Google
 

16 Ekim 2007 Salı

Eğitim

1. GİRİŞ

Eğitim, belirli amaçlar doğrultusunda bireylerin davranış şekillerini değiştirme süreci veya faaliyetleridir. Disiplin ise belirlenen dış amaçlara en kısa yoldan verimli bir şekilde ulaşmak için en uygun ortamın sağlanması olarak tanımlanabilir.
O halde eğitim, öğrenci, okul ve öğretici (öğretmen veya öğretim elemanı), çevre gibi temel öğeleri kapsadığından disiplinin de bu temel öğeler göz önünde tutularak bir sistem bütünlüğü içerisinde incelenmesi gerekir.
Disiplin, yalnızca uyulması gereken kurallardan çok daha geniş bir anlam ifade etmektedir. Amaçlı etkinlikler, uygun çevre, birlikte çalışma alışkanlığı, kendi kendini kontrol etmek gibi kavramlar disiplinin tanımı içerisinde önemli yer tutmaktadır. Eğitsel ortamlarda disiplini yalnızca öğrencinin uyması gereken kurallar olarak ele almak oldukça yanlış bir davranıştır.
Amacını açıkça bilmeyen, o etkinlik için uygun bir çevrede bulunmayan öğrencileri istenilen davranışı ve başarıyı gösteremedikleri için suçlamamak gerekir. Eğitsel anlamlarda etkinliklerin tümü öğrencinin yalnızca bilgi ve becerisini arttırmaya değil, aynı zamanda kişiliğini geliştirmesine yönelik olmalıdır. Öğrenci bu ortamlarda pek çok iyi tutum ve davranış göstererek kendi kendisini disipline etmesini de öğrenmektedir.
Bu çalışmada disiplin kavramı ve buna bağlı olarak disiplinsizlik nedenleri, disiplin dışı davranışlar, disiplin çeşitleri, sınıf yönetimi yaklaşımları, istenmeyen davranışların yönetimi, okulda ve sınıfta disiplin konuları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.






2. DİSİPLİN KAVRAMI

Disiplin, eğitimde kullanılan en karmaşık terimlerden birisidir. Çünkü, disiplinin bir çok anlamı vardır. “Eğitim Sözlüğü”nde disiplin için altı tanım gösterilmiştir. Eğitimde bunların hepsi zaman zaman kullanılmaktadır. Bunlar şunlardır:
(1) İstek, içtepi(ilca, impulsa) ve ilgilerin bir ideal ya da etkili ve güvenilir bir etkinlik sağlamak için belli bir yöne doğru götürülmesi ya da denetim altına alınması süreci;
(2) Düzensizlik, karışıklık ya da güçlükler karşısında; o etkinliğin, ısrarlı ve etkin biçimde izlenmesi;
(3) Öğrenci davranışlarının, ceza ve ödül aracılığıyla yetkisel (oteriter) bir biçimde doğrudan denetimi;
(4) Olumsuz anlamıyla : Etkilerin, çoğu kez, hoş olmayan ve acı veren bir biçimde engellenmesi;
(5)Bir bilgi dalı;
(6) Zihinsel ya da fiziksel yeteneklerin, tutumların geliştirilmesi amacı ile tasarlanan bir derstir. Disiplinin yukarıdakilerden başka anlamları da vardır.
Birinci anlama göre disiplin; ilgi, içtepi (itici kuvvet) ve istekleri etkili ve ideal duruma getirmek için, kişide geliştirilen içsel bir denetim sürecidir. Eğitimde disiplin denildiği zaman, en çok anımsanan, disiplinin bu anlamıdır. Daha doğrusu, disiplinin eğitsel bir nitelik taşıyanı budur, çocuğun, kendi kendine çeki düzen vererek, amacına göre, daha etkili ya da daha ideal çalışabilir hale gelmesidir. Disiplinde böyle içsel bir denetim yok ise ona disiplin demek doğru değildir. Bu, aynı zamanda, çağdaş disiplin görüşünü yansıtmaktadır. Bu anlamdaki bir disiplini sağlamak için, çocuğa öyle bir etkide bulunulacak ki, çocuk bunun etkisi ile kendi davranışını, en ideal ya da etkin bir biçimde düzenleyecektir. Yani kişinin fizyolojik ve psikolojik etkilerle ortaya çıkan kendi davranışlarına, yine kendisinin egemen olmasıdır. Bu tanımı sınıf disiplinine uyguladığımız zaman, sınıfın gerek kendi çalışmaları, gerekse öğretmen rehberliğinde ortaya çıkan kişilik ile kendi kendisini sessizce yönetmesi anlamını taşır. Bu da, sınıf yönetiminin, disiplin konusu ile ne kadar ilgili olduğunu gösterir.
İkinci tanımda, disiplin bir karışıklığının giderilmesi amacıyla alınan bütün ödül ve cezadan yararlanma dışındaki etkin ve ısrarlı önlemleri kapsıyor. Bu anlamdaki disiplinde, karışıklığı giderici önlemler söz konusudur. Öğretmenin, sınıf disiplinin bozulmasına fırsat vermemesi buna örnek olarak verilebilir. Öğretmenin bir sözü, bir bakışı bu tür bir disiplini sağlamaya yeter. Normal halde, sınıf ve okul disiplininde zaman zaman bu tür bir disiplin de uygulanabilir. Diğer anlamların eğitimde yeri yoktur ya da pek azdır.
Sınıf ve okul disiplininde birinci ve ikinci anlamlardaki görüşlerden yararlanılabilir. Hatta, son olarak, bazı durumlarda üçüncü görüşünde kullanıldığı olur. Disiplin kurallarının verdiği cezalar, bu türden ve iyileştirici nitelikte bir cezadır. Fakat, sınıfta düzenliği, etkinliği ve verimliliği sağlamak dayakla ya da buna benzer ceza niteliğindeki davranışlar disiplinsizlik olaylarını artırıcı bir etki yapar. Bir öğretmen olarak, bundan sakınmak ve kendimizi çocuğu dövmeye alıştırmamak zorundayız [5].
Bir çoklarına göre disiplin, öğrencilerin uslu, sessiz durmasını verilen emirleri kayıtsız şartsız yerine getirmesini, kimseyi rahatsız etmeden dinlemesini sağlamak anlamındadır. Böyle bir disiplin anlayışına sahip öğretmen, sürekli olarak öğrencilerini yeğin bir baskı altında tutmaya çalışır. Bu durumda öğrenciler sürekli korku, kaygı ve endişe içinde kalırlar [3].
İyi bir disiplin, öğrencinin yavaş yavaş öğretmenin yönetimine gereksinmeden kendi kendini yönetmesine yardım etmelidir. Bazı öğrenciler, öğretmenin yönetimine sığınarak kendilerini güvenlik altına almaya çalışırlar. Çünkü öğrencinin, kendi kendini yönetmesi, kendine ve işlerine ilişkin kararlar vermesi güç bir iştir.
Eğer öğretmenin yönetimi, dengeli,akla uygun ise; öğrencinin küme yönetimini kabul etmesinde ona yardım edecek biçimde yönlendirilmiş ise öğrencinin kendini yönetme gücünü yok etmeden davranışlarını düzene sokabilir. Eğer öğretmenin disiplin anlayışı bunun aksi ise, öğretmene sığınan öğrencinin başkalarının kanadı altına girmeye elverişli, uydulaşacak bir kişilik geliştirmesi olasıdır [2]. Bu bağlamda disiplin ikiye ayrılır. Kişinin kendi kendine uyguladığı disiplin (self- imposet) ile başkaları tarafından kişiye empoze (imposet) edilen disiplin, uygulanış biçimi bakımından farklı görülmektedir. Bu ayrım, disiplin kavramının çözülmesi açısından önemlidir. Örneğin, kişinin kendi kendini disiplin ederek yabancı dil öğrenmesi, ya da sağlığını koruma için rejime girmesi kişinin kendi kendine uyguladığı disiplin türlerindendir. Kişi, anlamlı bir amaç için gereken kuralları belki kendisi koyamaz ama, bunları uygulamayı kendisi gerçekleştirir. Örneğin, doktorun verdiği reçeteye kişi uyarsa sağlığı için iyi olur. Uymazsa, sağlığına zarar vermiş olur ve bu bakımdan cezasını da kendisi vermiş olur. Ya da kişiye program dahilinde, ilgili alanda bilgiler sunulur. Kişi bunları öğrenirse kendi çıkarlarına olmuş olacaktır. Öğrenmediği taktirde kendi kendini cezalandırmış olacaktır. Belki sınıfını geçemeyecek, mezun olamayacaktır.
Kendi kendine disipline etme, çağdaş eğitimde öğretmen merkezli eğitimden çok, çocuk merkezli bir eğitimin uygulandığı bir disiplindir. Çocuğun düşünceleri, istek ve kararları bu tür bir disipline girmekte sağlam, yaratıcı bir kişilik geliştirmesine yardım etmektedir. Kişi, anlamlı bir gelecek için bazı kararları kendisi almakta ve onları kendisi uygulamaktadır. İleride onu bekleyen yaşamın çetin sorunları ile mücadele etmeyi bu yaşta öğrenebilmektedir. Bu durum anne, baba, öğretmenler ve diğer otoriteler tarafından bir tercih nedeni doğurmaktadır.
Kendi kendine disipline etme durumlarında yapmacıklık söz konusu değildir. Çocuk, kendini kurallarına göre ayarlarken, gereksiz ilişkiler öğrenmemekte, zihin ve ruh yapısı zedelenmemektedir. Böyle bir disiplin değeri yalnız öğrenmede değil, eğitimde de anlam ve amaç olarak istenen şey, mükemmel insan olma, kendine güven saygınlık gibi erdemlikler kazanmada kendini gösterir. Bunlar, eğitilmiş insan dediğimiz insan tipinde görülebilen yan amaçlardır. Ama bu yan amaçlarda asıl amaç kadar önemli görülmektedir.
Hayat boyu eğitim söz konusu olduğuna göre, kendi kendini disipline etme zorunludur. Büyük, bilim, sanat, felsefe, ve din adamlarında bunu görmekteyiz. Böyle bir disiplinle hayatları boyunca, zorunlu olmadıkları halde, herhangi bir alanda büyük öğreti ve kurumlar geliştirmişlerdir. Ve insanlığa bu şekilde büyük hizmetler vermişlerdir. Bu bakımdan Sokrat ve Yunus gibiler hala büyük öğretmenlerdir. Onlardan öğrenecek çok şey vardır [7].

2.1. Disiplinsizlik Nedenleri
Çocuğu disiplinsizliğe götüren nedenlerin çoğu toplumsaldır. Bu nedenle bunları denetim altına almak pek kolay değildir. Fakat , bir öğretmen olarak yinede rehberlik yapabiliriz. Çocuğa rehberlik yaparken, disiplinsizlik nedenlerini gözden uzak tutmamak gerekir. Genellikle, disiplinsizlik olayları şu nedenlere bağlanmaktadır:
2.1.1. Öğretim programının ve okul yönetmeliklerinin öğrenci psikolojisine uygun olmaması
Bu durum, çocuklarda çeşitli uyumsuzluklar yaratır. Bu da disiplin olaylarının ortaya çıkmasına yol açar. İlgi çekmeyen konular ve yönetmeliklerdeki ağır cezalar, buna birer örnektir. Disiplinsizlik olayı, çocuğun bu ve benzeri durumlara yaptığı tepkinin sonucu olarak ortaya çıkar.
2.1.2. Ailedeki ekonomik koşulların bozukluğu ve eğitim anlayışının yanlışlığı
Yeteri kadar geliri olmayan ve yeterli eğitim almamış ailelerden gelen çocuklar, okula bir çok sıkıntılarla gelirler. Bunların belki, defter ve kitap alacak paraları yoktur. Belki, yanlış bir eğitimle kazandıkları kötü bir davranışı okulda sürdürmektedirler.
2.1.3. Kötü arkadaş çevrelerinin etkileri
Çocuğun konuştuğu, görüştüğü kimseler, onun üzerinde büyük etki yapar. Arkadaşlarından kötü bir alışkanlık kazanmışsa, bu alışkanlık, okulda disiplin sorunlarının artmasına yol açabilir.
2.1.4. Kimi bedensel noksanlıklar
Körlük, topallık, şaşılık, çirkinlik, kısa boyluluk ve hatta zeka geriliği gibi durumlar, kişiyi çevresinde kendisini kabul ettirebilmek için disipline aykırı davranışlara zorlayabilir.
2.1.5. Coşku gerginliği
Gerek ailedeki huzursuzluğun ve gerekse fizyolojik gelişmenin bir sonucu olarak, zaman zaman öğrencilerde aşırı coşku durumları görülür. Çocuk, bunun etkisiyle disipline aykırı davranışlar gösterebilir.
2.1.6. Öğretmenler arasında görülen görüş ayrılığı
Kimi öğretmenler, bir hareketin yapılmasını, kimileride yapılmamasını isterlerse, bu durumlarda çocuk nasıl hareket edeceğini şaşırır ve disiplin suçu işler.
2.1.7. Öğretmenin kişiliği
Öğretmenin kişiliği, en önemli eğitim etkenidir. Çocuk, gelişirken onun kişiliğinden bir çok parçalar alır. Çocuk, öğretmenin davranışlarından beğendiklerini kendine özümsemeye çalışır. Biz nasıl olursak, öğrencilerimizde genellikle öyle olur. Bu nedenle, bir öğretmende iyi davranış özelliklerinin bulunması çocukları disiplin suçu işlemekten korur.
Disiplin suçu işleyen çocukların,bu suçu nasıl işlediklerinin incelenmesi söz konusu olduğu zaman, yukarıdaki etkenleri teker teker dikkate almak gerekmektedir.

2.2. Disiplin Dışı Davranışlar

Gelişim çağındaki çocuklarda disiplin dışı davranışların gözlenmesi mümkündür. Bunlar; otoriteye karşı gelme, toplumsal çevrenin dirlik ve düzenini bozmak, akıl yerine duygularıyla hareket etme başlıkları altında incelenebilir.
2.2.1. Otoriteye karşı gelme
Bu ana, baba ve öğretmen yetkesi olabilir. Biliyoruz ki bunun normal sayılabileceği bir dönem vardır. Ergenlik çağı iki üç yıl süren bu çağda çocuk genelde orta okul yıllarında olur. Bu konuda çocuğa anlayışla davranmak psikolojik bir gerekliliktir.
2.2.2. Toplumsal çevrenin dirlik ve düzenini bozmak
Gereksiz sorular ve sözlerle sınıfın tinsel (manevi )havasını bozan öğrenciler olabilir. Bunlara doğrudan doğruya ve sert olmamak koşuluyla kimi davranışlar göstermek gerekir. Sorduğu soru ile ilgili araştırma yapmak, ödevini vermek gibi.
2.2.3. Akıl yerine duygularıyla hareket etme
Bu bir eğitim sorunudur. Kolayca kesin sonuç alınamaz. Eğitimin, akıl ve mantığa uygun hareketlerle sağlanacağı, herhangi bir olaya hemen tepkide bulunmamak gerektiği biraz düşünme zamanının bırakılmasının uygun olacağı her fırsatta öğrenciye telkin edilmelidir.
Disiplinsizlik olayları karşısında bu ve benzeri davranışlar görülür. Disiplinde düzene ve başkalarının haklarına saygı gösterme şarttır. Bu bakımdan iyi yetişen kuşaklardan oluşan bir toplum, yaratıcı yeteneği gelişmiş toplumsal bilinci ulaşmış mutlu bir toplum olur [4].

2.3. Disiplin Çeşitleri

Disiplin sorunu mahiyetine ve uygulama çeşidi bakımından üç başlık altında incelenebilir.
1-Yapıcı disiplin
2-Engelliyici disiplin
3-Düzeltici disiplin
2.3.1. Yapıcı disiplin
Disiplin problemleri problem çıktıktan sonra önlemek, çıkmadan önlemekten daha güçtür. Problem çıkmadan şu hususlara dikkat edilmelidir.
a) Disiplin, yapmaları gerekenden ziyade yapmamaları gerekenler üzerinde durularak verilmeye çalışılmaktadır. Halbuki eğitim anlayışına göre bu usule aykırıdır. Öğrenciye olumlu bildiri ve pekiştireçlerden yola çıkılarak gidilmelidir. Yani, yapmaları gereken hususlar üzerinde durulmalıdır. (örnek, kağıdı yere atma yerine kağıdı çöp kutusuna at.)
b) Sınıfta öğrencilerin boş kalmamasına dikkat edilmelidir.
c) Derslerde değişik metot ve teknikler uygulanmalıdır. Öğrencinin ilgisi çekilmeli, şahsiyetini rencide etmeden ve alay etmeden kaçınılmalıdır. Yapılan eğitimin faydaları anlatılmalıdır.
d) Öğrencinin öğrenmediği konuların ana sebeplerine inilmeli, öğrenciyi güç durumda bırakacak hareketlerden kaçınılmalıdır.
e) Öğrenci bir işi başarmaktan doğan zevki tatmalıdır. Öğretmen sınıfta basit işleri beceriksizlik yaparak problem haline getirmemelidir. Problem meydana getirebilecek sebepler araştırılmalıdır.
2.3.2. Engelliyici disiplin
Elimizde olmayan sebepler yüzünden ortaya çıkabilecek problemleri ve gergin durumları öğretmenlik mesleğinin ustalıkları ile önlemek ve büyütmeden yatıştırıp yok etmektir. Öğretmen şu hususlara dikkat etmelidir.
a) Öğrencilerin isimleri öğrenilmelidir. Öğrencilere isimleri ile hitap etme gerginliği azaltır.
b) Sınıfta oturuş biçimlerine dikkat edilerek birbirleriyle konuşan, itişen öğrenciler ayrılmalıdır.
c) Dersler arasında samimi ve ciddi olunmalıdır. Yapılan her hareket bilinçli ve amaçlı olmalıdır.
d) Sınıf disiplinini bozan öğrencilerle ders sonunda ve ayrı görüşülmelidir.
e) Öğrencilerle teker teker ilgilenilmeli, problemleri bilinerek çözüm aranmalıdır.
f) Kararsız kalmak, şaşkınlığa düşmekten kaçınılmalıdır.
g) Sınıftaki tartışmalarda öğrencilere hakem olacak şekilde kendimizi tartışmaların dışında tutmak gerekmektedir. Öğrenciler üzerine fazla gidilerek gerginliği artırıcı inatçı tutum ve davranışlardan uzak kalınmalıdır.
2.3.3. Düzeltici disiplin
Bütün önleyici çabalara rağmen yeniden suç işlenmişse, ona karşı alınacak tavırlarla öğrencinin bir daha suç işlememesi sağlanmalıdır.
Bu öğrencilere karşı yapılacak işlemler:
a) Suç işlemiş öğrenci ceza verilene kadar arkadaşlarından uzak tutulmalıdır.
b) Öğrenci arkadaşlarının yanında cezalandırılmamalıdır.
c) Öğrenci af dilemeye zorlanabilir.
d) Problem ortadan kalktıktan sonra konu üzerinde durularak hatırlatılmamalıdır.
e) Problem durumunda öğrenciyi sınıftan atmaktan kaçınılmalıdır.
f) Küçük olaylar kesinlikle büyütülmemelidir [5].


3. SINIF YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI VE TEMEL KAVRAMLAR

Etkili bir eğitim öğretim için öğrenci öğretmen münasebetlerinin, amaçlara uygun şekilde programlanması gerekir. Burada amaç bilginin en doğru anlaşılır bir şekilde verilmesi, öğrencide istenen davranışların kazandırılmasıdır.

3.1. Sınıf Yönetiminde Geleneksel Yaklaşım

Geleneksel yaklaşım öğretmen merkezlidir. Başka bir anlatımla, sınıf için yaşantılarda ve bu yaşantıların aktarıldığı eğitim etkinliklerinde öğretmen etkin, (aktif) öğrenci edilgen, (pasif) bir konumdadır. Öğretmen öğrenci ilişkileri, aşırı ölçülerde yapılandırılmıştır. Sınıf içi kurallar oldukça katı ve tek yönlüdür. Eğitim amaçlarının ve sınıf içi kuralların belirlenmesinde, öğrenci katılımına yer verilmez. Ayrıca sadece öğretmen tarafından belirlenen ve değişmez doğrular olarak yansıtılan bu kurallar, tartışılamazlar. Daha çok öğretmenin geleneksel otorite figürü olarak algılandığı toplumlarda gözlenen bu yaklaşım, demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmaz. Öğrenme sürecinde özne nesne ilişkisinin kurumsallaştırılmasını çağrıştıran bu yaklaşım, bir bakıma demokratik yaşamda zorlanan insanımızın sorunlarının kaynağını göstermektedir. Böylece bir yandan sınıf içinde yapay bir "evetefendimcilik" sağlayarak tatmin olan öğretmen, diğer yanda davranış bozuklukları gösteren öğrenciler ile uğraşmak durumunda kalır. Çünkü öğrenciler, kişilik yapıları ve benlik tasarımlarının farklı olması nedeniyle, otorite simgesi olarak algıladıkları öğretmenlerine, farklı tepkiler geliştirirler. Ancak öğretmen kendince uysal ya da yaramaz olarak tanımladığı bu öğrencilerin, gerçekte uyum sorunları yaşamakta olduklarını göremez. Bu durumda genellikle, öğretmen yaramaz olarak tanımladığı öğrencilere karşı, açık ya da örtülü bir mücadele başlatır.
Bu mücadelede daha çok suçlama, yargılama ve cezalandırma davranışı egemendir. Ancak sınıf içinde bir anlamda karşıt grupla oluşturmak şeklinde sürdürülen bu yaklaşımla, insancıl ve eğitsel bir ortamın sağlanması mümkün olmaz. Sonuç olarak, geleneksel sınıf yönetimi yaklaşımı, eğitimi, hem öğrenciler hem de öğretmen için çekilmez bir yük haline getirir. Geleneksel sınıf yönetimi yaklaşımı, insan doğasına ilişkin kötümser önyargıları referans olarak alır. Dolayısıyla sınıfta disiplinin sağlanması için, otoraktik yöntemlerin uygulanması gerektiği şeklindeki kalıp yargılara dayanır. Ancak bu yaklaşım, durumu daha çok güçleştirmekten başka bir işe yaramaz.

3.2. Çağdaş Sınıf Yönetimi Yaklaşımı

Kısaca tepkisel olarak özetlenebilecek geleneksel anlayış yerine, sınıf yönetiminde izlenmesi gereken asıl model, katılımcı ve esnek yapılandırılmış çağdaş yaklaşımdır. Çağdaş yaklaşım, öğrencinin duygusal, düşünsel ve zihinsel gelişimine uygun insancıl bir modeldir. Burada eğitim-öğretim etkinliklerinin merkezinde öğrenci yer alır. Başka bir deyişle, öğrenci sınıf yaşamının nesnesi değil, öznesidir. Sınıfta uyulması gereken kurallar, öğretim yöntemleri, dersin amacı vb. etkinlikler demokratik bir biçimde tartışılmalıdır. Bu tartışmalarda öğretmen daha çok rehberlik rolü oynamalıdır.
Çağdaş sınıf yönetimi yaklaşımı, sınıfı bir sistem olarak algılamayı gerektirir. Bu anlamda sınıf; öğrenci, öğretmen, ders programları, eğitim ortamı gibi iç, okul, çevre ve aile gibi dış etmenlerin etkileştiği bir alandır. Örneğin, öğretmen bir yandan okuldaki rehberlik servisi ile, diğer yandan öğrencilerinin aileleri ile yakın ilişkiler geliştirerek, sistemin öğelerinden yararlanabilir. Böylece, hem eğitim sorunları karşısında yalnız kalmaktan kurtulur, hem de eğitim sistemini etkileyen öğelerin katkılarını bütünleştirir. Doğal olarak kollektif ve duyarlı bir sınıf atmosferi sağlanarak, eğitimin kalıcılığı artırılır. Çünkü davranış değişikliği sürecinin, sadece sınıfla sınırlandırılması, gerçekçi ve geçerli bir yaklaşım değildir.

3.3. Bir Model Olarak Öğretmen

Öğretmen, öğrencinin gözünde modern dünyanın ve çağdaş değerlerin temsilcisidir. Bu durum özellikle ilköğretim çağındaki öğrenciler için geçerlidir. Ancak öğretmenlik rolüne dönük bu tür yüksek beklentilerin, ileri öğretim kademelerinde de sürmesi, daha çok öğretmenlerin göstereceği performansa bağlıdır. Çünkü öğrenci giderek seçici ve eleştirel bir kişilik yapısı geliştirerek, öğretmeninin, idealize ettiği öğretmen modeline ne ölçüde uygun düştüğünü sorgulamaya başlar. Dolayısıyla öğretmen mesleğine yönelik olarak bir anlamda hazır bulduğu saygınlık ve örnek insan olma imajını, korumak zorundadır. Bu amaçla öğretmen, düşünsel ve duygusal yönden sürekli kendini yenilemelidir.
İdeal bir öğretmen modelini tanımlayan bu özellikler şöyle sıralanabilir.
1. Öğretmen, önyargılardan uzak eleştiriye açık ve karşıt düşüncelere saygılıdır.
2. Öğretmen, duygusal ve düşünsel açıdan tutarlı ve sağlıklı bir kişilik örüntüsüne sahiptir.
3. Öğretmen, kendisi, toplumu ve dünya ile barışık insandır.
4. Öğretmen sürekli öğrenen, öğrendiklerini paylaşan ve yaşama etkin bir biçimde katılan insandır.
5. Öğretmen, siyasal örgütler ve baskı gruplarının etkilerinden uzaktır.
6. Öğretmen, insanı, doğayı ve yaşamı sever.
7. Öğretmen, insan ilişkilerinde başarılı, bilimsel gelişmelere sanatsal etkinliklere duyarlıdır.
8. Öğretmen, kollektif çalışmaya yatkın, üretken, güdüleyici bilgilidir.
9. Düşünme ve gözlemlerinde nesneldir, yargılarında yanılabileceğini kabul ederek esnek ve akılcı davranır.
10. Demokratik yaşamın ilkelerine ve insan haklarına saygılıdır.

3.4. Sınıfta İletişim

Sınıf, eğitsel amaçların gerçekleştirilmesi için yapılandırılmış eğitim ortamıdır. Amaçların gerçekleşmesi ise, öğretmen ve öğrenciler arasında kurulan iletişimin niteliği ile ilgilidir. Eğitimde iletişim, hedeflenen davranış değişikliğini oluşturmak için gereksinilen ilişki ağı olarak tanımlanacak olursa, iletişimde en önemli unsurun amaçların paylaşılması olduğu söylenebilir. Bunun için öncelikle amaçların açık ve anlaşılır bir biçimde tanımlanması gerekmektedir.
Amaçların belirlenmesinde öğretmen, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri, ilgi, beklenti ve yeterliliklerinin bilincinde olmalıdır. Ayrıca mevcut eğitim olanakları, (eğitim ortamı, program, teknoloji vb.) amaçların saptanmasında önemli bir etkendir.
Gerçekte iletişim, oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir kavramdır. Sınıf içi iletişim sadece öğretmen ile öğrenci arasında değil, öğrenciden öğrenciye , öğrenciden öğretmene ve çevreden hepsine dönük bir süreci kapsar. Bunlardan sadece birine yönelik olan tek yönlü iletişim, sıkıcı ve yararsızdır. Bu nedenle öğretmen, iletişimin doğası, niteliği ve doğurguları konusunda bilgili olmalıdır.
İletişimin en önemli öğesi dildir. Öğretmen kullandığı dil ile, öğrencilerin davranışlarını kontrol etmelidir. Buna göre öğretmen, yargılayıcı olmayan esnek ve betimleyici bir dil kullanmalıdır. İletişimde anlamları paylaşmayı kolaylaştıran dil kadar önemli bir başka öğe, ses tonu ve beden dilidir. Bu nedenle öğretmen açık ve anlaşılır bir üslupla konuşmalı, konunun durumuna uygun vurgulamalarda bulunmalıdır. Gülümseme, başla onaylama, yürüyüş biçimi gibi bir çok jest ve mimik iletişimi tamamlayıcı öğelerdir.
Sınıfta gerçekleşen her tür etkinlik, belli bir iletişim örüntüsü içinde oluşur. İletişimin gözlenen sonuçları kadar gözlenemeyen sonuçları da vardır. Örneğin etkili bir öğrenme nasıl olumlu bir iletişim sisteminin ürünü ise, istenmeyen davranışlarda, bir iletişim patolojisinin ürünüdür.

3.5. Sınıf Kuralları

Sınıftaki tüm etkinliklerin belli bir kurallar dizisi içinde gerçekleşmesi beklenir. Bu nedenle kural koyma, sınıf yönetiminin en stratejik öğesidir. Kural, sınıfta yer alan eğitim yaşantılarının amaçlarına dönük kararlar dizisi olarak tanımlanabilir. Ancak kuralların amaçlara dönük olarak alınması kadar önemli olan bir başka unsur da, uygulanabilir olmasıdır.
Kural koymada önemli olan, öğretmen ve öğrencilerin ortak bir algı dayanağından hareketle anlayış birliğine ulaşmalarıdır. Etkin bir kural koyma süreci, katılımcı karar sürecinin dinamiklerini içerir. Katılımcılık; karardan etkilenenlerin beklenti ve gereksinimlerinin seslendirilmesini gerektirir. Böylece sınıfta özgür ve demokratik bir tartışma ortamı da sağlanabilir.
Kural, asla değişmez mutlak doğrular şeklinde yukardan aşağıya dikte ettirilmemelidir. Bu durum, işlemeyen veya hatalı olan kuralların değiştirilmesini güçleştirir. Sonuçta katı kuralcılık anlayışı, hem öğrencilerin kişilik gelişimlerini olumsuz yönde etkiler, hem de sınıftaki yaşamı can sıkıcı bir hale getirir. Aynı zamanda öğrencinin belli moral motivasyonunu ve okul iklimini bozar. Gerçekte kural, belli amaçlara ulaşmak için kullanılan bir araçtır. Bu nedenle amaçlarla araçların yer değiştirmesine de neden olabilecek katı kuralcılıktan, özenle kaçınılmalıdır.

3.6. Tanışma

Okulda ilk gün öğrenciler, çevrelerini inceler ve birbirlerini tanımaya çalışırlar. Okula yeni başlayan öğrenciler ise, kaygılı ve heyecanlıdırlar. Kaygı ve heyecanın kaynağında belirsizlik endişesi yer alır.
Sınıf içi iletişim, tanışma ile başlar. Öğretmen öncelikle kendini tanıtmalı ve öğrencileri ile birlikte olmaktan mutlu olduğunu belirtmelidir. Tanışma, öğretmen için hem öğrenciler hakkında bilgi almak, hem de sınıf iklimini yumuşatmak için iyi bir fırsattır. Tanışma, konusundaki belirsizliği gidermek için, öğretmen kısa bir örnek vererek, öğrencilere yardımcı olmalıdır. Bu örnekte öğrencinin vermesi gereken bilgiler, mutlaka adı ve soyadı ile başlamalıdır. Çünkü ismi ile tanınmak, öğrencinin bireyselleşmesine yardımcı olur. Tanışma öğrencilerin yaşlarına göre farklı şekillerde düzenlenebilir.





















4. İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN YÖNETİMİ

Bu bölümde istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına neden olan bireysel ve bağlamsal koşullar, sosyo psikolojik dinamikler açısından tanımlanmıştır. Bu amaçla, öncelikle istenmeyen davranış terimi kavramlaştırılmış ve problemli davranışlara karşı uygulanabilecek sorun çözme stratejileri açıklanmıştır.

4.1. İstenmeyen Davranışın Tanımı

İstenmeyen davranışların sağlıklı bir biçimde tanımlanması bu tür davranışların değiştirilmesi açısından belirleyici öneme sahiptir. Gerçekte istenmeyen davranışların sınırlarının çizilmesi zordur. Çünkü davranışın istenmeyen nitelikte olmasını belirleyen etmenler duruma, koşulara, mekana vb. bir dizi değişkene bağlıdır. Örneğin; bahçede yüksek sesle konuşmak veya koşmak uygun bir davranışken, sınıfta istenmeyen davranıştır. Ayrıca istenmeyen davranışlar, öğrencilerin yaş, cinsiyet ve bir dizi psikolojik özellikleri açısından farklılık gösterir.
Sorunları kategorize etme yanılgısına düşmemelidir. Çünkü kategorize etmek, istenmeyen davranışların çözümünde de, aşırı yapılandırılmış bir yönetsel an!ayışın egemen olmasının anlatımıdır. Oysa nitelik ve kapsam açısından hiç bir sorun diğeri ile aynı özellikleri taşımaz. Ayrıca kalıplaşmış davranış yönetimi tekniklerinin, belli bir zamandan sonra eğitsel amaçlara hizmet ettiği de tartışmalıdır. Bu durum öncelikle öğretmenin, davranış sorunlarının gerçek nedenlerini anlamasını gerektirmektedir. Çünkü, doğru anlaşılmayan hiç bir sorun çözülemez.
4.2. Sorunu Anlamak

Davranışı anlamak, mevcut sorunların nedenlerini tanımlamanın ötesinde, gelecekte ortaya çıkabilecek olan istenmeyen davranışların kestirilmesi açısından da, gereklidir. Herhangi bir davranışın sorun olarak nitelendirilmesi ise, bağlamsal değişkenlerin yanısıra, öğretmenin meslek anlayışına da bağlıdır. Davranış sorunlarının anlaşılması için, öğretmenin hoşgörülü ve demokratik bir kişilik örüntüsüne sahip olması gerekir. Aksi halde öğrenciler, otokratik bir öğretmene karşı, cezalandırılma endişesinden dolayı, gerçek tepkilerini bastırmayı seçeceklerdir. Aynı şekilde aşırı serbest ve duyarsız bir öğretmen de, öğrencilerine davranış modeli oluşturamadığı için etkisiz olacaktır. Her iki durumda da, ortak olan özellik, davranışların gerçek nedenlerini anlama yeterliğinden yoksunluktur.
Sorunu anlama; sınıf içi değişkenleri kontrol etmek ve yönlendirmek amacıyla, öğrencilerle paylaşılan bir etkileşim sürecidir. Bu bağlamda öğretmen, özellikle istenmeyen davranışların nedenleri üzerine yoğunlaşmalıdır.

4.3. İstenmeyen Davranışların Yönetiminde Sorun Çözme Stratejileri

Sorun çözme stratejisi, bir problem durumunun ortadan kaldırılmasına yönelik etkinliklerin tümünü kapsamaktadır. İstenmeyen davranışların yönetilmesinde, uygun bir strateji geliştirmek için, öncelikle ulaşılması hedeflenen durumun tanımlanması gerekir. Hedef belirlemede gerçekçi ve uygulanabilir bir yaklaşıma sahip olmak için ise, mevcut durumun ayrıntılı biçimde analiz edilmesi gerekir. Bu aşamada sorunlu davranışın hangi koşullarda oluştuğu ve ne tür sonuçlara yol açtığı gözlemlenerek raporlaştırılmalıdır.
İstenmeyen davranışlara karşı geliştirilecek sorun çözme stratejilerinin ortak özelliği olumlu davranış örneklerinin vurgulanmasıdır. Bu amaçla öğretmenin davranışları ile sözlerinin uyumlu ve olumlu olması, kişilik özellikleri açısından öğrencilerine örnek oluşturmasını sağlar. Davranışın yönetimi, her koşulda, öğrenciye sağaltıcı davranış örneklerine yönelik ipuçları vererek, alternatif seçenekler sunmayı gerektirir. Örneğin hata yapan öğrenciden davranışının nedenlerini açıklaması istendiğinde, öğretmenin yargılayıcı bir üslup takınması, eğitsel bir tavır değildir. Öğretmen sorun ortaya çıktığında kendinden emin güvenli ancak hata yapan öğrencinin de, iyi niyetine inanan bir tutum sergilemelidir. Çünkü istenmeyen davranışın değiştirilmesi, öğrencinin kişilik değerleri ve özgüven duygularının pekiştirilmesine bağlıdır. Yaşam, bir anlamda hata yaparak öğrenilebilir. Dolayısıyla öğrenci hatalarında, suçlayıcı öğretmen tutumları, çoğu kez soruna neden olan davranıştan çok daha ciddi davranış bozukluklarına yol açabilir.
4.3.1. Görmezden gelmek
Bazı davranışlar, yoğunluk, süreklilik ve yaygınlık göstermeyen sadece o anın durumsal koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan masum öğrenci kusurlarıdır. Bu tür sorunları, bir problem durumu gibi algılamak doğru değildir. Ancak öğretmen, görmezden geldiği davranışı pekiştirmekten kaçınmalıdır. Böyle bir durumda, öğrenci hatalı davranışının öğretmen tarafından onaylandığı yanılgısına düşebilir. Doğal olarak, davranışın hatalı olduğu konusunda hiç bir dönüt alamayan öğrenci, tutumunu değiştirmek gereksinimi duymaz. Bu nedenle öğretmen, yüz ifadesi veya beden dilini kullanarak davranışı fark ettiğini göstermelidir. Örneğin tenefüste oyuna daldıkları ve zili farketmedikleri için sınıfa birkaç dakika geç kalan öğrencilere, öğretmen başını sallayarak davranışlarını onaylamadığını gösterebilir.
Görmezden gelmek, hatalı davranışın farkında olunduğunu karşı tarafa esnek bir iletişim diliyle yansıtabilme ustalığının anlatımıdır. Görmezden gelinecek davranışların ortak özelliği, spontane olarak yapılmaları ve dikkatsizlik sonucu ortaya çıkmalarıdır.
Ancak dikkatli kullanılmadığında, görmezden gelme, yönteminin ciddi sorunlara neden olması da mümkündür. Örneğin, önemli davranış bozukluklarını görmezden gelmenin, yeterli ve etkili olmayacağı açıktır. Aksine böyle bir tutum, sorunun ağırlaşmasına yol açar.
4.3.2. Uyarma
Uyarma, istenmeyen davranışın düzeyine göre farklı şekillerde uygulanabilir. Örneğin, öğrenci ile göz teması kurmak, dolaylı olarak soruna dikkat çekmek ya da doğrudan uyarmak mümkündür. Hangi yaklaşımın benimseneceği, istenmeyen davranışın önem derecesine ve dersin akışını engelleme düzeyine bağlıdır. Bu konuda öğretmen, öncelikle beden dilini kullanmalı, sonuç alamazsa koşullara göre farklı yaklaşımlar geliştirmelidir. Örneğin sıra arkadaşı ile konuşan öğrenci ile öğretmenin göz teması kurması mümkündür. Öğretmenin dersin akışını bozmadan öğrencilerine susması yönünde bakışları ile gönderdiği mesaj etkili olmazsa, bu kez işaret parmağıyla ağzını kapatarak “sus” işareti yapabilir. Ayrıca konuşmasını bir süre keserek isim vermeden bazı arkadaşlarınızın susmasını bekliyorum, sanıyorum şimdi konuşmaları gereken önemli bir sorunları var diyerek öğrencilerin dikkatini çekebilir. Bu tutum aynı zamanda öğretmenin probleme espri ile yaklaşabildiğinin anlatımı olarak algılanacağı için,etkili bir uyarı olabilir. Uyarı teknikleri olarak tanımlanabilecek bu yaklaşımlar, çoğunlukla istenmeyen davranışların ortadan kaldırılmasında yararlı yollardır.
Doğrudan uyarma, dolaylı uyarmanın yetersiz olduğu durumlarda tercih edilen bir yöntemdir. En yaygın doğrudan uyarı yöntemi, sözlü uyarılardır. Sözlü olarak uyarı, yeterince esnek ve alternatif davranış biçimini gösterir nitelikte olmazsa, beklenilen sonuca ulaşılamaz. Bu nedenle öğretmen mümkünse, dersin akışını da bozmadan aralarında konuşmakta olan öğrencilerin yanına yaklaşarak yumuşak bir ses tonu ile uyarmalıdır. Uyarıların, sadece istenmeyen davranışa yönelik olmasına dikkat edilmelidir.
Özetle, uyarılan öğrencilerin istenmeyen davranışlar konusunda bilgilendirilmesine ve kişilik değerlerinin korunmasına, özen gösterilmelidir. Böyle durumlar da, öğrencilerin yüksek sesle sınıf önünde azarlanmaları ya da geçmişte ki benzer yaşantı örnekleri hatırlatılarak suçlanmaları doğru değildir. Bu tür sözlü uyarılar, öğrencilerin, öğretmenlerinin sınıf yönetme gücü ve mesleki yeterliği konusunda kuşkuya düşmelerine neden olabileceği gibi, dersin akışını da, olumsuz yönde etkiler. Araştırmalar problem durumunda, sakin ve kararlı öğretmen tutumunun, davranış yönetiminin en önemli değişkenlerinden biri olduğunu göstermektedir. Ayrıca problem durumunda, öğretmenin takınacağı yumuşak tavır, öğrencilerin kendi davranışlarını nesnel ölçülerde değerlendirmelerini kolaylaştırır.
Ders sırasında istenmeyen davranışlar gösteren öğrencilerle, diğer zamanlarda görüşmek de yararlıdır. Bu tür görüşmeler için öğretmen, sorunun önemine göre uygun fırsatlar sağlamalıdır. Derste dikkati dağınık öğrenci ile ders sonunda görüşme olanağı yaratmak, olumlu bir öğretmen davranışıdır. Bu tür yaklaşımlar öğrencilerin öğretmenlerine güven duymalarını sağlayacağı için sorunların çözümünü de kolaylaştırır.
4.3.3. Dikkat çekmek
Bazı durumlarda dolaylı veya doğrudan uyarıların etkisiz kalması mümkündür. Dikkat çekmek, kişi ya da grup düzeyinde uyarının ötesinde, cezaya yönelik çağrışımlar da, içeren davranış bozuklukları için uygulanır. Sınıfta yüksek sesle veya izinsiz konuşmak, ders araç ve gereçlerini kötü kullanmak bu tür olumsuz davranışlara örnek olarak verilebilir. Bu amaçla, öğretmen öncelikle sınıfta bir konuşma yaparak, uyulması gereken kuralları hatırlatmalıdır. Sınıf yaşamını düzenleyen kuralların vurgulanması, özellikle gözlenen davranış sorunları üzerinde yoğunlaştırılmalıdır. Öte yandan olumlu örneklere de deyinilerek, öğrencilerin özgüven ve dayanışma duyguları desteklenmelidir. Dikkat çekmenin başarılı bir biçimde uygulanabilmesi için, sorunların kişiselleştirilmesinden kaçınılmalıdır.
Dikkat çekmek, istenmeyen davranışların nedenlerini anlamak ve karşıt önlemler geliştirmek şeklinde iki aşamalı bir süreç olarak planlanmalıdır. Nedenlerin anlaşılması, sınıfın davranış sorunlarının özgürce tartışıldığı bir platforma dönüştürülmesini gerektirir. Bu aşamada, öğrencilerin görüş ve önerileri bağlamında, sorunlara yaklaşım biçimleri ile problem kaynakları arasındaki ilişkiler gözlenmelidir. Başka bir anlatımla, öğrencilerin sorunlu davranışlarının nedenleri konusunda düşünce üretmeleri ve çözüm önerileri geliştirmeleri gerekir. Bu sayede gelecekte ortaya çıkabilecek olası problemlere de ışık tutacak şekilde yönlendirilmiş olur. Bu amaçla öğretmen, öncelikle mevcut durumun bütün yönleri ile analiz edilmesine özel bir önem vermelidir. Dikkat çekme, okul yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurmadan önce yapılan en ciddi ve en kapsamlı uygulamadır.
4.3.4. Okul yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurmak
Bazı davranış sorunları, öğretmenin okul yönetimi ve rehberlik servisi ile işbirliği içinde çalışmasını gerektirir. Esasen ilke olarak, öğretmenin her konuda okul yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurması beklenir. Ancak sınıf içinde oluşan bazı davranış sorunları öğretmen tarafından çözüme kavuşturulabilir. Üstelik yoğun bir iş yükü altında bulunan okul yönetiminin, her tür davranış sorunun iletildiği bir pozisyon olarak algılanması doğru değildir. Ne var ki okul içinde veya çevrede oluşan şiddet gruplarının neden olduğu yıkıcılık, madde bağımlılığı, gibi ağır davranış problemlerinin çözümünden özellikle okul yönetimi sorumludur. Ayrıca devamsızlık, yalancılık, okuldan kaçma, sosyal uyum güçlükleri, saldırganlık gibi istenmeyen davranışların yönetiminde, öğretmenin kurumsal destekten yararlanması gerekir. Bu amaçla öğretmen gözlediği davranış sorunlarını raporlaştırarak, okul yönetimine iletmeli ve bu kanalla rehberlik servisini bigilendirilmelidir.
Davranış sorunlarının çözümü, kollektif bir işbirliğini gerektirir. Öğretmenin rehberlik servisinde görevli eğitim uzmanları ile çalışma alışkanlığı kazanması, öncelikle kendisinin işbirliği için harekete geçmesine bağlıdır. Bazı durumlarda sorunsuz öğretmen görüntüsü vermek için problemlerin yansıtılmaması, sadece bir meslek patolojisinin belirtisidir.
Öğretmen, rehberlik servisi uzmanları ile sorunu tartışarak, çözüm sürecinde izlenmesi gereken yaklaşımı belirlemelidir. Davranış sorunları gözlenen öğrencilerin, rehberlik servisi tarafından izlenmesi sırasında da öğretmen, uzmanlarla görüş alış verişinde bulunmalıdır. Bu aşamada daha önce sorun hakkında bilgilendirilen anne - babanın desteğinden yararlanılmalıdır. Öğretmen, rehberlik servisi ve ailenin davranış yönetiminde dayanışma içinde hareket etmesi, sorunun çözümünü kolaylaştırır.
4.3.5. Ödül ve ceza sistemini kullanmak
Ödül istendik davranışları pekiştirmeye, ceza istenmeyen davranışları ortadan kaldırmaya yöneliktir. Ödül ve ceza sisteminin temel amacı, öğrenciye kendi davranışlarını yönetmek için gerekli olan duygusal ve düşünsel yeterliği kazandırmaktır.
Ödül ve cezanın mutlaka bir amaca yönelik olması gerekir. Dolayısıyla nedensiz ödül veya ceza verilemez. Ayrıca öğrenci, hangi davranışlarının neden ve nasıl ödüllendirileceği veya cezalandırılacağı konusunda yeterli ön bilgilere sahip olmalıdır. Bu durum, ödül ve cezanın amaçlı olmasının yanı sıra anlamlı olmasını da, gerektirmektedir.
Ödül ve cezanın anlamlı olması için, öğrencinin psikolojik, zihinsel ve ahlâki gelişimine uygun olması gerekir. Bu durumu bir örnek bağlamında incelemek amacıyla, kopya çekme girişiminde bulunmak isteyen bir öğrenciyi ele alalım. Bazen yakalanma olasılığı (cezalandırılma) düşük elde edilecek sonuç yüksek olabilir. Ancak, öğrenci olumlu bir benlik algısına ve toplumca onaylanmış bir kişilik örüntüsüne sahipse, kopya çekmeyi kendine uygun bulmayacaktır. Çünkü yakalanması durumunda kaybedeceği saygınlığı ve onurudur.
Araştırmalar ödülün öğrenmede cezaya oranla daha etkili ve kalıcı olduğunu göstermektedir. Ödül ve ceza konusunda yapılan araştırma bulgularına dayanarak aşağıdaki sonuçlar çıkartılabilir.
1. Hangi davranışların neden ve nasıl ödüllendirileceği ya da cezalandırılacağını, öğrencilerle birlikte kararlaştırmak, eğitsel açıdan daha etkili olmaktadır.
2. Ödül ve ceza uygulamaları kararlı ve tutarlı bir biçimde yapılmalıdır. Aynı davranış bir kez ödüllendirilir, bir başka seferde ödüllendirilmez ya da bir kez cezalandırılır öbür kez cezalandırılmazsa, eğitsel etkisi azalmaktadır.
3. Ödül ve ceza, davranış ortaya çıktığı anda verilmeli ve mutlaka sonuçları izlenmelidir.
4. Öğretmen, ödül ya da ceza verirken duygusal davranmamalıdır. Özellikle ceza, asla bir öfke ve hıncın sonucu olmamalıdır.
5. Ödül ve ceza verilmeden önce, davranışın nedenleri anlaşılmalıdır. Özellikle ceza vermeden önce, istenmeyen davranışta öğrencinin kişisel olarak ne ölçüde kusurlu olduğundan emin olunmalıdır.
6. Ödül ve ceza kişiliğin tamamına değil, sadece istenmeyen davranışa yönelik olmalıdır.
7. Ödül ve ceza yapıcı, yaratıcı ve öğrenciyi geliştirici nitelikte olmalıdır.
8. Öğretmen ödül ve ceza kullanımında, yansız ve adil davranmalıdır.
9. Ödül ve ceza, sınıfın duygusal atmosferini olumsuz yönde etkileyen yoğunluk ve sıklıkta verilmemelidir. Öğrenciler özellikle cezalandırılma endişesinden korunmalıdır.
10. Hiç bir zaman ödevler ve dersler ceza olarak kullanılmamalıdır.
11. Ödül ve ceza mantıklı ve anlaşılabilir ölçütlere göre verilmelidir. Örneğin ağır bir suçun, hafif bir ceza ile karşılanması, istenmeyen davranışın ortadan kaldırılması için yeterli olamaz.
Bu bilgilerin ışığında, ödül ve ceza kullanımının yararları ve sakıncaları aşağıdaki gibi sıralanabilir.
4.3.5.1. Ödül vermenin yararları
1. Ödül, öğrencinin olumlu davranışları için isteklendirilmesi ve güdülenmesini kolaylaştırır.
2. Ödül, öğrencinin öğrenilecek konuya, ilgi duyması ve moral motivasyonunu artırması açısından yararlıdır.
3. Ödülle davranışların onaylanması, bireyin olumlu bir benlik algısı ve sağlıklı bir kişilik örüntüsü geliştirmesini kolaylaştırır.
4. Ödül, sosyal kabul görme, bağlanma, kendini gerçekleştirme gibi gereksinimlerin doyurulması yoluyla, öğrencinin yaşama bakış açısını olumlu yönde etkiler.
4.3.5.2. Ödül vermenin sakıncaları
1. Bazen ödül kazanmak, öğrencinin asıl amacı haline gelebilmektedir.
2. Ödül araç olarak değil de amaç olarak kullanılırsa, başarısızlık durumunda, öğrenci endişe ve kaygı duymaktadır.
3. Sürekli ve benzer şekillerde ödüllendirme, öğrencinin güdülenme düzeyinin giderek düşmesine neden olmaktadır.
4.3.5.3. Ceza vermenin yararları
1. Etkili bir ceza, öğrenciyi olumsuz davranışları yapmaktan alıkoyabilir.
2. Ceza istenmeyen davranışların sonunda oluşan zararın giderilmesi veya kayıpların karşılanmasına hizmet eder.
3. Ceza, ödül ile birlikte dengeli bir biçimde kullanıldığında, istenmeyen davranışlar üzerinde sosyal kontrol sağlar.
4. Ceza, özellikle bilerek yapılan olumsuz davranışların yerleşmesini engellemek açısından yaralıdır.
5. Akılcı ve tutarlı bir ceza sistemi, öğrencilerin adalet ve güven duygularını geliştirir. Ayrıca sınıf içi uyumun yanısıra, öğrencinin sosyal ilişki kurma becerisini de, olumlu yönde etkiler.
4.3.5.4. Ceza vermenin sakıncaları
1. Suça uygun olmayan ceza verme, öğrencide kalıcı davranış bozuklukları oluşmasına neden olur.
2. Ceza, öğrencilerde korku ve endişe yarattığı için, sınıfta kaygıyı artırır ve öğrenmeyi güçleştirir.
3. Sürekli cezalandırma, öğrencilerde genel bir kayıtsızlık ve bağışıklık durumu yaratabilir.
4. Ağır cezalar, öğrencide öfke, nefret gibi olumsuz duyguların yerleşmesine neden olabilir.
5. Ceza veren kişi için de, duygusal olarak zarar verici, incitici bir durumdur.
6. Genellikle ceza verilirken, olumsuz duyguların baskısı nedeniyle amaçlarla araçlar yer değiştirmektedir.
7. Sürekli cezalandırma, öğrencinin olumlu bir benlik algısı ve özdenetim yeterliği geliştirmesini güçleştirir.
8. Ceza sadece verilen öğrenciyi değil, bazen sınıfın tamamını olumsuz yönde etkileyebilir.

4.4. İstenmeyen Davranışların Yönetiminde Öğretmene Öneriler

İstenmeyen davranışlar farklı nitelik ve yoğunluklarda olmakla birlikte, her sınıfta gözlenebilir. Söz konusu kuramsal yaklaşımların kavram ve dizgeleri ile, bu konuda yapılan araştırmalarına dayanarak istenmeyen davranışların yönetiminde, öğretmene şu önerilerde bulunulabilir.
1. İstenmeyen davranışı ortadan kaldırmak, öncelikle sorunu doğru anlamayı gerektirir.
2. Sorunu anlamak için, gerekli zamanı ayırın ve özeni gösterin. Çünkü, doğru anlaşılamayan sorun çözülemez.
3. Sorunlu davranışı anlamak için, betimlemeden ve yorum yapmaktan kaçının, doğru bir tanımlama için yeterli enformasyonu topladığınızdan emin olun.
4. Sorunlu davranışı, gelişim süreci içinde izleyerek raporlaştırın.
5. Sorunlu davranışın bireysel, çevresel ve bağlamsal değişkenlerini, analitik bir gözlemle ayrıştırın.
6. Sorunlu davranışın ne ölçüde sık, yaygın ve yoğun olduğunu gözleyin.
7. Davranış sorunları gösteren öğrencilerinize kendileri hakkındaki düşüncelerinizi, düzenli bir iletişim örüntüsü içinde ileterek, davranışlarını yönlendirmeleri için, gerekli dönütleri sağlayın.
8. Sorunlu davranışın toplumsal çevre, aile gibi bağlamsal koşullar ile bireysel değişkenlerin etkileşimi sonucu oluşan karmaşık örüntüsünün bilincinde olun.
9. İnsan doğası temelde iyidir ve her insan kendini geliştirmek ve mutluluk içinde varolmak için gerekli potansiyele sahiptir. Öğretmen, insanın varoluş sorununa anlamlı çözümler sunmakla görevlidir.
10. Öğrenciler değil, onların davranışları istenmeyen niteliktedir. Ancak bazen istenmeyen davranış yönetiminden, istenmeyen insanlar üretmek de, mümkündür.
11. Sorunlu davranışların karşısında güvenli, hoşgörülü ve kararlı bir tutum göstermek gerekir. Böyle bir tutum, sorunun çözüme kavuşturulması konusunda bireysel ve toplumsal koşulların denetlenmesini ve anlaşılmasını kolaylaştırır.
12. Öğrencilerin hata yaprak öğrenme hakkı vardır. Onların hatasız olmalarını beklemeyin. Siz de hata yapabilirsiniz ancak onları düzeltmek için içtenlikle göstereceğiniz her tür çaba, öğrencilerinizin gözünde saygınlığınızı artıracaktır.
13. Sevgiyi öğrenmek, mutlu ve üretken bir yaşam sürdürmenin ön koşuludur. Sevgi aynı zamanda, istenmeyen davranışların en etkili panzehiridir.
14. Öğrencilerin kendilerini ifade etme, saygınlık kazanma, sınıfta etkin bir yer edinme çabalarını destekleyin. Eğitim bireye kendini tanıma ve anlama olanağı verdiği zaman eğitim olur. Ayrıca insan, başkalarını anlamak için önce kendisini sevmek ve anlamak durumundadır.
15. Öğrencilerinize, olumlu yönde gelişecekleri konusunda iyimser beklentilere sahip olduğunuzu gösterin.
16. Öğrencilerinizi olumlu bir benlik algısı ve sağlıklı bir kişilik yapısına kavuşabilmeleri için, yaratıcı ve üretken etkinliklere yöneltin.
17. Öğrencinin benlik algısı ve öz saygısı, başkaları tarafından nasıl algılanmakta olduğunun, kendisi tarafından algılanış biçimine bağlıdır. Bu nedenle sağlıklı benlik algısı geliştirmeleri için, öğrencilerinizin birbirleri ile kurdukları ilişkilerin, saygı, nezaket ve ahlâk kuralları içinde gerçekleşmesine özen gösterin.
18. Öğrencilerinizi üstünlükleri ve zaafları ile olduğu gibi kabul edin. Ancak özellikle olumlu özelliklerini vurgulayarak, moral motivasyonlarını yükseltin.
19. Akademik başarısızlıkların, öğrencilerinizin kendilerini değersiz, hissetmelerine ve özgüven duygularını yitirmelerine neden olmasını engelleyin.
20. Öğrencilerinizin gelişim dönemlerine özgü psikolojik sorunların etkisiyle sergiledikleri tepkisel davranışları, anlayışla karşılayın. Örneğin, ergenlik döneminin kendini kanıtlama, yer edinme gibi gereksinimlerin baskısıyla, bağımsızlık arayışlarına yol açacağını unutmayın.
21. İstenmeyen davranış, olumsuz grup etkileşiminin ürünüdür. Bu nedenle grupların oluşum ve işleyiş süreçlerini gözleyin, olumsuz normların güçlenmesini engelleyin.
22. Öğrencilerinizin tepkilerini bastırmak yerine, anlamayı seçin. Bastırma, bir yaya uygulanan ve onu ancak geçici olarak etkisiz kılan kuvvetin tanımıdır. Bastırılan yayın, tepkisel olarak daha büyük şiddetle önceki haline döneceğini unutmayın.
23. Davranış, öğrencinin beklentileri, değer yargıları, ön yaşantıları ve bağlamsal değişkenler gibi bir dizi faktörün etkileşimi ile oluşur. İstenmeyen davranışların bireysel ve bağlamsal değişkenlerini, içinde bulundukları durumun özgün koşulları içinde değerlendirin. Başka bir anlatımla, ağaçları ve ormanı hem birlikte, hem de ayrı ayrı görmeye çalışın.
24. Derslerin ve her tür eğitsel etkinliğin, öğrencilerinizin ilgi, beklenti ve gereksinimlerine dönük olmasına özen gösterin.
25. İstenmeyen davranışı, yasaklayarak değil, yedekleyerek ortadan kaldırabilirsiniz. Yedekleme; istenmeyen davranışa uygun alternatif seçenekler sunma ve bunların benimsenmesi için, yeterli ölçüde olumlu pekiştireç kullanmanın anlatımıdır.
26. İstenmeyen davranışların sınıf dışı değişkenleri konusunda duyarlı olun ve öğrencilerinizi toplumsal çevre ve akran gruplarının olumsuz etkilerine karşı koruyun.
27. Sınıfta aşırı kaygı ve heyecanın, istenmeyen davranışlara neden olacağını unutmayın. Kaygı ve heyecanı ortadan kaldırmak için, tam demokrasi uygulayın ve insancıl bir sınıf iklimi oluşturun.
28. İstenmeyen davranışların yönetiminde, aile ile kuracağınız ilişkiyi, karşılıklı güven ve anlayış üzerinde yapılandırın. Bu ilişkinin işbirliğine dönüşmesi öncelikle öğretmenin izleyeceği yaklaşıma bağlıdır. Bu amaçla sorunu tanımlarken ve çözüm önerilerinde bulunurken, karşıt görüşlere açık, içtenlikli ve kararlı bir tutum gösterin.
29. Ödül ve ceza sistemini, koşullara göre farklılaşan esnek bir anlayış içinde yapılandırın. Çok tekrarlandığı için özendiriciliğini veya caydırıcılığını yitiren uygulamalarınızı gözden geçirmeye ve yenilemeye hazır olun.
30. Öğrencilerinizle ders dışı zamanlarda da birlikte olmak için uygun fırsatlar yaratın. Örneğin onlarla sanatsal, kültürel ve sportif olayları birlikte izleyebilir, çevre gezileri yapabilirsiniz. Bu tür informal ilişkiler, öğrencilerinizle empatik iletişiminizi güçlendirir ve istenmeyen davranışlara karşı güvenli bir atmosfer oluşturur.
31. İstenmeyen davranışların yönetiminde bir psikiyatrist gibi davranmayın. Bu amaçla profesyonel yardım gereksinimi duyduğunuzda, ailenin onayını alarak kurumsal destek sağlayın.
32. Yaşamın amacı mutlu olmaktır. Öğrencilerinizin okul yaşamında mutlu ve üretken olması, kişilik bütünlüğünü ve özerkliğini geliştiren eğitim ortamlarının sağlanması ile olanaklıdır. Bu amaçla okul bir çekim merkezi haline getirilerek, öğrencilerin boş zamanlarında sanatsal, kültürel ve sportif etkinliklere katılımları sağlanmalıdır.
Özetle içtenlik, empatik farkındalık ve koşulsuz sevgi, istenmeyen davranışların ortadan kaldırılması için en uygun yaklaşımlardır. Gerçekte insan, sadece koşulsuz sevgi ve kabul gördüğü ortamlarda mutlu ve üretken olabilir [1].











5. SINIFTA DİSİPLİN

Öğretmenin sınıf önünde duruşundan, ödevleri kontrol edişine kadar pek çok husus sınıf yönetimini, disiplini etkilemektedir. Bu hususlardan bazıları aşağıda belirtilmektedir.

5.1. Öğretmenin Sınıf Önündeki Duruşu

Öğretmen sınıfla ders anlatırken nasıl bir pozisyonda olmalıdır? Genel kural öğretmenin sınıf önünde ayakta durmasıdır. Oysa bu kuralın değişmesi gerekmektedir. Çünkü öğretmen düşmanla yüz yüze olması gereken bir asker değildir, öğrenen grubun içinde olması gereken bir kişidir. Grubuyla bütünleşmeli, fakat kontrolü elinde tutacak bir pozisyonda da olmalıdır. Grubun tüm üyelerini, öğrencilerini görebilmeli aynı zamanda tüm öğrencilerin de kendisini görmesini sağlamalıdır. Eğer bu pozisyonu sağlayamazsa hem gerçek yöneticilik yapamaz hem de konuşurken öğrencilerinin dikkatlerini konuşması üzerinde toplamada güçIük çeker.
Bazı öğretmenlerin sınıf önünde konuşurken ilgiyi başka yönlere çekme gibi bir özellikleri vardır. Bundan kaçınmak gerekir. Bu durum öğrencilerin dikkatini belli bir noktada toplamalarını engeller. Konuşurken oldukça sakin durmak ve dikkati çekmek için el ve kollarını kullanmak genel olarak daha iyi bir yoldur.

5.2. Öğrencilerin Sınıfta Yerleşimi

Özellikle sosyal bilgiler derslerinde bazı öğretmenler, sınıflarında konferans verme eğilimindedirler. Normal konferansın sınıfta işi yoktur. Ancak tabi ki öğrencilerle konuşulacaktır. Bunun için sınıfın önünde durmaya ya da bu amaçla sınıftan ayrılmaya gerek yoktur.
Öğrencilerin sıralarından birine oturmak, hatta (eğer sıralar sabit değilse) öğrencilerle birlikte yarım daire şeklinde oturmak en iyi yoldur. Öğrencileri yarım daire şeklinde oturtarak öğretmenin de onların arasında yer almasının iki önemli yanı vardır. Birincisi, öğrenci grubu hangi yaşta olursa olsun, bir ders boyu arkadaşının ensesini seyretmekten hoşlanmaz. Ders dinleyen, soru soran ya da cevap veren arkadaşlarıyla yüz yüze ilişkide bulunmak ister. İkincisi, öğrenci öğrenirken öğretmeninin karşısında değil yanında olmasından hoşlanır. Öğretimde önemli olan husus çok resmi olmayan bir hava yaratmaktır. Öğrenci öğretmenini pasif bir biçimde dinleyerek değil, öğretmeniyle konuşarak öğrenecektir. Bu iki hususu dikkate alan bir öğretmen bir deney yaparken öğrencilerin, kendisini en iyi şekilde görmesini sağlayacak şekilde oturmasına özen göstermesi gerekmektedir.

5.3. Öğretmenin Konuşmasının Etkinliği

Öğretmenler genellikle derste çok konuşurlar. Öğretmenin özellikle dersin başlangıcında, kitabınızı kapayın, doğru oturun, kollarınızı kavuşturun ve beni dinleyin gibi sözler söylediği duyulur. Daha sonrada kendince iyi disipline olmuş öğrencilerin gözlerini kırpmadan ve dikkatli bakışları altında yarım saat açıklama yapar. Ancak görünüşe aldanmamak gerekir. Dikkatle öğretmenlerini dinliyormuş gibi görünen öğrencilerin akılları pencereden gelen trafik gürültüsü, yemek kokusu ya da güneş ışığıyla kilometrelerce uzakta olabilir. Böyle bir uyancı olmadan da öğrenciler ders dışı şeyler düşünebilirler.
Bir öğretmen konferansına ya da nutkuna ne kadar süreyle dikkatleri çekebilir? Treneman'ında belirttiği gibi yetişkinin dikkat sınırı 15 dakikadır ve gittikçe azalır. Okul çocuğu için aralıksız konuşmayı dinleme limiti, konuşmanın konusuna ve konuşmacının sesine bağlı olarak aşağı yukarı 10 dakikadır. O halde bunu nasıl başaracaktır.
Bazı kişilerin konuşmalarının ilginç, bazılarının ise sıkıcı olduğu herkesçe bilinmektedir. Konuşmaları ilgi ve dikkatleri çeken profesyonel konuşmacılar, politikacılar ve aktörler genellikle konuşma eğitimi kurslarına katılmışlardır. Onların başarılarının sırrı seslerini iyi kullanmalarındadır.
Hiçbir şey dersi monoton bir sesten daha çabuk mahvedemez. İyi konuşmacılar söylenecek bazı değerli şeylere sahiptirler ve onları nasıl sunacaklarını bilirler. Oradaki her birey tarafından rahatça işitilebilirler. Seslerini önemli yerleri vurgulamak için yükseltirler. Dramatik etki için seslerini değiştirirler. Bir öğretmen de iyi bir konuşucu olmalı, ne zaman sesini yükselteceğini, ne zaman yumuşatacağını, ne zaman hızlı, ne zaman yavaş gideceğini bilmelidir
Kural olarak, öğretmenin sesi temiz olmalı ve sınıftaki her öğrenciye ulaşabilmelidir. Fakat dışarıdan işitilecek kadarda yüksek olmamalıdır. Kısacası, bağırmaktan kaçınılmalıdır. Bağırmak öğretmeni yoracağı gibi diğer sınıflardaki öğrencileri de rahatsız edecektir. Daha önemlisi bağırmanın öğretime hiçbir yararı da yoktur.
Öğretmenin yalnızca sesini nasıl kullanacağını bilmesi de yeterli değildir. Öğretmen aynı zamanda uygun sözcükleri de nasıl seçeceğini bilmelidir. İyi bir konuşmacı sözcüklerini dinleyicilerinin sözcüklerinden seçmeye özen gösterir. Bunun anlamı,öğretmenin öğretmenin öğrencilerinin bilmediği kelimeleri kullanmamaya dikkat etmesidir. Kısa bir kelime dururken uzun kelimeler kullanmamalıdır. Eğer yeni bir kelime kullanacaksa o kelimeyi önceden tahtaya yazmalı ve açıklamalıdır. Öğrenciler öğretmenlerinin konuşmalarını anladıkları ölçüde öğrenirler. Aynı ilke konuşmacının cümle yapısı içinde geçerlidir. Eğer bir konuşmacı uzun cümleler kuruyorsa dinleyicilerin onunu izlemesi imkansızdır. Uzun cümleler konuşan bir öğretmenin de öğrenciler tarafından dinlenmeyeceğini bilmesi gerekir. Öğretmen her zaman basit yapıda kısa ve açık cümlelerle konuşmaya özen göstermelidir.
Diğer yandan, genel olarak öğrenciler öğretmenlerinin sesinden çok kendi seslerini işitmek istemektedirler. Bazı kişiler öğrencilerin derste konuşmalarının yanlış olduğu düşüncesindedirler. Oysa yanlış olan bu düşüncedir. Her derste öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine imkan verilmelidir. Öğretmenin görevi öğrencilerle yüz yüze iletişim kurarak onun öğrenmesini sağlamaktır. Öğretmenler sıkça sessiz durun buyruğu ile dersi kesmemelidir. İyi bir öğretmen konuşmasını nerede keseceğini bilmelidir. Öğretmeni öğrencilerine kendi kendilerini nasıl sessiz tutacaklarını öğretmesi en önemli dersidir.

5.4. Öğrenci Çalışmalarının Kontrolü

Öğrencinin hazırladığı her ödevin öğretmeni tarafından kontrol edileceğini bilmesi disiplinli çalışmasına neden olacaktır. Öğrencileri ders dışında, boş zamanlarında gönüllü çalışmalarda bulunmalarına isteklendirmek disiplin sağlamanın diğer bir yoludur.

Bir inceleme;
Gazi üniversitesinde pedagojik formasyon programına katılan 1045 öğretmen adayı üzerinde ev ödevleri konusunda bir inceleme yapılmıştır. Öğretmenlik alanında bir fakülteden mezun olup öğretmenlik yapabilmek için pedagojik formasyon programına katılan 1045 öğretmen adayına şu soru yöneltilmiştir.
Verdiğiniz ödevi zamanında getirmeyen örencilere ödevlerini niçin getirmediklerini sorduğunuzda aşağıdaki cevapları aldınız. En çok hangi cevap sizi sinirlendirir. Tepkiniz ne olur?
Aşağıdakilerden tablo öğretmen adaylarının ödevini getirmeyen öğrenciye ödevini niçin getirmediğini sorduğunda kendisini en çok sinirlendirecek cevapların dağılımını vermektedir.

Cevap
s
%
-Dün akşam elektrikler kesildi.
82
7.8
-Ödevden haberim yoktu.
259
24.8
-Kaynak bulamadım.
48
4.6
-Soruyu kaybettim.
137
13.3
-Elim yaraydı,yapamadım.
35
3.3
-Unuttum.
132
12.6
-Ödevi masanızın üstüne bırakmıştım yoksa kaybolmuştur.
284
27.3
-Hepsi
28
2.6
-Hiçbiri
12
1.1
-Başka
28
2.6
-Toplam
1045
100

Tabloda da görüldüğü gibi öğretmen adayları, ödevini getirmeyen öğrenciye ödevini niçin getirmediğini sorduğunda öğrencinin ödevi getirdim, masanıza bıraktım, yoksa kaybolmuştur cevabını vermelerine sinirlendiklerini belirtmişlerdir.(% 27) Öğretmen adaylarının bu cevaba niçin sinirlendiklerini ve bu cevaba tepkilerini belirten birkaç ifade şöyledir.
· Ödevini masama bırakmış, orada yoksa kaybolmuş. Sanki masamdan haberdar değilmişim gibi.
· Ödevi kendim için yaptırmıyorum. Ödevi hazırlamak kadar, bana teslim etmek de öğrencinin görevidir.
· Sorumluluğunu başkasına yükleyen, öğrencim bile olsa affetmem.
· Öğretmen adaylarını sinirlendiren diğer cevaplar ve bu cevaplara karşı tepkilerinin bazıları aşağıda verilmektedir .
Cevap: Ödevden haberim yoktu (% 25)
1. Ödevden haberi olmayan öğrencinin, dersle de ilgisi yoktur.
2. Ödevden haberim yok diyen öğrencinin o derste olduğunu tespit edersem, bu çok daha kötü olur.
3. Bu cevap öğretmene karşı en büyük saygısızlıktır. Derse gelmeyen öğrenci arkadaşlarına o gün derste ne yapıldığını sarmaz mı?
Cevap: Soruyu kaybetmişim (% 13)
· Böyle bir cevap veren öğrenci ilgisiz ve dağınık bir öğrencidir. Durumunu ailesi ile görüşürüm.
· Ödevi arkadaşlarından öğrenir, hatta benden tekrar sorabilirdi.
Cevap: Unuttum (% 13)
· Ödevi yapmayı mı unutmuş, yapmışta evde mi unutmuş, onu sorarım. Eğer evde unuttum diyorsa bir sonraki ders izinli saydırırım, eve gönderir, ödevi aldırırım. Eğer yalan söylüyorsa cezalandırırım.
· Asla ödevi yapıp da evde unuttuğuna inanmıyorum. Ödevi yapmadı, nasıl olsa git getir demem sanıyor
Cevap: Dün akşam elektrik kesildi. Yapamadım.(% 8)
· Ben ödevi en az bir hafta önce vermişimdir. Son güne bırakılırsa her türlü aksilik olur tabi. Öğrenci günü gününe ders çalışmayı öğrenmeli.
· Bu çok klasik bir yalan. Benim öğrencilerimin eski yalanları kullanmalarına tahammül edemem.
Yukarıda verilen cevapların dışındaki cevaplarda fazla yığılma görülmemektedir. Örneğin, kaynak bulamadığım (% 5), elim yaraydı, yapamadım (% 3) gibi. Öğretmen adayları, ödevlerini yapmayan öğrenciler için zayıf not verme, ailesiyle görüşme, gibi uygulamalar önermektedirler. Öğretmen adayları öğrencilerin ödev yapmamalarının iki ana nedeninin birincisinin dersleri sevdirememe, ikinci nedenin ise verilen ödevlerin düzeltilip iade edilmemesi olduğunu belirtmektedirler. Ödev yapan ile yapmayan bir tutulduğu için ödev yapan öğrenci sayısının gittikçe azaldığı görüşü öğretmen adayları arasında yaygındır.
Ders sırasında, öğrenciler tarafından yapılan çalışmaların sistemsiz izlenmesi pek çok disiplin sorunu yaratmaktadır. Bu nedenle bazı öğretmenler sınıfta öğrenciden çalışma istemekten çok kendilerinin dersi işlemesini tercih ederler. Oysa alınacak birkaç küçük önlem sonucunda öğrenci çalışmalarına yer vermenin hiçte o kadar korkulacak bir şey olmadığı ve öğrencilerin bu tür etkinliklerinden çok hoşlandıkları görülecektir.
Sınıfta öğrencilerine çalıştırma yaptıran bir öğretmenin kürsüsünde oturmak yerine sıralar arasında dolaşması gerekir. Ancak bu dolaşmanın amacı öğrencilerin çalışmalarını izlemek ve yanlışlarını düzeltmek olmalıdır. Öğretmen öğrencilerden birinin çalışmasını kontrol için uzunca süre sıranın üzerine eğilmemelidir. Bu takdirde diğer öğrencilerin görmesi engellenir. Eğer mutlaka öğrencilerin hatalarını işaretlemesi gerekiyorsa en iyi yol çalışmayı eline alarak ayakta işaretlemesidir. Böylece sınıfın geri kalanına ara sıra bakabilme fırsatı bulabilir. Eğer öğretmen genel bir yanlış fark ederse sınıfı durdurmalı, yanlışı açıklamadan önce herkesin kendisini dinlediğinden emin olmalı ve sonra açıklamalarını yapmalıdır. Öğrenciler defterlerini göstermek için masanın etrafını çevrelediğinde öğretmenin masasında oturmaması gerekir. O takdirde öğrenci çemberinin dışındakilerin ne yaptığını göremeyecektir. Eğer öğrencilere kendilerini ders boyu meşgul edecek yeterli ödev verilirse öğretmenin masasının etrafında ayakta beklemek zorunda kalmayacaklardır.

5.5. Yazı Tahtasının Kullanımı

Ders sırasında yazı tahtasının yanlış kullanımının disiplinin bozulmasında önemli bir faktör olduğunu belirtmek gerekir. Kurallarına uygun bir kullanım hem dersi ilginç hale getirecek hem de pek çok disiplin sorununun oluşmasına engel olacaktır. Yazı tahtasını kullanmanın ilk kuralı eğer kullanılacaksa ona yakın durulmasıdır. Yazı tahtasına ne yazılacağı kesinlikle bilinmeli ve çabucak yazılmalıdır. Yazı tahtasını kullanan bir öğretmenin yüzü kesinlikle yazı tahtasına dönük olmamalıdır. Bu takdirde öğrencilere bakmayacağı için ilgileri dağılabilecektir. Zamanın büyük çoğunluğunu tahtaya yazı yazarak harcayan öğretmen öğrencisine de zamanını boşa harcama ve yaramazlık etme fırsatı vermiş olur. Öğretmen yüzünü tahtaya dönerek konuşmamalıdır. Çünkü hem yazı tahtasının kulağı yoktur, hem de öğrenciler kendilerine direkt olarak söylenmeyen sözleri dinlemekten hoşlanmazlar.
Buraya kadar ki açıklamalarla sınıfta disiplin sağlamaya yardımcı bazı hususlara değinilmiştir. Bu hususları artırmak mümkündür. Önemli olan öğretmenin elde edebileceği her imkanı öğrencisinin amaçlı bir biçimde işbirliği içinde kurallara uygun olarak çalışması yolunda kullanmalıdır. Bu konuda öğretmenlere bir iki küçük öneride bulunmak yerinde olacaktır.

5.6. Öğretmenlere Disiplin Sağlama Konusunda Öneriler

1. Ara sıra ufak tefek, disiplin olaylarını şakaya götürünüz.
2. Eğlenceli durumlarda sınıfta birlikte gülerseniz sınıfı kontrol edemez hale gelmekten korkmayınız.
3. Öğrencinin hiçbir soru sormaksızın itaatkar davranmasının arzu edilir bir şey olmadığını biliniz.
4. Bir öğrenciyi uyarmanız gerekiyorsa bunu herkesin önünde yapmayınız.
5. Disiplin sağlamanın birçok öğretmenin iddia ettiği kadar önemli bir sorun olmadığını unutmayınız.
6. Bazen öğretmenlerin tutumu yüzünden de öğrencilerin disiplin kurallarına uymadıklarını aklınızdan çıkarmayınız.
7. Öğrencilerinizde kendi kendine disipline edebilme alışkanlığı geliştirmeye çalışınız. Kötü bir davranışının her şeyden önce kendi kişiliğine karşı bir saygısızlık olduğunu belirtiniz.
8. Unutmayın ki öğretmenin sınıfta disiplin sağlamak için çok sert olması gerekmez.
9. Suçluyu bulamadığınız zaman tüm sınıfı cezalandırmaktan kaçınınız
10. Disiplin problemlerine mani olmak, bir kere olduktan sonra onu düzeltmek için uğraşmaktan daha kolaydır.
11. Disiplin problemi sizi aşmadıkça başkalarına duyurmayınız.
12. Derhal önlem alınması gereken durumlarda ya da sınıfta ders yapmanız imkansızlaştığı hallerde idareye haber veriniz.
13. Sınıfta disiplini bozan bir davranış oluştuğunda tepkide bulunmadan önce biraz düşününüz. Örneğin içinizden 60'a kadar saymanız daha mantıklı davranmanız için size gerekli zamanı sağlayacaktır [6].













6. OKULDA DİSİPLIN

Sınıf, içinde bulunduğu okulun bir parçasıdır. Bu nedenle okulun fiziksel ve psikolojik yapısı, sınıf disiplinini etkiler. Doğal olarak okul ve sınıf birbirlerinden ayrı düşünülemeyecek niteliklere sahiptir. Bu bağlamda okulda egemen olan yönetim anlayışı ve bu anlayışın temelini oluşturan örgüt kültürü, sınıf disiplinine de yansır.
Okulda egemen olan yönetim anlayışı; yöneticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve okul personelinin tutumları, okulun içinde bulunduğu çevreninin sosyo ekonomik yapısı, fiziksel ortamın özellikleri, politika ve prosedürlerin niteliği,gibi bir dizi değişkenin etkileşimi ile oluşur. Okul yönetiminde öğretmenler de, önemli bir etkendir. Bu nedenle yönetimin, öğretmenlerin moral ve iş doyumlarını gözetmesi gerekir. Öğretmenlerin beklenti ve gereksinimlerinin bilinmesi ve karşılanabilmesi ise, öğretmenler kurulunun yönetsel etkiliğinin artırılmasına bağlıdır. Sonuç olarak sınıf yönetimi, okul yönetiminden bağımsız düşünülemez. Çünkü sınıf yönetimini etkileyen kararların önemli bir bölümü okul yönetimince alınmaktadır [1].
Okul nedir? Okul toplumdaki bireylerin eğitilmesi işlevini üslenen kurumların ortak adıdır. Okullarda bir grup öğrenciye toplum ve bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda önceden hazırlanmış programlarla istendik davranış değiştirme çabası içindedir. Okullar kontrollü birer ortamdır. Oklu organize bir kurum olarak kendine özgü bir kültüre sahiptir. Okul aile gibi toplumun yetişkin otoritesini temsil eder. Okul yerleşmiş kuralları ile biçimlendirilmiştir.
Sosyal sistem olarak okulu inceleyecek olursak: Okulun sosyal bir sistem oluşu onun kendine özgü bir kültür olmasından kaynaklanır. Eğitim sosyologlarından Waller’e göre okulun özellikleri şunlardır.
1. Okulun belli bir nüfusu vardır.
2. Üyeler arasında sıkı, birbirine bağlı bir sosyal ilişkiler ağı mevcuttur.
3. Açıkça ifade edilmiş siyasal bir yapısı(otorite) vardır.
4. Üyeler arasında biz duygusu egemendir.
Okulun özelliklerinden bahsedilirken siyasal bir yapısının ve otoritenin mevcut olduğundan bahsedilmektedir. Buradan ne anlaşılır diye soracak olursak: Okulun siyasal yapısından okulun otorite ilkesine göre organizesi ve bu otoritenin sürekli olarak bir tehdit oluşturduğu anlaşılmalıdır. Okul bu sebeple otoriter görünümlüdür. Okulda otorite okulun yetişkin personelince sağlanır. Otorite denetim yoluyla sürdürülür. Bu denetimler:
1. Kurumsal (bakanlık ya da devletin denetimi)
2. Eylemsel (Okul yöneticilerince okul olaylarının gerek dolaysız, gerekse öğretim gücü yoluyla denetimi) şeklindedir.
Bunun yanı sıra okul otoriter yapısının yanında bürokratik bir yapıya da sahiptir. Alman sosyolog Max Weber bürokrasi üzerine yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bürokrasinin belli başlı özelliklerini şöyle belirtmiştir.
1. Teşkilatın amaçlarına uygun sürekli faaliyetler resmi görevler olarak belirlenmiş ve üyeler arasında dağılmıştır.
2. Okul sisteminde özel fonksiyonları yerine getiren uzmanlar vardır. Bunlar hiyerarşi ilkesine tabidir. Yani her alt kademe daha üst bir kademe tarafından denetlenebilir. Yetki ve sorumluluklar belirlenmiş ve sınırlandırılmıştır. Örneğin okul müdürü öğretmenleri denetler öğretmenlerde öğrencileri denetler.
Dewey’den beri okul bir cemaat olarak görülür. Okul sürekli bir topluluk olarak değerlendirilmiştir. Oysaki Katz okulu karmaşık bir toplum olarak görmüştür. Katz’a göre okulun fonksiyonu, çocukların yetişkinliğe hazırlanmasıdır. Bidwell ise okulu bir bürokrasi modeli olarak görmüş ve okulda fonksiyonel bir iş bölümü ile hiyerarşik bir sıralamanın bulunduğunu belirtmiştir. Okulun teşkilat yapısını bir piramide benzetmek mümkündür. Burada en yetkili şahıs müdürdür. Müdür rol hiyerarşisinin üstünde bulunur. Okul sisteminin başkanıdır. Okulun iç ve dış ilişkilerini düzenler. Burada iç ilişkiler öğretim programının düzenlenmesine ilişkin çalışmalar, öğretmen ve öğrencilerle ilgili çeşitli çalışmaların yapılmasını içermektedir. Dış ilişkiler ise okul dışındaki sosyal gruplarla ilişkilerdir. Müdürün rolü uzlaştırıcı ve arabulucudur. Müdür okulun amaçlarına ulaşması için gereken insan ve maddi kaynakların en verimli biçimde kullanmasından sorumludur. Yöneticinin temel görevi eğitim programlarında yer alan amaçlarına uygun olarak yaşatmaktır.
Okul yöneticisi bu görevi yerine getirirken öğretmen, eğitim uzmanı, müstahdem vb. insan gücü ile; bina, araç ,gereç, para gibi maddi kaynaklardan yararlanır. Eğitim yöneticilerinin temel görevleri benzer olmakla birlikte ülkemizde bunlar yönetmelikle belirlenmiştir. Bu görevler şöyle özetlenebilir,
1. Okulu müdür yönetir. Müdürden meslektaşlarına ve öğrencilere örnek olacak şekilde hareket etmesi okul elemanları ile iş birliği yapması istenir.
2. Müdür; kanun, yönetmelik ve emirlerin sınırları içinde okulun bütün işlerini çevirmeye düzene koymaya ve denetlemeye yetkilidir.
3. Müdür öğretim işlerini herhangi bir aksamaya meydan vermeden yürütür.
4. Müdür okulun eğitim ve disiplin işlerini düzenler, okul öğrencilerin çalışacakları, dersleriyle ilgili araştırma yapacakları boş vakitlerini iyi kullanacakları bir kurum durumuna getirecek tedbirler alır.
5. Müdür genel yönetim işleriyle memur, öğretmen ve görevlilerle ilgili atamalardan sorumludur.
Okul disiplini, okul cemiyeti içinde yaşayan öğrencilerin sosyalleşme yönlerini geliştirmek onlara aklı selim denilen doğru düşünme ve değerlendirme ölçülerinin kontrolü altında hareket etme alışkanlığı kazandırmak amacını güder. Bu amacın gerçekleştirilmesi içinde önceden seçilmiş ve belirtilmiş bazı değer hükümlerinin ölçü olarak kullanılmasını ister. Bu isteğin yerine getirilmesiyle, okul öğrencilerin vakit ve imkanlarının öğretim amaçlarına göre düzen içinde kullanmalarına birbirlerinin haklarıyla hürriyetlerine saygı göstererek çalışma alışkanlığı kazanmalarına vazife ve mesuliyet şuuru içinde kendi kendilerini idare etmelerine ve dolayısıyla kişilerin karakter ve kişiliklerinin eğitimine de yardım eder. Bu anlatılanlar okulda disiplin uygulamamızın amaçları olarak adlandırılabilir [8].
Okulda disiplin, çocuk psikolojisinin gereklerine uyan davranışları gerçekleştirmekle sağlanır. Çocuğu çalıştırmak, işe yöneltmek,rehberlik etmek disiplin sağlamada etkili bir yöntemdir. Çocuğun iradesini geliştirmeye ve kendi kendinin denetimine önem vermeliyiz. Çocuğu bencillikten kurtarmak düzenli çalışmaya alıştırmak da buna yardımcı eder. Öğretmen öğrencilerle olan ilişkilerinde tatlı sert bir yoldan giderek oterite ve sevgiyi birleştirmelidir. Okulda disiplini sağlamaya yardımcı faktörlerin belli başlıları şöyle sıralanabilir:

6.1. Uygun Bir Eğitim Programı

Amaçlarına, yeteneklerine, isteklerine ve geçmiş bilgilerine uygun olarak hazırlanan bir eğitim programı öğrencinin ilgisini çekerek işbirliği içinde olmasını sağlayacaktır.

6.2. İyi Bir Rehberlik Sistemi

Böyle bir sistem aracılığıyla sorunlar ortaya çıkmadan gerekli işlemler yapılabilecektir. Sonuçta kendisinin ruh sağlığıyla da ilgilenildiğini bilen öğrenci ilgililere yardımcı olma ve okul çalışmalarına katılma isteği duyacaktır.

6.3. Etkin Veli Okul İlişkisi

Veliler ve öğrenciler okulda en iyisinin ve doğrusunun yapıldığına inandıkları müddetçe okul çalışmalarına destek olmaktadırlar. Bunun yanı sıra okul aile birliklerinin çalışmalarını olumlu yönde yürütülürse disiplin sorunlarının çıkma olasılığı azalır. Okulda kazandırılan bilgi ve becerilerin aile ortamında izlenmesi ve aile eğitimi ve okul eğitiminin birbirleriyle tutarlı olması hem okulun hem de öğrencinin başarısını artırır. Özellikle öğrenme ve okula uyum güçlüğü olan öğrencilerin sorunlarına çözüm getirmek için okul aile arasında sıkı bir işbirliği vardır.
Okulda çocukları yapabildiği ölçüde serbest etkinliklere, kendi kendilerini yönetime yöneltilmeli ve öğretim yöntemi olarak ta yaparak yaşayarak öğrenmeye yer verilmelidir.

6.4. Okul Binasının Etkin Kullanımı
Okul binaları ve görsel-işitsel araçların kullanım biçimi disipline şaşılacak derecede yardımcı ya da engel olabilmektedir. Örneğin, karanlık bir binada elektrik enerjisinden tasarruf düşüncesiyle ışıkların yakılmaması ciddi disiplin sorunlarına neden olmaktadır. Öğrencilerin bir binada bulunmaktan hoşnut olmaları onların disiplinli olmalarına yardımcı olacaktır. Yalnızca öğrenciler değil hiç kimse dinlenme saatini karanlık ve kasvetli tünellerde geçirmek istemez. Buna karşılık aydınlık ve ferah koridorları olan bir okul binası öğrenciyi her zaman rahatlatmaktadır. Okul binasını yalnızca koridorlarının değil, duvarlarının badanasının renginden döşemesine kadar her şeyinin disipline uyumu kolaylaştıracağı ya da zorlaştıracağı bilinmelidir.
Okuldaki bazı araçlar öğrencide onu bozma eğilimi yaratabilir. Örneğin, duvara yaslanmış kırık bir torna tezgahının yanından geçen öğrencilerde bazıları nasıl olsa kırık diye tezgahın başka yerini kurcalayacaklar ya da badanası dökülmüş bir duvardaki dökük yeri büyüteceklerdir. Bu nedenle öğrencinin, kırık dökük eşyaları görmesine fırsat verilmemelidir [6].
Disiplinli bir eğitim ortamı istediği takdirde okul binalarının yetersizlikleri giderici önlemler almak gerekmektedir. Örneğin, öğretmenlerin odalarını ders verecekleri sınıflara yakın olması derslerine zamanında başlamalarını sağlayacaktır. Yine özellikle dar koridorlu bir binada öğrencilerin bir yönde gitmeleri zaman kaybını ve birbirlerini geçmek için uğraşı keşmekeşini engelleyecektir. Özellikle özel eğitme muhtaç çocukların (körlerin, ortopedi özürlülerin v.s.) okuduğu okullarda bu yöntemin uygulanması önemlidir.
Bunları disiplin sorunları için bir panzehir olarak kabul edebiliriz. Çocuğu sürekli olarak iyi davranışlara yöneltmeliyiz. Kimi zaman bir hareketi doğal sonuçlarıyla cezalandırmak iyi olabilir. Ceza çok kısa bir zaman içinde, çok sevilen bir kişi tarafından verilirse eğitsel bir değer taşır. Bununla birlikte toplu ceza vermekten kaçınılmalıdır. Bu durum suçsuz olanı da teşvik eder.
Görüldüğü gibi okul ortamında disiplin sağlanması okulu oluşturan sosyal öğeler arasındaki ilişkiler dengesinin sağlıklı kurulması, yöneticilerin görev ve sorumluluklarını iyi bilip uygulaması bunun yanı sıra öğrencinin psikolojisini de göz önüne alarak onu iyiye doğruya ve güzele doğru okul aile işbirliği de kurularak ortak bir çalışma yapılmasıyla sağlanacaktır [8].




7. SONUÇ VE ÖNERİLER

Bugün dünden çok daha fazla eğitimde kalite sorunu tartışılmakta ve psikoloji, sosyolojinin yanısıra beşer ilimler ve felsefe ilimlerinde ulaşılan kuramsal boyutlarda eğitim buna bağlı olarak okul ve sınıf disiplini doğrudan etkilenmektedir. Bu bağlamda eğitimin sağlıklı bir geleceğe ulaşması için ilk olarak düzenli ve disiplinli sınıf ortamında verilecek eğitimin yolları araştırılmalıdır.
Ayrıca okul ve sınıf disiplininde başarı sağlamak isteniyorsa, öğretmenlere çeşitli konularda genel yetkilerin verilmesi gerekir. Çünkü aranan disiplin sınıf ortamında öğrencilere aktarılabilir. Bu sayede okul geneline yayılarak okulda disiplini sağlamak konusunda ilerleme kaydedilebilir.
Sınıf yönetimi ve disiplininin sağlanması konusunda, öğretmen-öğrenci ilişkileri gözardı edilemeyecek kadar önemlidir. Bu da disiplinin sınıfta başladığının bir göstergesidir.











KAYNAKLAR

1- AYDIN, A., “Sınıf Yönetimi”, S. 3-31, 117-143, Arı Yayıncılık, Ankara, 1999
2- BAŞARAN, İ.E., “Eğitim Psikolojisi”, S. 231-238, Gül Yayınevi, Ankara, 1992
3- BİNBAŞIOĞLU, C. “Eğitim Yöneticiliği”, S. 64-66, Binbaşıoğlu Yayınevi, Ankara, 1978
4- BİNBAŞIOĞLU, C. “Genel Eğitim Bilgisi”, S. 197-207, Binbaşıoğlu Yayınevi, Ankara, 1983
5- ERDOĞAN, A., “Genel Öğretim Metodları”, S. 56-61, Öğretmen Kırtasiye, Manisa, 1996
6- KÜÇÜKAHMET, L., “Öğretim İlke ve Yöntemleri”, S. 111-118, Akım Yayınları, İstanbul, 1998
7- TURGUT, İ., “Eğitim Üzerine Felsefi Bir Deneme”, S. 52-56, Belgehan Matbaası, İzmir, 1992
8- Celal Bayar Üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi Ders Notları









EKLER
YÖNETMELİKLER


Milli Eğitim Bakanlığından :
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç Kapsam Dayanak ve Tanımlar
Amaç:
Madde 1. Bu yönetmeliğin amacı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim kurumlarında ödül ve disiplin işlemlerine ilişkin esasları düzenlemektir.
Kapsam:
Madde 2. Bu yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel ortaöğretim kurumlarının öğrencilerini ve bu kurumları dışarıdan bitirme sınavlarına girenleri kapsar.
Dayanak:
Madde 3. Bu yönetmelik, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna Dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar:
Madde 4. Bu yönetmelikte geçen;
“Bakanlık” Milli Eğitim Bakanlığını,
“Ortaöğretim kurumu”, resmi ve özel, genel, mesleki ve teknik liselerle açık öğretim lisesini,
“Müdür”, okul müdürünü,
“Uyarma”, öğrencinin davranışlarında kusurlu olduğuna yazı ile dikkatinin çekilmesini,
“Mahrumiyet”, öğrencinin belli bir süre spor çalışmalarına, okul gösteri ve gezileri gibi ders dışı eğitici ve toplu faaliyetlere alınmamasını,
“Kınama”, öğrenciye cezayı gerektiren davranışta bulunduğunun ve tekrarından kaçınmasının yazılı olarak bildirilmesini,
“Okuldan kısa süreli uzaklaştırma”, öğrencinin bir günden beş güne kadar oklulun açık olduğu sürede okula devamına izin verilmemesini,
“Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma”, öğrencinin, başka bir okulda öğrenime devam etmek üzere bulunduğu okuldan uzaklaştırılmasını,
“Örgün eğitim dışına çıkarma”, öğrencinin devam zorunluluğu olan okullara kayıt yaptıramayacak şekilde okuldan tasdikname ile uzaklaştırılmasını,
“Öğretim yılı”, okulların açıldığı günden bir sonraki öğretim yılının başlamasına kadar geçen süreyi,
“Ders yılı”, derslerin başladığı günden, derslerin bittiği güne kadar geçen ve iki kanaat dönemini veya iki dönemi kapsayan süreyi,
“Kanaat dönemi”, derslerin başladığı tarihten dinlenme tatiline, dinlenme tatilininin bitiminden ders kesimine kadar geçen bir süreyi,
“Dönem”, en az 90 iş gününü kapsayan eğitim öğretim süresini ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Öğrencilerden beklenen davranışlar
Öğrencilerin uyacağı kurallar
Madde 5. Öğrencilerden;
· Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunlarına, toplumun ahlak kurallarına ve okul düzenine uymaları, çevreye iyi örnek olmaları,
· Atatürk İlke ve İnkilaplarına bağlı kalmaları, korumaları ve kollamalrı,
· Doğru sözlü, dürüst ve çalışkan olmaları, yalan söylememeleri,
· Çevresindeki kişilere, öğretmenlerine, okul yöneticilerine, görevlilere, arkadaşlarına karşı saygılı, hoşgörülü ve çevreye iyi örnek olmaları,
· Tüm okul arkadaşlarının kendisi gibi Türk toplumunun ve Türkiye Cumhuriyetinin bir ferdi olduğunu unutmamaları, onları sevip saymaları onur ve haklarına saygı göstermeleri,
· Millet malını, okulunu ve eşyasını kendi öz malları gibi korumaları,
· Sigara, içki ve uyuşturucu gibi sağlığa zararlı maddeleri kullanmamaları,
· İyi işler başarmak için çok çalışmaya ve zamana muhtaç olduklarını unutmamaları, değerlendirilmesi gereken zamanın kaybolmasına neden olan, insanı istenmeyen sonuçlara sürükleyen kumar ve benzeri oyunlardan uzak kalmaları,
· İçkili ve zararlı yerlere gitmemeleri,
· İyi ve nazik tavırlı olmaları, kaba söz ve davranışlardan kaçınmaları,
· Zararlı, bölücü, yıkıcı, siyasi amaçlı faaliyetlere katılmamaları, bunlarla ilgili amblem, afiş, rozet, yayın ve benzerlerini taşımamaları ve bulundurmamaları,
· Okula ve derslere düzenli devam etmeleri,
· Çevrenin tabii, tarihi güzelliklerini korumak ve onları geliştirmek için katkıda bulunmaları,
· Kitapları sevmeleri, korumaları, okuma alışkanlığı kazanmaları, boş zamanlşarını faydalı işler yaparak geçirmeleri,
· Fiziksel, zihinsel ve duygusal güçlerini uyumlu olarak yönetmeleri; beden, zeka ve duygularını ve bunları verimli ve yararlı kılacak irade yeteneklerini geliştirmeleri; böylece dengeli bir biçimde geliştirdikleri varlıklarını, millet, yurt ve insanlık için yararlı bir şekilde kullanmaları istenir.
Davranışların kazandırılması;
Madde 6. Beşinci madde de belirtilen kuralların, derslerde, törenlerde, toplantılarda, rehberlik çalışmalarında, sosyal, kültürel ve benzeri tüm eğitici faaliyetlerde davranış olarak öğrencilere kazandırılmasına özen gösterilir.
İKİNCİ KISIM
Ödüllendirilecek davranışlar, ödül ve taktirinde dikkat edilecek hususlar, onur kurullarının kurulması ve çalışması
BİRİNCİ BÖLÜM
Ödüllendirilecek davranışlar, ödül taktirinde dikkat edilecek hususlar
Ödüllendirilecek davranışlar ve ödüller:
Madde 7. Okul disiplin kurulu, örnek, güzel davranışları, derslerdeki gayret ve başarılarıyla üstünlük gösteren öğrencilerle ilgili olarak;
Dönem notu, hiçbir dersten 10’luk not sisteminde 5’ten, 5’lik not sisteminde 2’den az almayan, dönem notlarının ağırlıklı ortalaması, 10’luk not sisteminde 7’den, 5’lik not sisteminde 3.50’den aşağıya almayan öğrencilerin adlarını dönem sonunda bir liste halinde yönetiminden ister.
Listeyi inceleyerek, davranış notu indirilmemiş öğrencilerin, dönem notlarının ağırlıklı ortalaması, 10’luk not sisteminde 7.00-8.49, 5’lik not sisteminde 3.50-4.49 arasında olanlar teşekkür, 10’luk not sisteminde 8.50, 5’lik not sisteminde 4.50 ve daha yukarısı olan öğrencileri takdirname ile ödüllendirilmesine karar verir.
Ayrıca almış olduğu notlarla istenilen başarıyı gösterememekle beraber aşağıdaki şartlardan en az birisini taşıyan öğrencilerin, onur kurulu, öğretmenler veya okul yönetiminin teklifi üzerine onur belgesiyle ödüllendirilmesine karar verir ve en kısa sürede belgelerinin verilmesini sağlar.
a- Hiç devamsızlığı bulunmamak,
b- Davranışlarıyla arkadaşlarına ve çevresine iyi örnek olan,
c- Çeşitli yarışmalarda, sosyal, sportif ve sanatsal faaliyetlerde üstün başarı göstermek.
d- Eğitici kol çalışmalarında liderlik vasfı göstermek ve gösterdiği faaliyetlerle eğitime katkısı bulunmak,
e- Okulun araç, gereç ve donanımlarını koruma ve kollamadaki örnek davranışları okul yönetimi veya öğretmenlerince tespit edilmiş olmak.
Ödül taktirinde dikkat edilecek hususlar:
Madde 8. Ödül takdir edilirken;
a- Öğrencinin okul içindeki ve dışındaki genel durumu,
b- Öğrencinin derslerdeki ilgisi,
c- Davranışın niteliği önemi ve çevresine iyi bir örnek teşkil edip etmediği,
d- Çalışmaları ile çevreye katkı sağlayıp sağlamadığı
gibi hususlar gözönünde bulundurulur.
Onur kurulunca verilen ödüller yazılı olarak disiplin kuruluna verilir.

İKİNCİ BÖLÜM
Onur kurullarının kurulması ve çalışması
Onur Genel Kurulu
Madde 9. Öğrencilerin okul yönetimlerine katılmalarını ve okul düzenine yardımcı olmalarını sağlamak amacıyla okulda her sınıfın tüm şubelerinden birer, ders geçme kredi uygulamasına dahil okullarda oluşturulan danışman öğretmen gruplarından birer öğrenci ders yılı başında sınıf öğretmenleri veya danışman öğretmenlerin gözetiminde seçilerek Onur Genel Kurulu oluşturulur. Erken mezuniyet veya diğer sebeplerle boşalan üyeliklere müteakip dönem başında aynı usule öğrenciler seçilir.
Öğretmen ve öğrenci mevcudu fazla olan veya ikili olan okullarda da sabahçı ve öğlenci öğrenciler için ayrı ayrı Onur Genel Kurulu oluşturulabilir.
Onur Genel Kurulunun Görevleri
Madde 10. Onur Genel Kurulu’nu seçer, okulda öğrencilere yakışmayan davranışları inceler ve bunların düzeltilmesi için alınması gereken tedbirler hakkında tekliflerde bulunur.
Onur Genel Kurulu her dönem en az iki kez toplanır.
Onur Kurulu
Madde 11. Onur Genel Kurulunda her sınıfın temsilcileri kendi aralarından bir öğrenciyi; ders geçme ve kredi uygulamasında ise danışman öğretmen gruplarının temsilcileri, kendi aralarından beş öğrenciyi Onur Kurulu üyeliğine seçerler. Genel kurul ayrıca son sınıf temsilcileri veya grup temsilcileri arasından okulun programına göre beşinci veya daha üst dönemlerdeki bir öğrenciyi onur kurulu ikinci başkanlığına, başka bir öğrenciyi de onur kurulu ikinci başkanlığına yedek olarak seçer.
Sınıfları veya grupları birer şube olan okullarda temsilciler onur kurulunu oluşturur. Son sınıf veya son dönem grup temsilcisi aynı zamanda onur kurulu ikinci başkanı olur.
Son sınıf veya dönemi bulunmayan okullarda en yüksek sınıf veya dönemden, bu sınıf veya dönem birden fazla ise genel kurulca seçilen temsilci ikinci başkan olur.
Temsilcilerde aranan nitelikler
Madde 12. Bir öğrencinin okul onur genel kurulu temsilciliğine veya onur kurulu üyeliğine seçilebilmesi için:
a- Okul disiplinine aykırı bir davranışının bulunmaması,
b- Davranışlarıyla arkadaşlarına örnek olması,
c- Derslerdeki gayret ve başarısında üstünlük göstermesi,
d- Çalışkan, dürüst, doğru sözlü ve güvenilir olması
gibi nitelikleri taşıması gerekir. Bu niteliklere sahip olmadığı sonradan anlaşılanlar ile disiplin cezası alan öğrencilerin üyeliği düşer.
Onur Kurulu Başkanı
Madde 13. Onur kurulu başkanı, disiplin kurulu üyelerinin dışında, öğretmenler kurulunca seçilen öğretmenlerden biridir. Öğretmenler kurulu disiplin kurulu üyelerini seçerken, 20. madde esaslarına göre onur kurulu başkanını da seçer.
Onur Kurulu Görevleri
Madde 14. Onur Kurulu;
a- ayda en az iki kez toplanır. Okulun disiplin ve düzeni ile ilgili olarak okul müdürünce verilen veya temsilcilerce getirilen konuları görüşür, aldığı kararları okul müdürüne bildirir.
b- Okulda; örnek davranışlarda bulunan, derslerinde başarılı olan, sosyal ve kültürel etkinliklere katılan farklı sınıf ve dönemlerden altı öğrenciyi tespit ederek ödüllendirmek üzere okul yönetimin bildirir.
c- 7. madde hükümleri doğrultusunda öğrenciler onur belgesi ile ödüllendirilir veya ödüllendirilmesini disiplin kurulana teklif eder.
d- Müdür tarafından iletilen uyarma, mahrumiyet ve kınama cezasını gerektiren olayları inceler ve karara bağlar. Müdür, onur kuruluna karara bağlanan kararları gerektiğinde disiplin kuruluna gönderebilir.
e- Öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirmek ve disiplini bozucu davranışları engellemek amacıyla programlar hazırlayarak okul yönetimine sunar.
f- Okul kantininin sağlığa uygun koşullarda tutulması için gerekli önerilerde bulunur, alınması gereken tedbirleri okul yönetimine bildirir.
g- Öğrenci nöbetleri, grup ve sınıf başkanlığı seçim işlerini okul yönetimi ile işbirliği yaparak yürütür.
h- Gerektiğinde eğitici kol başkanlarıyla işbirliği yaparak okul ve çevresinin temizliği için faaliyetler planlar ve uygular.
i- Öğrencilerin sorumluluk yüklenmelerine, dürüst, güvenilir,saygılı ve başarılı olmalarına katkıda bulunmak, sağlığa zararlı alışkanlıklar edinmelerini ve uygun olmayan yerlere gitmelerini önlemek için tedbirler alarak, anne ve babalarla işbirliği yaparlar.
j- Okulun ve çevrenin temiz düzenli ve sağlık kurallarına uygun bulundurulmasına katılımı sağlar.
Onur Kurulu Kararlarının Yazılması
Madde 15. Onur kurulunun bütün kararları, onur kurulu karar defterine yazılır.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Cezalar ve Davranışlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Disiplin cezaları ve cezayı gerektiren suçlar.
Disiplin Cezaları
Madde 16. Öğrencilere, kusurlu veya cezayı gerektiren devranışların niteliklerine göre;
a- Uyarma-mahrumiyet-kınama,
b- Okuldan kısa süreli uzaklaştırma,
c- Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma,
d- Örgün eğitim dışına çıkarma,
cezalarından birisi verilir.
Davranışlar
Madde 17. Cezayı gerektiren davranışlar şunlardır:
a- Uyarma-mahrumiyet-kınama cezasını gerektiren davranışlar;
1- Görgü kurallarına uymamak,
2- Okulda başkalarını rahatsız edecek şekilde yüksek sesle konuşmak,
3- Okulu ve çevresini kirletmek,
4- Öğretmen veya okul yönetimi tarafında verilen görevleri ve ödevleri yapmamak,
5- Kılık-kıyafet yönetmeliğine uymamak,
6- Okulda sigara içmek,
7- Başkasına ait eşyayı sahibinden izin almadan almak veya kullanmak,
8- Dersle ilgili araç ve gereçleri yanında bulundurmamak, bu konuda uyarılara aldırış etmemek,
9- Yalan söylemek,
10- Duvarları, sıraları kirletmek,
11- Okul içinde kavga etmek,
12- Okula geldiği halde özürsüz olarak derslere, törenlere, etütlere, diğer eğitici faaliyetlere, sınavlara, atölye laboratuar ve uygulama çalışmalarına katılmamak, geç katılmak veya katıldıktan sonra ayrılmak ve okulu terk etmek,
13- Okul kitaplığından, laboratuarlarından, atölyelerinde, pansiyonundan veya spor yurdundan aldığı kitap, araç ve gereçleri geri vermemek, eksik vermek veya kötü kullanmak,
14- Okul içinde veya dışında yöneticilere, öğretmenlere, arkadaşlarına ve okulun diğer personeline kaba ve kötü davranmak,
15- Dersin ve ders dışı faaliyetlerin akışını ve düzenini bozacak davranışlarda bulunmak,
16- Okul yönetimi tarafından verilen izin süresini özürsüz olarak uzatmak.
b- Okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezasını gerektiren davranışlar;
1- Arkadaşlarına sarkıntılık, hakaret ve iftira etmek,veya başkalarını bu gibi durumlar için kışkırtmak,
2- Kişileri veya grupları; din, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mesheplerine göre ayırmayı, kınamayı, kötülemeyi amaçlayan davranışlarda bulunmak,
3- Okul içinde öğrenciler tarafından gruplaşmalara, sürtüşmelere, çalışmalara neden olabilecek izinsiz gösteri veya toplantı düzenlemek, siyasi partilere, bu partilere bağlı yan kuruluşlara veya sendikalara ait amblem, rozet, yazı, slogan, bildiri, ilan, broşür vb. propaganda araçların dağıtmak,
4- Yatılı okullarda gece izinsiz ve özürsüz dışarıda kalmak,
5- Okul demirbaş eşyasına, kendisinin veya arkadaşlarının araç ve gereçlerine ahlak dışı, ideolojik veya siyasi amaç taşıyan resim, amblem ve benzerlerini yapmak, yazılar yazmak,
6- Yasaklanmış her türlü yayını okula, okula bağlı yerlere sokmak veya yanında bulundurmak,
7- Kişisel durumu ve adresi ile ilgili bilgileri okula yanlış bildirmek,
8- Okul yetkililerinin ve disiplin kurulunun çağrılarına uymamak, nçağrı yazılarını almaktan kaçınmak,
9- Kumar oynamak ve oynatmak,
10- Öğretmen veya okul yönetimi tarafından verilen görevlerin yapılmasına engel olmak,
11- Okulda bulunduğu halde kasıtlı olarak bayrak törenlerine katılmamak, özürsüz olarak bayram törenlerine gelmemek.
c- Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezasını gerektiren davranışlar;
1- Hırsızlık yapmak,
2- Okulla ilişiği olmayan kimseleri okulda veya okula ait yerlerde barındırmak,
3- Okulca verilen kimlik kartında veya başka belgelerde, değişiklik yapmak, sahte belge düzenlemek, üzerinde değişiklik yapılmış belgeleri kullanmak, bu belgelerin sağladığı haklardan başkalarını yararlandırmak,
4- Yasaklanmış kitap, dergi, broşür, gazete, bildiri, beyanname, ilan ve benzerlerini dağıtmak, duvarlara ve diğer yerlere asmak, yapıştırmak, yazmak, okul araç ve gereçlerini bu amaçlar için kullanmak,
5- Okul sınırları içinde herhangi bir yeri okul yönetiminden izinsiz olarak ve öğretim amaçları dışında kullanmak veya kullandırtmak,
6- Okulun bina, eklenti ve donanımlarını, okula ait taşınır ya da taşınmaz malları tahrip etmek,
7- Ders, sınav ve diğer faaliyetlerin yapılmasını engellemek veya arkadaşlarını bu eylemlere kışkırtmak,
8- Öğretmenlere, yöneticilere, memurlara ve diğer görevlilere hakaret etmek, karşı gelmek, onların okulda veya eklentilerinde görevlerini yapmalarına engel olmak,
9- Okula yaralayıcı, öldürücü aletler, silah ve patlayıcı maddeler getirmek veya bunları bulundurmak,
10- Zor kullanarak veya tehditle kopya yapmak veya yapılmasını sağlamak,
11- Okulda içki içmek, içkili olarak okula gelmek veya uyuşturucu madde kullanmak,
12- Türk Bayrağına, Sancağına kasıtlı olarak saygısızlık yapmak,
13- Milli ve manevi değerleri sözle, yazıyla veya başka bir şekilde aşağılamak, bu değerlere küfretmek,
14- Kendi yerine başkasını sınava sokmak, başkasının yerine sınava girmek,
15- Okul içinde siyasi partilerin, bu partilere bağlı yan kuruluşların, ideolojik amaçlı dernek ve kuruluşların veya sendikaların siyasi ve ideolojik görüşleri doğrultusunda eylem düzenlemek, başkalarını bu gibi eylemleri düzenlemeye kışkırtmak, düzenlenmiş eylemlere etkin biçimde katılmak,
16- Herhangi bir kurum, dernek, örgüt ve parti adına üye kaydetmek; parea toplamak veya bağışta bulunmaya zorlamak,
d- Örgün eğitim dışına çıkarma cezasını gerektiren davranışlar;
1- Kişileri veya grupları; dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mesheplerine göre ayırmayı, kınamayı, kötülemeyi amaçlayan bölücü toplu eylemlere katılmak,
2- Disiplin ile ilgili işleri ve disiplin kurulunun çalışmalarını zor kullanarak veya dehditle engellemek,
3- Okulda uyuşturucu madde ticareti yapmak,
4- İffetsizliği tespit edilmiş olmak, herhangi bir kimsenin iffet ve namusuna tecavüz etmek,
5- Güvenlik kuvvetleri tarafından aranan kişileri okulda veya okula ait yerlerde barındırmak veya saklamak,
6- Okula, derslere, sınavlara girilmesine, ders veya sınavların yapılmasına engel olmak, dersteki öğrencileri dışarı çıkarmak, çıkarmayı kışkırtmak, ve zorlayıcı davranışlarda bulunmak,
7- Okul içinde ve dışında tek veya toplu halde okulun yöneticilerine, öğretmenlerine ve diğer personeline karşı saldırıda bulunmak, bu gibi hareketleri düzenlemek veya kışkırtmak,
8- Okulun bina, eklenti ve donanımlarını, okula ait taşınır ve taşınmaz malları kasıtlı olarak tahrip etmek,
9- Okul içinde ve dışında yaralayıcı, öldürücü her türlü alet, silah, patlayıcı maddeler kullanmak suretiyle herhangi bir kişiyi yaralamaya teşebbüs etmek, yaralamak, öldürmek, maddi ve manevi zarara yol açmak,
10- Kişi ve kişilere her ne sebeple olursa olsun, eziyet etmek, işkence yapmak veya yaptırmak,
11- Kanun dışı kuruluşlara üye olmak, bu kuruluşlarda faaliyet göstermek; bu gibi kuruluşların propagandasını yapmak,
12- Türkiye Cumhuriyeti’nin devletiyle ve milletiyle bölünmezliği ilkesine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına ve Anayasasının başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerine aykırı miting, forum, direniş, yürüyüş, boykot ve işgal gibi ferdi veya toplu eylemler düzenlemek, düzenlenmesini kışkırtmak, düzenlenmiş bu gibi eylemlere katılmak veya katılmaya zorlamak,
13- Yol kesmek, adam kaçırmak, haraç almak.

İKİNCİ BÖLÜM
Ceza takdirinde dikkat edilecek hususlar ve uygulama ile ilgili esaslar
Ceza takdirinde dikkat edilecek hususlar
Madde 18. Disiplin cezaları takdir edilirken;
a- Öğrencinin kişisel özellikleri,
b- Davranış niteliği, önemi ve ne gibi şartlar altında yapıldığı,
c- Davranışın yapıldığı zamanki öğrencinin psikolojik durumu,
d- Öğrencinin okul içinde ve dışında genel durumu,
e- Öğrenci yaş ve cinsiyeti,
f- Öğrencinin derslerdeki ilgi ve başarısı,
g- Öğrencinin aynı öğretim yılı içinde daha önce ceza alıp almadığı,
h- Öğrencinin tüm kişilik değil, yalnız söz konusu davranışın odak noktası yapılması gerektiği, gibi hususlar gözönünde bulundurulur.
Uygulama ile ilgili esaslar
Madde 19. Disiplin cezalarının uygulanmasında aşağıdaki esaslara uyulur:
a- Okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezasının uygulanmasında;
1- Pansiyonlu okullarda, bu cezayı alan öğrencilerin disiplin olayının özelliği ve öğrencinin cinsiyetine, ailesinin durumuna, yaşına, ve oturma yerinin okula uzaklığına göre disiplin kurulu kararı ile cezalı bulunduğu süre içinde pansiyonda kalıp kalmamasına ve yemekhaneden yararlanıp yararlanmamasına karar verilir.
2- Pansiyonda kalması engellenen öğrenci velisine teslim edilir.
3- Okulda kısa süreli uzaklaştırma cezası devamsızlıktan sayılmaz.
b- Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezasının uygulanmasında;
Bu cezayı alan öğrenci ilgili okul müdürlüğü ve valiliğin olumlu görüşlerinin alınması şartı ile öğretim yılı sonunda eski okuluna dönebilir.
c- Örgün eğitimin dışına çıkarma cezasının uygulanmasında;
Öğrencinin devam zorunluluğu bulunan okullara tekrar kayıt yaptırmasının mümkün olmayacağı hususu açıkça belirtilir.
d- İşlenen suçlar ile bu suçların karşılığı olan cezalar uyumlu bir şekilde tespit edilir.
e- Tutuklu ve gözetim altında bulunan öğrencilerin savunmaları ilgili makamlara müracaat edilmek suretiyle alınır.
f- Okul yöneticileri, öğrencilerin okul içinde veya okul dışında olup doğrudan okul yönetimine duyurulan, yasal soruşturmayı gerektiren bir suç işlemeleri halinde ilgili makamları haberdar eder.
Kamu suçlarından dolayı haklarında tutuklama kararı verilip yakalanamadıkları veya teslim olmadıkları ilgili makamlarca okula bildirilen öğrenciler, okuyl eklentilerinde barındırılmaz ve ders, sınav, laboratuar, uygulama gibi eğitim-öğretim gibi çalışmalara ve okulun diğer faaliyetlerine alınamazlar.
Bu öğrencilerin okulda ve eklentilerinde bulunduklarının anlaşılması halinde okul yöneticilerince derhal ilgili makamlar haberdar edilir.
Haklarında kamu davası açılmış olan öğrenciler için disiplin soruşturması yapılır, kamu davasının sonucu beklenmeden ceza uygulanır.
g- Disiplin cezalarında uyarma ve mahrumiyet cezaları müdür, müdür yardımcıları öğretmenler ile onur ve disiplin kurullarınca, diğer cezalar ise yalnız disiplin kurulunca verilir.
Okul müdürü gerektiğinde yazılı savunması alınması şartıyla öğrenciye doğrudan kınama cezası verebilir.
Müdür, müdür yardımcıları öğretmenler ile onur kurullarınca verilen cezalar yazılı olarak disiplin kuruluna bildirilir.
h- Öğrencilerin davranış notu; her ders yılı veya dönem başında 5’lik not sistemi uygulanan okullarda 5, 10’luk not sistemi uygulanan okullarda ise 10’dur.
Ceza alan öğrencilerin 5’lik not sistemine göre;
· Okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezası için bir,
· Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezası için iki,
· Örgün eğitim dışına çıkarma cezası için üç not düşürülür.
10’luk not sisteminde davranış notlarından cezalara göre 5’lik not sisteminde düşürülen notun iki katı kadar not düşürülür.
ı- Öğrenciye cezayı gerektiren davranıştan dolayı birden fazla disiplin cezası verilmez.
i- Disiplin kurulunca verilen cezalar öğrencinin dosyasına işlenir.
j- Öğrencilere verilen;
1- Uyarma, mahrumiyet, kısa süreli uzaklaştırma, kınama cezaları okul müdürünün,
2- Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezası ilçe disiplin kurulunun,
3- Örgün eğitim dışına çıkarma cezası üst disiplin kurulunun onayından sonra uygulanır.
Üst disiplin kurulunda görüşülmesi gereken disiplin dosyaları en geç bir hafta içinde bu kurullara gönderilir.
k- Cezalara itiraz edilmesi durumunda zaman kaybını önlemek için;
1- İtiraz dilekçesi, itiraz edilecek makama ulaştırılmak üzere okul müdürüne verilir.
2- Okul müdürü dilekçeyi ve dilekçede belirtilen itiraz gerekçeleri hakkındaki görüşlerini 55. maddedeki belgelerle birlikte dilekçenin okul idaresine verildiği tarihten itibaren beş iş günü içinde üst kurullara gönderir.
3- İtiraz sonuçlanıncaya kadar ceza uygulanmaz.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Okul disiplin kurulunun kuruluşu, görevleri ve çalışma usulü
Okul disiplin kurulunun kuruluşu
Madde 20. Okul disiplin kurulu, her ders yılının ilk ayı içerisinde öğretmenler kurulunca gizli oyla seçilecek iki öğretmen, müdür yardımcısı, müdür baş yardımcısının bulunmadığı hallerde müdürün görevlendireceği bir müdür yardımcısı, onur kurulu ikinci başkanı ve okul aile birliğinin kendi içinden seçeceği bir öğrenci velisinden kurulur. Yeter sayıda öğretmen bulunmaması halinde, stajyer öğretmenlerde disiplin kuruluna üye seçilebilir.
Kadrolu öğretmen sayısı 6 ve daha az olan okullarda ücretli öğretmenlerde oylamaya katılabilir ve üye seçilebilirler.
Yapılan seçimde oyların eşit çıkması halinde oylama yenilenir. Bu durumda da eşitlik bozulmazsa, kıdemi fazla olan öğretmen üye seçilmiş olur. kıdemlerinde yıl olarak eşit olması halinde kuraya baş vurulur.
Disiplin kurulu üyelerinin görevi, yenisi kuruluncaya kadar devam eder. Okul müdürlüğünce kabul edilebilecek bir özrü bulunmadıkça üyeler görevden ayrılamazlar.
Öğretmen ve öğrenci mevcudu geniş olan ve ikili öğretim yapan okullarda sabahçı ve öğlenciler için ayrı disiplin kurulu kurulabilir.
Yedek üyelik
Madde 21. Disiplin kuruluna, aldıkları oy sırasına göre asıl üyelerden sonra üç de yedek üye seçilir. Asıl üyeliğin boşalması veya üyenin özürlü yahut izinli bulunması halinde bu üyelik sırayla yedek üyelerle doldurulur.
Açık üyelik için seçim
Madde 22. Asıl ve yedek üyelerin boşalması nedeniyle disiplin kurulunun kurulamaması halinde açık bulunan üyelikler için yeniden gizli oyla seçim yapılır.
Disiplin kurulu başkanı
Madde 23. Disiplin kurulunun başkanı müdür başyardımcısıdır. Bulunmadığı hallerde müdürün görevlendireceği bir müdür yardımcısı veya müdürün görevlendireceği üyelerden biri kurula başkanlık eder. Üyenin başkanlık yaptığı durumlarda birinci yedek üye kurulda hazır bulunur.
Okul disiplin kurulunun görevleri
Madde 24. Okul disiplin kurulu, okulun düzen ve disiplini hakkında görüşmeler yapar ve kararlar alır. Kişisel olmayan genel disiplin işlerinin görüşüldüğü toplantılarda, varsa okulun rehberlik servisi ilgilileri, okul doktoru ve okul aile birliği başkanı da bulunur.
Okul disiplin kurulu;
a- Disipline aykırı davranışların nedenlerini inceler ve bunların ortadan kaldırılma yollarını arar.
b- Okul içinde ve dışında milli ve insani bakımdan fazilet olarak kabul ettiğimiz iyi davranışlarda bulunan ve derslerdeki gayret ve başarılarıyla üstünlük gösteren öğrencilerin ödüllendirilmesine karar verir.
c- Disiplin kurallarına uymayan öğrencilerin yetiştiği çevre ve ailesi hakkında bilgi toplar, eğilimlerini, alışkanlıklarını inceler, bu amaçla okul rehberlik servisinden, sınıf veya danışman öğretmenlerden yararlanarak bunlarla sürekli işbirliği yapmak için gerekli kararları alır.
d- Okulda disiplinsizliği hoş görmeyen bir öğrenci kamuoyu oluşturarak, disipline aykırı davranışta bulunan ve bulunabilecek öğrencileri kendi vicdanlarının ve öğrenci kamuoyunun kontrolünde tutma yollarını ve imkanlarını araştırır.
e- Öğrencilerin haz duyacakları, onlara başarı hazzını tattıracak faaliyetlere okulda daha çok yer verilmesi için gerekli önerilerde bulunur.
f- Her dönem başında toplanarak disiplin işleri bakımından okulun genel durumunu gözden geçirir ve alınması gerekli tedbirler hakkında okul yönetimine tekliflerde bulunur.
g- Disiplin konusunda incelemelerde yapar; gerektiğinde okul yönetimine görüş bildirir ve tekliflerde bulunur.
h- Ders yılı ve dönem içinde meydana gelen disiplin olaylarının nedenleri ile alınan tedbirleri ve sonuçlarını tespit ederek ders yılı ve dönem sonunda bir rapor halinde okul yönetimine sunar.
i- Okul müdürünün havale edeceği disiplin olaylarını inceler, davranışların gerektirdiği kararları alır.
Toplantıya çağrı
Madde 25. Disiplin kurulu, kurul başkanlarının çağrısı ile toplanır. Disiplin kurulu gerektiğinde bilgi almak üzere sınıf ve danışman öğretmenler ile rehberlik servisi yetkilisini toplantıya çağırabilir.
Toplantı ve oy çoğunluğu
Madde 26. Disiplin kurulu, asıl üyelerin ekseriyeti ile toplanır ve çoğunlukla karar verir. Disiplin kurulu, kurula iletilen disiplin olaylarına bakmak ve sonuca bağlamak zorundadır. Üyeler çekimser oy kullanamazlar. Asıl üyeler dışında toplantıya çağrılanlar oy kullanamazlar.
Okul müdürlüğünce kabul edilebilecek bir özrü bulunmadıkça disiplin kurulu üyeleri kurula katılmaktan kaçınamazlar. Disiplin konusu davranıştan şikayetçi olan veya zarar gören üye kurula katılamaz.
Kurula sevk
Madde 27. Bir disiplin olayının meydana geldiğini gerek doğrudan gerekse ihbar veya şikayet üzerine meydana geldiğinin anlaşılması halinde, rehberlik servisi olan okullarda disiplin konusu öncelikle bu servise intikal ettirilir. Rehberlik servisinin en kısa zamanda vereceği rapor doğrultusunda konu onur kurulu veya disiplin kuruluna sevk edilir.
Rehberlik servisi bulunmayan okullarda ise konu müdür tarafından doğrudan onur kurulu veya disiplin kuruluna sevk edilir.
Disiplin kurulu, olayı kurula gelişinden en geç bir hafta içinde karara bağlar. Bu sürenin yetmediği durumlarda, ara kararlar ve okul müdürünün onayı ile bir hafta uzatılabilir.
İfadelerin alınması ve delillerin toplanması
Madde 28. Disiplin kuruluna sevk edilen öğrencilerin ve olayla ilgili tanıkların önce disiplin kurulu başkanı tarafından yazılı ifadeleri alınır. Olay sınıfta, topluluğun bulunduğu yerlerde cereyan etmişse bu topluluğun çoğunluğunun ifadesine baş vurulur. Olayla ilgili bilgi ve belgeler toplanıp bir dosya düzenlenerek disiplin kuruluna sunulur.
Kurula çağrılma ve savunma alınması
Madde 29. Disiplin kuruluna verilen öğrencilerin kurul tarafından yazılı ve gerektiğinde sözlü olarak savunmaları alınır. Sözlü savunmalar tutanağa geçirilir. Çağrı duyurusu yazılı olarak ve imza karşılığında yapılır.
Kurula tekrar çağırma
Madde 30. Disiplin kurulu gerektiğinde, disiplin kuruluna verilen veya tanık olarak belirlenen öğrencileri dinlemek üzere kurula tekrar çağırır.
Bu öğrenciler çağrıya uyarak kurulca belirlenen gün ve saatte kurulda bulunmak zorundadırlar. Çağrıya özürsüz gelinmemesi durumunda dosya da bulunan bilgi ve belgelere göre karar verilir.
İfade ve savunma vermek istemeyenler
Madde 31. İfade vermeyen, savunmada bulunmayan veya çağrıldığı halde gelmeyen öğrencilerin durumu bir tutanakla tespit edilir. Bunlardan disiplin kuruluna verilenler hakkında 30. maddenin ikinci fıkrası uygulanır. Tanık olduğu tespit edilip çağrıldığı halde gelmeyenler hakkında da ayrıca disiplin soruşturması yapılır.
Cezaların takdiri
Madde 32. Bir öğrenciye ceza verilirken 18. maddede belirtilen hususlar göz önünde bulundurulur.
Davranışların olumlu yönde olması veya öğrencinin davranışının değişeceğine kanaat getirilmesi durumunda disiplin kurulunca bir alt gruptaki ceza verilebilir. Gereken durumlarda varsa rehberlik sevisinin kayıtlarından yararlanılır.
Kararların yazılması
Madde 33. Kararlar gerekçeli olarak “Disiplin Kurulu Karar Defterine” yazılır veya daktilo edilerek bu deftere yapıştırılır, cezanın takdirinde esas alınan hususlar özetlenir, dayanılan yönetmelik maddeleri belirtilir ve karar tüm üyeler tarafından imzalanır. Karara katılmayan üye veya üyeler gerekçelerini yazarak imza ederler. Kararlar, (EK 1)’e uygun şekilde yazılır.
Kararların yazdırılmasından, imzalanıp okul müdürlüğüne sunulmasından, karar defterinin saklanmasından ve diğer yazdırma işlerinden disiplin kurulu başkanı sorumludur.
Kararların uygulanması
Madde 34. Disiplin kurulunca verilen “uyarma, mahrumiyet, kınama ve okuldan uzaklaştırma” cezaları okul müdürünün onayı ile sonuçlandırılır. Öğrenciye duyurularak yürürlüğe konur.
“Okuldan tasdikname ile uzaklaştırma” cezası verilen öğrenci disiplin kurulunun, “örgün eğitimin dışına çıkarma” cezası ise üst disiplin kurulunun onayından sonra uygulanır.
Müdür, disiplin kurulunun kararını kanun, yönetmelik ve usule aykırı bulur veya yerinde görmezse gerekçesini de belirterek konunun bir daha incelenmesini disiplin kurulundan ister.
Disiplin kurulu, müdürün itirazı ve gösterdiği nedenler doğrultusunda kararı yeniden inceler ve en geç beş iş günü içinde karara bağlar. Eski kararında ısrar etmesi halinde ısrarın gerekçesini belirtir.
İlçe öğrenci disiplin kuruluna gönderme
Madde 35. Müdür, disiplin kurulunun ısrar kararını uygun bulmazsa, kendi görüş ve tekliflerini de ekleyerek dosyayı görüşmek ve karar bağlamak üzere en geç beş iş günü içinde ilçe öğrenci disiplin kuruluna gönderir.
Okul disiplin kurulu kararına itiraz
Madde 36. Uyarma, mahrumiyet ve kınama cezalarına itirazda bulunulmaz. Okul disiplin kurulunca verilen ve okul müdürünün onayı ile yürürlüğe konulan okul disiplin kurulu kararlarına karşı itiraz etmek isteyen veli veya 18 yaşını tamamlamış öğrenciler, tebliğ tarihinden itibaren beş iş günü içinde okul müdürlüğü kanalı ile ilçe öğrenci disiplin kuruluna itirazda bulunabilirler.
Disiplin kurulunun kurulamaması veya karar verilememesi
Madde 37. Disiplin kurulunun kurulamaması veya kurulduğu halde herhangi bir nedenle bir disiplin olayına bakmaktan çekinip karar veremediği durumlarda; müdür; görevlendireceği müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı veya öğretmen tarafından hazırlanan ilk soruşturma dosyasına, kendi görüşünü de ekleyerek karar verilmek üzere ilçe öğrenci disiplin kuruluna gönderir.
Danışman notunun düzeltilmesi
Madde 38. Disiplin kurulu, davranış notu indirilmiş olan öğrencilerin durumunu, Ders Geçme ve Kredi Uygulaması yapılan okullarda her dönem sonunda, diğer okullarda ders kesiminde inceler, sonucu öğretmenler kurulunun görüşüne sunar.
Öğretmenler kurulu; davranış notları indirilen öğrencilerin durumlarını değerlendirerek davranış notlarını iade edebilir.
Cezaların dosyalara işlenmesi veya silinmesi
Madde 39. Ceza alan öğrencilerin bu durumları dosyalarına işlenir. İleriki ders yılı veya dönemlerde söz konusu davranışları bir daha tekrarlamamaları ve iyi hallerinin görülmesi durumunda, okul disiplin kurulunun değerlendirmesi ve kararıyla, bu cezalarıyla ilgili kayıtları mezuniyet dönemleri içerisinde dosyalarından silinir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İlçe Öğrenci Disiplin Kurulu İle Üst Disiplin Kurulunun Kuruluşu Ve Görevleri
İlçe Öğrenci Disiplin Kurulunun Kuruluşu
Madde 40. İlçe öğrenci disiplin kurulu; ilçe milli eğitim müdürünün görevlendireceği bir şube müdürünün başkanlığında, okul disiplin kurulu başkanlarının iştirakiyle teşekkül eder.
Aynı türde birden fazla resmi ve özel okul bulunan ilçelerde, ilçe disiplin kuruluna, okul disiplin kurulu başkanlarının her tür okul için kendi ararlarında seçeceği birer üye iştirak eder.
Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkez ilçesinde ise ilçe disiplin kurulu; milli eğitim müdürünün görevlendireceği bir şube müdürünün başkanlığında yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda teşekkül ettirilir.
Bir orta öğretim kurumu bulunan ilçelerde ilçe disiplin kurulu milli eğitim müdürünün görevlendireceği biri başkan olmak üzere iki şube müdürü ile okul disiplin kurulu başkanından oluşur.
İlçe öğrenci disiplin kurulunun görevleri
a- Okullardan onaylanmak üzere gönderilen okul disiplin kurulu kararlarını inceleyerek aynen veya değiştirerek karara bağlar.
b- Okul disiplin kurulunun kurulamadığı veya görev yapamadığı durumlarda bu kurulun görevlerini yapar, bu şekilde gelen dosyaları, dosyaların geliş tarihini izleyen haftanın ilk gününden itibaren beş iş günü içinde karara bağlar.
c- Okul disiplin kurulu kararlarına karşı öğrenci velisi veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenci tarafından yapılan itirazları incelemek suretiyle verilen kararı öğrenci lehine değiştirir ya da itirazı reddeder.
d- Okul müdürünün okul disiplin kurulu kararlarına yaptığı itirazı inceleyerek; itirazı reddeder ve kararı değiştirerek karara bağlar.
e- Uygun bulduğu, örgün eğitim dışına çıkarma cezalarını onaylamak üzere üst disiplin kuruluna gönderir.
İtirazen incelenmek üzere gelen dosyaları geliş tarihini izleyen haftanın ilk gününden itibaren beş iş günü içinde karara bağlar.
İlçe öğrenci disiplin kurulu kararına itiraz
Madde 42. İlçe öğrenci disiplin kurulu kararlarına itiraz etmek isteyen okul müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, öğrenci velileri veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenciler, ilçe disiplin kurulu kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içerisinde üst disiplin kuruluna baş vururlar.
Öğrenci velisi veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenciler tarafından yapılacak itirazlar 19. maddenin j bendi hükümleri doğrultusunda okul müdürlüğü kanalı ile yapılır.
Üst disiplin kurulunun kuruluşu
Madde 44. Üst disiplin kurulu;
a- Üst disiplin kurulu ilçe öğrenci disiplin kurulundan onaylanmak üzere kararları inceler ve karara bağlar.
b- İlçe öğrenci disiplin kurulu kararlarına karşı öğrenci velileri veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenciler tarafından yapılan itirazları inceleyerek öğrnci lehine değiştirir veya itirazı reddeder.
c- Okul müdürlerinin, ilçe milli eğitim müdürlerinin ilçe öğrenci disiplin kurulu kararlarına yaptığı itirazları inceleyerek karar verir.
d- Her dönem sonunda toplanarak; okullardaki disiplin durumunun genel bir değerlendirmesini yapar, gelecek yıllarda disiplin olaylarının incelenmesi yönünde alacağı kararları okullara ulaştırmak üzere ilçe milli eğitim müdürlüklerine bildirir.
e- Her ders yılı sonunda il genelinde cereyan eden disiplin olaylarını “Öğrenci Disiplin Olayları Bilgi Toplama Formu”na doldurup doğrudan Bakanlık Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığına gönderir.
Üst disiplin kurulu kararına itiraz
Madde 45. Üst disiplin kurulunun onayından sonra yürürlüğe giren örgün eğitim dışına çıkarma cezasına itiraz etmek isteyen milli eğitim müdürü, okul müdürü, öğrenci velileri veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenciler, üst disiplin kurulu kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren gün içinde bakanlı öğrenci disiplin kuruluna başvururlar.
Öğrenci velileri veya 18 yaşını tamamlamış olan öğrenciler tarafından yapılacak itirazlar okul müdürlüğü kanalınca yapılır.

BEŞİNCİ BÖLÜM
İlçe Öğrenci Disiplin Kurulu ve Üst Disiplin Kurulunun Çalışma Usulleri
Toplantıya çağırma
Madde 46. Disiplin kurulları, başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Toplantı gündeminin belirlenmesi, ilgililere duyurulması ve kurul çalışmalarının düzenli bir şekilde yürütülmesi başkan tarafından sağlanır.
İlçe öğrenci disiplin kurulu ve üst disiplin kurulu, üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır. Kararlar çoğunlukla alınır. Oylama açık şekilde yapılır ve çekimser oy kullanılmaz. Oyların eşitliği halinde başkanın olduğu taraf çoğunluk sayılır.
Karar süresi ve usul işlemleri
Madde 47. Disiplin kurulları, disiplin dosyasının kurula intikalinden itibaren en kısa sürede konuyu görüşmek üzere toplanır. Kurullar dosya da eksik gördüğü kısımları ilgililere tamamlattırır. Gerektiğinde ilgili mercilerden bilgi isteyebilir. Görüşme tamamlandığında alınan kararın özeti üyeler tarafından bir tutanakla tespit olunur. Üst disiplin kurulunun karar verme süresi 15 günü geçmez.
Kararlar verildikleri tarihten itibaren en geç bir hafta içerisinde kuruldaki görevliler tarafından gerekçeli olarak oy birliği veya çoğunlukla verildiği belirtilerek yazılır; başkan ve üyeler tarafından imzalanır. Karşı görüşte olanlar sebeplerini yazarak imzalarlar.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler ve Yürürlükler
BİRİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Yönetim tedbiri
Madde 48. Müdür, suç işleyen öğrenciyi, bir taraftan disiplin kuruluna sevk etmekle birlikte, gerektiğinde disiplin kuruluna sevkten önce veya sonra, kovuşturmanın tamamlanması ve sonucunu beklemeden acele bir tedbir olmak üzere uygun göreceği süre kadar geçici olarak okuldan uzaklaştırabilir. Bu durumdaki öğrenciler ders ve sınavlarla diğer faaliyetlere alınmazlar.
Disiplin kurulu davranışın öğrencinin okulda kalmasında, ders ve diğer faaliyetlere katılmasında, sınavlara girmesinde sakınca yaratacak nitelik ve derecede ağır olması halinde öğrencinin okulda kalmasının sakıncalı olacağını okul müdürüne bildirir. Bu konuda takdir müdüre aittir.
Tedbirin alınmasını izleyen en geç üç gün içinde öğrenci hakkında soruşturmaya başlanır ve disiplin kuruluna sevki ile en geç bir hafta içinde disiplin kurulunca durumu karara bağlanır. Aksi takdirde alınan tedbir kendiliğinden kalmış olur. zorlayıcı ve haklı nedenler varsa bu tedbir en geç iki kez daha yenilenebilir.
Buna rağmen disiplin işleri sonuçlanmamışsa ilgili öğrencinin okula devam edip etmemesi, yatılı öğrenciyse bakanlıkça yeni okulu tespit edilip sonuç okula bildirilinceye kadar öğrencinin mağduriyetini önlemek bakımından okulunda kalıp kalamayacağı hususu valiliğin onayına bağlanır.
Öğrencinin sebep olduğu olağan üstü durumlar karşısında müdür, tedbir olmak üzere okulun ve eklentileriyle pansiyonların en geç üç gün öğretime kapatılması gerektiğini milli eğitim müdürlüğüne teklif edebilir.
Zararın ödenmesi
Madde 49. Okul mallarına zarar verildiği takdirde meydana gelmiş zararların ilgillere ayrıca ödettirilmesi için okul müdürlüğünce gerekli işlemler yapılır.
Okul dışından bitirme sınavları
Madde 50. Okul dışından bitirme sınavlarına girenlerden, sınavların normal sürdürülmesine engel olanlar ve sınav komisyonu üyelerini tehdit edenler veya saldırıda bulunanlar hakkında disiplin kurulunca işlem yapılır.
“Okuldan Tasdikname ile Uzaklaştırma Cezası” ve daha ağır ceza alanlar, o ilde okul dışından bitirme sınavları yapılan başka okul bulunmaması halinde, valiliğin onayı ile eski okullarında okul dışından bitirme sınavlarına girebilirler.
Ceza alan öğrencilerin sınavları
Medde 51. Okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezası alan öğrenciler bu cezalarını çektikleri süre içinde giremedikleri sınavların yerine sınava alınırlar.
Pansiyonlarda, başka okullarda ve işletmelerde işlenilen suçlar
Madde 52. Kaldığı yurt veya pansiyonda, ders aldığı diğer okullarda veya işletmelerde meslek eğitimi görürken disiplin olaylarına karışan öğrencilerin bu durumları ilgililerce öğrencinin kayıtlı olduğu okulda disiplin işlemi yapılmak üzere bildirilir.
Cezaların bildirilmesi ve uygulanması
Madde 53. “Uyarma, mahrumiyet ve kınama” cezaları müdür, müdür başyardımcısı veya müdür yardımcılarından biri, diğer cezalar müdür tarafından öğrenciye bildirildikten sonra uygulanır.
Tüm cezalar velilere Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak bildirilir ve tebligat belgesi soruşturma dosyasında saklanır. İşlemden kaldırılan disiplin olaylarına ait belgeler iki yıl süre ile saklanır.
Ödüllerin verilmesi
Madde 54. Disiplin kurulunca taltif edilen öğrencilerin adları özel olarak yapılacak bir toplantıda veya bayrak töreninde disiplin kurulu üyelerine ve diğer öğretmenlerin huzurunda öğrencilere duyurulur. Takdir, teşekkür ve onur belgeleri velilere ulaştırılmak üzere ilgili öğrencilere verilir.
Bir ders yılının her iki döneminde, “Takdirname” alanlar ile bir önceki dönemde takdirname alıp okulu süresinden önce bitirenler, okulun yıllık iftihar tablosuna alınırlar. Bu liste okul idaresinin uygun göreceği bir günde tüm öğrenciler huzurunda müdür tarafından okunur.
Düzenlenecek belgeler
Madde 55. Onaylanmak için veya itiraz üzerine ilgili kurullara gönderilecek dosya da aşağıdaki belgeler bulunur:
a- Yazılı ifadeler, savunma, varsa mahkeme kararı veya safahatı, soruşturma ile ilgili diğer belgeler,
b- Okul disiplin kurulu kararı onaylı örneği,
c- Üst disiplin kuruluna gönderilecek dosyalar için yukarıdakilere ilave olarak ilçe öğrenci disiplin kurulu kararının onaylı örneği,
d- İtiraz edilmişse buna ilişkin yazı veya dilekçe,
e- Kararın bildirildiğine ilişkin tebellüğ belgesi (posta alındısı),
f- Bakanlık Öğrenci Disiplin Kuruluna gönderilecek dosyalar için ayrıca üst disiplin kurulu kararının örneği.
Bilgi formu
Madde 56. Dönem ve ders yılı sonlarında okul müdürlüklerince; öğrenci disiplin olayları bilgi toplama formunun (EK 4) kendi okulundaki bilgileri ilgili hanesine işleyerek ilçe milli eğitim müdürlüğüne, ilçe milli eğitim müdürlüklerince ilçedeki okulların toplu sonuçlarını il milli eğitim müdürlüklerine, il milli eğitim müdürlüklerince de ildeki okul türlerine göre gelen sonuçlar birleştirilerek Bakanlık Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığına gönderilir.
Genel formlar ilgili dairece değerlendirilip, sonuçları okulların bağlı bulundukları öğretim dairelerine bilgi için gönderilir.
Madde 57. Bu yönetmelikte sayılanlar dışında kalan diğer disiplin olayları da soruşturulur ve davranışın niteliğine göre disiplin kurulunca disiplin cezalarından birisi takdir edilir.
Madde 58. Aynı disiplin cezasının verilmesine neden olan aynı davranışın öğretim yılı veya dönem içinde tekrarlanması veya bu davranışın başka bir okulda yapılması halinde bir derece ağır ceza uygulanır.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
Madde 59. 21/10/1978 gün ve 16441 sayılı resmi gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği ek ve değişiklikleri, bu yönetmelikle ilgili genelge ve emirler ile değer yönetmeliklerin teşekkür ve takdirname verilmesi ile ilgili hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici madde 1. İlköğretim kurumlarına ait bu konuda bir yönetmelik çıkıncaya kadar 6.,7. Ve 8. sınıf öğrencileri için bu yönetmeliğin 16. maddesinin a,b,c bendlerindeki hükümler esas alınır.
Geçici madde 2. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren disiplin kurulları bu yönetmeliğe uygun hale getirilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Yürürlük-Yürütme
Yürürlük
Madde 60. Bu yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 61. Bu yönetmelik hükümlerini Milli Eğitim Bakanlığı yürütür.














İÇİNDEKİLER DİZİNİ
Sayfa
ÖZET.......................................................................................................................................İV
TEŞEKKÜR..............................................................................................................................V
İÇİNDEKİLER........................................................................................................................Vİ
1. GİRİŞ. 1
2. DİSİPLİN KAVRAMI 2
2.1. Disiplinsizlik Nedenleri 4
2.1.1. Öğretim programının ve okul yönetmeliklerinin öğrenci psikolojisine uygun olmaması 5
2.1.2. Ailedeki ekonomik koşulların bozukluğu ve eğitim anlayışının yanlışlığı 5
2.1.3. Kötü arkadaş çevrelerinin etkileri 5
2.1.4. Kimi bedensel noksanlıklar 5
2.1.5. Coşku gerginliği 5
2.1.6. Öğretmenler arasında görülen görüş ayrılığı 5
2.1.7. Öğretmenin kişiliği 6
2.2. Disiplin Dışı Davranışlar 6
2.2.1. Otoriteye karşı gelme. 6
2.2.2. Toplumsal çevrenin dirlik ve düzenini bozmak. 6
2.2.3. Akıl yerine duygularıyla hareket etme. 6
2.3. Disiplin Çeşitleri 7
2.3.1. Yapıcı disiplin. 7
2.3.2. Engelliyici disiplin. 8
2.3.3. Düzeltici disiplin. 8
3. SINIF YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI VE TEMEL KAVRAMLAR.. 9
3.1. Sınıf Yönetiminde Geleneksel Yaklaşım.. 9
3.2. Çağdaş Sınıf Yönetimi Yaklaşımı 10
3.3. Bir Model Olarak Öğretmen. 10
3.4. Sınıfta İletişim.. 11
3.5. Sınıf Kuralları 12
3.6. Tanışma. 13
4. İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN YÖNETİMİ 14
4.1. İstenmeyen Davranışın Tanımı 14
4.2. Sorunu Anlamak. 14
4.3. İstenmeyen Davranışların Yönetiminde Sorun Çözme Stratejileri 15
İÇİNDEKİLER DİZİNİ(Devamı)
Sayfa
4.3.1. Görmezden gelmek. 16
4.3.2. Uyarma. 16
4.3.3. Dikkat çekmek. 17
4.3.4. Okul yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurmak. 18
4.3.5. Ödül ve ceza sistemini kullanmak. 19
4.3.5.1. Ödül vermenin yararları 20
4.3.5.2. Ödül vermenin sakıncaları 20
4.3.5.3. Ceza vermenin yararları 21
4.3.5.4. Ceza vermenin sakıncaları 21
4.4. İstenmeyen Davranışların Yönetiminde Öğretmene Öneriler 22
5. SINIFTA DİSİPLİN.. 26
5.1. Öğretmenin Sınıf Önündeki Duruşu. 26
5.2. Öğrencilerin Sınıfta Yerleşimi 26
5.3. Öğretmenin Konuşmasının Etkinliği 27
5.4. Öğrenci Çalışmalarının Kontrolü. 28
5.5. Yazı Tahtasının Kullanımı 31
5.6. Öğretmenlere Disiplin Sağlama Konusunda Öneriler 32
6. OKULDA DİSİPLIN.. 34
6.1. Uygun Bir Eğitim Programı 37
6.2. İyi Bir Rehberlik Sistemi 37
6.3. Etkin Veli Okul İlişkisi 37
6.4. Okul Binasının Etkin Kullanımı 37
KAYNAKLAR.......................................................................................................................40
EKLER....................................................................................................................................41
ÖZGEÇMİŞ

Hiç yorum yok: