REKLAMLARIN ÇOCUKLAR ÜSTÜNDEKİ ETKİLERİ-1
Üretilen bir malın, eserin vs. tanıtılması ve geniş kitlelerin haberdar edilmesinin en etkili yolu reklâmdır. Günümüzde iletişim araçlarının başında TV gelmektedir.İnsanoğlu var olduğu günden beri hep bir şeyler yapma ihtiyacını duymuştur. Önceleri bu yaptığı şeyleri sadece kendi ihtiyaçlarını gidermek için kullanmış, daha sonra zaman geldikçe de yaptıklarını diğer insanlara tanıtma, onların ihtiyaçlarına da cevap verme yoluna gitmiştir. İşte bütün bunları yapabilmeleri içinde reklâmlara ihtiyaç duymuştur. reklâmın kalitesi çocuğun ilgisini çektiği ölçüde artar. Reklâmların, çocukların ruhsal, fiziksel, zihinsel ve bedensel gelişmelerine her zaman müspet bir tesir bıraktığını söylemek mümkün değildir.
Çocuklar bu tür şeylere aşırı bir düşkünlük gösterirler. Maddî açıdan zayıf olan bir aile için hakikaten önemli bir külfet meydana çıkar. Alınmadığı takdirde çocuk tatmin edilmemiş arzularının tesiriyle ileriki hayatını dahi etkileyebilecek bir takım ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalır. Zira çocuk istediği şeyin imkan dahili olup olmadığını fark edecek düzeyde değildir. Buda diğer çocuklardan daha az imkana sahip çocuklarda kıskançlık, ebeveynleri küçümseme ve hatta hırçınlık gibi bir takım rahatsızlıklar doğurur.
Alınan gıdaların dengesizliğiyle, iştahsızlık, diş çürüğü gibi, mide, bağırsak problemleri v.b. bir takım sorunların çıkmasına da sebep olmaktadır. Bu yönüyle de reklâmların çocuklar üzerindeki kötü tesiri tartışılmaz.Reklâmların çok yönlü zararları birkaç grup içinde toplanabilir.1) Ekonomik2) Psikolojik3) Biyolojik v.b. gibi
Müsbet tesirlerinin yanında menfi tesirleri de olan reklâmların bu menfi tesirleri eğitimle en az seviyeye indirilebilir. Yani her halükârda çocukları menfi olarak etkileyen reklâmlar, dolayısıyla da istikbalimiz ve milletimizin bekası bakımlarından dikkate değer bir konudur.Çocukların zihinsel, bedensel, ruhsal ve sosyal gelişmelerinde çevrenin tesiri günümüzde bilinmektedir.
Çocukların zihni gelişimi hızlı olduğu 4-6 yaşları arasında çevrenin etkisi daha fazladır. Çocuklar bu yaşlarda fotoğraf makinası gibidir. Her gördüğünü hemen alır. reklâmlarda söylenen sözleri, müzikleri ezberler. Dört yaşlarından daha küçüklerde televizyondaki reklâmların tanıtım müziği çıktığında hemen bütün dikkatlerini televizyona verirler. Reklâmların etkili müzikleri, cicili, bicili renkli görüntüleri bu yaş çocukların çok dikkatini çeker. Bu yüzden konuşmayı öğrenen çocukların yeni kelimeler öğrenmesini ve düzgün cümle kurmasını kısaca konuşma yeteneğinin gelişmesini sağladığı da bir gerçektir. Fakat öte yandan çocuk, reklâmını gördüğü çikolata, bisküvi, çerez gibi yiyecekleri ısrarla ister, bunlara düşkünlüğü artar. Dolayısıyla sürekli bunlardan yiyen çocuklar yeterli ve dengeli beslenemezler ve bedensel gelişimlerinin bozulduğu da göz ardı edilemez gerçeklerdendir.
REKLAMLARIN ÇOCUKLAR ÜSTÜNDEKİ ETKİLERİ-2
Şimdi Halkımızdan örnekler verelim.
K.Ö. Hanım. Yeğenim KÜRŞAD da çikolata kurbanlarından biri, Ailede tek oğlan çocuğu olduğu için her istediği alındı. Hele çikolatası hiç eksik olmadı. Özellikle üç yaşlarında iken bu durum fazlaydı. Bedensel gelişimin çok hızlı olduğu bu yaşlarda çocuk dengeli beslenmediği için ileri derecede anemi geçirdi. Tabii bu durumun meydana gelmesinde sadece reklamların tesiri yok. Bunun yanında anne-babanın dengeli beslenme konusunda hassas davranmamalarının da etkisi var.
-Bir tanıdığın kızı Selcen'de ise reklamların müsbet yönünü gördüm. Selcan 4 yaşında bir kız çocuğu. Daha konuşmasını bile öğrenmeden reklamların müziğini ezberledi. Her türlü reklamın sözlerini tekrar ediyor onlarla birlikte söylüyordu. Dolayısıyla hem zekası hem de konuşma yeteneği gelişiyordu.
Reklamların sadece küçük yaştaki çocuklar üzerinde etkisi yoktur. Kişilik gelişmelerinin henüz tamamlanmadığı 13-17 yaşlar arasındaki çocukların, sosyal gelişimlerinde menfi tesiri vardır. Bu yaşlardaki çocukların çok cazip olan kola, kot pantolon, sigara vb. gibi reklamlar, dikkatini çeker. Bunlardaki müziğin yabancı müzik olması, Avrupa anlayışını sunması, yetişmekte olan bu genç neslin geçici de olsa Türk kültüründen uzaklaşıp, Avrupa kültürünün tesirinde kalmasına sebep olur. Bütün bunların yanında reklamların, çocuklara temizlik alışkanlığı verdiği de bir gerçektir.Temizlik ürünleri misal olarak gösterilebilir. Bu noktada çocukları teşvik edecek unsurlara da rastlanır. Çocuklar bu sayede bir takım güzel alışkanlıklar edinirler. Diş macunlarının, sabunların ilginç reklamlarını gören çocuk, bunlara ilgi duyarak uygulamaya kalkar. Çocukların bu ilgileri, anne-baba tarafından iyi değerlendirilirse düzenli bir temizlik alışkanlığına sahip olmaları sağlanabilir.
Ayrıca kültür alanında yapılan reklamlarda, çocuğu olumlu yönde etkiler. Çocukları çeşitli yarışmalara teşvik etmek, kazananlara hediyeler vermek, hatta başarısının reklamını sınıfta yapmak gibi hareketler çocuğu çalışmaya ve araştırmaya teşvik edeceklerdir.
Bunun yanı sıra çocuğun mensubu bulunduğu Türk dilini güzel bir şekilde öğrenmesi ve onu kullanabilmesi açısından çok önemli tesirleri vardır. Çocuk bir yaşından itibaren çevre ile irtibat halindedir. Reklamlar vasıtası ile çocuk sosyal çevreye hazırlanır.
İşte bu meselede reklam hazırlayıcılarına düşen görev, çocuğun hizmetine sunulan her şeyin, kendi öz kültürümüzün menbaından alınan materyallerin kullanılmasıdır. Bu yaşta çocuk mukayese etme özelliğine sahip değildir.
Reklamcılara büyük görevler düşmektedir.
Bizce özellikle geleceğin, Türk neslinin devamı olan çocuklarımızın dengesiz beslenmelerine, sağlıksız bir nesil meydana gelmesine sebep olurlar, ayrıca reklamlarda kullanılan yabancı kültüründe, yetişmekte olan gençlerimizin ve çocuklarımızın bizim kendi öz, milli kültürümüzden kopmalarına, taklitçi olmalarına sebep olur. Bizce reklamların milli olması gerekip, yabancı kültürlerden taklit, devşirme olmamalıdır. Hayatımızın bir parçası olan reklamlardan, çocukları soyutlayamayacağımıza göre, onları olumsuz etkilerden uzaklaştırarak, faydalanmalarını sağlamalıyız. Çocukların yetişmesinde, reklam hazırlayıcılarının yanında, aile reislerine de önemli görevler düşmektedir. Çocuğun arzularının yerine getirilmesinin mümkün olmadığını anlatmalı çocuğun isteğini başka bir şekilde güzelce telafi edilmelidir.
TSE kurumunca yapılan kalite kontrolleri ve yayınların belirli bir sansür dahilinde, geleceğin güvencesi çocuklar için faydalı olacak, aileleri de daha az rahatsız edecektir.
Böylece tarafların meseleyi kavrayıp sabit bir politik düzen içerisinde yarının büyükleri ve teminatı olan çocuklarımızın bilinçli gelişmesine katkıda bulunacaklarına inanıyoruz. Bu da vazgeçilmez bir unsurdur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder