞIMA SİSTEMİ YOKTUR.
İki adet taşıma sistemi bulunur.
SU VE MİNERALLERİN TAŞINMASI :
Köklerdeki emici tüylerle alır.
Odun (ksilem) boruları ile taşınır.
Odun boru hücreleri – ölüdür.
- incedir
- Tek yönlüdür.Aşağıdan yukarıya doğru
- Hızlıdır.
- Su,tuz,mineral vb. taşır.
Uç kuvvetle taşınır.
F1 : Kök basıncı: (Suyun alınması ve biraz iktirilmesiyle ilgilidir.)
%30 yoğunluk farkından dolayı suyun kök hücrelerine alınmasıdır.
Kök daima daha yoğundur.
F2 : Kılcallık : (Suyun gövdede ilerlemesiyle ilgilidir.)
%10 su moleküllerinin odun boru çeperlerince çekilmesidir.
F3 : Terleme (Hohezyon):
%60 Suyun yapraklarla emilmesiyle ilgilidir.
Su köklerden yapraklara kadar su sütunu oluşturur.
Terlemeyle su uzaklaştığında yoğunluk artar ve bir alt bölgeden su çekilir.
ORGANİK MADDELERİN TAŞINMASI :
Kendisi yapar.
Soymuk (Floem) borularla taşınır.
Soymuk boru hücreleri
- Canlıdır.
- Maddeler stoplazmadan geçer.
- Çift yönlüdür.
- Yavaştır.
- Glikoz, aminoasit,vitamin, yağ asidi vb.
Organik maddelerin taşınması sıvı basınçlarının farklı olması ve aktif taşımayla yapılır.
BİTKİLERDE BOŞALTIM :
Çeşitli artıklar değişik yollardan dışarı atılır.
OKSİJEN – gündüz fotosentezle oluşur.
- stomalardan difizyonla atılır.
KARBONDİOKSİT – Gece solunumla oluşur.
- stomalardan difizyonla atılır.
SU – stomalardan terlemeyle atılır.
Nemli bölgelerde özel kanallardan (Hidadot), damlama (Gutasyon) ile atılır.

BAZI İNORGANİK VE ORGANİK MOLEKÜLLER
Topraktan alınır veya üretilir.
Yaprak ve meyvede depolanır ve döküm ile atılır.
Bazıları kökten toprağa verilir.(Bitki dağılımı etkiler.)
BİTKİSEL DOKULAR
İki çeşittir.
Surgen doku (Melistem doku)
Sürekli bölünebilen genç hücrelerden oluşur.
Uç(apikal,primer) meristem
Kök, gövde ve dal ucunda bulunur ve boysa büyümeyi sağlar.
Gövde (Kambiyum,sekonder) meristem
Çok yıllık bitkilerin gövdelerinde bulunur, enine büyümeyi sağlar.
Sabit doku
Surgen dokuların farklılaşmasıyla oluşan yaşlı ve bölünemeyen hücrelerden oluşur.
İletim dokusu – madde taşır
Destek doku – desteklik sağlar
Salgı doku – çeşitli bitkisel salgıları yapar
Mantar doku – ölü hücrelerdir, bitkiyi korur.

BİTKİSEL HORMONLAR
Düzenleyici moleküllerdir.
OKSİN – Uç noktalarda bulunan büyüme hormonudur.(Boyca uzama)
- Çiçek,yaprak ve meyve oluşumunu sağlar.
- Işıkta etkisizdir.(Yönelim)
GİBERELLİ : Büyüme hormonudur.
- Gövde ve meyve büyümesini sağlar.
SİTOKİN : Tomurcuk gelişim ve çimlenmeyi sağlar.
ABSİSİK : Tomurcuk gelişiminini durdurur.
ETİLEN : Meyva olgunlaşması ve yaprak dökümünü sağlar.

BİTKİSEL HAREKETLER
TROPİZM : Yönelim :
- Uyarının yönü önemlidir.(+)(-)
- Kök+Jeotropizm
- Gövde-Jeotropizm
TAKSİ : Yer değiştirme.
- Bir yere bağlı olmayan bitkiler
- Uyarının yönü öenmlidir.
- + fototaksi, - kemotaksi
NASTİ : Açılıp kapanma hareketleri
- uyarının yönü önemli değildir.
Termanasti, vb. hidronastı

SİSTEMLER
Dolaşım sistemi :
Yararlı ve zararlı maddelerin ilgili yerlere taşınmasına dolaşım denir.
Tek hücrelilerde stoplazmil hareketler ve endoplazmik retikulum la sağlanır.
Çok hücrelilerde ise az yada çok gelişmiş ve DDK oluşan bir dolaşım sistemi bulunur.
Canlılarda DKK dan oluşan iki dolaşım sistemi bulunur.
Açık dolaşım :
- Kan kalpten sonra vücud boşluklarında dolaşır.
- Kılcal damar yok.
- Böceklerde vardır.
- Kanın akışı yavaştır.
Kapalı dolaşım :
- Kan sürekli damarlarda dolaşır.
- Kılcal damarlar var.
- Kanın akışı hızlıdır.
- Bazı omurgasızlarda (Toprak solucanı) ve bütün omurgalılarda görülür.

OMURGALILARDA DOLAŞIM
Omurgalılarda kapalı dolaşım bulunur.
Bazılarının vücud ısısı değişkendir.(Soğukkanlı=Balık=Kurbağa)
Bazılarının da vücud ısıları sabittir.(Sıcakkanlı=Kuşlar=Memeliler)
Taşıma pigmentleri (Hemoglobin) alyuvarlardır.(daha çok O2 taşır.)
Omurgalılar 5 sınıftan oluşur.

BALIKLARDA DOLAŞIM
Kalp iki odalıdır.
Kalpte sürekli kirli kan bulunur.Fakat vücuda temiz kan gider.
Kalp solungaçlarda temizlenir.

KURBAĞALARDA DOLAŞIM
Kalp üç odalıdır.
Temiz ve kirli kan karışır.
Yavrularda solungaç ve deride; erginlerde akciğer ve deride yapar.

SÜRÜNGENLERDE DOLAŞIM
Kalp üç oda yarı perdelidir.
Kirli ve temiz kan kalpte yine karışır ve vücuda karışık kan gider.
Kan akciğerlerde temizlenir.
Timsahlarda tam perdeli (dört oda) dır.Fakat kan damarlarda karışır.

İNSANLARDA DOLAŞIM
Kalp dört odalıdır. – Üsttekilere kulakçık (Atrium)
- Alttakilere karıncık (Ventrikül) denir.
Kanın tek yönlü akışını sağlayan kapakçıklar bulunur.
- Sol kulakçık ile karıncık arasında ikili (dikuspiz) kapak vardır.
- Sağ kulakçık ile karıncık arasında uçlu (trikuspit) kapak vardır.
- Karıncıkların atar damarlara açıldığı uçta hem sağ hem se solun yarım ay kapakları bulunur.
Kalbin sağında kirli, solunda temiz kan bulunur.
Kalp üç tabakadan oluşur.
- Dışda : pencard: Bağdokusu: Koruma ve besleme
- Ortada: Miocard:Kas dokusu:Kasılma
- İçte:Endocard:Epitel doku: Kayganlık sağlar.
Kalbin kasılmasına sistal, gevşemesine diastal (60,80)(Nabız)
Kalbi besleyen damarlara koroner damar denir.(Pericard,miocard)
Kalp merkezi sinir sisteminden hariç çalışır.Bunu sağlayan iki sinir düğmü vardır.Sağ kulakçığın çeperinde önce sağ sonra sol karıncıkları kastırır.(Atrioventrikuler düğüm)

KALP ATIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Merkezi sinir sistemi (sempatik hızlandırır, parasempatik yavaşlatır.)
Hormonlar (Adrenalin artırır, asotilkalin yavaşlatır.)
Kandaki O2 ve CO2 miktarı
Kimyasal maddeler
Ani ısı değişmeleri (soğuk-yavaş, sıcakta hızlı)

DAMARLAR
Üç çeşittir.
Atar damar (Arter):
Kalpten kan götüren damarlardır.
Üç tabakadan oluşur.
- Dışda bağ dokusu korur.
- Ortada kas tabakası kastırır.
- İçte epitel kaydırır.
Atar damarlar kasılarak kan basıncını artırır.
Toplar damar (Ven) :
Kalbe kan getiren damarlardır.(Toplar damar)Üç tabakalıdır, fakat kas tabakası kasılmaz.
Kanın tek yönlü akmasını sağlayan kapakçıklar vardır.
NOT : Kalbe kan getiren damarlara toplar, götürenlere atar denir.Diğer organlar için bunun tam tersi alınır.

KILCAL DAMARLAR
Atar ve toplar damar arasındadır.
Sadece epitel doku bulunur.
Madde geçişleri kılcal damarlardan oluşur.

MADDE GEÇİŞLERİ
Kılcal damarlarda olur.
İki kuvvetin etkisiyle olur.
Kan basıncı : (KB)
Kanın damarlara içerden yaptığı basınçtır.
- Kalp atış hızı
- Kalp atış sayısı
- Damar tipi
- Kalpten uzaklık
Kan osmatik basıncı (KOB) :
Kanın yoğunluğundan dolayı damar dışındaki sıvının damarlara yaptığı basınçtır.SABİTTİR.
KB büyük KOB ise maddeler damar dışına çıkar.(Kılcal damar başı)
KOB büyük KB ise maddeler içine girer. (Kılcal damar sonu)

KAN
Taşıyıcı ve düzenleyici bir sıvıdır.
İki kısımdan oluşur.
Kan sıvısı : (plazma) :%55
İnorganiklerden, su (%95), mineral, tuzlar vb. (%5)
Organiklerden glikoz,vitamin,hormon, yağ asidi,gliserol,amino asit ve proteinler bulunur.
Kan hücreleri : %45
Alyuvarlar (eritrosit)
Kırmızı komik iliğinde yapılır.
Memelilerde çekirdeği ve organelleri yoktur.
İçerisindeki hemoglobin ile O2 ve CO2 taşır.
Yaşlı alyuvarlar (120 gün) karaciğerde parçalanır.
Mm3 kanda 3,3 le 5,5 arasında değişiyor.
Akyuvarlar (Lökosit) :
Sarı kemik iliği ve lenf düğümlerinde yapılır.
Çekirdek ve organelleri vardır.Ve çok çeşidi vardır.
Damar dışına çıkabilir.
Vücudu mikroplara karşı savunurlar.
Bazıları fagositozla mikrop yer.
Lenfosidler ise mikroplara karşı antikor oluşturur.
Mm3 kanda 8-10 bin tane
Kan pulcukları (Trombosit) :
Kanın pıhtılaşmasını sağlar.
Kanın damar içerisinde pıhtılaşmasını heparin önler.

BAĞIŞIKLIK :
Vücudun mikroplara karşı gösterdiği dirence bağışıklık denir.
Doğuştan bağışıklık :
Bazı hastalıklara bağışıklı olarak doğmasıdır.
Sonradan kazanılan bağışıklık :
3 şekilde olur.
Hastalığı geçirme: - Hastalık geçirildiğinde o hastalığa karşı antikor oluşturulur.
Aşılanma : - Sağlıklı zamanda hastalık etkininin ölü veya zayıflatılmış olarak vücuda verilmesiyle antikor oluşturulmasıdır.
Serum : - Hazır antikordur, hasta insana yapılır, pasif bağışıklık yapar.


DOLAŞIMIN GÖREVLERİ
O2 ve CO2 taşır.
Besin ve artık taşır.Hormon taşır(Enzim taşımaz.)
Vücut ısısını dağıtır.
İç dengeyi sağlar.
Vücudu mikroplara karşı savunur.
LENF DOLAŞIMI
Lenf kanalları ve lenf düğümleri, lenf sıvısından oluşur.
Alyuvar yoktur.
Akyuvar (Lenfosit) bulunur.
Görevi : - fazlalık doku sıvısı ve proteinleri kana verir.
- sindirilmiş yağları taşır.
İki büyük lenf dolaşımı vardır.
Vücudun solundandır.
İnce bağırsaktan gelen lenf kanallarıyla birleşir, peke sarnıcından sonra göğüs lenf kanalıyla sol köprücük altı toplar damarına dökülür.
Sağ
Vücudun sağındaki lenf kanalları birleşerek sağ köprücük altı toplar damarına dökülür.
KÜÇÜK DOLAŞIM
Kirli kanı kalpten alıp akciğerlerde temizleterek tekrar kalbe getirir.
İzlediği yol sağ karıncık – akciğer atar damarı – akciğer kılcalları – akciğer toplar damarı – sol kulakçık
BÜYÜK DOLAŞIM
Temiz kanı bütün vücuda taşır.(Akciğer hariç), kirlendikten sonra tekrar kalbe getirir.
SOLUNUM SİSTEMİ :
Canlılarda reaksiyon için enerji gereklidir.
Bu enerji genellikle besinlerin O2 ile parçalanmasıyla elde edilir.
Canlılarda iki çeşit solunum sistemi bulunur.
DOĞRUDAN SOLUNUM :
Bütün hücreler gerekli gazları yüzeyleriyle dışardan alır.
Tek hücreliler ve kolonilerde görülürler.
DOLAYLI SOLUNUM :
Solunum gazları solunum organları tarafından alınır ve hücrelere ya doğrudan yada kan ile ulaştırılır.
Bütün solunum yolları ;
- Geniş yüzeylidir.
- Nemlidir.
- Bol kılcal damarlıdır.(Trake hariç)
- Kan ile hava arasında bir sıra hücre bulunur.
- Gaz değişimi difizyondur.
Canlılarda dört tip solunum vardır.
Deri solunumu :
Toprak solucanı ve yardımcı olarak diğer canlılarda bulunur.
Böcekler ve sürüngenler yapamaz.
Deri nemli ve bol kılcal damarlıdır.
Trake solunumu :
Böceklerde görülür.
Bütün hücrelere kadar uzanan ince gaz borularından oluşur.
Gaz boruları vücudun içerisinde ve önemlidir.
Solunum gazlarını bizzat götürür.
Kan O2 taşımaz.
Gazların ilerlemesi vücud hareketleri ve difizyon ile olur.
Solungaç solunumu :
Balıklar ve kurbağalar (yavru) bazı omurgasızlar.
Solungaçlar dış yüzeye yakın ve bol kılcal damarlar vardır.
Suda çözünmüş O2 yi alırlar.
Kanın ve suyun akışı terstir.
Akciğer solunumu :
Kurbağa,sürüngen,kuş ve memelilerde görülür.
Akciğerler vücud içerisine girmiştir.(su kaybını ve kurumayı engellemek için)
Memelilerde küçük gaz değişim odalarına alvesl denir.
İnsanlarda soluk alma – Diyafram kası kasılır.
- Kaburga kaslarının kasılması
- Akciğerin hacmi artar.
- Akciğer basıncı düşer.
- İçeriye gaz verir.
İnsanlarda soluk verme – Diyafram kası gevşer.
- Kaburga kasları gevşer
- Akciğer hacmi azalır.
- Akciğer basıncı artar.
- Dışarıya gaz verir.
İnsanlarda soluk alıp verme omirilik soğanı tarafından kandaki O2 ve CO2 miktarına göre yapılır.

SOLUNUM GAZLARININ TAŞINMASI
Omurgasızlarda kan sıvısı ile omurgalılarda alyuvarlarda taşınır.
O2 nin taşınması :
Solunum organlarından dokulara taşınır.
Çoğu alyuvarlardaki homoglobin ile bir kısmı da kan sıvısında çözünerek taşınır.
CO2 nin taşınması :
Dokulardan solunum organlarına taşınır.
Birazı kan sıvısında çözünerek birazı da homoglobinle, çoğu HCO3 şeklinde kan sıvısında taşınır.
Reaksiyonlar alyuvarlardaki Korbonil Anhidraz kontrolünde olur.

SİNİR SİSTEMİ
Canlılara iç ve dış ortamdan gelen uyarılara verilen cevapları düzenleyen sistemdir.
Homoestosi de etkiler.(Homeostozi iç dengenin ayarlanması)
Uyarıları alan alıcılara (Reseptor denir.)
Reseptor – Dağınık yada toplu olabilir.
- Yüzeye yakın yada derinde olabilir.
- Sinir elemanı yada başka olabilir.
Erektör – uyarılara cevap olarak harekete geçen yapılara denir.(Kas,salgı bezleri vb.)
Sinir hücrelerine nöron denir.
Görevlerine göre üç çeşit sinir hücresi vardır.
Duyu nöronu : Uyarıları merkeze taşır.
Merkezi nöronu : Beyin : Uyarılara karşı cevap oluşturan sinirlerdir.(sıfırdan uyarı oluşturabilirler.) ve uyarılar çift yönlü hareket edebilir.)
Motor nöron : Oluşturulan cevapları efektöre taşır.
Uyarı – Reseptör – duyu nöronu – merkezi nöron – motor nöron – efektör
Bir sinir hücresi gövde nöron = gövde ve uzantılar
Dentrit uyarıları gövdeye getirir ve kısadır.
Aksanı uyarıları gövdeden götürür.
Sahwannh hücreleri : Miyalin kılıfı oluşturur.
Ranvier boğumu : Miyalin kılıfsız bölgedir.
Miyalin kılıf : Aksonu izole eder
Sinir hücreleri birbirine değmez.
Bir sinir hücresinde uyarının tonu dentrit gövde akson boyuncadır.
İmpulslar bir sinir hücresinden diğerine sinaps lardan kimyasal olarak hormonlarla taşınır.
Snapslarda süre kaybı olur.
Snapslar uyarının şiddetini ve sayısını arttırabilir ve hatta durdurulabilir.
Bir uyarının (impulsun) alınabilmesi için eşik şiddetinde olmalıdır
Uyarının şiddeti – eşik değerinin altındaysa ALINMIYOR
- eşik değerinde ise İMPULS oluşur.
- Eşik değerinin üstündeyse ÇOK İMPULS oluşur.
İmpuls sayısı artarsa tepki şiddeti artar.
İmpuls hızı değişmez fakat impuls uyarının süresi, şiddeti ve frekansıyla arttırabilir, azaltabilir.
Bir impuls sinir hücresi boyunca elektriksel olarak üretilir.
Uyarılmamış bir sinir hücresinin içi (-) negatif K+, Cİ), dışı (+) artı (Na+ , Cİ) polarize denir.
Aktif taşımayla sağlanır.İmpuls verildiğinde Na içeri girer, K dışarı çıkar buna polarize denir ve difizyonla sağlanır.
Uyarılmış bir sinir ikinci bir uyarıyı alabilmesi için eski haline dönmelidir.Buna Repolarize denir.
İmpuls ilerlerken – enerji harcanır.O2 li solunum olur.
- Isı artar.(Enerji üretildiğinden)
- Aktif taşıma ve difizyon olur.Elektriksel değişim
İmpuls ilerlerken eşik değeri değişmez.
- İmpuls hızı ve dğişiklikler değşimez.

CANLILARDA SİNİR SİSTEMİ
Tek hücrelilerde sinir telleri bulunur.
Süngerlerde sinir ağı bulunur.
Hidrada sinir ağı bulunur.
Plenaryada beyin görevi yapan bir çift sinir doğumu ve bütün vücutta uzanan ve bir çift sinir kordonu bulunur.
Diğer omurgasızlarda bu yapı daha gelişmiş olabilir.
- Beyin balık, kurbağada tek ve düzdür.
- Beyin kuş ve memelilerde çift ve kıvrımlıdır.
- Beyincik balık, kurbağa ve sürüngenlerde tek ve düz
- Beyincik kuş ve memelilerde çift ve kıvrımlı
- Beyincik balık ve kuşlarda büyük

İNSANLARDA SİNİR SİSTEMİ
Merkezi sinir sistemi :
Merkezi ve çevresel sinir sisteminden oluşur.
Merkezi sinir sistemi;
Beyin ve omurilikten oluşur.
Beyin – kafatası içindedir.
- Dışta boz (dentrit) içte al (aksan) beyazı bulunur.
- Üç zarla çevrilidir. 1. Sert zar (kafa tasına yapışık)
2.Beyne yapışık ve kan damarları vardır.
Örümceksi zar iki zar arasındadır.İçi sıvı doludur.
Beyin üç parçadan oluşur.
Ön beyin : uç ve ara beyinden oluşur.
Uç beyin : - İstemli hareket yaptırır.
- zeka ve hafıza ve düşünme merkezidir.
- Beş duyu merkezi vardır.
- Bütün uyarılar en son uç beyine gelir.(Beyin kabuğu)
Ara beyin : - Talamus ve Hipotalamustan oluşur.
2a. Talamus- kavşaktır, bütün uyarılar buraya gelir.
- Uç beyindeki merkezlere dağıtır.
- Sinirlerin snapsları bulunur.(Koku hariç)
2b. Hipotalamus : Bezleri uyararak kan basıncı, ısı dengesi, su dengesi vs. sağlar.
I-Orta beyin : İşitme ve görme reflekslerini yaptırır.
- Kas tonusunu ayarlar.(Dinlenirken bile kasların kasılması)
Arka beyin : Beyincik ve omurilik soğanından oluşur.
Beyincik : Denge kontrol merkezidir ve kasların düzenli çalışmasını sağlar.
Omurilik soğanı : Ak madde dışta baz maddeler içtedir.
- Dolaşım solunum, boşaltım, sindirim gibi isteğimiz dışındaki olayları kontrol eder.
Omurilik : Bel kemiği içerisindedir.
- Ak madde dışta baz madde içtedir.
- Beyine giden ve gelen uyarıları taşır.
- Refleks kontrol merkezidir.
- Uyarılar arka(Dorsal) köke getirilir.
- Oluşturulan cevap on (Vetral) kökten çıkar.

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ
Duyu motor sinirler ve sinir düğümlerinden oluşur.
İki çeşittir.
Somatik sinir sistemi :
Duyu ve motor nöronlarından oluşur.
İstemli hareketleri yapar.
Otonom sinir sistemi :
Sadece motor nöronlarından oluşur.
İstemsiz hareketleri yapar.
İki çeşittir.
Bunlardan birincisi sempatik sinirler olup hızlandırıcıdır.Sindirimi yavaşlatır.Diğeri parasempatik sinirler olup yavaşlatıcıdır, sindirimi hızlandırır.

DUYU ORGANLARI
Dışarıdan gelen uyarıları alır.
Bol receptör vardır.
5 tane duyu organı vardır.
OGRİ :
Dokunma, açı , ısı ve basınç alır.
Receptörler mekanik olarak uyarılır.
DİL :
Tat uyarılarını alır.
Receptörler kimyasal olarak uyarılır.
Dilin önü acıyı tatlıyı,
Arkası acıyı yanları ekşi ve tuzluyu alır.Fakat her yerden her tat alınır.
BURUN :
Koku uyarılarını alır.
Receptörler kimyasal olarak uyarılır.
- Uzun süre aynı koku alınamaz.
- Koku uyarıları talamustan geçmez.
- Ayrıca burun solunum havasını temizler, ısıtır, nemlendirir.
GÖZ :
Işık uyarılarını alır.
Receptörler fiziksel olarak uyarılır.
Gözü koruyan yapılar vardır, kaş,kirpik, göz kapağı,göz yaşı gözü korur.
Göz üç tabakadan oluşur.
Sert tabaka –
- Göz akıcıdır.
- Bağ dokusudur ve gözü korur.
- Ön kısmı saydamlaşarak korneayı oluşturur.
Damar tabakası :
Kan damarları bulunur ve gözü besler.
Önde gözün renkli kısmı olan irisi oluşturur, iris kasılıp gevşeyerek göze giren ışığı kontrol eder.
Önde göz merceği bulunur ve buda görüntüyü retinaya odaklar.
Ağ tabakası :
Retina denen bu kısımda görme reseptörleri bulunur.
Retinanın her yerinde cisimlerin şeklini algılayan çomak reseptörler bulunur.
Fakat cisimlerin rengini algılayan koni reseptörleri sadece sarı lekede bulunur.
Göz sinirlerinin gözden çıktığı kör noktada reseptör yoktur.
Görme : - Işınlar korneadan göze girer.
- İrisin ışık ayarını yapması
- Göz merceği ışığı sarı lekeye odaklar
- Retinada ters görüntü uyarılır ve implus oluşur.
- İmpulslar görme merkezine taşınır.
- Net düz ve renkli görülür.

GÖZ HASTALIKLARI
Miyop : göz eksen uzamış,
- Görüntü sarı lekenin önünde oluşur.(Uzağı göremez.)
- Kalın kenarlı mercekle düzeltilir.
Hipermetrop :
- Göz ekseni daralmış, yada merceğin kırmazı az.
- Görüntü sarı lekenin arkasına düşer, yakını göremez.
- İnce kenarlı mercekle düzeltir.
Astikmat :
- Mercek pürüzlüdür.
- Karışık mercekle düzeltilir.Silindirik merceklerle düzeltilir.
Renk körlüğü :
- Kırmızı ve yeşil tonlarını karıştırır.
- Kalıtsaldır düzeltilemez.


KULAK :
Ses uyarılarını alır.
Reseptörler fiziksel olarak uyarılır.
Kulak üç parçadan oluşur.
Dış kulak :
Kulak kepçesi, dış kulak yoku ve kulak zarından oluşur.
Sesi alarak orta kulağa iletir.
Orta kulak :
Çekiç,örs,özengi kemiklerinden oluşur.
Sesi kulak zarından alarak kemik yolu ile iç kulaktaki oval pencereden dağıza verir.(Ses titreşimlerini artırır.)
Orta kulak basınç ayarlaması yapan östaki borusu ile yutağa bağlıdır.
İç kulak :
Ses oval pencereden salyangoza gelir.
Salyangoz içi sıvı dolu uç kanaldan oluşur.
Önce vestibulor kanaldaki sonra timpanik kanaldaki sıvılar dalgalanır, bu dalgalanma kohleal kanaldaki (Korti) organı titrek tüylerin reseptörlere temas etmesini sağlar ve impuls oluşur.İmpulslar işitme merkezine taşınarak duyma sağlanır.
Ayrıca iç kulakta denge organı olan yarım daire kanalları bulunur.Yarım daire kanalları üç tane kanaldır.İçi bol reseptörlü ve sıvı doludur.Yarım daire kanallarındaki otolik (denge taşı) reseptörler üzerinde yer değiştirdikçe oluşan impulslar beyinciğe taşınarak denge sağlanır.

ENDOKRİN SİSTEM :
Organların ve sistemlerin düzenli çalışmasını sağlayan moleküllere hormon denir.
Hormonlar – protein ve yağ türevidir.
- Belli bir bezden sağlanır.
Kan ile taşınır.
Hedef dokuda hedef iş yapar.
Az miktarda etkilidir.
Etkisi yavaştır fakat uzun sürelidir.
Fazlası kendi yapımını durdurur.
Homeostazide etkilidir.Az yada çok salgılanmasında hastalıklar oluşur.
İnsanlarda salgı yapan üç bez vardır.
Kapalı, İç (Endrokin) Bez :
Hormon yapar.
Kana verir.
Hipofiz,troid vb.
Açık (Gkzokrin) Bez :
Enzim yapar.
Kanala verilir.
Tükrük bezi
Karma Bez :
Hem hormon hem enzim yapar.Pankreas,mide
SİNDİRİM HORMONLARI
Sindirim olaylarını düzenler.
Gaskrin :
Mide yapar kana verir.
Mide hücrelerine HCI ve pepsinojen yaptırır.
Sekretin :
İnce bağırsak hücreleri yapar kana verir.
Pankreas uyarı ve pankreas özü salgılatır.
Kolesistokinin :
İnce bağırsak yapar kana verir.
Safra kesesini uyarıyor ve safra tuzlarını salgılatır.
HİPOFİZ BEZİ
Kafatası içindedir.
Hipotalamusun uyarmasıyla çalışır.(RF)
Nohut büyüklüğnde ve iki parçadır.
Arka log :
Hipotalamusta yapılıp depolanan hormonu salgılar.
Sinir dokusudur.
ADH (Antiduserlik hormon=Vazopresin):
Böbreklerden suyun geri alınmasını sağlar.
Atar damarları kastırarak kan basıncını arttırır.
Oksitosin (DOĞUM) :
Hamileliğin son günlerinde salgılanır.
Rahim kaslarını kastırarak doğum yaptırır.
Sütün süt kanallarına geçmesini sağlar.
Ön lop :
Epitel dokudur.
Diğer bezleri uyaran hormonlar yapılır.
STH (Somola tropiz hormonu) :
Büyüme hormonudur.
Kas ve ekmik büyümesini sağlar.
Az salgılanırsa cücelik(nunezm), çok salgılanırsa (gigant) devlik, erginlerde salgılanırsa el ayak büyür(Akromogalin)
MUH (Melanosit uy. Hor.)MSH:
Derideki melanosit hücrelerini uyararak deri rengini oluşturur.
TUH (Tiroid uy.Hormon) (TSH):
Troid bezini uyarır.
ACTH (Adrena cortica tropik hormon) :
Böbrek üstü bezini uyarır.
GTH (Gonado tropik hormon)
Üreme bezlerini uyarır üç çeşittir.
6 FUH:Erk:
Erkeklerde sperm oluşturur.
Dişilerde yumurta hücresi ve ostrojen yaptırır.
LH:
Erkeklerde sperm olgunlaştırılması testesteron yapılması
Dişilerde ovulasyon, korpusluteum progesteron yaptırır.
LTH :
Progesteron yapımı, süt ve annelik duygusu
TRİOT BEZİ
Boğazda bulunur.
İyot eksikliğinde guatr hastalığı olur.
Hipofizin TUH kontrolünde çalışır.
İki çeşit hormon yapar.
Tiroksin :
Metabolizma hızını ayarlar.
Çok salgılanırsa metabolizma hızlanır.Vücut ısısı artar, O2 kullanımı artar.
Az salgılanırsa metabolizma yavaşlar.Kanda kolestrol artar, doku sıvısında su ve Na birikir.
Çocuklarda az salgılanırsa geri zekalılık olur.
Kalsi tonin :
Kandaki kalsiyumu kemiklerde depolatır.(D vitamini ile çalışır.)
PARA TİROİD BEZ :
Troid bezi üstündedir, mercimek büyüklüğünde dört tanedir.Bir çeşit hormon yapar.(Parad hormon)
Kandaki kalsiyumu artırır.
Kemikten,böbrekten,bağırsaktan alır.
Fosfatı dışarı atar.
Az salgılanırsa kanda kalsiyum azalır.Kaslara geçen kalsiyum azalır.
BÖBREK ÜSTÜ BEZİ :
Hipofizin ACTH kontrolünde çalışır.
Kabuk ve öz bölgesinden ayrı ayrı hormonlar salgılanır.
KABUK :Aldesteron (Minerolo kostikoid):
NACI nın böbreklerden çekilmesini sağlar.
Az salgılanırsa NaCI idrarla atılır, kan basıncı düşer, kandaki NaCI azalır, deride potasyum K (Tunç hastalığı).
KARTİZOL (Gliko kotikol) :
Yağ ve proteinlerden glikoz yaptırır.

ÖZ BÖLGESİ HORMONLARI
ADRENALİN :
Stres,korku,heyecan anında artar.
Kan basıncı, kalp atışı ve solunumu hızlandırır.
Depo glikojenleri glikoza çevirir.
NOR ADRENALİN :
Damarları kastırarak kan basıncını artırır.
PANKREAS :
Karma bir bezdir, sindirim için pankreas öz suyunu yapar.
Langerhanz adalarında kan şekerini ayarlayan hormonlar yapılır.
İnssulin : Kan şekerini indirir.
- Damar dışına atar(Glikoz) glikojene dönüştürür.
- Parçalanmasını teşvik eder.
Glikagon : Kan şekerini artırır.
- Damar dışından alınır.
EPİFİZ BEZİ :
Kafatası içindedir.
Çocuklukta hipofizin GTH larını durdurur.
TİMUS BEZİ :
Soluk borusu üzerindedir.
Çocuklukta büyümeyi , ergenlikte antikor yapımını sağlar.
ÜREME BEZLERİ :
TESTİS :
Erkeklerde testeron yaptırır.
OVARYUM :
Dişilerdedir, ostrojen ve progesteron yaptırır.
PLESANTA :
Progesteron yaptırır.
SİNDİRİM SİSTEMLERİ :
Büyük besin maddelerinin hücre zarından geçebilen yapı taşlarına ayrılmasıdır.
Amaç :
- Hücre zarından geçirmek.
- Enerji hammaddesi elde ederiz.
- Yapı elemanlarının eldesi.
Besinler iki şekilde sindirilir.
Mekanik sindirim :
Besinlerin ufalanmasıdır.
Hücre zarından geçmez.
Oluşan parçalar hücre zarından geçmez.
Su ve enzim kullanılmaz.
Kimyasal sindirimi kolylaştırır.
Dişlerin parçalamsı midenin öğütmesi safranın yağ yüzeyini artırması
Kimyasal sindirim :
Besinler yapı taşlarına ayrılır.
Enzimler ve su kullanılır.
Nişastanın glikoza parçalanması.
Canlılarda iki çeşit sindirim sistemi bulunur.
Hücre içi sindirim :
Önce besinler endositozla hücre içine alınır.
Lizozom enzimleriyle besin kofulunda sindirilir.
Oluşan yapı taşları difizyonla sitoplazmaya yayılırken sindirilemeyen parçaları, ekzositozla atılır.
Amip, plenerya, hidro vs.
Hücre dışı sindirim :
Önce enzimler hücre dışına boşaltılır.Sonra oluşan yapı taşları içeri alınır.
Sindirim, sindirim kanalında olur.
Mantarlar,böcekcil bitki, vs.omurgalı ve omurgasız.

CANLILARDA SİNDİRİM SİSTEMİ
Tek hücrelilerde hücre içi sindirim görülür.
Hidro ve pleneryadahücre içi ve dışı sindirim yapılır ve tek deliktir.
Toprak solucanı, diğer omurgasızlar ve omurgalılarda hücre dışı var.
Ve çift deliklidir.
Kuşlarda taşlıkta mekanik sindirim yapılır.
Ot yiyen memelilerin mideleri 4 odalıdır. Ve bağırsakları daha uzundur.(otun sindirimi zor)

İNSANLARDA SİNDİRİM SİSTEMİ
Hücre dışı sindirim yapılır.
Besinlerin ilerlemesi, kasların prilstaltik hareketi ile sağlanır.
Besinlerin sindirimi farklı organlarda yapılır.(Enzimlerden)
AĞIZ :
Nötrdür
Dişlerle mekanik sindirim yapılır.
Karbonhidratların kimyasal sindirimi başlar.
YUTAK :
Besinleri yemek borusuna iletir.
YEMEK BORUSU :
Besinleri mideye götürür.
MİDE :
Asidiktir.
Besinleri öğütür.
Proteinlerin kimyasal sindirimi başlar.
İNCE BAĞIRSAK :
Baziktir.
Pankreas ve karaciğer salgıları gelir.
Sindirim tamamlanır.
Besinlerin emilimi olur.
KALIN BAĞIRSAK :
Su emilir gerisi atılır.
PANKREAS :
Sindirim için pankreas öz suyunu yapar.
PANKREAS ÖZ SUYU :
Sokrotin kontrolünde salgılanır.
Wilsonk kanalı ile taşınır.
İnce bağırsaktaki su kaparcığına gelir.
İçerisinde lipoz,amilaz,tripsinojen ve nukleaz bulunur.
KARACİĞER :
Safra tuzlarını yapar.
Safra tuzu :
Safra kesesinde depolanır.
Kolesistakinin hormonu kontrolünde salgılanır.
Kuledek kanalıyla taşınır.İnce bağırsak water kabarcığına gelir.
Yağların mekanik sindirimini yapar.
Bağırsağı bazikleştirir.
Karaciğere iki kan damarı gelir.
Karaciğer atar damarı; kalpten gelir, temizkan vardır.
Kapı toplar damarı; bağırsaktan gelir, kirlidir, bol besinlidir
Karaciğerden bir kan damarı ve bir kanal ayrılır.
- Karaciğer toplar damarı – (Ayrılan) - Kirlidir.
- Kalbe gider.
- Şekeri ayarlıdır.
- Üre çoktur.
Safra kanalları :
- İnce bağırsağa girer.
- Sofra tuzları, baz,minerallerve zehirli maddeler taşır.
NOT : Kraciğerde oluşturulamadığı kana verilecekse lopcuk merkezine hareket eder; glikoz,fibrinojen,üre,vitamin
Sofra kanallarına verilecek maddeler lopçuk çevresine doğru hareket eder, sofra tuzu
Kan proteinlerini yapar.
Yaşlı alyuvarları parçalar.
A vitaminleri yapar ve depolar.
Üre yapar, kan şekerini ayarlar.
Mineral depolar vb.

BESİNLERİN KİMYASAL SİNDİRİMİ
PROTEİNLER :
Proteinleri sindiren enzimlerin etkisinden aşağıdaki yöntemlerle korunulur.
Mukus salgısı :
- Enzimler hormon kontrolünde salgılanır.
- Pasif olarak yapılır.
- Besin varsa enzim salgılanır.
EMİLİM :
Yapı taşlarına ayrılan besinlerin içeriye alınmasıdır.
İnce bağırsaklardaki Villus lardan olur.
Emilim difizyon ve aktif taşımayla olur.
Villuslar emilim düzeyini artırır.
Villuslarda bol kan ve lenf kılcalı bulunur.
Glikoz ve amino asit,mineral,su ve vitaminler villuslardaki kan kılcal damarlarına geçer.
İzlediği yol – villus kan kılcalları – kalp toplar damarı- karaciğer-karaciğer toplar damarı-Alt ana toplar damarı-kalbin sağ kulakçığı
Yağ asitleri ve gliserol villuslardaki lenf kılcallarına geçer.
İzlediği yol – villus lenf kılcalları-kilus boruları-peke sarnıcı-göğüs lenf kanalı-sol köprücük altı toplar damarı-üst ana toplar damarı-sağ kulakçık

BOŞALTIM :
Metabolizma sonucu oluşan artık maddelerin vücud dışına atılmasına denir.
Boşaltımda amaç = Zehirli ve artık maddelerden kurtulmak
- Su ve mineral dengesini sağlamak
Canlılarda çok çeşitli boşaltım yapıları bulunur.
Tek hücrelilerde bütün artıklar, bütün yüzeyden difizyon ve aktif taşımayla atılır.
Tatlı su tek hüc. Kontraktil koful su atar.(Enerhi harcanır.)
Toprak solucanı – CO2 deriden
- Bazı mineraller deride depolanır.
- Diğer artıklar (H2O,min,NH3,vs.) nefridyumlarla atılır.
- Her halkada iki tane
- Kılcal damarla sarılıdır.
- Kirpikli huni ile doku sıvısını alır, yararlılar kılcal damarlarla emilir artıklarla atılır.
Böceklerde – Trakelerden CO2 atılır.
- Diğer artıklar malpighi tüplerine alınır.
- Malpighi tüpleri
Hücreler arasında uzanan kanallardır.
Sadece artıkları lalır.
Son bağısağa boşaltır.
Azotlu artıkları urikasittir.
Omurgalılarda - En önemli boşaltım organı böbrektir.
Üç tiptir.
Pronefroz böbrek :
Balık ve kurbağaların yavrularında bulunur.
Nefridyumlardan oluşur.
Kirpikli huni ve glomerius bulunur.
Mezonefroz böbrek :
Balık ve kurbağaların erginlerinde bulunur.
Sürüngen ,kuş ve memelilerde bulunur.
Bouman kapsülü ve glomerilusu bulunur.
Metanefroz böbrek :
Sürüngen,kuş ve memelilerde bulunur.
Bouman kapsülü ve glomerilusu bulunur.
MEMELİLERDE – Böbrek idrar atar.(su,mineral,üre vs.)
- Ter bezleri ter atar.(su,mineral,üre,laktik asit)
- Akciğerler CO2 ve H2O çıkar.
- Safra kanalları safra atar.
- Dışkı sindirim artığı olup boşaltım sayılmaz.

Canlılarda azotlu artıklar :
Protein ve nukleik asit metabolizmasıyla oluşur.
Protein – Amino asit – Amonyak – Üre – ürik asit
- zehirlilik azalır.
- Su kaybı azalır.
- Enerji harcanımı artar.

Amonyak : Çok zehirlidir.
- Çok suyla atılır.
- Balık,kurbağa, tek hücreliler, plen. Ve toprak solucanı
Üre : Zehirlidir.
- Suyla atılır.
- Memelilerde görülür.
Ürik asit :
- Az zehirlidir.
- Az suyla atılır.
- SU kaybı olanlar (böcekler,sürüngenler,kuşlar)

İNSANLARDA BOŞALTIM
En önemlisi böbreklerdir.
Gelişim dönemlerinde mezo, ergenlikte metanefroz böbrek bulunur.
Karın boşluğunun yan arka kısmında iki tanedir.
Kan PH ını düzenler.
Böbrekler üç parçadan oluşur.
Kabuk :
Kan süzülür.
Geri emilim ve salgılanma
Havuzcuk :
İdrarın toplanarak mesaneye gönderilmesidir.
Glomerius – İki atar damar arasında yer alır.
İki sıra epitel dokudan oluşur.
Kan basıncı yüksektir.
Kan süzülür.
Kan hücreleri ve büyük proteinler dışındaki bütün maddeler süzülür.
Bowman kapsülü :
- Glomerilus’u kuşatır.
- Süzüntüyü alır.(Doku sıvısına benzer)
Pragsimal tüp :
- Besin monomerleri geri emilir.(glikoz,aminoasit)
Henle kulpu : Su ve mineralleri emilir.
Distal tüp : İyonların geri emilimi ve salgılanma olur.
- Salgılanma, süzülme ve geri emilme sonucu bazı maddeler kanda yine çoksa aktif taşımayla distal tüpe atılır.
Boşaltım kanalcığı : İdrarı havuzcuğa götürür.
SONUÇLAR : İdrar oluşumunda önce süzülme, sonra geri emilme en sonrada salgılanma olur.
İdrarda yağ asidi yoktur.(sağlıklı insanlarda)
Suyun geri emilimi ADH kontrolünde olur.
Minerallerin geri emilimi Aldosteron , parakt hormon , kalsitonin kontrolünde olur.
Maddeler eşik değerine göre geri emilir.

İSKELET SİSTEMİ
Vücudun dikliğini sağlayan yapılardır.
Görevi – Kas ve organlara tutunma yüzeyi oluşturmak ve korumak
- Kan hücrelerini yapar.
- Mineral depolar.
Canlılarda iki çeşit iskelet sistemi vardır.
Dış iskelet :
Dışarıdadır.
İyi koruyucudur.
Tek hücrelilerde SiO2, kabuklularda CaCO3, böceklerde kitin’dir.
Büyümeyi sınırlandırır.
Kabuk değiştirme.
Su kaybını azaltır.
İç iskelet :
İçerdedir.
Kemik dokudan oluşur.
Organ ve kaslar dışardan tutunur.
Su kaybıyla alakası yok.

KEMİK DOKU :
Mezoderm tabakadan oluşur.
Kıkırdak yada bağ dokusundan farklılaşır.
Kemik hücreleri (ostiosit) ve hücreler arası maddeden (osein) oluşur.
Organik maddeler kemiğe yumuşaklık, inorganik maddeler sertlik verir.
Kemik hücreleri havers ve volkman kanallarındaki lenf ve kan damarlarıyla beslenir.
Bu kanallarda sinir telleri de vardır.
Kan ile kemik arasında mineral dengesi vardır.Bu denge hormonlar (parat hormon, kalsitoin) vitaminler.Beslenme ve genetik faktörlerle belirlenir.
Üç çeşit kemik vardır.
Uzun kemik :
Kol ve bacak kemikleri
Kısa kemik :
El ve ayak, çekiç,örs,özengi
Yassı kemik :
Kafatası, kalça, kürek vs.
Kemikler birlerine eklemlerle tutulmuştur.

OYUAR EKLEM :
Kalça,omuz, eklem sıvısı ve kıkırdağı bulunur.
Çene eklemi, omur eklemi vb.
Kafatası kemikleri, eklem sıvısı yok sadece kıkırdak var.

DERİ
İç iskelete sahip canlıları dış etkilerden korur.
Boşaltım, solunum ve homoestoside etkili
Omurgasızlarda tek sıralı ve salgılı hücrelri içerir.
Omurgalılarda çok katlı ve iki bölümden oluşur.
Epidermis :
Üst deridir.
Üstte ölü, altta canlı hücreler vardır.
Derinin rengini veren hücreler bulunur.
Balıklarda pulları, kurbağalarda salgı hücreleri, sürüngenlerde plakaları, kuşlarda tüyü, memelilerde kılları oluşturur.
Dermis :
Sadece canlı hücrelerden oluşur.
Kan ve lenf kılcallarını ve sinir bezleri bulunur.
Ter ve yağ bezleri bulunur.

KASLAR
Vücudun hareketini sağlayan yapılardır.
Düz kaslar :
Tek çekirdekli ve çekirdek ortadadır.
İç organların yapısına katılır.
İsteğimiz dışında çalışır.
Yavaş kasılır geç yorulur.(Daha az sinir gelir.)
Kasılmayı sağlayan sitoplazmadaki miyofibritlerdir.
Çizgili kas :
Çok çekirdekli ve çekirdekler kenardadır.
İskelet kaslarını oluşturur.
İsteğimizle çalışır.
Çalışması hızlıdır, fakat çabuk yorulur.
Kasılmayı sağlayan sitop. Miyofibrillerdir.
Miyofibrillerde enine koyu bantlar görülür.
İki Z bandı arasındaki mesafeye sarkomer denir.
Sarkomer de kasılmayı sağlayan aktim vemiyozin proteinleri bulunur.
Z Bandı .
Enine koyu bantlardır.
Kasılma ve gevşemede boyu değişmez.
İki Z bandı kasılmada birbirine yaklaşır, gevşeme de uzaklaşır.
A Bandı :
Miyozinin boyuna denir.
Kasılma ve gevşemede boyuna değişmez.
H Bandı :
İki aktin arasındaki mesafedir.
Kasılmada küçülür ve kaybolur, gevşemede genişler.
I Bandı :
İki miyozun arasındadır.
Kasılmada azalır, gevşemede genişler.
Kalp kası :
Çok çekirdeklidir.
Çekirdekleri ortadadır.
İsteğimiz dışında çalışır.
Miyofibriller üzerinde enine koyu bantlar vardır.

KASILMA MEKANİZMASI
Kasılma içi – uyarı
- Ca+2
- ATP
Uyarı : Kaslara uyarı motor nöronlarla gelir.
Motor nöronlar asetilkolin salgılayarak uyarır.
Kasların kasılabilmesi için eşik şiddetinde uyarı gereklidir.
Eşik şiddetinin altındaki uyarılar kasılmaya neden olmaz.
Eşik şiddetindeki uyarılara kas bütün şiddetiyle kasılarak cevap verir.
Eşik şiddetinin üstündeki uyarılara da kasılma boyu değişmez fakat sürsi kısalır.
Kaslar dinlenme halindeyken bile biraz kasılıdır.Kas TONUSU
Kas tonusunu orta beyin ayarlar.
Ca :
Kasılmada kalsiyum endoplazmik ret (entret) aktin ve miyozin arasına boşaltılır.Gevşemede tekrar çekilir.
Asatil kolin kalsiyumların salgılanmasını uyarır.

ENERJİ (ATO) :
Kasılmada ve gevşemede enerji kullanılır.
Bu enerji aşağıdaki yollarla elde edilir.

Hiç yorum yok: