Google
 

16 Ekim 2007 Salı

EĞİTİMDE DİSİPLİN CEZA VE MÜKAFAAT

“Kim zerre kadar iyilik yaparsa karşılığını görür, ve kim zerre kadar kötülük işlerse karşılığını görür.”
Eğitimde Ceza ve Mükafat

EĞİTİMDE DİSİPLİN CEZA VE MÜKAFAAT
I- DİSİPLİN MÜKAFAAT VE CEZA KAVRAMLARI
A- DİSİPLİN
B- MÜKAFAAT
C- CEZA
II- EĞİTİM SİSTEMLERİ AÇISINDAN DİSİPLİN MÜKAFAAT VE CEZA
A- GİRİŞ
B- BATI EĞİTİM SİSTEMİNDE DİSİPLİN MÜKAFAAT VE CEZA
C- İSLAM EĞİTİM SİSTEMİNDE DİSİPLİN MÜKAFAAT VE CEZA
D- DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA KONULARINDA İSLAM VE BATI EĞİTİMCİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
E- EKLER
F- SORULAR VE CEVAPLAR
I- DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA KAVRAMLARI
A- DİSİPLİN
1- Disiplin kelimesinin sözlük anlamı
Disiplin kelimesi;
Adab-ı muaşeret,
Bilim dalı,
Eğitmek,
idare etmek,
İlim,
İntizam,
İnzibat,
İtaat,
tekdir,
talim ve terbiye etmek,
yetiştirmek ve yola getirmek,
Yöntem ve yol yordam gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
2- Disiplin Tanımı
Ferhan Oğuzkan “Eğitim Bilimleri Sözlüğü” isimli eserinde disiplini “bireylerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü olarak tanımlamaktadır.
3- Disiplinin Amacı
Kişiye belirli alışkanlıklar kazandırma; onu kendisi ve çevseriyle uyum içinde yaşamaya hazırlamalıdır.
B- MÜKAFAAT (REWARD)
1- Mükafaat’ın sözlük anlamı
ödül
karşılık,
hediye,
armağan,
iyiliğe iyilikle karşılık vermek gibi anlamlara gelmektedir.
2- Mükafaat’ın Tanımı
Eğitim sözlüklerinde mükafat, “iyi bir çalışma veya üstün bir beceri gösteren öğrenci, öğretmen veya yöneticilere verilen armağan” olarak tanımlanmaktadır.
3- Amacı
Mükafat,
a- Çocuğun veya öğrencinin başarılarını övmek,
b- Hoşa giden davranışları ve iyi hareketlerinin tekrarını sağlamak amacını taşır.
4- Eğitim-Öğretimde Mükafat Türleri
a- Manevi Mükafat (Moral Reward)
b- Maddi Mükafat (Physicial Reward)
a) Manevi Mükafat (Moral Reward)
1- Sevgi ile İlgi Göstermek.
2- Övmek, Tebrik ve Takdir Etmek.
b) Maddi Mükafat (Physicial Reward)
1- Arzu ve İstekleri Yerine Getirmek.
2- Çeşitli armağanlarla ödüllendirmek
C- CEZA (Punishment
1- Cezanın sözlük anlamı
Karşılık,
Uyarı ve
“uygun görülmeyen tepki ve davranışları önlemek için üzüntü, sıkıntı ve acı veren uygulamadır.”
2- Cezanın eğitimcilere göre tanıtımı.
Eğitimciler, “Belli bir davranışın tekrarlanmasını önlemek yada işlenen bir suçun önünü almak amacıyla bir kimse veya birtakım insanlar hakkında alınan maddi veya manevi tedbirlere ceza derler…
3- Amacı
Cezanın amacı
a- Yanlış davranışların, kayıtsızlıkların ve dikkatsizliklerin tekrarına engel olmak;
b- Kötü alışkanlıkların meydana gelmesini önlemektir.
4- Eğitim-Öğretimde Ceza Türleri
a- Manevi Ceza (Moral Punishment)
b- Maddi Ceza (Physicial Punishment)
1- Manevi Ceza (Moral Punishment)
a- Sevgi ve ilgiyi azaltmak
b- Tenkit, uyarı ve kınama
c- Azarlama ve Hakaret
b- Maddi Ceza (Physicial Punishment)
1- Arzu ve istekleri yerine getirmemek.
2- Dayak
II- EĞİTİM SİSTEMLERİ AÇISINDAN DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA
A- GİRİŞ
Eski Mısır;
“Çocuğun kulakları sırtındadır, dövüldüğü zaman dinler”
Eski Çin;
Dövme cezasının oldukça sık uygulandığı bilinmektedir.
Hintlilerde;
Dövme ve korkutma önemli bir metottur. Bazen de Hintlilerin çocuğun üzerine su dökerek dövdükleri bilinmektedir.
İran
Yedi yaşına kadar çocuk kesinlikle dövülmemelidir. Ancak bu yaştan sonra çocuklar, anne babasına eğer itaat etmezse yada ters cevap verirse ölüm cezasına çarptırılmaktaydılar.
Yahudilikte
İran’dakine benzer ölüm cezası Yahudilikte de uygulanmaktaydı.
“Değneklerini kim esirgerse o çocuklarına ihanet eder, bilakis çocuklarını seven onları döver”
“Çocuktan te’dibi esirgeme, Çünkü onu değnekle döversen ölmez. Onu değnekle döversin, ve canını ölüler diyarından kurtarırsın”
(Kitab-ı Mukaddes, Bab, 23, 13-14)
Eski Yunanda;
Baskıya dayanmaktaydı ve sopadan faydalanılmaktaydı. Sadece bir hecenin yanlış telaffuzundan dolayı çocukların dövülerek vücutlarının morartıldığı belgelerden anlaşılmaktadır.
NETİCE
Dinin dolduramadığı sahayı, insanların fikirleri dolduracak kimi çocuk merkezli, kimi öğretmen merkezli bir eğitimi model olarak alacak, sonuçta hep eksik kalacaktır.
Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı
Bize göre “dinin dolduramadığı sahayı” ifadesinin yanında “tecrübe ve araştırmaların” ifadesinin de kullanılması gerekirdi. “Dinimiz, tecrübeleri ve araştırmaları da reddetmez” gerçeğinden dolayı hocamızın meramını bu şekilde dile getirdiği düşünüyoruz.
B- BATI EĞİTİM SİSTEMİNDE DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA
1- Mutlak anlamda cezaya karşı olanlar (Reaksiyonerler)
Fabius Quintilianus (M.S. 35-96)
“Çocuklar kesinlikle dövülmemelidir. Eğer çocuklar dövülürse yüzsüz ve korkak olurlar. Dayak cezasını ancak öğretmenlerin kayıtsızlığına bağlar.”
C. Plutarch (M.S. 46-125)
“Dayak yerine iyi tasarımlarv e iyi örgütler tarcih edilmelidir.”
Maffeo Veggio (1406-1458)
“Anne babalar dayak yerine çocuklarına iyi örnek olmalıdır…”
Desiderus Erasmus (1467-1536)
Hümanist eğitimin en üst seviyede savunucularından Hollandalı Erasmus: “Çocukları döverek terbiye yolunu tercih eden eğitimcileri birer “cellat” olarak niteler…
John Lock (1632-1704)
“On insandan dokuzunun, iyi ya da kötü, faydalı yada faydasız… vs. oluşu, onların aldıkları eğitimin bir soncudur…”
“Dayak ve kamçı ise pek bayağı bir disiplin aracıdır. Karakteri de bayağı yapar…”
J. Jacques Rousseau (1712-1778)
Her şey aslındaiyi olarak doğar sonra insanların elinde bozulur. İnsanın kalbinde, doğuştan gelen hiçbir kötülük yoktur.
Asli günah…
“Her doğan çocuk Fırat üzere doğar…”
Dayak gibi fiziki ceza yerine “tabii cezayı” tavsiye eder… Tabii cezanın yanında açıklama ve iknayı önerir.
Tabii Ceza: Kötü ve uygun olmayan davranışlarının tabii sonuçlarından dolayı çocuğun uslanması demektir. Çocuk penceresini açık unutuyorsa bırakın unutsun. Nezle olarak kendi kendi cezasını kendisi çekerek uslansın…
Gustavi Le Bon (1841-1931)
Karakter teşekkülünde okul disiplinin önemi çok büyüktür. Bundan dolayı okullarda dayak vb. cezalar yerine disiplin pek sıkı olmalıdır.
İç Eğitim
Dış Eğitim yada dış etkenlerin eğitime tesiri…
Maria Montessori (1870-1952)
Çocuklar, “auteducation” kendi kendilerini eğitebilme iradesine sahiptirler. Çocuğu iç disipline sevk eden özgürlük anlayışıdır. Eğitimci, hiçbir zaman şiddete gerek görmemelidir.
Jon Dewey (1858-1952)
Çocuklar dışarıdan zorlanarak eğitilmemelidir sadece onların kendi kendilerini eğitmelerine yardımcı olunmalıdır.
2- Mutlak cezayı savunanlar
Martin Luther (1483-1546)
Cezayı gerektirecek şartlar ortaya çıkıyorsa bu da iyilikseverliğin tabii sonucudur. Yaramaz çocukların üstesinden gelebilmek için iyi bir meşe sopa alıp onunla vücutlarını adamakıllı okşamak lazımdır.
Saint Cyran:
“Şeytan, çocuğun ruhunu anasının karnında iken hüküm ve nüfuzu altına alır”
Vesley
Çocuğun mahvolmasını istemiyorsanız iradesini kırınız. Onu günde on defa kırbaçlamak zorunda kalsanız dahi, emrettiğiniz şeyleri yapmayı zorlayınız. İradesini kırınız ki, ruhu yaşasın…
Saint Beonit :
Delilik çocuğun kalbine bağlıdır. Onu ancak disiplin sopası oradan söküp atacaktır.
3- Cezaya belli şartlarda izin verenler
Herman Franeke (1663-1727)
Okullarda en önemli eğitim vasıtası gözetimdir. Çünkü gözetim fenalık işlemeye imkan tanımayacaktır. Çocuk, dersini bilememesinden dolayı kesinlikle dövülmemelidir. Ancak, hırsızlık yapması veya yalan söylemesi gibi durumlarda dövülebilir.
Kant (1724-1804)
Bedeni cezalar, tedbir ve ihtiyatla uygulanmalıdır ki kötü sonuçlara yol açmasın. Manevi cezalar en iyisi ve en etkili olanıdır. Bunlar ise çocuğu utandırmak onu soğuk karşılamak, hoş görülmeyen temayülünü, sevimli ve iyi olmak yönünde teşvik ve kolaylaştırmak ibarettir.
J. Friedrich Herbart (1776-1841)
Dış nizam korunmalıdır. Çocuğun herhangi bir zarara meydan vermemesi için vahşi ve başıboş arzularını ve heveslerini dizgin altında bulundurulması gerekir.
Çocuk dünyaya iradesiz bir şekilde vahşi bir irade ile gelir. Eğitimde öncelikle bu vahşi iradenin yenilmesi gerekir. Bu ise ancak disiplinle mümkün olur…
Herbert Spencer (1820-1903),
Cezalar işlenen suçlar ölçüsünde olmalıdır. Çocuk hayatta sert, katı ve şiddetli bir disiplinin bulunduğuna inanmalıdır. Ancak cezalar ve disiplin kuralları koruyucu bir mahiyet arz etmelidir.
C- İSLAM EĞİTİMİN SİSTEMİNDE DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA
Hz. Peygamberin uygulamasında Mükafat:
Hz. Peygamber rahmet peygamberidir.
Hz. Enes’in ifadesiyle ailesine ve çocuklara insanların en şefkatlisidir.
O, her zaman torunlarını ve diğer çocukları kucaklamış ve öpmüştür. Bazen çocukları dizine oturtmuş, başlarını okşamış ve onlara dua etmiştir.
Çocukları bineğine almış, onları sevdiğini söylemiş böylece onları onore etmiştir.
Çocukları bineğine almış, onları sevdiğini söylemiş böylece onları onore etmiştir.
Çocuk yaştaki bazı sahabilerinde biatlarını almıştır…
Hz. Peygamber çocukların huzuruna girmelerine özel bir serbesti tanımıştır.
Rastladığı çocuklara selam vermeyi ihmal etmemiştir.
Onlarla şakalaşmış, bazen omzuna bazen de sırtına almış ve hasta çocukları ziyaret etmiştir…
Çocuklara oldukça cömert davranmış çeşitli hediyeler vermekle onları sevindirmiş ve bunu tavsiye etmiştir.
Hz. Peygamberin uygulamasında Ceza:
1- Dayak aleyhindeki hadisler ve tahlili:
Çocuklarınıza beddu a etmeyiniz. Olur ki bu kötülük talebiniz Allah tarafından kabul edilebilir.
Herkese derecesine göre davranınız. Henüz tıfl olan çocukları dövmeyiniz. Hz. Aişe’den: Hz. Peygamber hayatı boyunca hiçbir kadına veya hizmetçiye eliyle vurmadığı gibi, kendisine dokunan bir zarardan dolayı da intikam almamıştır.
Hz. Enes’ten: On yıl Allah resulüne hizmet ettim, bir tek defa olsun bana kötü söz söylemedi. Bana bir kez bile öf demedi. Yaptığım bir şeyden dolayı “niçin yaptın?” yapmadığım bir şey için de “niçin yapmadın?” diye sorgulamadı. Birisi beni kınayacak olsa “bırakın onu, o ancak kaderde olanı yapmıştır” derdi.
2- Dayak lehindeki “rivayetler”
Hz. Peygamberin çocukları dövdüğüne dair tek bir kayda rastlanmamasına rağmen, dayakla ilgili hadisler, eğitimle ilgili eserlerde hiçbir tenkide tabii tutulmadan aktarılmıştır. Bu ise yanlış anlaşılmalara yol açmıştır.
Tıpkı hadis olmadığı halde hadis zannedilen şu rivayet gibi: “Çocuklarınızı mescidlerden uzaklaştırınız.” “İmkanların nispetinde ailende ikramda bulun ve sopayı da ortadan kaldırma…” Öncelikle bu hadis munkatı’dır. Asa kelimesi sopa manasında değil eğitim anlamında kullanılmıştır. Atalay Yörükoğlundan bir alıntı: Bu gün Amerika’nın bazı eyaletlerinde, öğrencilerin görebileceği bir yerde sopa ve cetvel bulundurma geleneği sürdürülmektedir. (Değişen Toplum’da Aile ve Çocuk, S.132)
Bu anlamda başka bir hadis daha:
“Kamçıyı ev halkının görebileceği bir yere asınız, zira böyle yapmanız onlar için bir te’dib vasıtasıdır.
Münavi bu hadisi şöyle şerh eder: “Birincisi: Böylece ailen kamçıdan korkarak kötü işlere bulaşmaktan sakınır.
İkincisi: Burada vurma ve dövme kasdedilmemektedir. Çünkü Hz. Peygamber hiç kimseye kesinlikle dövme fiilini emretmemiştir.
Esas üzerinde durmamız gereken hadis:
“Çocuklarınız yedi yaşına ulaştıklarında namazı öğretin. On yaşına geldikleri halde, kılmamakta ısrar ederlerse ve bu yaştan itibaren yataklarını ayırınız.
1- Bu hadis muteber kaynaklarda ve sahih bir senetle rivayet edilmiştir.
2- Bu hadis mensuhtur diyenler vardır. “Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: Uykuda olan, ergenlik çağına gelene kadar çocuklar… aklı başına gelinceye kadar mecnun…
3- Cumhur disipline etmek ve namaz kılmasını sağlamak için dövülebilir.
4- Cumhura cevaben bazı İslam alimleri yukarıda geçen hadisin bu hadisin hükmünü ortadan kaldırdığını, dolayısıyla özellikle namazdan dolayı dövmenin kesinlikle doğru olmayacağını hele bunu vacip olarak nitelemenin kesinlikle mümkün olamayacağını söylerler.
5- Bu hadis, namazın İslam dinindeki önemini belirlemesi bakımından eğitim amacıyla çocuğun dövülebileceğine izin veren tek hadistir.
İslam Hukukunda Çocuklara verilecek Ceza ve Mükafatlarla İlgili İlkeler:
a- Çocuk hukuki yönden sorumlu değildir.
b- Küçük çocuklara kesinlikle bendi cezalar uygulanamaz. “Tıfl çocukları (0-7 yaş) dövmeyiniz”
c- Bedeni cezaya ancak eğitim amacıyla başvurulabilir.
d- Vurulacak yerlerin sınırlanmış olması.
e- Vurulacak miktarın sınırlanmış olması.
f- Kullanılacak aletlerin sınırlanmış olması (Bükülmüş mendil…)
g- İmam-ı Şafii dayak caiz olmakla beraber terkedilmiş olması daha iyidir.
h- Batılı eğitimcilerden mutlak dayağı savunanlar olmasına karşın Müslüman eğitimciler mutlak anlamda dayağı savunmamıştır.
Müslüman eğitimciler belirli şartlarda cezayı savunanlar ve kesinlikle cezaya karşı olanlar olarak iki kısımda toplanmıştır.
1- Belirli şartlarda cezayı savunanlar
İbn Sahnun (854)
Onu ancak teşvik ve sena ederek te’dib et. O dövmek ve zorlamakla terbiye edilecek çocuklardan değildir.
Kabisi (1012)
Öğretmenin kızması ve gazabına göre hareket etmesi, ne çocukların eğitimine fayda verir ve ne de onun kalbine huzur getirir. Çünkü kızgınlık geldiği zaman kendi nefsini tatmin için Müslümanların çocuklarını dövecektir ki, buda adaletli bir davranış değildir.
İbn Miskeveyh (1030)
Çocuğu azarlamada aşırılığa gidilirse, bu onu alışkanlığa sevkedecektir. Çocuk azarlama ve suçunun teşhir edilmesine alışacak olursa hayasızlığa sürüklenmiş ve kötü bildiği şeylerde meleke kazanmaya teşvik edilmiş olacaktır.
Çocuğun ilk işlediği suç affedilmelidir. İkincisinde “şu şu işleri yapmak kötüdür” gibi sözlerle ikna edilir. Üçüncüsünde ise, kulağı çekilir. Bu metotlar fayda vermezse çocuk bir müddet kendi haline bırakılır. Sonra yeniden sırayla aynı metotlara dönülür.
İbn Sina (1036)
Disiplini sağlamak için çocuk teşvik edilmeli, korkutulmalı, ılımlı davranarak ünsiyet kurulmalı, ilgisizliğe itilebilir, bazen övülebilir, bazen azarlanabilir… Ancak bunlar yerinde ve ölçülü kullanışmalıdır.
Ağır tenkitler fayda vermiyorsa elle dövmekten de kaçırılmamalıdır. İlk dayak acı verecek şekilde olmalıdır. Sonrakinin daha da şiddetli olacağı izlenimini vermelidir.
İbn Sina çocuğa verilecek cezanın şiddetli olması gerektiğini ileri sürerek diğer İslam eğitimcilerinden farklı düşünmektedir.
İmam Gazali (1111)
Öğretmen ayda anne baba bütün ölçülerinde takva ölçülerine uymalı ve çocuğun kusurlarından dolayı önce kendisini hesaba çekmelidir.
İyi hareketlerinde çocuk taktir edilmeli ve mükafatlandırılmalıdır. (…..) şayet bazen hatalı hareketelri olursa görmezlikten gelmelidir, kesinlikle gizli suçları teşhir edilmemelidir. (Tegafül) Dayak cezasına ise, en son çare olarak başvurulmalıdır. Çünkü dövme ve aşırı azarlama çocuğun ruhunda olumsuz etkilere sebep olacaktır. Gerektiğinde ise, katı kalplilikle öç alan bir kimse gibi değil, bilakis, merhameti elden bırakmayan ve eğitici amaç güden bir kişi olarak davranmalıdır.
2- Cezaya kesinlikle karşı olanlar
Maverdi (974)
Öğrencilere sert davranmalı, gençleri hakir görmemeli, onlara değer vermelidir. Yeni başlayanları da küçük görmemeli, kızmamalı, ümitsizliğe düşürmemelidir. Onlara ilim sevdirilmeli, şefkat göstermeli, ilim öğrenmeye teşvik etmelidir.
İbn Haldun (1405)
Eğitim-öğretimde öğrencilere ve özellikle küçük çocuklara sert davranmak ve onları cezalandırmak son derece zararlıdır. Çünkü baskı altında yapılan eğitim, öğrencinin heves ve neşesini yok ettiği gibi, onu tembelliğe sevkeder. İçindekileri açıklayamadığı için riyaya ve ikiyüzlülüğe sürüklenir. Zamanla bu haller onda adet ve karakter hüviyetine bürünür. Böylece ondaki insani meziyetler bozulur ve sonuçta, güzel huy, üstün meziyet kazanma melekesi kaybolur; çünkü zulüm ve şiddet korkusu ile dürüstlük kazandırılmaya alıştırılan kişi, günün birinde baskıdan kurtulunca fazilet atmosferinden uzaklaşarak, çoğu kez rezilet yolunu tutar.
İbn Haldun, o günün zabıtaları olan muhtesiplerin görevleri arasında öğrencilerini döven öğretmenlerin ellerine vurmayı da sayar.
D- DİSİPLİN, MÜKAFAAT VE CEZA KONULARINDA İSLAM VE BATI EĞİTİMCİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
1- Batı eğitim anlayışı temelde insanı kötü kabul eder, çünkü insan asli günahla dünyaya gelir.
2- Cezalar iyilikseverliğin belirtisidir ve sopada ruh hastalıklarına karşı merhem vardır (Luther).
3- Şeytan ana karnında çocukla irtibat kurar. (Saint Cyran) o halde çocuğu günde on defa kırbaçlanmak zorunda kalınsa bile emredilenleri yapmaya zorlanmalıdır.
4- Delilik çocuğun kalbine bağlıdır onu da ancak diplin sopası söküp atabilir.
5- Vegio, Erasmus, Ratke, Basedow, Rousseau ve Dewey reaksiyoner kalmışlar ve çağrılarıyla sınırlı kalmışlardır.
6- İstikameti bulabilenler: Kant, Locke, E. Key, Herbart gibi filozoflar da olmuştur.
7- Basedow haricinde eğitimde mükafat üzerinde duran olmamıştır.
İslam eğitim sisteminde
1- Önce iyinin iyi, kötünün kötü olduğunu telkin edilmelidir.
2- İyi işler yaptığında çocuğun yüzüne karşı takdir edilmelidir.
3- Kötü davranışları varsa, bunlar başkalarından örnek verilerek kötülenmelidir.
4- İlk yaptığı olumsuz davranışları görmezlikten gelinmeli, ikinci defa tekerrür ederse, kimsenin olmadığı yerde ayıplanmalı ve başkalarının bunu duyması veya duyması veya görmesi halinde ayıplanacağı söylenmelidir.
5- Hataları sebebiyle devamlı azarlanmamalıdır.
6- Gizlice yaptıkları mutlaka önceden önlem alınarak önlenmelidir.
7- Olumsuz davranışlarda ısrar ediyorsa inadı kırılmalıdır. Bu son maddede İslam Eğitimcileri ikiye ayrılmaktadırlar.
E- EKLER
Ek-1
ÖRGÜN-YAGIN EĞİTİM-ÖĞRETİM KURUMUNDA İDEAL BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM İÇİN ARANAN ŞARTLAR:
A- Öğretmenin kişiliğiyle ilgili olanlar
a- Öğretmencileri iyi örnek olmak zorundadır.
b- Öğrencilerle çok iyi diyaloglara girmelidir.
c- Sevgi, şefkat ve merhametle davranmalıdır.
d- Tutarlı bir disiplin anlayışına sahip olmalıdır.
e- Notu koz olarak kullanmamalıdır.
f- Meslek şuuruna sahip olmalı bunu öğrencilere de kazandırmalıdır.
B- Öğretmenin mesleği ve pedegojik formasyonu ile ilgili olanlar
a- Öğretmen branşında iyi olmak zorundadır.
b- Öğrencilerin birer birer psikolojisine vakıf olmalıdır. Genel öğrenci psikolojisinin yanında…
c- Disiplini sağlamada bir çeşit değil, çeşitli metotlar denemelidir:
1- Yeterince bilgilendirme
2- Yeterli denetim.
3- Mükafatlandırmak.
4- Affetmek.
5- İsim zikretmeden uyarmak.
6- Nasihat.
7- Sevgi ve ilgiyi azaltmak.
8- Uyarı-İkaz
9- Azarlamak
10- Katı disiplin ve cezaları terk etmek
C- Fiziki kapasiteyle ilgili olan eksiklikler giderilmeli yada…
D- Sosyo-kültürel faaliyetlerle Öğretmen ve Öğrenciler toplumla olumlu etkileşimlere girmeli kaynaşmalı.
E- İdare – öğretmen ve veli işbirliği göstermelikten uzak olmalıdır.
F- Disiplin kurulu sadece ceza dağıtan birmercii olmaktan uzak okuldaki suçları kontrol altın alarak önce azaltmalı sonra da sıfırlamalı… Yani suça giden yolları tebit ederek tıkamalıdır…
F- SORULAR VE CEVAPLAR
Yirmi İkinci Kural
ÖDÜL VE CEZA KONUSUNA GEREKLİ ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR
Bir öğretmen için, her öğrenci bir problemdir. Ama problemler çözüldükçe, problem çözmek çok zevkli hale gelir.
Prof. Dr. Suat YILDIRIM
Etkili bir eğitim ve öğretim çalışmalarında, ödül ve cezanın önemli bir yeri vardır. Yerinde kullanılan ödül ve ceza başarıyı arttırır. Yerinde kullanılmazsa, çeşitli disiplin problemlerine neden olabilir.
A- Eğitimde Ödüllendirmenin Amacı Nedir?
Eğitimde ödüllendirme; istenilen davranışları oluşturma, özendirme ve teşvik etmeyi ifade etmektedir.
Ödüllendirme dengeli, düzenli ve objektif olarak yapılmalı ve önceden belirlenen kurallara göre, adil ölçülerle yürütülmelidir.
Ödül, bir armağan yada bir rüşvet değildir. Bu niteliklere dönüştürüldüğünde ödülün etkisi kalkar. Ödül, öğrenciye hız veren ve teşvik eden tüm etkinlikleri ihtiva etmelidir. Öğrenciyi teşvik etmek, motive etmek ve çalışmalarda başarılı olmasını sağlamak için ödül mutlaka işletilmelidir. Bunun da çeşitli yolları vardır.
Ödül, eğitim ve öğretimin her kademesinde uygulanmalıdır. İlköğretim okulunu birinci kademesinde görev yapan öğretmenler, genelde başarılı öğrencilere kalem, silgi, defter gibi öğrencinin ilgisini çeken ödüller alırlar.
Bazen başarılı öğrenciyi alkışlatmak, birkaç günlüğüne başkan yapmak, sınıf bayrağının korunmasını vermek, hikaye kitapları almak gibi ilgi uyandıran ve teşvik eden ödüllendirmede bulunabilirler.
İlköğretim okulunun ikinci kademesinde ve ortaöğretimde ödüller kurallara bağalanmalıdır. İlköğretim birinci kademesinde, kuralsız ve sıradan ödüller olabilir. Ama, ilköğretimin ikinci kademesi ve ortaöğretimde iyi planlanmış olmalıdır. Öğrenciler, neyi yaptıkları ve nasıl bir başarı elde ettikleri zaman ödüllendirileceklerini bilmelidir.
Genelde küçük ödüller sınıf içinde öğretmen tarafından verilmelidir. Büyük ödüller ise, okulun huzurunda ve müdürler tarfından verilmelidir.
Ödül verirken, ödül istismarına ve ödülün amacından sapmamasına dikkat edilmelidir. Ödül sıradan bir arat olmamalıdır.
B- Eğitimde Cezalandırmanın Amacı Nedir?
Eğitimde ceza, çalışma disipline ve verimliliğine kasti engeller koyan kişiler için, birtakım yaptırımları ifade etmektedir.
İnsan melek gibi masum ve problemsiz bir varlık değildir. Her insanın mahiyetinde hırs, inat, düşmanlık, menfaat gibi kötüye kullanılabilen duygular vardır. Bu duygular zaman zaman ön plana çıkar ve kendini bir şekilde ifade eder. Böylece insanlar arasında tatsızlıklar ve çekişmeler meydana gelir.
Bundan dolayı …………………………. Uzak kalmaları mümkün değildir. İnsanın olduğu yerde problemler de olacaktır. Bu problemlerin en az bir kısmı da cezasız halledilemeyecektir.
Okul hayatında bu tür olaylara çok sık rastlanır. Bunların önüne geçmek için de “ceza” unsuru getirilmiştir. Ceza yalnızca disiplini bozana yönelik bir yaptırım değil, disipline uyanı da korumaya yönelik bir kuraldır.
Eğitimde ceza bir amaç olmayıp, eğitimde istenilen sonucun alınması bakımından, gerektiği zaman başvurulan bir araçtır. Bu araç çok ölçülü ve dengeli kullanılmalıdır. Ne sadist duygulara alet edilip bütün bütün zulüm haline getirilmeli, ne de basit bir araç haline dönüştürülmelidir. İyi bir eğitimci, en son çare olarak cezalandırma yöntemini kullanmalıdır. Kullanırken de zevk almamalı, aksine üzüntü duymalıdır.
DİSİPLİNE ÖNEM VERİLMELİDİR.
Zirvedeki başarılı insanlar, disiplinli çalışmayla başarıya inanmış insanlardır.
Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE
A- Disiplin Nedir?
Eğitimde disiplin konusu sürekli tartışılan bir konu olmuş ve devamlı surette gündemde kalmıştır. Bunun nedeni, disipline olan farklı yaklaşımlar ve farklı anlayışlardır.
Bazılarına göre disiplin; öğrencilerin uslu, sessiz durmaları, verilen emirleri tartışmasız yerine getirmeleri, kimseyi rahatsız etmeden eğitim ve öğretime katılmaları anlamındadır.
Bazılarına göre de disiplin; alabildiğine rahat, serbest, dileğini yapan ve istediğini konuşan bir anlayışı ifade etmektedir.
Eğitim kurumlarında belirlenmiş bir disiplin yönetmeliği vardır. Ancak her öğretmen disiplin uygulamasına farklı açılardan baktığı için, farklı disiplin şekilleri oluşmaktadır.
OLUMSUZ DİSİPLİN
OLUMLU DİSİPLİN
Öğrencinin ilgi ve istekleri baskı altındadır.
Öğrencinin ilgi ve isteklerine yön verilir.
Öğrenciler korkutularak kontrol edilir.
Öğrencilerin problem ve isteklerine rehberlik edilir.
Katı kural ve nizamlara önem verilir.
Öğrencinin benimseyeceği kural ve normlara öncelik verilir.
Sessizliğe, düzene ve şekilciliğe önem verilir.
İşbirliğine, iktifliğe ve atılganlığa önem verilir.
Olumsuz davranışlar derhal cezalandırılır.
Olumlu davranışlar ön plana alınır ve teşvik edilir.
Öğretmen, bazen dikdatörce ve subjektifçe davranır.
Öğrenci-öğretmen işbirliğine önem verilir.
SINIF YÖNTEMİ
1. Öğretmenin Görevi
* Etkili öğretmek – stil, metod, teknik
Snıftaki öğretmenin görevi
Öğretmen ve öğrenciler arası güzel iletişim
Öğrencilerin derse dahil edilmesi
Sınıftaki öğretmenin sunumu (vücut dili, ses, vurgu)
Sınıfta iyi bir disiplin kurmak (iyi iletişim, problemlerle baş etmek)
Kişisel beceri, nükteli olmak
Öğrencileri tanımak ve anlamak
2. Sınıfta görsel araç gereç kullanım
Tahta kullanımı
Tepegöz
Multi media
Görsel araçlar
Handout, Worksheets
Video
Harita vs.
3. ders planı
Dersin süresi (uzunluğu)
Sınıf içi aktiviteler
Zamanlama
Konu seçimi
Alıştırma
4. Ders talimatları
İzah etme veya gösterme
Açık ve net (berrak)
Öğrencinin anladığı dilde
5. Oturma düzeni
Sıraların konumu (grup çalışmaları için)
Öğrencilerin katılım
Kalabalık sınıf için

SINIF YÖNTEMİ
Aktivite 1: Isınma
Etkili sınıf yöntemi ile ilgili hatırladıklarınızı yazınız.
E............................................................................................................................
T............................................................................................................................
K...........................................................................................................................
İ.............................................................................................................................
L............................................................................................................................
İ.............................................................................................................................

S............................................................................................................................
I.............................................................................................................................
N...........................................................................................................................
I.............................................................................................................................
F............................................................................................................................

Y...........................................................................................................................
Ö...........................................................................................................................
N...........................................................................................................................
E............................................................................................................................
T............................................................................................................................
İ.............................................................................................................................
M..........................................................................................................................
İ.............................................................................................................................
Geri Bildirim
Öğrencileri teker teker tahtaya çağırarak bir akrostiş oluşturarak konuyu anlayıp anlamadıklarını tespit edebilirsiniz. Aynı zamanda bu ders başlamadan önce etkili bir ısınma aktivitesi oluyor.

Aktivite 2: Sınıf talimatlarınızı nasıl vermelisiniz. Öğrenciye bir çalışma kağıdı verin ve olmaması gerektiği şekilde yazın.

· Derse başlamadan önce herkesin sizi dinlediğinden emin olmayın ve dinlemeleri için beklemeyin.
· Çok kısık sesle hitap edin.
· Onlara ilk önce ne yapacaklarını söylemeyin.
· Onlara tam olarak ne yapacaklarını söylemeyin.
· Onlara ne kadar zamanları olduğunu söylemeyin.
· Onlara çalışma kağıdı vermeyi ihmal edin.
· Onlara verdiğiniz aktivitelerin bireysel yada grup çalışması olup olmadığını söylemeyin.
· Öğrencileri gruplaştırmadan sadece tartışın deyin.
· Geri bildirim almayın. Sadece daha bitirmediniz mi? Diye sorun.
· Bitirdiklerinde “Tamam” diğer aktiviteye geçiyoruz deyin.

DERS PLANI ÖRNEĞİ
A- KONU ÖNCESİ
1- Konunun Açıklanması
2- Konunun verilmesindeki amaç açıklanması gerekir.
3- Öğrencide ilgi uyandır / öğrenme arzusu uyandır.

Prosedür
Bir video göster, bir slayt göster, bir resim göster, bir makale oku, saysal konumu geçtiği bir denklem bul.
B- Konu önce soru hazırla
Kim? Niçin? Nerede? Nasıl? Ne zaman?

C- Konu esnasındaki soru hazırlama
.....................................................................................................................
.....................................................................................................................
.....................................................................................................................

D- Konu sonrası soru hazırlama

SINIF YÖNETİMİ
Bazı Sınıf Yönetim Problemleri

1- ÖKZ
2- EKO
3- “YARDIMCI” cümle tamamlama
4- Komplike ve anlaşılmayan talimatlar
5- Talimatların anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etme
6- Anladınız mı? Tamam mı? Diye sorarak
7- Bizi aşan cevap karşısındaki tavrımız
8- Yetersiz otorite / aşırı kibarlık (nezaket)
9- Aşırı sertlik / Despot disiplin
10- Durmadan konuşma
11- Kendine güven eksikliği
12- Olayları aşırı zorlaştırmak
13- Aşırı yardımcı olma, aşırı hazırlık yapmak
14- En iyilerle ders yapma
15- “Gerçekten” dinlememek
16- güzel bir iletişim kurmak
SINIF YÖNETİMİ
Azami Öğrenme İletişimi
Öğrencilerine her zaman dürüst müsün?
Öğrencilerini sayıyor musun?
Öğrencilerin bir şeyi anlamada zorlandıkları zaman kendini onların yerine koyuyor musun?
Sınıfta güzel bir atmosfer oluşturuyor musun?
Öğrenciler bir sorunun cevabında takıldıklarında veya yanlış yaptıklarında onları ipucu vererek cesaretlendiriyor musunuz?
Öğrencilere sık sık tartışma konusu veriyor musun?
Öğrencilere düşünmeleri için zaman tanıyor musun?
Öğrencilerin söylediklerine greçekten kulak veriyor musun?
Uzun sürebileceğini bildiğin halde öğrencilerin cümlelerini tamamlamalarına izin veriyor musun?
Öğrencilerin oturma düzenini seni görebilecek şekilde düzeltiyor musun?
Öğrenciler arası etkileşimi cesaretlendiriyor musun? (destekliyor musun? )
Öğrencilerin sınıfta diğerlerinden bir şeyleri öğrenmelerini sağlıyor musun?
Öğrencilerin ortaya koyduklarından sorumlu olmalarını sağlıyor musun?
Öğrencilerin kendi öğrenme süreçleri hakkında karar vermelerini sağlıyor musun?
Bol bol pozitif geri bildirim veriyor musun?
SİZCE İYİ BİR DERS NASIL OLMALIDIR?

Çok iyi bir ders ............................................. gibi

- film
- tiyatro eseri
- futbol maçı
- hikaye
- dans
- müzik
- oyun
- güzel bir yemek
- sürücü kursu
- TV izlemek gibi
- köy hayatı gibi

ETKİLİ SINIF YÖNETİM İ

A- Motivasyon
B- Konu Seçimi
C- Ders İçi Aktiviteleri
D- Pozitif Disiplin

Hiç yorum yok: