Bir kadın ne ister
Kadınları anlamak gerçekten zor. Hayatınızda her şeye çare bulabiliyorsunuz da, bir tek kadına çare bulamıyorsunuz. Gerçi bir kadına sorsanız “neden anlaşılmanız zor?” diye, ya doğuştan diyecektir, ya da anlaşılmaz olanın aslında erkek olduğunu söyleyip çekilecektir bir kenara.Kadını anlamak için, öyle diğer konularda olduğu gibi, kendinizi onun yerine koymanız gerekmez. Bir satış temsilcisi, müşterinin ne istediğini düşünüp ona göre kendini hazırlar, karşısındakine empati ile yaklaşarak sorunlara yardımcı olmaya çalışır ve ihtiyaçlara göre elindekileri şekillendirir. Kadın öyle midir? Kadın, gücü sever. Ama bu güç, kasların gelişmesiyle ilgili bir güç değildir. Mesela bir iş girişiminde, her türlü hazırlık için cesaretlendirilmek ister. Hazırladığı yemeğin iyi olduğunun bilinmesini ve yaptığı güzellikler karşısında saygı görmesini, bu olmasa bile en azından bir teşekkürü hakkettiğini duymak ister. Kadın, değişiklikleri sever. Evindeki şeklin her zaman aynı olması, kadın için huzursuzluk demektir. Kimi zaman değişiklik yapılmasını bekler ki, bu yalnız evi için değil, yaşamında kullandığı malzemeler için de geçerlidir. Kadın, güzel olmak ister. Erkeğinin ona bakışı önemlidir. O yüzden çoğu zaman güzel görünmek ya da farklı görünmek için sürekli hazırlık içindedir. Saçındaki ya da makyajındaki değişiklik, onun için önemlidir. En önemlisi de, bunun beraber olduğu erkek tarafından görülmesidir. Kadın, sürprizlere her zaman açıktır. Beklemediği zamanlarda gelen ani sürprizler, gizli gülümsemesinin ruh yapısına yansıması demektir. Bir kadını ruhen güldürebiliyorsanız ne mutlu size, çünkü onu gerçekten kazandınız demektir. Kadın, bir erkeğe göre çok fazla daha bağışlayıcıdır. Yapılan hatanın telafi edilmesi durumunda, unutmasını bilir. Tabi bunun tekrar edilmesi durumunda, en vahşi şekliyle çıkar karşınıza. Kadın, kimi zaman yalnız bırakılmak ister. Düşünmesi için çok önemlidir yalnızlık. Böyle durumlarda, kendini analiz eder. Fakat ilişkileri konusunda süre bekliyorlarsa, yalnız kalmak ve düşünmek istiyorlarsa, bu bir tehlike demektir. Çoğu zaman ilişkisinde süre isteyen kadın, geri dönmeyecektir. Çünkü beklenen süre, aslında ayrılık safhası için gereken süredir. Bir erkeğin, bu süre sonunda, kadını kaybetme telaşıyla ortaya çıkan hırsı, yansıtacağı şiddeti ya da sert çıkışları, bir kadının bundan sonraki yaşamında, birlikte iken yaşadığı güzellikleri değil, tüm çirkinlikleri aklında sergilemesine ve ayrılık kararından dolayı ne kadar doğru bir iş yaptığına onu ikna edecektir. Kadının doğasında, biriyle beraberken bir başkasıyla olma düşüncesi pek yoktur. Varsa bile bu kişilerin sayısı oldukça azdır. Genelde birliktelik sürecinde sadıktırlar. Kendileri için duyulan endişe, kıskançlık ve tutsaklık, kadını olumsuz etkiler. Bunun aksine kadına duyulan güven, huzura giden yol demektir. Sabit fikirli bir kadını ikna etmek zordur. Böyle durumlarda sakin olmak, fikirleri paylaşmak, hataları konuşmak, yine olmuyorsa en mantıklısı susmak gerekir. Bazen susmak, en etkili çözüm olabilmektedir. Aslında kadını anlamaya çalışmanın bir faydası yok. Kadın nasıl sevmek isterse, öyle sever. Bir erkeğin hayata bakış açısı, mizah yeteneği, hırsı, düşünceleri ya da arzuları bir şekilde çekebilir kadını. Ama en önemlisi, onun ne istediğini değil, onun neler beklediğini bulmaktır. Kadın, bir erkeğin kendisi için en iyisi olduğunu bilmek ister. Her istediğinin yapılması veya ona verilmesi değil, genel olarak düşüncelerinin kendisiyle aynı oranda karşısındakinden saygı görmesi önemlidir. Tüm bunlar yapıldı, fakat kadın gitmek istiyorsa, hayatınıza geri dönün. Bazen gitmek, onu geri kazanmak olabilir. Tabi bunu beklememek gerekir. Hatıralarla vakit kaybetmek çare değildir. Kadının beklediği kişi siz değilseniz, hiçbir şey fayda etmez. Kitaplarınıza, dostlarınıza, düşüncelerinize dönün. Yeni açılan sayfaları, olabilecek en güzel haliyle yeniden doldurmaya başlayın. Yaşam, beklediğiniz kadar uzun olmayabilir. Kaybedilenler, hatıralar içinde harcanan zamanla geri gelmeyecektir.
KADINLAR Öpmek istersiniz beyefendiliğinize yakışmazmış,Öpmezsiniz ne biçim adam olursunuz.İltifat edersiniz "YALAN" der,Etmezseniz bırakır gider.Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz,Karşı çıkarsanız anlayışsız.Çok yanına giderseniz "SIKILDIM" der,Az giderseniz küser.İyi giyinirseniz "ÇAPKINSIN" der,Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.Kıskanırsınız "HUYUN KÖTÜ" der,Kıskanmazsınız "SEVMİYORSUN" der.Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar,Kendisi bir saat gecikirse "BUNDA NE VAR???".Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur,O buluşur "BİZİM KIZLAR" olur.Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur,Başka bir adam ona baktığında adı "HAYRANLIK" olur.Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister,Dinlediğiniz anda "NEDEN KONUŞMUYORSUN?" der. KADINTanrı yapragın hafifligini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvancını, sisin gözyaşını aldı, rüzgarın kararsızlıgını, tavşanın ürkeklığini buna ekledi.Onların üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, kışın soğuğunu,saksağanın gevezeliğini, kumrunun sevgisini kattı.Bütün bunları karıştırdı, eritti ve kadını yaptı.Yarattığı kadını erkeğe armağan etti. ERKEKTanrı kaplumbağanın yavaşlığını, boğanın bakışını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlığını, boğanın dehşetini aldı, sülüğün yapışkanlığını, kedinin nankörlüğünü, hindinin kabarışını, gergedanderisinin sertliğini onlara ekledi.Bunların üzerine ayının kabalığını, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı.Yarattığı erkeği adam etsin diye K A D I N A verdi. MÜSTEHCENE DAİR Sise degil ama, tipa müstehcendir. Kadin degil ama, dul müstehcendir. Es (Kadin) degil ama, baldiz müstehcendir. Hiyar, patlican, incir, badem, portakal, karpuz, seftali çagrisimlari müstehcendir. Bir kizin on dördüne degmesi müstehcendir. Senin ona degmen büsbütün müstehcendir. Girmek müstehcendir, çikmak müstehcendir. Sokmak, akmak, koymak müstehcendir. (Elini vicdanina koy da bak) Üflemek zararsizdir ama, bir seye üflemek patlatmak müstehcendir. Para bile bozmak: Bozmak müstehcendir. Is görmek, tezgahlamak, saplamak, zimbalamak müstehcendir. Getirip, götürmek, yapmak, yaptirmak, kullanmak, delmek, taktirmak, kanirtmak, bastirmak, bosaltmak, tokmaklamak, kütüklemek, dürtmek, bizlemek, batirmak, almak, tikamak, köklemek müstehcendir. Kisacasi müstehcendir bütün fiiller. Çünkü onlari insanlar yapar.
Erkeklere sorduk: Kadınlar ne ister? İşte komik cevaplar...
ÖRNEK Cafe Milliyet'teki köşem için pek çok kadın-erkek sorunu dinledim, erkekler arasında yaptığım ankette ünlü soruyu cevaplamalarını istedim. Çoğu benimle aynı işyerinde çalışan onlarca erkeğe sordum: "Kadınlar ne ister?"... İşte en güzelinden yanıtlar: Ademler ile Havvalar Diyalogları - 1 - Her zaman daha fazlasını! - Sizin o anda veremeyeceğiniz her şeyi! - Vermeden almak isterler! (Yılmaz Aslantürk). - Yiyip yiyip kilo almamak (Koray Nergiz). - Dünyayı. - Olmayanı. - Para, para, para... (Napolyon erkek miydi? Bu arada "para" verilen yanıt sıklığında 1 numarada). - İktidar. - 35 yıldır bunu araştırıyorum. (Tolga). - Hatırlanmak. - Soyut şeyler. - Ayakkabı. - Beni! (Emre E. - Özgüvenin bu kadarı). - Tapu. - Her giydikleri, her söyledikleri onaylansın övülsün, sevilsin (Erhan). - Erkeğin mahvolduğunu görmek -Kendileri için, kendileri uğruna-! (Freud). - Erkekleri parmaklarının ucunda oynatmak... (Cengiz). - Sulanmak (Ha ha!!! Kadınlar çiçektir ya! - Can Doker). - Mel Gibson'a sor! ("Kadınlar Ne İster" filmine istinaden). - Kendine sor! (Cenk). - Kumandayı (Murat Kurtuluş).
Nilay: Hüseyincim hızlı anket yapıyorum, kadınlar ne ister?
Hüseyin: Para,
Nilay: O söylendi Hüseyin başka söyle.
Hüseyin: İktidar.
Nilay: O da...
Hüseyin: Seks.
Nilay: O da söylendi...
Hüseyin: E başka ne var ki... (Uzuuuun sessizlik. Diyalog burada tıkanıyor!)
Hüseyin: Eeee seks işte!
- İltifat. - Sabahları gözlerini açtıklarında onları izleyen bir erkek ister, bulunca da "Ne öküz gibi bakıyorsun" derler. - Sürpriz yapmanızı isterler. Sonra da "Aklına eseni yapıyorsun. Hayat bu kadar kolay değil!" derler. - Heyecanlı, renkli bir cinsel yaşam ister "Tamam olur" dediğinde "Aklın fikrin o işte" derler. - Lafa gelince eşitlik (Koray). - Pamuklu don rahatlığında g-string (Yılmaz Aslantürk). - En iyi okuyan, en güzel çocuğa sahip olmak (Koray)! - "Eğlenceli sevgili" isterler sonra da "Seninle ciddi bir şey konuşulmuyor" derler! - "Ağır oturaklı adam" ister sonra da "Hiç rengin yok" derler! - Kendilerine verilmeyeni (Emre Balıkçı). - Aynı şeyden iki tane! (Nedense - Koray). - Tek taş yüzük. - Ün, şan, şöhret. - Bir toka isterler; sonra da toka hariç her bir şeyi ister, alır, gelirler! - Mantı ister, sosu sarımsaklı diye yemezler! - Efendi oldukları bir köle hayatı! - Metroseksüel görünümlü maço erkek. - Komşuda olup da kendinde olmayan her şeyi! - Erkekteki rahatlıkların hiç olmazsa yarısına sahip olmayı isterler. (Ozan). - "Seni" cevabını... (Benim hatun "Ne düşünüyorsun?" sorusunu sık sık soruyor da!). - Kadınların ne "istemediğini" bilmek daha işlevsel olabilir! (Doğru söze ne denir). - Sevgi. (Romantik çalışma arkadaşların varmış, 5 kişiden bu yanıt geldi!). - Çiçek isterler, alınca da bir halt yediğini düşünür, başının etini yerler. O olmazsa "Niye buna para verdin?" derler. (Yılmaz).
Nilay: Şenol Abi kadınlar ne ister?
Şenol: Dayak.
Nilay: Aaaa biraz ağır olmadı mı? Bak feministler kızar, başka yanıt ver.
Şenol: Sen o feministleri bana gönder.
- Burcu uyumlu "manita" isterler! (Koray). - Güzel olmak, en güzel olmak (Murat). - Trafikte yalnız olmak. (Koray). - Araba kullanan kocalarına karışmak. - Tek kadın olmak (Yusuf). - "Üstüme bu kadar gelme" der, aranmamak ister 3 saat aramayınca da "Niye beni aramıyorsun?" diye diklenirler. (Koray).
Nilay: Koray, Allah razı olsun listedekilerden en az 10'u senden çıktı ya... Köşeyi sen yazdın sayılır!
Koray: İyi de bizim ne istediğimizi ne zaman soracaksın.
Nilay: Haftaya pazartesi için de onu yaparız.
Koray: Ama cevap kısa!
- Vazgeçilmez olmak. - Gelin olmak (Engin). - Ruh hallerine bağlı; kadınları cazip kılan da o (Tahir). - Onlar ne istediğini biliyorlar mı ya... (Baydu Can). - Biraz Brad Pitt, Biraz Jonny Depp, biraz George Clooney... - Anlaşılmak (Ertuğ Kafadar). - Yalan! Asla gerçeklerle yüzleşmiyorlar. (Kadir Pastutmaz). - Her zaman haklı olmak. - Ağlamak, ağlamak, hep ağlanmak. (Koray) - Şikâyet etmek. - Kıskanılmak.
Nilay: Barış kadınlar ne ister?
Barış: Para isterler.
Nilay: O söylendi canım...
Barış: Kuaför için para, çocuk için para, elbise için para, ev için para... (20 kadar madde saydı!)
Kadınlar ne ister?
Benimle konuş
Kadınların baş taleplerinden biri iletişim kurmak. Konuşmaya çok önem veren kadınlar, yatakta da konuşmaktan yanalar. Özellikle sevişme sonrasında. Erkeklerin sanki aralarında hiçbir şey yaşanmamış, sevişme öncesinde coşkulu olan, istekli görünen, kadını yatağa atmak için diller döken kendileri değilmiş gibi davranmalarından, hemen giyinip televizyonda maçı seyretmelerinden veya yatıp uyumalarından ya da giyinip evden çıkmalarından rahatsız oluyorlar.
Evli bir kadının görüşleri ise şöyle: "Her zaman beni sevdiğini duymak istiyorum ondan. Özellikle de sevişme sonrasında."
Sürprizler yap
Sevişme mekanı denince, akla hemen yatak odası ve yatak gelir. Sevişme vakti için de eğer çiftler evliyse ve balayı dönemi geçmişse iki alternatif var; ya yatağa girerken, ya yataktan kalkarken. Özellikle erkekler sabah gözlerini açtıklarında sevişmeyi pek severler. Genellikle bu saatlerde ereksiyon oldukları için, sevişmek isteğinde bulunurlar.
Ama görüşlerini aldığımız kadınların çoğu (eminim siz de onların içindesiniz), uyku mahmurluğu içinde sevişmenin hiçbir cazibesi olmadığını ve o anda sevişmek istemediklerini söylediler. Kadınlar bu işin görev gibi yapılmasından yana değiller. Bu yüzden de ilişkinin başında olduğu gibi sevişmek için özel anlar yaratılmasını bekliyorlar. Kadınların partnerlerine mesajı; "Sevişmeyi heyecanlı hale getirecek çözümler bul!"
Beni yanlış anlama
Aslında bu konuda hazıra konmak niyetinde değiller. Yani sürprizler yapma konusunda kadınların da talepleri var.
Daha doğrusu kadınlar sevişmek istediklerini belli etmek istiyorlar. Evde otururken, televizyon seyrederken, sinemada film izlerken, sokakta sarılmış yürürken sevişme arzusu ile dolduklarında, kocalarının yanına gidip, onu tahrik etmeyi istiyorlar. Ancak bunu belli etmekten çekiniyorlar ve çekindikleri için de harekete geçmiyorlar.
Tatmin olmadığımı bil
İletişim kopukluğu kadınların en çok şikayet ettikleri konuların başında geliyor. Kadınlar, sevişmek istediklerini söyleyemedikleri gibi, tatmin olamadıklarını da söyleyemiyorlar. Kocalarının kalbini kırmaktan çekindikleri için orgazm olmuş gibi yapıyorlar. Aslında istedikleri, erkeklerin bunu anlaması, orgazm olup olmadıklarını hissetmesi. Kadınlar tatmin
olmak istiyor. Ve olmadıkları zaman da bunu dile getirmek... Orgazm için belli uyarılara ihtiyaç duyduklarını erkeklerin bilmesini istiyorlar. "Sevişirken eşimin cinsel organıma dokunmasını istiyorum. Direkt olarak söylemeye utanıyorum. Birkaç kez belli etmeye çalıştım, elini aşağılara götürmeye çalıştım ama hiç oralı olmadı" diyor bir kadın.
Hemen boşalma
Genellikle erkekler hemen cinsel ilişkiye geçmek ve bir an önce boşalmaktan başka bir şey düşünmüyorlar. Vajinaya girmekle kadını zevkten çıldırttıklarını sanan erkekler, bunun dışındaki sevişme eylemlerini zahmetli bir iş gibi görüyorlar. Oysa orgazmın yaşanmadığı cinsel ilişkide kadınlar bir süre sonra aşık oldukları partnerlerinden bile soğuyorlar.
Diğer 'Kadınlar' haberleri
Ah şu kadınlar
Bir kadının kaleminden kadınlar
Kadınların sırları
Kızlara özel mazeretler
Kadınlar "cadı" mıdır?
Kadın gönlü gariptir
Erkek arkadaş mı? Hayır, kalsın!
Kadınların en sık kullandıkları kelimeler ve anlamları
Geçmişten günümüze kadınlar
Kadın olmanın ayrıcalıkları
Sarışınlar hakkında
Kadınları anlamak mümkün mü?
Kadın ne demek ister?
Kadınların erkekleri reddetme cümleleri
Nev'i şahsına münhasır kız arkadaş
Kadın yorumları
Ah şu kadınlar
Kadınlar Kadınlar vitrinde gördükleri "İndirim" lafına dayanamaz. İndirimdeki mal kadında mıknatıs etkisi yapar. 10 tane benzer pabucu olsa indirimde gördüğü ayakkabıyı alır, siz, "Bunların aynısı dolabında var" deseniz "Sen gerçekten hiç anlamıyorsun" lafını yapıştırır.
Kadınlar ağlar. Ancak tek başına bir köşeye çekilip de yalnız ağlamaz. Kadınlar, sadece sevdiği erkek duyabilecekse ağlar.
Bütün kadınlar kesin bir cevabı olmayan konularda soru sormakta müthiş üstadır. Maksat, siz kendinizi sürekli suçlu hissedin.
Kadınlar asla sır saklayamaz. Daha doğrusu, kadınlar için bir sırrı en yakın üç arkadaşlarına söylemek sırrı açık etmek kapsamına girmez.Bu mantıkla hepsi en yakın arkadaşlarına söylediklerinden sonunda sırrı bilmeyen kalmaz.
Kadınlar telefona cevap vermeyi sevmez, uzun uzun çalsa dahi rahatsız olmadan açmayabilirler. Lakin telefonda dünyanın en uzun konuşmalarını yapanlar da yine kadınlardır.
Kadın yatağa yatmadan "evvel" saçını tarayan tek yaratiktir.
Kestirme yola sapıldığında her kadına bir "kaybolacağız" korkusu gelir.
Kırmızı ışık, kadınlar için, "makyaj molası" işaretidir.
İstisnasız her kadın vermesi gereken bir-iki kilo olduğunu düsünür.
Kadınlar durup dururken eve bir buket çiçekle gelen kocadan süphelenir.
Kadınlar tuvaletin kapağını küçük bir hareketle indirmek yerine tuvaletten salona kadar yürür, kocasına söylenir ve tuvalete geri döner.
Erkek konuşurken kadın lafın ortasından konuşmaya dalar ve devam eder. Aynı şeyi erkek yapacak olsa kıyamet kopar.
Dügünlerde kadın kadına dans edenleri görünce kimsenin aklına bir şey gelmez. Erkekler için durum aynı değildir.
Karısının gözucuyla bir başka adama baktığını yakalayabilmiş erkek yoktur. Oysa kadınlar erkeklerini başka kadına baktığı an saniyesinde yakalarlar.
Kadınların erkeklerden daha çok para kazandığı tek meslek vardır: Top modellik.
Kadının dondurmayı nasıl yediğine bakarak karakter testi yapabilirsiniz.
Evde saatlerce kendi giyimiyle ilgilenen kadın, sokağa çıktığında saatlerce başka kadınların elbiseleriyle ilgilenir. "Yok bir şey" sözünün anlamı kadınlarda, erkeklerinkinden, tamamen farklıdır.
Kadınlar her konuda erkeklerle eşit olmak isterler.Üç istisna: Erkek tuvaletlerine girmek, çöpü indirmek ve hesabı ödemek.
Kadınlar asla haksız değildir... En haksız olduğu konuda bile"Kendime göre nedenlerim var" der.
Tabiatta kadınlara karşı son sözü söyleyebilecek tek bir doğal yapı vardır: Yankı!
Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar içın nelerden vazgeçildiğine bakar.
Zengin adam, karışının harcadığından daha çok kazanabilen erkek demektir.
Kadınlar "Erkeklerle eşitiz" iddiasını sürekli tekrarlamaktan vazgeçtikleri anda, erkekler kadınları kendilerinden üstün gördüklerini söyleyebilme fırsatını yakalayacak.
Kritiklere başlayan kadın, kritik bir yasa gelmiş demektir.
Evlilikler aynen kazalar gibidir, iki şahit ister.
Kadın elinizi tuttuğu anda, bilin ki, eninde sonunda tepenize çıkacaktir.
Bir kadının kaleminden kadınlar
Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler. Kadınların birlikteliklerde mutlaka şartları vardır.
En güzel aşk şiirleri, mısraları duygu dolu aşk şarkılarının tamamına yakını erkekler tarafından yazılmıştır. Çok duygulu oldukları söylenen kadınlar ise o sıralarda diğer kadınları incelemekle uğraşmaktadır. Ne giymiş, ne takmış, benden güzel mi vs...
Erkekler (ruh hastası değillerse) eşlerini akrabalarından, arkadaşlarından, kıskanmazlar. Oysa kadınlar dişi olan herşeyden kıskanırlar kocalarını.
Kendisinden 30 yaş büyük bir kadınla parası yüzünden evlenen erkek sayısı çok azdır. Buna karşılık ortalık babası, hatta dedesi yaşında, ama mutlaka zengin erkeklere aşık (!) kadınlarla doludur.
Hiçbir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Anketler böyle diyor.
Erkekler kadınlardan ilgi, şevkat, sevgi beklerler. Kadınlara bunlar asla yetmez, ek olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman.
Evli kadınla ilişkiye giren çok az sayıda erkek vardır. Evli erkeklerle ilişkiye giren kadın sayısı bir hayli kabarıktır.
Erkekler bir araya geldiklerinde işten, politikadan, futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların haline.
Eşlerinden "yorgunum, başım ağrıyor" gibi bahanelerle kaçan kadınlar ortaya ikinci bir kadın çıktığında kocalarını çok sevdiklerini (!) farkederler.
Aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akıllı olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını boşamaya kalkarlar.
Özellikle ev kadınları evde akşama kadar istedikleri gibi yaşarlar. Erkelerin akşamdan akşama geldikleri evlerinde pek de özgür oldukları söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır.
Kadınlar ilişkilerinde şeffaf değildirler. Hoşlanırlar, hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler, istemez gibi yaparlar. Eşleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini silah olarak kullananlar bile vardır.
Bedenlerini göstermeye bayılırlar. Açık, dar, şeffaf, kısa giyerler. Sonrada neden bakıyorsunuz diye sinirlenirler. Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler. Özgürlükten, rahatlıkdan, medeniyetten falan bahsederler.
Kızlara özel mazeretler
Anneniz çantanızda prezervatif bulduğunda sizi kurtarabilecek 10 yalan:
1. AIDS'le mücadele kampanyası diye herkese dağıtıyorlardı... Benim de elime tıkıştırıverdiler... Ben de güldüm hatta... Ulan benim ne isime yarar bu? Nereme takacağım ki allah aşkına dedim...
2. Okulda şu savaşı yapmak için alıyoruz...Içlerine şu fırlatacağınız kişiye göre mürekkep, zift, kezzap, nitrogliserin vs de olabilir) doldurup atınca süper bomba oluyor... (Bu yalanınızın inandırıcı olabilmesi için yakalanan prezervatifinizin tırtıklı, hipoalerjenik vs olmaması gerekiyor...)
3. Kesin Tolgalar (buraya herkes kendi şakacı sapık arkadaşının adını koysun e mi?..)koymuştur bunu çantama...Herkese böyle pis şakalar yapıyorlar... Zaten benim sevişen tipte bir kız olabileceğimi düşünebilmenizin saçmalığı bir yana, hadi öyle biriyim diyelim yani imkansız tabi de hadi diyelim ki öyle, yani öyle biri bile olsam (bu kısmı ne kadar uzatırsanız o kadar ikna edici olursunuz...) hiç böylesi bir suç delilini çantama koyup da eve getirir miyim?.. Ne saçma!..
4. Aahahah...O gerçek diil ki oyuncak...Ama nasıl da aynı gibi yapmışlar di mi?
5. Jelibon şeker olduklarını söyleyip hemen yutarsanız delili de yok etmiş olursunuz...Ama yutma işlemi sırasında çok dikkatlı olmalısınız. Cerrahi müdahale gerektirecek bir durum yaratırsanız yalan söylediğinizi anlayabilirler... Ama o zaman da size jelibon şeker olarak satıldığında ısrar edip prezervatif olduğunu bile bile yutacak kadar salak olmadığınızı söyleyebilirsiniz...İnanmasalar bile kararlılığınızla takdir toplayacaksınız...
6. Dileğini bir kağıda yazıp,basının üzerinde çevirirken üç kulluvallah bir elham okuyup iki kere tükürüp bir prezervatifin içine koyuyormuşsun...Sonra prezervatifin ağzını sıkıca bağlayıp ucunda bir delik açıp dünyaya kaza sonucu gelmiş tüm ermişler adına denize atıyormuşsun...Dileğin gerçek oluyormuş... Meltem denemiş olmuş...
7. Bir yerde okumuştum... Bunların içinde bir sıvı oluyormuş...Limon suyu ve bir çay kaşığı balla karıştırıp lokal olarak uyguladın mı sivilcelere çok iyi geliyormuş...
8. Bizim sınıfta ........ diye adından da belli olacağı üzere aşırı gerzek bir çocuk var... Tolga'lar kafalamışlar bunu sen hayatta kafanı bu prezervatife sokamazsın diye...Yetişip elinden almasaydım,tanrı bilir solunum yetersizliğinden ölmüş olacaktı şimdiye...
9. Kimya dersinde deney yapacağız da onun için aldım... Prezervatiflerin aslında kimya deneylerinde içinde karışım yapma amaçlı tasarlandığını ve bir kimya profesörüyle öğrencisi arasında aniden gelişen bir tesadüf sonucu bu ise de yaradığının keşfedildiğini biliyor muydunuz?.. (Okulu arayıp kontrol etme riski var gibi gözükse de anneniz kızının çantasında prezervatif bulduğunu öğretmenlerinin de öğrenmesindense yalanınıza inanmayı tercih edecektir...)
10. Çeyizim için aldıydım...Evlendikten sonra çok ihtiyaç oluyormuş da... Şimdiden başla biriktirmeye dediydiler...Vallaha...
Kadınlar "cadı" mıdır?
Yapılan bir savaşta ünlü kral Arthur maalesef esir düşer. Karşı tarafın kralı bu büyük şahsı affedebileceğini ancak bir şartı olduğunu söyler. Kendisine bir soru soracaktır. Eğer Arthur soruya doğru cevap verebilirse hayatı kurtulacak aksi takdirde ölecektir. Soruya cevap verebilmesi için 1 sene süresi vardır. Soru aynen söyledir: Kadınlar ne isterler?
Bu soru tabi ki dünyanın en zor sorusu. Ancak kralın fazla bir tercih şansı yoktur. Ülkesine geri döner. Türlü alimlere, bilirkişilere danışır ama soruya tam bir doğru yanıt bulamaz. Bu sorunun cevabını sadece yaşlı bir cadı bilmektedir. Artık en son gün gelmiştir ve Arthur mecburen cadıya gider. Cadı soruya cevap verecektir ancak bir şartı vardır. Cadı cevap karşılığında Arthur'un yakın arkadaşı ve en iyi ve yakışıklı şovalyesi ile evlenmek istemektedir. Arthur yıkılır ve bunu kabul edemeyeceğini söyler ve cadının yanından ayrılır. Şovalye olanları duyar ve krala koşup hiçbir seyin Arthur'un hayatından daha önemli olamayacağını söyler. Ve cadıdan cevabı alırlar. "Her zaman kendi özgür iradeleriyle karar almak isterler."
Evet kesinlikle doğru olan bu cevap sayesine kralın hayatı kurtulur, ancak şovalyenin hayatı sönmüştür. Cadı dünyanın en çirkin görünüşlü mahlukatıdır. Yemek yerken kusar, tükürür ve her olumsuz davranışı gösterir. Şovalye ile evlenme gününde bile iğrenç davranışlar göstermiştir. Nihayet şovalye için en kötü an yani gerdek gecesi gelir. Ancaaaakk odaya girdiğinde karşısında cadı yerine dünyanın en güzel kadınını görür. Acayip şaşırır ve sorar. "Sen kimsin?". Kadın cevap verir. "Ben evlendiğin cadıyım. Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri son derece güzel olurum. Ya da gündüzleri son derece güzel veya geceleri son derece çirkin olurum. Nasıl gözükeceğime sen karar vereceksin".
Şovalye çok kısa bir süre düşünür. Geceleri mükemmel bir sevgili mi yoksa gündüzleri eşiyle beraber kazanacağı saygınlık mı? Ve şöyle cevap verir. "Nasıl olmak istediğine sen karar ver lütfen. Ben senin her haline karşı saygılıyım." Cadı bu karar karşışında çok sevinir. "Sen bana seçme özgürlügünü verdin ve beni kısıtlamadın şovalyem. Bu yüzden ömür boyu yanında güzel ve saygılı biri olarak gözükeceğim".
Pekiiiii burdan çıkarttığımız sonuç ne?
Biz size söyleyelim isterseniz: Kadınlar ister son derece güzel ister son derece çirkin olsun her zaman cadıdırlar.
Kadın gönlü gariptir
Erkeğe tutkuda serseri, sapık, hatta katil sınırını bile tanımayanlar var...
Bazı kadınların, sevdiği erkeğe bağlılıkta gösterdikleri gözükara davranış, bilim adamlarını ve hukukçuları hayrete düşürüyor. Bakınız, cinayetten ömür boyu hapse mahkum bir koca için neler söylüyor Marie; "Katil olabilir, ama bana elini kaldırmış değildir; onu seviyorum." Uzmanlar, bu akıl almaz bağlılığı, korkudan çok, aşka bağlıyorlar.
"Aşk her şeye kadirdir" derler. Ne olursa olsun, erkeğinizin yanında yer almak düşüncesi, çok çekici ve romantik bir tutum gibi gözükebilir. Ama bir kadının duyacağı sevgi ve bağlılığın sınırı yok mudur? İlgisiz, ayyaş, tembel ve sadakatsız eşini terketmeye yanaşmayan pek çok kadın vardır. Erkek şiddette başvurduğu halde kadının ondan bir türlü kopamaması da, bunun uç örneklerindendir. Ancak, kadınlara tecavüz eden birinin ya da bir çocuk katilinin eşi hala "O benim erkeğim, onu seviyorum" diyorsa, bu hastalıklı bir durum sayılır.
Kabullenilebilir suçlar Erkeğinin yaptığı dehşet verici işlerden dolayı kadın elbette suçlanamaz. Böyle bir durumda kadının ilişkiyi kesmek ya da polise haber vermekten çekinmesi de anlaşılabilir bir şeydir. Bazen erkeğin kendisi kadar akrabalarından ya da suç ortaklarından da korkmak zorunda kalan bir çok kadın, durumu kabullenip ilişkiyi sürdürmekten başka çare bulamazlar. Sharon Bovill, İngiltere'de bırçok kadına saldıran John Stedd'in sevgilisiydi. Onun itiraflarını dinlemiş, hatta içinde telekız Jackie Murray'i Hyde Park'ta öldürdüğü hasarlı otomobilden kurtulmasına yardım etmişti. Yine de, hakkında dava açılmadı, çünkü polis, onun da "Şiddetli bir terörle karşı karşıya" bulunduğunu bildirmişti.Steed'in yakalanmasını sağlayan, kurbanlarından birinin saldırganın eşkalini çok ayrıntılı bir şekilde tarif edebilmesi olmuştu. Steed, Kasım 1986'da tam dört ayrı idam cezasına çarptırıldı. Sharon ise altı ay sonra hapishaneye yaptığı ziyarette "Onun hala sevdiği tek erkek olduğunu" söylüyordu! Basına yansıyan biçimiyle Sharon Steed'e yaptıklarından hoşlanmadığı halde yine de bunu kabul edebileceğini, çünkü onu ve ihtiyaçlarını anladığını söylemişti. Hatta Steed'le kelepçelerin kullanıldığı sado-mazohist seks oyunlarına da katılmıştı. Sharon'ın ve Steed'in aileleri, onun bu saldırganlığının vücut geliştirme amacıyla aldığı ilaçlara bağlıyorlardı. Oysa eski bir sevgilisi Steed'i "kötü, alaksız ve dengesiz" olarak tanımlaşmışıt. Sonunda Sharon başka birini buldu ve Steed'i terketti.
Kadın neden terk etmez? Bazı kadınların şiddete yatkın erkekleri beğenmeleri ve işledikleri korkunç suçlara rağmen onları sevmeye ve korumaya devam etmeleri, nedense fazla araştırılmamış bir konudur. Bir kısmı, ortadaki açık seçik deliler olduğunda bile, erkeğin yanlış yere suçlandığına inanmaktadır. Psikiyatrlar, hukukçular ve mahkum eşleri, şiddete yatkın erkeklerden hoşlanan tek kadın tipinin olmadığını vurgulamaktadırlar. Belki de neden, bu cins erkekleri de tek tip oluşturmamasıdır. Suçlu erkeklerin arasında, kocası ne yaparsa yapsın, evde bambaşka davrandığını söyleyenler, şaşırtıcı ölçüde çoktur.
"Bana elini kaldırmaz" Örneğin bir mahkum eşi olan Marie, "Kocam cinayet suçundan müebbet hapse mahkum ama bana bir kez olsun elini kaldırmamıştır" diyor ve konuyla ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "Kimileri ondan ayrılıp kendi yoluma gitmemi öneriyor; ama yapmıyorum, çünkü onu seviyorum." "Grubumuzdaki bazı kadınların zaten kendi ailelerinde şiddet varmış. Bunlar, dönüp dolaşıp hep aynı tip erkeği seçtiklerinin farkına bile varmıyorlar. Sonra, mazohist kadınlar var; kocasının iyi biri olmadığını biliyor ama, gördüğü ilgiden memnun. Belki babasından ya da ağabeyinden çok baskı görmüş, erkeklerin hep böyle olduğunu sanıyor..."
"Kaya" gibi biri... "Bu durumdan zevk alan kadınlar da oluyor. Bir zamanlar hani "kaya gibi" deriz ya, işte öyle biriyle çıkıyordum. Onun beni koruduğunu hissederdim. Güçlü, suskun ama seven tiplerden diye düşünürdüm; taa ki, ondan ayrılma cesaretini bulana kadar..." Kadınlar hep ümit edebilmek ister. Saldırgan erkek için "mutlaka değişecek" diye düşünürler. Oysa şiddet, onun karakterinde yer etmiştir. Daha sonra uzaklaşmayı başardığınızda, "Ne budalaymışım" dersiniz kendi kendinize. Birçok kadın ayrılmaktan korkar ve korku içinde yaşamayı sürdürürler.
Çocuklara tecavüz eden biri de olsa "Kadınlara ya da çocuklara tecavüz eden bir adamın eşi nasıl davranır, tam bilemiyorum. Sanırım ondan ayrılmıyor. Çünkü seviyor ve yaptıklarını aklından çıkarıp atıyor. Cinsel saldırganların bu sürede yaşadıkları da çok feci ve bizler, tüm mahkum eşlerinin de bir ceza çektiğini vurguluyoruz. Komşunuz durumu öğrendiyse, taşınmaktan başka bir çare yok gibidir. İnsanlar, suçlu erkeğin karısına da kabahat bulurlar. Camlarınız taşlanabilir, çocuklarınız tehdit edilir. Tabii bazen de kocanızın dostları gelip "Arkadaşa ihtiyacın var mı?" diye yoklarlar. Sonunda kadın, hiçbir şey yapmadığı halde utanmaya, suçluluk duymaya başlar."
Gerçeğin çirkin yüzü "Ganster sevgilisi" olmayı göz kamaştırıcı ya da heyecan verici bulan kadınlar her zaman çıkabilir. Ama gerçeğin çirkin yüzüyle karşılaşır karşılaşmaz, bu düşünce siliniverecektir. Bu kadınlar, komşuların horlamaları, hatta tehditleri altında yaşamak zorunda kaldıkları gibi, bir yandan da erkeğin günün birinde serbest bırakıldığında belki de kadının kendisini ele vereceğini düşünürken intikam almaya kalkabileceği korkusunu sürekli hissederler.
Korunma isteği mi? Avukat Judith Goodman "Tanıdığım kadınların çoğu büyük korku içindeydi ve korunmaya ihtiyaçları vardı" diyerek bu konudaki gözlemlerini şu cümlelerle aktarıyor: "Kocası tutuklanmış bile olsa, kadın, onun sonsuza dek hapiste kalmayacağını bilir. Çıkınca intikam almak isteyeceğinden ya da ailesi veya arkadaşlarının aynı şeye girişebileceklerinden korkar.""Benim gördüğüm kadarıyla kadınlar, şiddet kullanan erkeklerden genellikle hoşlanmazlar. Hatta bu tip erkeklerle bir defadan çok ilişki kurmuş olanları için de geçerlidir bu. Çoğu tanıdıkları bir erkeğin daha şiddette yatkın olmasını şaşırarak farkeder! Kadınlar da değişik oluyor. İçlerinde cahiller, alkolikler de var; eğtimi görmüş, meslek sahibi kişiler de... Böyle bir erkekle birlikte yaşamları da farklı nedenlerden kaynaklanıyor. Çocukların varlığı, parasızlık, aile baskısı, şanssız bir evlilik yaptığını kabullenmeme gibi...
Polis de gönülsüz Judith Goodman'ın bir başka gözlemi de, polisin, suçlu bir erkeğin eşini, gerektiğinde, şahitlik yapması sağlanabileceği halde, mahkemeye çıkarmada çoğunlukla gönülsüz davranması. "Polis, kadının hayatının tehlikeye düşebileceğini biliyor, bu yüzden de bağımsız tanıkları tercih ediyorlar" diye açıklıyor bu durumu. "Korkuya kapılmış bir kadın tam duruşma öncesinde, hatta tanık koltuğunda oturduktan sonra bile bu işten cayabilir."
Kadın da suçlanabilir Judith Goodman, kadının da çeşitli durumlarda suçlu konumuna düşebileceğine işaret ediyor: "Polise bilgi verme yükümlülüğü yoktur ama yardım etmeyi reddetmekle yasalara karşı çıkmış olabilirsiniz. Yataklık konusunda yalan söylerseniz, adaleti saptırma suçu işlemiş olursunuz. Ona yardımcı olursanız, suça yardım ve özendirmeyle ya da çalınmış malları piyasaya sürkmekle itham edebilirsiniz."
Kahreden ikilem Şiddet kullanan suçluların karıları ya da sevgilileri sık sık korkunç ikilemlerle karşılaşırlar. Ya polise başvurup erkeğin intikam alma ihtimalini kabullenecekler ya da onu koruyup suçlu duruma düşmeyi göze alacaklardır. Üstelik, onun serbest dolaşmasına izin verdikleri sürece, başkalarına da saldırabileceğini bildikleri için suçluluk hissedeceklerdir. Jackie DeFelice, bir papazın evini soyan çetenini lideri Robert Horscoft'la ilişkisi yüzünden başının fena halde dertte olduğunu, yeraltı dünyasının dedikodularından duyarak öğrenmişti. İki bıçağı ve bazı çalıntı malları elden çıkartma suçundan tutuklanmasına karar verilmişti bile.
Hor görülme, sevginin bedeli"Sokaklarda bana bağırıp çağırıyorlar, küfredenler oluyordu. Bütün yaptığım sevdiğim adamı kollamaktı" diyordu Jackie. Ama sonunda ilişkiyi sona erdirdi. "Horscroft soyguna bizzat katılmamıştı ama ötekileri neden durdurmadığını anlamak güçtü. Çetenin başıydı çünkü." Jackie öğrendiğinde görüldüğü gibi bazı kadınlar, sevgililerinin bir haydut ya da kabadayı olmasını kabullenebiliyorlar. Ama, bu kadınlar için belli bir sınıf da var; cinsel saldırganlarla ya da soğukkanlı sadistlerle birlikte yaşamaları sözkonusu değil. Ne var ki, bunu bile göze alacak kadar başı dönmüş kadınlar da yok değil. Kocası çocuğunu feci şekilde dövüp yaralarken buna seyirci kalan, hatta iştirak eden annelere bile rastlanıyor.
İşkencede işbirliği Örneğin, Ayra Hirdley, sevgilisi Ian Brady'yle birlikte birçok çocuğu işkence ederek vahşice öldürmekten hüküm giymişti. Kadının yaşam öyküsünü kaleme alan bir yazar, onun bu cinayetlere katılmasını, tümüyle erkeğin büyüsüne kapılmış olmasıyla açıklamaktadır. Bazı kadınlar için belli ki bağlılığın sınırı yoktur ve erkeğini istediği her şeyi yapmaya hazırdırlar.
Önce kampanya düzenledi, sonra boşandı Bardağı taşıran damlanın hangisi olacağı da, kadından kadına değişmektedir. Örneğin Londralı Rose Davis, haksız yere hapse atılan kocasını kurtarmak için başarılı bir kampanya yürütmüştü. Ancak kocası George serbest bırakıldıktan sonra gerçekten bir suç işleyip yeniden hapsedilince, ondan derhal ayrıldı. "George'un bir melek olduğunu zaten hiç düşünmemiştim. Ama artık saygı duymadığınız birini sevemezsiniz de; Mahvolan hayatını yeniden kazanmıştı ama kendi elleriyle fırlatıp attı onu." İşte Rose'un gerçekleri bunlardı.
Şiddetle özdeşleşmek Şiddet kullanan bir erkekle ilişki, kadını içinden çıkamayacağı bir şiddet girdabına sürükleyebilir. Gerçi böyle erkekler arasında evinde çok sevecen bir koca ve baba olarak yaşayanlar vardır. Ama, en ufak bir karşı çıkış bile en azından bir tokatla yanıtlayanlar da az değildir. Hiçbir kadın. Kendisine kötü davranan, şiddet kullanan bir erkeğe bağlı kalmak zorunda değildir. Her kadın gibi, daha iyisini mutlaka hakketmektedir. Şiddete ortak olmayı reddetmekle kadınlar, belki de toplumdaki şiddet eğilimini azaltabilirler ve erkek ne kadar sert olursa olsun kadınların ondan o kadar hoşlanmadığı efsanesini yıkabilirler.
Erkek arkadaş mı? Hayır, kalsın!
Erkek arkadaş mı? Hayır, kalsın, su sıralar uğraşamam! Günümüzde birçok başarılı iş kadını böyle düşünüyor. Çünkü onlar iş hayatı ile özel hayatın birlikte yürüyeceğine nedense pek inanmıyor ve bu yüzden önce kariyer diyor. Nasıl olsa aşk günün birinde gelir... Gerçekten de gelir mi aşk? Kariyer derken ya aşka geç kalırsanız...
İyi bir okuldan mezun oldunuz, güzel bir öğrencilik hayatı geçirdiniz ve kendinizi aniden iş hayatının yoğun temposunda buldunuz. Etrafınızdaki insanlar çok hırslı, siz de onları kendinize örnek aldınız. Sonra da kendinizi iş hayatının yoğun temposuna kaptırdığınızdan artık oldukça başarılı işlere imza atmaya başladınız. Günün birinde iş hayatında bu kadar başarılı olacağınız aklınızın ucundan bile geçmezdi. Ne de olsa siz kendisine, çevresine ve de en önemlisi sevgilisine zaman ayırmasını bilen bir insansınız. Daha doğrusu eskiden öyleydiniz. Ama her ne olduysa artık etrafınızda size ilgi duyduğunu söyleyen ve özel günlerde size güzel mesajlar gönderen hiç kimse kalmadı. Gerçekçi olmak gerekirse, zaten siz de böyle bir kimsenin olmasını istemiyorsunuz. Ne de olsa zor adımlarla geçtiğiniz kariyer basamaklarından düşmek istemiyor ve kimsenin işinizden önce gelmesini istemiyorsunuz.
Bu durum, günümüzde birçok kadının başına geliyor. Aslında kadınların bu tutumları fazla yadırganacak bir durum değil. Çünkü gerçekten de bazı erkekler birçok durumda kadının başarılı olmasını istemez; ki bu da zor bir şekilde kazanılan kariyerin uçup gitmesine neden olabilir. Tabi bu kadar karamsar olmak da doğru değildir. Çünkü iş hayatında başarılı olabilmenin temel koşullarından birisi de düzenli bir iş hayatıdır. Ayrıca hayatınızda sizi seven bir insanın olması sizin kendinizi daha güçlü hissetmenize yardımcı olacaktır. Böylelikle daha da başarılı olabilirsiniz.
Bunun dışında kendinizi sadece işinize adamanız, zamanla kendinizden de uzaklaşmanıza yol açar. Erkeklerin başarılı kadınlardan korktukları bir gerçektir. Ama bu korkular, kadınların kendilerini beğenmeyeceklerini düşündüklerinden ileri gelir. Bu nedenle iyi bir eş olabileceğini düşündüğünüz erkeğe ve kendinize biraz şans tanımalısınız. Çünkü başarılarını sizinle paylaşan ve sizin de başarılarınızı kutlayabileceğiniz bir insanın olması oldukça hoş bir durum olsa gerek. Ayrıca hiç kimse zor koşullar altında elde ettiğiniz kariyerinizi yıkmak için uğraşmayacaktır.
Eskiler her başarılı erkeğin arkasında bir kadının olduğunu düşünürdü. Aslında bunu biraz da günümüze uyarlayabiliriz: "Birçok başarılı iş kadınının yanında kendisini destekleyen bir erkek vardır..."
kullandıkları kelimeler ve anlamları
Kadın 'hiç' derse!
Önemli değil, peki, iyi, hiç... Bir kadın size bunları söylediğinde aslında ne demek istiyor hiç düşündünüz mü? İşte yanıtlar...
İYİ: Bir kadın yerden göğe kadar haklı olduğu bir konuda bir erkekle tartışmaya girmişse, erkek artık saçmaladığını bilsin çenesini kapasın diye bu kelimeyi söyler...
5 DAKİKA: Bir kadının "5 dakika"sı yarım saate eşittir, tabii bir erkeğin 5 dakikasının da tv'deki maçın ne zaman biteceğine eşit olduğunu düşünürsek, durum gayet adil...
HİÇ: Bir erkek saatlerdir karşısında somurtan kadına en sonunda "neyin var?" diye sormayı akıl ederse alacağı cevap budur: "Hiç" cevabını alan erkek anlamalı ki az sonra kadının yerden göğe kadar haklı olduğu bir kavga başlayacak ve bu kavga en az "5 Dakika" sürecek...
PEKİ (Tek kaşını kaldırarak): Kadının bu lafının ardından erkeğin bir soru daha sorması büyük cesaret işidir... Çünkü bunun ardından kadın "Hiç" yüzünden sinirlenecek ve bir tartışmaya daha başlayacaksınız.
PEKİ (Normal bir yüz ifadesiyle): Bunun anlamı : "Pes ediyorum" ya da "aman ne halin varsa gör"...
PEKİ (Her iki kaş da havada): Siz öldünüz... 5 gün boyunca sevişmeyi unutun hatta yemeği, ütülenmiş gömlekleri bile...
Derin Bir İç Çekiş: Bu erkeklerin en yanlış anladıkları bir kadın tepkisidir... Derin derin iç çeken bir kadının aklından şu geçmektedir: "Aaah ah bende de akıl olsa "Hiç" yüzünden senin gibi bir aptalla tartışır mıyım?"
Kısa Bir İç Çekiş: Bu da bir kelime değil ama erkeğin kadınlarda doğru anladığı bir tepki... "Kısa Bir İç Çekiş", kadının o an için halinden memnun olduğunu gösterir... Bir erkek bu durumun ne kadar uzun sürmesini istiyorsa, o kadar uzun süre hareket etmemeli ve nefes almamalıdır.
AAAA: Kadının bu kelimeyle başlayan her lafı, eninde sonunda erkeğin başına bela olacaktır... Örnek: "Aaaa dün öyle söylememiştin...", "Aaaa ama ben yemeğe annemleri çağırmıştım..." Bir erkeğin yapacağı en akıllı iş, kadın söze "Aaaa..." diye başladığı anda kapıya doğru yönelmektir.
LÜTFEEEEN: Bunu bir rica kelimesi olan "lütfen" ile karıştırmayın. "Lütfeeeeen" diyen kadın belli ki anlattıklarınıza inanmıyor ve "lütfen beni kandırmaya çalışma yemezler" diyor... Zaten olay bu noktaya geldiyse yapacağınız hiçbir şey yok, Bir yanlışınız geçmişteki ve gelecekteki bütün doğruları götürdüğü için yalvar yakar olsanız yine de kadını inandıramazsınız, bu aykı maaşınızı vitrinde görüp aşık olduğu gerdanlığa yatırırsanız belki biraz gülümsemesini sağlarsınız, ama yine de tartışmanızı izleyen "5 Gün" boyunca, cinsel ihtiyacınızı gidermek için elinizde bir erkek dergisiyle tuvalete kapanmak zorundasınız...
ÖNEMLİ DEĞİL: İşte kadının en tehlikeli sözlerinden biri... Yaptığınız bir şeye karşılık olarak kadın size böyle diyorsa, yaptığınız şeyi nasıl burnunuzdan fitil fitil getireceğini düşünmektedir... Çünkü kadının "önemli değil dediği konu tabii ki çok önemlidir, bundan sonra 5 yıl boyunca yapacağınız her kavgada tekrar tekrar gündeme alınacaktır..."Önemli Değil"in ardından genelde "Peki"nin tek kaş havada olan versiyonu gelir ki o zaman anlayın kadın intikam planını çoktan kurmuştur...
SÖYLE HAYATIM: Bu da bir suçunuzu, affedilmez bir günahınızı itiraf etmeniz için kadının size verdiği fırsattır... Bu fırsatı iyi kullanarak dürüst ve makul bir konuşma yapmalısınız.
TEŞEKKÜRLER: Bir kadın size teşekkür ediyor..!! Şaşkınlıktan yere yapışmayın efendim "rica ederim" demeniz yeter.
ÇOK TEŞEKKÜRLER: Bu maalesef "Teşekkürler"den daha büyük bir minnettarlık ifadesi değil.. Bir kadın size "Çok Teşekkürler" diyorsa ya kırıldı ya sinirlendi yani yaptığınız şey bir şekilde ona battı demektir... "Çok Teşekkürler"in ardından genellikle "Derin Bir İç Çekiş" gelir, siz de insanlık hali merak edip "ne oldu" diye sorarsanız, alacağınız cevap... "HİÇ"
Geçmişten günümüze kadınlar
1950'li yıllardaki kadınlar...
1. Yemeği tam zamanında hazırlayın: Önceden plan yapın, hatta bir gece önceden yemeği tam zamanında masaya koymak için her şeyi önceden düşünün. Bu şekilde, eşinize O'nu düşündüğünüzü ve ihtiyaçlarına karşı duyarlı olduğunuzu göstermiş olacaksınız. Bir çok erkek eve geldiklerinde aç olurlar ve nefis bir yemek ihtiyaçları olan sıcak karşılamanın bir parçasıdır.
2. Kendinizi hazırlayın: Son 15 dakikayı dinlenmek için ayırın, böylece eşiniz eve geldiğinde kendisine hoş görünebilirsiniz. Makyajınızı tazeleyin, saçınıza kurdele koyun ve canlı görünün. Unutmayın kocanız bütün gündür yorgun insanla çalıştı. Neşeli ve ilgili görünün. Sıkıcı bir günün ardından biraz keyiflenmeye ihtiyaç dayacaktır.
3. Dağınıklığı toparlayın. Eşiniz eve gelmeden önce evin her tarafını dolaşın ve kitap, oyuncak, gazete gibi ortalıkta dağınıklık yaratan bir şey varsa düzeltin. Sonra masaların üzerindeki tozları alın. Böylece eşiniz eve geldiğinde, cennette olduğunu düşünecektir.
4. Çocukları hazırlayın: Eğer küçükseler, ellerini ve yüzlerini yıkayıp, saçlarını tarayın, gerekiyorsa kıyafetlerini değiştirin. Çocuklar küçük bir hazinedir ve eşiniz özenli görünmelerini isteyecektir.
5. Gürültü olmamasını sağlayın: Kocanız eve geldiğinde çamaşır makinası, kurutma makinası, süpürge yada mikser gibi gürültü yapan tüm aletleri kapatın. Çocuklara sessiz olmalarını söyleyin. Eşinizi sevinçle karşılayın ve sıcak bir gülümseme ile kapıyı açın.
6. Yapılmaması gerekenler: Eşinizi şikayetler ve problemlerle karşılamayın. Yemeğe geç kaldı ise şikayet etmeyin. Bütün gün işyerinde yaşadığı zorluklardan sonra bunu önemsiz bir sorun olarak görün.
7. Rahat etmesini sağlayın: Rahat bir koltukta uzanmasını sağlayın yada biraz yatak odasında dinlenmesini önerin. Eşiniz için sıcak yada soğuk bir içeceğin hazır olmasını sağlayın. Yastıklarını düzeltin ve ayakkabılarını çıkarmayı önerin. Kısık, yumuşak ve hoş bir ses tonu ile konuşun. Rahatlamasını ve dinlenmesini sağlayın.
8. Eşinizi dinleyin: Söylemek istediğiniz yüzlerce konu olabilir, fakat eve gelir gelmez konuşmaya başlamayın. Önce O'nun konuşmasına izin verin.
9. Geceyi O'na ayırın: Eğer sizi dışarı yemeğe yada eğlenmeye götürmüyorsa şikayet etmeyin. Aksine iş yerinde yaşadığı zorlukları ve ne kadar yorulduğunu düşünün Eve gelip dinlenme ihtiyacını anlamaya çalışın.
10. Hedefiniz: Evinizi, kocanızın rahat hissedeceği, düzenli ve huzurlu bir yer haline getirmeye çalışın. .
Şimdi 2000'li yıllar için yenilenmiş kurallar.
1. Yemeği hazırlayın: Yemek rezervasyonunu önceden yapın. Eğer gün çok yoğun geçiyor ise, eşinizin telefonuna nerde ve ne zaman yemek istediğinizi açıklayan bir mesaj bırakın. Bu eşinize gününüzün ne kadar kötü geçtiğini ve sizi neşelendirmesi için ortam yaratması gerektiğini anlamasını sağlayacaktır..
2. Kendinizi hazırlayın: Eve dönüş yolu üzerinde kozmetik bölümü olan mağazalardan birine uğrayıp bedava ürünlerle kendinize biraz çeki düzen verin. Bu neşenizi yerine getirecektir ve eşiniz her ağzını açtığında sinir olmanıza engel olacaktır. (O'nun kredi kartını kullanmayı unutmayın!)
3. Dağınıklığı düzeltin: Temizlikçiyi çağırın; kocanızın ve çocukların ortalıkta bıraktığı her şeyin yardım kuruluşlarına gönderilecek kutunun içine koymasını söyleyin.
4. Çocukları hazırlayın: Çocukları Nintendo oynamaları yada televizyon seyretmeleri için odalarına gönderin.
5. Gürültüyü azaltın: Eğer eşinizden önce eve gelmeyi başarabilirseniz, kendisini banyoda ve kapı kitli olarak karşılayın..
6. Yapılmaması gerekenler : Eşinizi şikayetler ve problemleriniz ile karşılamayın. Bırakın önce O konuşsun, böylece sonrasında, sizin şikayetlerinize daha önemli olacak ve akşam yemeği boyunca aklında kalacaktır. Eğer yemeğe geç kaldı ise şikayet etmeyin, basitçe artıkların buzdolabında olduğunu ve bulaşıkları kendisine bıraktığınızı söyleyin.
7. Rahat etmesini sağlayın: Üşümüş ise battaniyeyi nerde bulacağını söyleyin. Bu sizin gerçekten değer verdiğinizi gösterecektir.
8. Eşinizi dinleyin: Ama asla son sözü söylemesine izin vermeyin.
9. Geceyi eşinize ayırın: Sizi gece dışarı yemeğe yada eğlenceli bir yerlere götürmüyor ise şikayet etmeyin, bir arkadaşınız ile gidin yada alışverişe çıkın (O'nun kredi kartını kullanın).
10. Hedefiniz: 'Bencil, sadece kendini düşünen, işe yaramaz bir insan' oluduğunu kafasına bir vazo atarken ifade etmekten kaçınmak ve ilişkinizi mümkün olduğunca dostça tutmaya çalışmak.
Kadın olmanın ayrıcalıkları
-Erkekler asla bizim çikolatadan aldığımız zevki alamaz.
-Cinsel organımız çok daha estetik, ayrıca pantolonun fermuarına da sıkışmıyor.
-Pembe renkte ne istersek giyebiliriz.
-Bağdaş kurarak oturabiliriz.
-Rock müziğin geleceği kadınlarındır. (Kurt Cobain)
-Tatlı kokteyller tamamen kadınlar içindir.
-Kadınlar çok daha iyi danseder.
-Pazar akşamları maç seyretmek için eve erken dönme zorunluluğumuz yok.
-Burçları çok iyi biliyoruz.
-Pembe diziler bizim için.
-Hiç saklamadan sex kitapları okuyabiliriz.
-Erkeklerden daha atletiğiz.
-Testislerimiz yok.
-Sahip olduğumuz esyaları alfabetik sıraya sokmak gibi bir alışkanlığımız yok..Asla!
-Tüm promosyonlar kadınlar için.
-Topluma açık yerlerde hamile taklidi yaparak tüm ilgiyi toplayabiliriz.
-Ya da öyle olabiliriz.
-Daha çabuk sarhoş oluruz. Daha ucuza!
-Taksiler bizim için daha çabuk durur.
-Cinsel organımızın büyüklüğü ile övünmüyoruz.
-Erkeklerden daha uzun yaşarız.
-Klozetin kapağını indirmedikleri zaman kızmaya hakkımız var.
-Ama onların yok.
-İyi futbol oynadığımızda insanları şaşırtabiliyoruz.
-Bir cafede garsonla flört edebiliriz.
-Evlendiğimizde yüzüğü erkekler alıyor.
-Yemeklerde hesabı hala erkekler ödüyor.
-Gizli aşk yaşadığımızda kimseye çaktırmıyoruz.
-Ağır valiz ve torbaları erkekler taşıyor.
-Paranın gerçek değerini biliyoruz. ALIŞ ve VERİŞ.
-Trafik cezası yazmaması icin polise ağlayabiliriz.
-Nüfus artışını sizce kim kontrol ediyor?
-Babasının kızı ve annesinin kuzusu biziz.
-Kaslarımızın üzerinde tam bir hakimiyetimiz var.
-Erkek arkadaşlarımızın kıyafetleri üzerimizde harika duruyor.
-Onların bizimkisini giydiklerini bir düşünsenize..
-İstediğimiz perukla harika görünebiliriz.
-Peruklu bir erkek ise korkunç olur.
-Makyaj yapabiliriz.
-Burnumuzda kıl çıkmaz.
-26. yaş günümüzden sonra kelleşmiyoruz.
-Saçlarımıza istediğimizi yapabiliriz.
-Unisex kıyafetler aslında bizim için. Hem etek hem pantalon..
-Titanic'i ilk kadınlar terketti.
-Bizim orgazmlarımız daha uzun sürüyor.
-Daha fazla erojen bölgemiz var.
-Alakasız bir yerde boşalma korkumuz yok.
-Göğüslerimiz var.
-Reglken herkese nazımızı geçirebiliriz.
-Erkeklere laf attığımız zaman tokat yemeyiz.
-Bir sevişmede fazla güç harcamıyoruz.
-Ereksiyona ulaşamama korkumuz yok.
-Doğum izni alabiliyoruz.
-En azından erkek değiliz.
-Sevişmeden yaşayabiliriz.
-Evdeki tamir işleri hep erkeklere kalır.
-Bir erkeği tavlamak için bir bakışımız yeterli.
-Her gün traş olmamız gerekmiyor.
-Sabah ne kadar korkunç kalkarsak kalkalım, makyaj her derde devadır.
-Sandalet giyebiliriz.
-Kız kıza saatlerce kadın sorunlarından bahsedebiliriz.
-İkinci el kıyafetler üzerimizde çok sexi durur.
-Erkeklerde ise sadece eski durur.
-Futbol maclarında dayak yemeyiz.
-Dedikodu yapabiliriz.
-Sünnet gibi bir derdimiz yok.
-Göğüs görünce cinsel organımız kalkmıyor.
-Çılgın olabiliriz.
-Onlar çılgın olduğunda "deli" diye adlandırılır.
-File çorap giyebiliriz.
-İstediğimiz kadar ağlayabiliriz.
-Borçlarımıza sadığızdır.
-En çılgın renklerde makyaj yapabiliriz.
-Erkeklere ait parfümler üzerimizde sexi durur.
-24 saat durmadan alış
-veriş yapabiliriz.
-Sütyen takıyoruz.
-Biz..Biz KADINIZ..
-Bize kapıyı erkekler açar..Hala..
-Erkekler maçodur.
-Doğum kontrolü bizim elimizde.
-Günün birinde kimse karşımıza çıkıp "bu aslında senin çocuğun" diyemez.
-Eşcinsellerle arkadaşlık edebiliriz.
-Utanmadan pembe çorap giyebiliriz.
-Şirketlerin patronlarını elde edebiliriz.
-Yalan söylemeyi daha iyi başarırız.
-Fular takabiliriz.
-Bir delilik yaptığımızda polisler tarafından tutuklanmayız.
-Tarot falı baktığımızda bize "çatlak" yerine "egzantrik" derler.
-Hayatımız boyunca bir sürü evlenme teklifi alırız.
-Bir çoğunu da reddederiz
Sarışınlar hakkında
Bir sarışını bütün gün nasıl oyalarsınız? Yuvarlak bir odada, gidip köşede oturmasını söyleyerek.
Bir sarışını evlenmeye nasıl razı edersiniz? Ona hamile olduğunu söyleyerek.
Bir sarışını Cumartesi günü gülmesini nasıl sağlarsınız? Çarşamba günü bir espri yaparak.
Bir sarışını niye iki saat boyunca portakal suyu kutusuna bakar? Üzerinde "konsantre" yazdığı için.
Sarışın çivi çakarken parmağını niye çivinin üstüne koyar? Çıkan sese dayanamadığı için.
ABD'de sarışını ve zeki kadına ne denir? Turist.
Bir sarışının fikrini nasıl değiştirirsiniz? Kulağına üfleyerek.
Bir sarışını bir başka sarışının kulağına üflemesine ne denir ? Bilgi transferi.
Hamile olduğunu öğrenen sarışın ne der? Benim olduğuna emin misin ?
Bira şişesi ile sarışının ortak özelliği nedir ? İkisinin de boyun kısmından yukarışı boştur.
Bir sarışını saatlerce nasıl oyalarsınız ? Eline iki tarafına da " Ters çevir " yazılı bir kağıt tutuşturarak.
Kömürlükteki iskelete ne denir ? Geçen yılın sarışınlar arası Saklambaç Turnuvası Şampiyonu.
Kazaların çoğunun ev civarında olduğunu duyan sarışın ne yapar?
Taşınır.
Zekasının yüzde 90'ını kaybetmiş sarışına ne denir ? Boşanmış.
Kaç sarışınla elektrik akımı oluşturulabilir ?İki.Biri kuvete girer, diğeri saç kurutma makinesini uzatır.
Bir bilgisayarın önünde bir sarışın oturduğunu nereden anlarsınız?
Ekrandaki tipex izlerinden.
Kadınları anlamak mümkün mü?
Öperseniz beyfendi değilsinizdir, öpmezseniz adam değilsiniz.
İltifat edersiniz yalan der, etmezseniz bırakır gider.
Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz, karşı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz usandım der, az giderseniz küser.
İyi giyinirseniz çapkınsın der, dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der, kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar, kendisi bir saat gecikirse bunda ne var der.
Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur, o buluşur "Bizim kızlar" olur.
Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur, başka bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.
Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister, dinlediğiniz anda "Neden konuşmuyorsun?" der
Kısacası... Sade ama çok karışık. Çok güzelse nadiren sadıktır, Çok sadıksa da nadiren güzel...
Kadın ne demek ister?
* İhtiyacımız var = Ben istiyorum
* Bu senin kararın = Doğru karar apaçık görünüyor ama...
* Ne istersen yap = Sonra nasıl olsa ödetirim onu sana.
* Konuşmamız gerekiyor = Şikayetlerim var.
* Sen... Çok erkeksisin = Traş olman gerekiyor ve çok terliyorsun.
* Bu akşam çok naziksin = Sen sadece seks mi düşünürsün?
* Hayır ben duygusal bir dönemde değilim, saldırgan da değilim! = Adet dönemim.
* Bu mutfak çok kullanışsız = Yeni bir ev istiyorum.
* Yeni perdeler istiyorum = Ve halılar, ve mobilya ve duvarkağıdı...
* Düğün ayakkabısı almamız lazım = Diğer 40 çift istediğim beyaz tonunda değil.
* Resmi şuraya as = HAYIR... Oraya demek istedim.
* Bir ses duydum sanki = Sanırım uyudun.
* Beni seviyor musun? = Pahalı birşeyler isteyeceğim.
* Beni ne kadar seviyorsun? = Bugün senin hoşlanmayacağın bir şey yaptım.
* Popom büyük mü? = Bana güzel olduğumu söyle.
* İletişim kurmayı öğrenemedin = Beni onayla.
* Bu tariften hoşlandın mı? = Hoşlansan da hoşlanmasan da alışmak zorundasın. Ben böyle pişiriyorum.
* Bağırmıyorum! = Evet bağırıyorum, çünkü bu konu çok önemli!
* Haklısın tatlım... = Beni çok sinirlendirdin... Kafamı kızdırıyorsun...
Kadınların erkekleri reddetme cümleleri
Arkadaş kalalım.(Benim yanımda ol da erkek arkadaşlarımın neler yaptıklarını anlatacak bir adamım olsun.)
Şu sıralar kariyerime konsantreyim.(İş yapmak bile seninle birlikte olmaktan daha ilginç.)
Sorun senden değil, benden kaynaklanıyor.(Sorun senden kaynaklanıyor.)
Aynı işyerinde çalıştığım biriyle çıkamam.(Aslında sadece aynı güneş sisteminde olsak da seninle olmam.)
Bir başkasını seviyorum.(Evde kedimi okşar, pasta börek yerim.)
Hayatım şu anda karmakarışık.(Eve gideceğiz ve eski erkek arkadaşım gelecek, olay çıkacak.)
Seni düşünemiyorum.(Çirkinsin.)
Seni ağabeyim gibi severim.(Saz heyetinde ondördüncü keman.)
Olmadığı için üzgünüm; ama lütfen arkadaş kalalım.(İstediğin sey mümkün değil. Ama yanımda olmaya devam et. Beni evime getirip götürecek, güldürüp-eğlendirecek, eğlence yerlerinde eşlik edecek, faturalarımı yatıracak ve tamirat işlerimi yapacak birisine ihtiyacim var. Merak etme; bir erkek arkadaşım olduğunda da arada sırada ararım seni.)
Ama ben seni kardeşim gibi görüyorum.( Bir daha asla bu konuyu gündeme getirme.)
Duygusal sorunlarım var; önce onları çözümlemem gerek.(Senden başka birkaç kişi daha istiyor; ama bir türlü karar veremiyorum.)
Böyle bir ilişki için henüz hazır değilim.(Henüz alemlerin tadını yeterince çıkaramadım. Beraber olmak istediğim birkaç yüz kişi daha var. Beklemeye devam et. Daha iyisini bulamazsam belki gelirim...)
Seni yeterince tanımıyorum.(Tipin falan tamam ama ya diğer özelliklerin? Araba senin üzerine mi? Evin-yazlığın var mı? Kaç para kazanıyorsun? Bankada paran var mı, vs...)
Ben de seni istiyorum. Ama şimdi olmaz. Zamana bırak.(Saz heyetinde onsekizinci keman olarak çalmaya devam et. Gencim, güzelim, çekiciyim. Bunların tadını en dibine kadar çıkarmak istiyorum; diger taraftan senden daha iyi birisini bulamamaktan da kaygılanıyorum. Arada sırada koklatırım ama daha fazlasını isteme. Selülitlerim - gözaltı torbalarım ortaya çıktığında ve rekabet edemez duruma geldiğimde senin olacağım. Yersen...)
Seni seviyorum. Ama ben çok seçici birisiyim; kolay kolay beğenmem. Hemen karar vermemi bekleme.( Ben İngiltere kraliçesinin soyundan geliyorum. Bana layık olmak çok zordur. Superman - Brad Pitt - Prens Rainer - Bill Gates karışımı bir erkek arıyorum. Güç, karizma, zenginlik, zeka, statü, fizik, kimya, falan hepsi birarada olmalı. Kız kurusu olmak pahasına da olsa arayacağım. Eğer bulamazsam can simidim olursun, değil mi kerizciğim?..)
Ama aramızda çok yaş farkı var.(Şimdilik idare ediyorsun ama ileriki yıllarda göstereceğin performans konusunda ciddi endişelerim var...Cukka tamam ama yetmez ki... )
Seni bu anlamda hiç düşünmemiştim.(Senin pipin mi vardı yahu?..)
Hayatım şu anda karmakarışık, ısrar etme.. Ben seni ararım.(Birkaç erkeği aynı anda idare ediyorum. Fazla kurcalama. Habersiz eve gelmeye falan da kalkma, ikimiz de dayak yeriz valla... )
Aşk bana göre değil...( Kendime güvenim yok. Bir ilişki sürdürmek için çaba harcamaktansa evde TV izleyip, pasta-börek yerim. Nasısa ailem zamanı gelince birisini bulur.)
Ben nişanlıyım.(Ne güzel eğleniyorduk. Neden üzerime geldin ki sanki. Sonunda doğruyu söylemek zorunda kaldım işte...)
Evet, istiyorum.(Dürüst bir kadın)
Hayır, istemiyorum.(Dürüst bir kadın daha)
Nev'i şahsına münhasır kız arkadaş
1. Bayan "HARBİ KIZ"
Şunları söyler: "Ahh boks maçına bilet mi aldın!! Harikasın beee!!!"
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Delikanlı Kız, Bacı.
Avantajları: Kafadengi, eğlenceli.
Dezavantajları: Bu tipler genellikle erkek gibi yapılı güçlü kuvvetli olurlar. Kafasını bozarsanız, hakkınızda hayırlısı olsun...
2. Bayan "CİYAK CİYAK"
Şunları söyler: "Seni serseeeeeeem!!!! Gel burayaaaaaa!!!!! Çabuk söyle bu saate kadar nerdeydiiiiiinnnnnnnn?"
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Cadaloz, Başbelası.
Avantajları: Kendince size ilgi gösteriyor iste daha ne :)
DezAvantajları: Şürekli kafanıza bişeyler fırlatır, uçan tekme savurur, her tarafınızı paralar.
3. Bayan "MIZMIZ"
Şunları söyler: "Aaah başım.. ayağım.. ayyy mideme ağrı saplandı.."
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Mıymıntı, uyuntu, karın ağrısı.
Avantajları: Sayesinde anatomi ve tıp bilginiz gelişir.
DezAvantajları: Bulaşıcıdır!
4. Bayan "PATRON"
Şunları söyler: "Çabuk kalk!! O kravat olmamış çıkar başka bir tane tak!! Saçlarını biraz kestir!! Git para kazan!!!!"
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Çokbilmiş, Müdire Hanım, Diktatör, Terminatör!!!
Avantajları: Çoğunlukla doğruları söyler.
DezAvantajları: Yahu doğruları söylese ne oluuur, söylemese ne oluuur...
5. Bayan "KARARSIZ"
Şunları söyler: "Ay ben ne yapsam.. İşten ayrılsam mi.. Evi değiştirsem.. Saç rengimi değiştirsem.. Yoksa böyle iyi mi.. ayyy ya daha kötü olursa.."
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Bayan Panik, Bayan Kriz.
Avantajları: Kolay ikna edilir, kolay sakinleştirilir.
DezAvantajları: 2 dakka sonra herşey yeniden başlar.
6. Bayan "VAHŞİ"
Şunları söyler: "Bak ne diyorum, gel senle bi güzel kafaları çekelim ve sonra caddenin ortasında sevişelim. Daha önce yaptım, harika bişeydir!"
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Çılgın, Hızlı Kız.
Avantajları: Her an herşeye hazırdır.
DezAvantajları: Güvenilmezdir. Her an sizden başkasına gitmeye de hazırdır
7. Bayan "DONUK"
Şunları söyler: "Ne anlıyosun bu çizgi filmlerden, bu abuk fıkralardan, karikatürlerden? Ne çocukça şeyler bunlar.."
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Ruhsuz, Soğuk, Buz Kalıbı.
Avantajları: Hayatınızda olduğu sürece, arkadaşlarınızın sizin için endişelenmesini sağlar...
DezAvantajları: ...tabii "arkadaş" diye bişeyiniz kalmışsa :)
8. Bayan "RÜYA KIZI"
Şunları söyler: "Seni herşeyinle çok seviyorum benim yakışıklı, akıllı, tatlı sevgilim! Seninle çılgınlar gibi sevişmek, seni çok mutlu etmek istiyorum!"
Halk arasında şu isimlerle bilinir: Tanrıça, Kanatsız Melek.
Avantajları: Eğlenceli, akıllı ve eşsizdir.
DezAvantajları: Hiç karşınıza çıkmaz
Kadın yorumları
Bir kadın kısık sesle konuşuyorsa birşey istiyor demektir. Sesini yükseltiyorsa bilin ki istediğini elde edememiştir... (Anonim)
Karısı güzel olan adam mutlu olur. Güzel olmayan ise filozof... (Sokrates)
Bir erkek ölürken kıpırdayan son yeri, kalbidir. Bir kadın ölürken,dili... (George Chapman)
Erkek hissettiği, kadin göründüğü yaştadır. (Moltimer Collins)
Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur. Zararı veren onları yakalamaktır. (Jack Davies)
Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. Ikinci karısını da başarısına. Jim Backus
Kadına inanan, kendini aldatır. Inanmayan da kadını aldatır. (Çin Atasözü)
Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; kapında varsa kaldır at. (Türk Atasözü)
Zengin dullar bir gözleriyle ağlarlar, öbürünü kırparlar. (Miguel De Cervantes)
Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor?... (Sigmund Freud)
Bir kadın aynı zamanda hem sevdalı, hem anne olamaz... (Andre Maurois)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder