Google
 

9 Ekim 2007 Salı

TEVFİK FİKRET

TEVFİK FİKRET
Tevfik Fikret, bundan tam 127 yıl önce, 24 Aralık 1867'de İstanbul’daAksaray’ın Kadırga semtinde doğdu. Baba tarafı Çankırılı, annesi iseMüslüman olmuş Sakızlı bir Rum’un kızı idi. Fikret, 12 yaşındayken, annesi iledayısı hacdan dönerken koleradan öldüler. Böylece öksüz kalan Fikret'i bu olayhaliyle çok sarsmış, kız kardeşi ile kendisine bundan sonra yengesi ileanneannesi bakmıştır. Fikret, 1888'de Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitirdi. Uslu, duygulu,çalışkan bir öğrenciydi. Hocaları arasında Muallim Naci, Recaizade Ekrem gibigünün seçkin öğretmenleri vardı. Şiire lise öğrencilik yıllarında başlamış veilk şiirini 1883'te yayımlamıştır. Liseden mezun olduktan sonra önce Hariciye Nezareti (Dışişleri Bakanlığı), azsonra da Maarif Mektubi Kalemi'nde çalışmaya başladı. İş hafifti. Gecikmişaylıklarını da geri çevirerek ayrıldı. Bir akrabasının yardımıyla SadaretMektubi Kalemi'nde düşük bir ücretle kısa bir süre çalıştı. 1889 Ağustos'unagelindiğinde dördüncü işine İstişare Odası'nda muavin olarak başlıyor, ayrıcaYüksek Ticaret Okulu'nda Fransızca ve Türkçe dersleri veriyordu. Ertesi yıl, 22yaşında, kuzeni, Kız Öğretmen Okulu Öğrencisi, 14 yaşındaki Nazime hanımlaevlenip dayısının evine içgüveyi girdi. Bu sırada, çeşitli şiir yarışmalarında birincilikler kazanıyordu. 1894'te,Malumat gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl işinden ayrılıp,Galatasaray Lisesi'nde (Mekteb-i Sultani) Türkçe Öğretmenliğine başladı. Ancak,bütçe kısıntısından ötürü maaşlar kesintiye uğrayınca 1895'te ayrıldı. Aynı yıl, Haluk doğdu. Bir yıl sonra Robert Koleji'nde Türkçe öğretmenliğine atandı.Bu sıralarda yazdığı şiirlerde aşk, ev, doğa temalarını işlemiştir. YAPITLARI v Rübab-ı Şikestev Haluk’un Defteriv Şermin Kitaplarına girmemiş olan şiirleri, Cevdet Kudret’in düzenlediği Tevfik Fikret Son Şiirler; Murat Uraz’ın düzenlediği Tevfik Fikret ve Kitaplarında çıkmayan Şiirler adlı kitaplarda yayımlandı.

ÖKSÜZ
“Her gün mektebe gelirken
Kulübesinin önünden
Geçtiğiniz fakir kadın
Pek hastadır, belki yarın
Çocuğu öksüz kalacak;
Bilmem onu kim alacak?
Onlar için
Dua edin!"
-Bugün derste hoca efendi
Bize bunları söyledi.
Kuzum anne, öksüz nedir?
- Öksüz, öksüz... Ah! Sen de bir
Yarım öksüz değil misin?
Büyüdün de onun için
Söylüyorum; güzel ninen
Kaç yıl oldu bu alemden
Çekileli... ben halanım;
Vakıa ben de ananım.
Baban asker, uzak yerde;
Kim bilir, hangi çöllerde
Sayıklıyor şimdi seni!
Görmedin nineciğini;
Sen dünyaya geldiğin gün
O dünyadan gitti, küskün.
- Ben onu hiç bilmiyorum.
- Evet, bilemezsin yavrum.
Görmedin ki...
- Yalnız bilsem,
Size benzer miydi, ninem?
-Hayır, benzemezdi, fakat
Biz sana benzeriz, şefkat;
Öksüzüz, ben de, baban da.
Bil ki evladım, cihanda
Yarım öksüzler pek çoktur.
Bil de teselli bul biraz.
Hayır, birlikte yaşamaz
Kimsenin anası, babası.
Vatan, öksüzler anası
Yaşatırsak, bir o yaşar...
Yaşasın ta haşre kadar!

Hiç yorum yok: